Genel Keşmirli kitleleri rahatsız etmek için, Hindistan Farooq Abdullah hükümetini görevden almış ve 19 Ocak 1990'da Müslümanlık karşıtı sapkınlığı ile tanınan Jagmohan Malhotra'yı bölgenin valisi olarak tayin etmiştir.Yeni vali atandıktan hemen sonra, işgal altındaki Keşmir'de yeni bir terör dalgası başlatmış ve 20 Ocak gecesi Hint askerleri evlere yaptıkları baskınlarda birçok kadına tecavüz etmiştir.Kadınlara tecavüz edildiği bilgisi sabah etrafa yayıldığında, binlerce kişi askerlerin bu zalim hareketini protesto etmek için kentin sokaklarına fırlamıştır.Hint güçleri kentin Gaw Kadal bölgesinde ayrım gözetmeksizin ateş açmış ve 50'den fazla kişiyi öldürmüş, yüzlercesini de yaralamıştır.Bu katliam Pakistan'da çok büyük tepkilere neden olmuş ve bir sonraki 5 Şubat tüm ülkede dayanışma günü ilan edilmiştir.Bu zamandan beri, her yıl bugün işgal altındaki Keşmir'in ezilen insanlarıyla birlik duygularını ifade etmek için ülke düzeyinde anılmaktadır.
Şu tarihi bir gerçektir ki, Hindistan Hint Alt Kıtasının Bölünme Planı'nı ve Keşmir halkının isteklerini korkunç bir şekilde ihlal edip 27 Ekim 1947'de askerlerini Srinagar'a indirerek Cammu ve Keşmir bölgesini yasadışı olarak işgal etmiştir.Bölünme Planı'na göre, İngiltere'nin Hindistan kolonisi Hindistan ve Pakistan olarak iki bağımsız devlete bölünecekti.Hinduların çoğunlukta olduğu bölgeler Hindistan'ı oluşturacak, Batı eyaletlerindeki Müslüman çoğunlukla bölgeler ve Doğu Bengal Pakistan'ı oluşturacaktı.Bölünme Planı'ndan anlaşıldığına göre, o zamanki Prenslik Devletlerine ise coğrafi ve demografik durumlarına göre ya Pakistan'a ya da Hindistan'a katılma seçeneği tanınacaktı. %87'lik ezici Müslüman nüfusuyla, Cammu ve Keşmir Pakistan'ın doğal bir parçasıydı çünkü her ikisi de dinsel, coğrafi ve kültürel bakımdan güçlü bağları paylaşıyordu.Ama Hindistan Keşmir'in Hindu Mihracesi Maharaja Hari Singh ile imzaladığını iddia ettiği tartışmalı Katılım Belgesini öne sürerek bölgeyi işgal etti.Mihracenin bu eylemi, Keşmir anlaşmazlığının temelini oluşturdu.Ünlü İngiliz tarihçisi Alastair Lamb ve önde gelen Keşmir araştırmacıları Abdul Majid Zargar ve Basharat Hussain Qazilbash dahil bir çok gözlemci, böyle bir belgenin var olduğunu reddederler.
Cammu ve Keşmir halkı topraklarının Hindistan tarafından yasadışı bir biçimde işgal edilmesine şiddetle direndi ve Hindistan mezaliminden kurtulmak için bir hareket başlattı.Onların kararlılığı Hindistan'ı bu zor durumdan kurtulmak için uluslararası topluluğun yardımını aramaya mecbur etmiştir.1 Ocak 1948'de BM Güvenlik Konseyine başvurmuştur ve birbiri ardına aldığı kararlarında, bu Dünya Örgütü Hint işgalini boşa çıkarmış Keşmir halkının kendi kaderlerine kendilerinin karar verebilmesi için kendi gözetiminde tarafsız bir plebisit yapılması için söz vermiştir.Ne yazık ki, bu BM kararları ve Hindistan tarafından verilen güvenceler onlarca yıl geçmesine rağmen yerine getirilmemiştir.
İlk olarak, Hindistan yönetimi altında en kötü baskılara maruz kalan Keşmirlilere yardım etmek her ülkenin ahlaki görevidir.İkincisi, Pakistanlıların baskı altındaki Keşmirli kardeşleriyle dayanışma göstermesi için birçok geçerli ve benzersiz neden vardır çünkü her iki halk güçlü dinsel, coğrafi, kültürel, ekonomik bağları ve benzer ümitleri paylaşır.Pakistanlılar ve Keşmirliler, Keşmir anlaşmazlığını bölünmenin ve Keşmir halkının özgürlük mücadelesinin henüz bitmeyen gündemi olarak Pakistan hareketinin ayrılmaz bir parçası sayarlar. Cammu ve Keşmir Müslümanlar Konferansının 19 Temmuz 1947'de Srinagar'daki toplantısında bir karar geçirmesine neden olan da bu ideolojik benzerliktir, burada Cammu ve Keşmir'in Pakistan'ın bir parçası olması gerektiği beyan edilmiştir.1947'den beri Hint baskısı nedeniyle İşgal Altındaki Keşmir'den Pakistan'a göçen Keşmirlilerin sayısı yüz binleri bulur, bu da Keşmirlilerin Pakistan'a olan duygusal bağlılıklarını gösterir. Keşmir halkının Pakistan'a olan bağlılığı Keşmir Vadisinin zaman zaman "Çok Yaşa Pakistan ve "Pakistan'ı İstiyoruz" sloganlarıyla inlemesi gerçeğiyle aşikârdır.Ülkenin milli günlerinde Pakistan bayrakları göndere çekilirken, Hindistan'da bu günler kara gün olarak kutlanır.
Pakistan'ın liderleri her zaman Keşmirlilerin isteklerini temsil etmiştir. .Ulusun atası Kaid-i Azam Muhammed Ali Cinnah, Keşmir'i Pakistan'ın "Şah Damarı" olarak nitelendirmiştir.Başbakan İmran Khan Eylül 2020'de BM Genel Kurulu'ndaki hitabında, dünyanın dikkatini Modi hükümetinin 5 Ağustos 2019'daki yasadışı kararlarından sonra IIOJK'de kötüleşen insanlık krizine çekmiştir. Ordunun Komutanı Orgeneral Qamar Javed Bajwa tekrar tekrar Pakistan Ordusunun Keşmir davasına olan desteğini yinelemiştir.Pakistan'ın en son kurşununa ve askerine kadar savaşmaya hazır olduğunu beyan etmiştir.Pakistan'ın Dışişleri Bakanlığı devamlı olarak dünya liderlerini IIOJK'deki Hint zalimlikleri hakkında bilgilendirmektedir.Pakistan Parlamentosu 5 Ağustos 2019'dan bu yana birkaç karar geçirmiş, IIOJK halkıyla dayanışma isteklerini ifade etmiş ve Hindistan'ın bölgedeki yasadışı eylemlerini lanetlemiştir.
IIOJK halkı özgürlük mücadelesini 1989'da arttırdı ve kendi kaderlerini belirleme hakları için sokağa çıktı.Hintli yöneticiler buna zalimce askeri güç kullanarak yanıt verdi ama cesur Keşmirlilerin sesini bastıramadı.2008, 2009, 2010 ve 2016'daki toplu ayaklanmalar sırasında binlerce kişi sokağa çıkarak bu özgürlük hareketine yeni bir boyut ekledi.Ancak, Hint güçleri personeli, barışçıl göstericilere karşı yüzlercesini öldürerek acımasızca güç kullanmaya devam etti.Şimdi, IIOJK'deki Hint zalimlikleri 5 Ağustos 2019'dan beri kat be kat artmıştır ve Hint askerleri 31 Aralık 2020'ye kadar 305 masum Keşmirliyi katletmiş ve binlerce diğerleri, Hurriyat liderleri dahil olmak üzere farklı hapishanelerde tutulmaktadır.8 Temmuz 2016'da popüler gençlik lideri Burhan Wani'nin yargısız infazının tetiklediği toplu başkaldırıdan beri, askerler 1.330'dan fazla sayıda kişiyi öldürmenin yanı sıra, göstericilerin üzerine misket silahları, mermiler ve göz yaşartıcı bomba atarak 30.000'den fazla kişinin yaralanmasına neden olmuştur.Bu süre zarfında, 10.842'den fazla kişi misketlerden dolayı yaralanmış ve kısmen yaralanan 2.500 kişi içerisinden 140'dan fazlası iki gözünü ve 210'u tek gözünü kaybetmiştir.Askerler aynı zamanda Ocak 1989'dan 31 Aralık 2020'ye kadar 95.273 masum Keşmirliyi şehit etmiştir, buna gözaltındaki 7.155 kişi ve tecavüz edilen 11.226 kadın da dâhildir.
Narendra Modi liderliğindeki faşist Hint hükümetinin 5 Ağustos 2019'da ve sonrasında IIOJK'de yaptığı yasadışı ve anayasaya aykırı eylemler tüm dünyanın güvenliğini tehlikeye atmıştır.IIOJK'de bitmek bilmez bir askeri kuşatmayı dayatmanın yanı sıra, Modi rejimi birkaç federal kanun çıkartmış ve bölgede yeni iskan yasalarını devreye sokmuştur.BM kararlarını ve uluslararası hukuku tamamen çiğneyerek,bazı IAS subayları da dahil binlerce Keşmirli olmayan Hindu'ya bölgede ikamet hakkı tanımıştır.BJP'nin başını çektiği yerel hükümet, önemli yerlerin ev bölgelerin Müslüman adlarını Hindu adlarıyla değiştirmektedir ve IIOJK'yi Hindulaştırmak için 50.000 tapınak inşa etmeyi planlamaktadır.IIOJK'deki Lok Sabha'yı ve Meclis içerisindeki diğer oluşumları kullanarak, Cammu bölgesindeki Hint etkisindeki bölgelere daha fazla sandalye vermeyi amaçlamaktadır.Bütün bu tek yanlı yasadışı önlemlerin arkasındaki temel amaç, Hindistan'dan gelen çok sayıda Hindu'yu bölgede iskân ederek IIOJK'nin Müslüman çoğunluğunu bir azınlığa dönüştürmektir.Aynı zamanda, Keşmir anlaşmazlığı üzerindeki BM kararlarının önemini tahrip etmeyi ve eğer Yeni Delhi gelecekte Cammu ve Keşmir'de bir plebisite giderse,
BJP rejimi yakın bir zamanda IIOJK'deki Bölge Geliştirme Konseyleri için bir seçim düzenlemiştir.Bunun amacı, BJP'nin Keşmir Vadisindeki varlığını göstermek ve yasadışı işgal altındaki bölgede devam eden durum hakkında dünyayı yanıltmaktır.Ancak, Keşmir halkı BJP'ye karşı kararlılıklarını ifade etmiş ve Vadideki 140 sandalyeden sadece 3'ünü alabilmişlerdir.BJP'ye karşı verilen bu oylar aslında Hint işgaline karşı verilen oylar anlamındadır.
Modi rejiminin 5 Ağustos 2019 hamlesinden beri, Keşmir anlaşmazlığı küresel düzeyde ilgi odağı haline gelmiştir.Pakistan'ın ısrarlı çabaları ve IIOJK'de devam eden askeri kuşatmanın neden olduğu korkunç insan hakları durumu BMGK'yi Keşmir meselesi için 50 yıldan beri ilk defa bir oturum düzenlemeye ikna etmiştir.BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve ABD Başkanı Donald TrumpPakistan ve Hindistan arasında yükselen gerilimin şafağında defalarca arabuluculuk taleplerini yinelemiştir.BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Birleşik Krallık Parlamentosunun birkaç üyesi ve ABD'li milletvekilleri ve İİT, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü IIOJK'deki çok kötü insan hakları durumu hakkındaki endişelerini ifade etmiştir.Uluslararası Soykırım İzleme Örgütü bile bir bildirisinde IIOJK'deki ve Hindistan'ın Assam eyaletindeki Müslümanlara karşı bir soykırım yapılması konusundaki endişelerini ifade etmiştir.
Keşmir Dayanışma Gününün kutlanması, Hindistan'a açık bir mesaj göndermektedir ki, Keşmirlilerin BM kararlarıyla garanti edilmiş olan kendi kaderlerini belirleme haklarını tanımak zorundadır.Aynı zamanda, bu Dünya Kuruluşuna, Modi rejiminin IIOJK'nin demografisini ve anlaşmazlıklı durumunu değiştirmek için aldığı eylemler göz önünde bulundurularak, Keşmir meselesinin barışçıl biçimde çözümü için bir plebisit düzenleme yönünde verdiği sözü tutması için bir mesaj da göndermektedir.Keşmir meselesinin çözümü, hem bölgesel hem de küresel barışın sağlanması için daha da önemli hale gelmiştir.
IIOJK halkıyla dayanışma göstererek, Pakistan hükümeti ve halkı Keşmir halkına yüksek sesli ve açık bir mesaj vermektedir ki, asil bir özgürlük davası için verdikleri savaşta yalnız değildirler.
Keşmir Medya Hizmetleri, İslamabad'da Kıdemli Editör olarak çalışan Muhammad Raza Malik tarafından derlenmiştir.
Son Dakika › Dünya › 5 Şubat - Keşmir Dayanışma Günü - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?