Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu, yargı sisteminin yavaş çalışmasından herkesin şikayetçi olduğunu belirterek, "Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonominin de direğidir. Çünkü hukuk demek, güven demektir. Su ve ekmek nasıl bir ihtiyaçsa hukuk da aynen öyle bir ihtiyaçtır" dedi.
Başkan Hisarcıklıoğlu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi açılışına katıldı. Açılışa Başkan Hisarcıklıoğlu'nun yanı sıra Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar, Mersin Barosu Başkanı Ali Er, MTSO Başkanı Şerafettin Aşut ile iş dünyası temsilcileri katıldı. MTSO Başkanı Aşut'un konuşmasının ardında kürsüye çıkan TOBB Başkanı Hisarcıkloğlu, Çanakkale'de şehit olanları minnetle andıklarını söyledi. Bugün Türk milletinin istiklal ve istikbal mücadelesinin Afrin'de Zeytindalı Harekatında devam ettiğini belirten Hisarcıkloğlu, "Orada mücadele eden askerlerimize de buradan selamlarımı gönderiyorum. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize acil şifalar diliyoruz. Allah kahraman Mehmetçiğimizi korusun, ordumuzu muzaffer kılsın, birlik ve beraberliğimizi de muzaffer eylesin" diye konuştu.
"Hukuk sisteminin yavaş çalışmasından herkes şikayetçi"
Bugün MTSO'nun Mersin'e yeni bir eser daha kazandırdığını belirten Hisarcıklıoğlu, "Odamız inisiyatif alarak tahkim ve arabuluculuk merkezini kurması çok önemli. Zira yargı sisteminin yavaş çalışmasından hepimiz şikayetçiyiz. Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonominin de direğidir. Çünkü hukuk demek, güven demektir. Güven olursa girişimcilerimiz önünü görür, daha kolay risk alıp yatırım yapar, istihdam sağlar. Adil ve etkin bir hukuk sistemi olması bu noktada çok önemli. Aslında bizim kültürümüzde, inancımız da hukukun yeri ayrı. Mülkün temelinde adaletin olduğuna inanan bir milletiz. Bireylerin haklarını savunan, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesi bu topraklardan çıktı. Eğer hukuk sistemi iyi işlerse toplumda da güven duygusu artar. Kişilere, kurumlara ne kadar çok güven duyulursa ekonomide o kadar iyi ve adil işler. Dolayısıyla su ve ekmek nasıl bir ihtiyaçsa hukuk da aynen öyle bir ihtiyaçtır. Yani hukuk demek ekmek demek" şeklinde konuştu.
"Mahkemelere her sene 7 milyona yakın dosya gelmektedir"
Mahkemelerin, hakimlerin her geçen gün iş yükünün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"Yargıdaki en önemli sorunda iş yükü. Burada hem süre uzamaktadır hem de kalite düşmektedir. Buda vatandaşın adalete erişimini zorlaştırmaktadır. Adalet zamanında ve doğru tecelli etmeyince adalet sistemine olan güven azalmaktadır. Avrupa'da bir hakim yılda ortalama 200 dosyaya bakarken, ülkemizde bir hakim ise yılda 700-800 dosyaya önüne gelmektedir. Bir yılda 250 iş gününün var olduğunu sayarsak, hakimlerimiz sabah bir dosya, öğlen bir dosya, akşamda eve gitmeyip bir dosyaya bakıp karar vermelerini bekliyoruz. Mahkemelere her sene 7 milyona yakın dosya gelmektedir. Bunların 4 milyonu o sene karara bağlanıyor, 3 milyon dosya ertesi seneye kalmaktadır. Peki bizleri en çok ilgilendiren iş davalarında durum ne. Mahkemeye gelişiyle, karar verilmesi arasındaki geçen süre son 5 senede 250 günden 450 güne çıktı. Bazı mahkemelerde duruşma tarihleri 6 ay sonrasına bırakılıyor. Bu kadar uzun süren yargılamadan da herkes zarar görmektedir. Bir önemli sıkıntı da uygulamada yaşanmaktadır. İş mahkemelerindeki davaların neredeyse yüzde 99'ununu iş veren aleyhine sonuçlanmaktadır. Bu durumda insanın aklına şu soru gelmiyor değil. Bu ülkede iş verenlerin müteşebbislerin hepsi mi haksız, hepsi mi hatalı. Bu mümkün mü? İşin doğrusu hak edene hak ettiğin vermektir."
"Son 2,5 ayda arabuluculuğa 21 bin dosya gitti"
Arabuluculuk sisteminin devrim niteliğinde olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu sisteme geçen en son ülkelerden biriyiz. Esasında fikrin patenti de bize ait. Arabuculuğun temelinde ahilik kültürümüz vardır. O dönem 2 kişi anlaşamazsa o günkü ticaret ve sanayi odası başkanı ahi babaya giderdi ve ahi baba onları anlaştırırdı. Sonra biz bu anlayışı terk ettik, gelişmiş ekonomiler sahiplendi. Bunu modernize ettiler. En az bir sene sürecek bir mahkeme hükmü arabuluculuk sistemiyle bir günde elde edilebilmektedir. İş dünyası olarak bu tür alternatif çözümlerin ülkemizde olmasını yıllardır hayal ederdik ve ısrarla isterdik. Nihayet bizim de hukuk sistemimize girdi. İşçi, işveren arasındaki arabuluculuk artık zorunlu hale geldi. Biz arabuluculuğu adalete hızlı erişim olarak görüyoruz. İş, işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde iş adamların arasındaki alacak, verecek davalarında da arabulucukla süreçler kısalacak. 2,5 ayda 21 bin anlaşmazlık arabuluculuğa gitti. Bunların yüzde 68'i uzlaşmayla bitti. Başarılı anlaşma oranını artırmak için bu sistemi geliştirip, yaygınlaştırmamız lazım. MTSO gibi odalarımız bu konuda hemen adım attılar. MTSO 3 pilot bölge konusunda hemen sorumluluk üstlendi. Odamızın hukukçuları da gerekli eğitimi alarak arabulucu oldular. Bu merkezi de kurarak hizmeti üyelerimizin ayaklarına kadar getirdiler. Hukuk sistemini daha sağlıklı hale getirdiğimizde ülkemiz ve ekonomimizde o derece güçlenir. Öyle bir hukuk sistemimiz olmalı ki herkes adaletten emin olmalı, adaletin terazisinden kimse şüphe duymamalı. Eğer adalet doğru tartar, kılıcı doğru keser, adalet doğru zamanda tecelli ederse devlet ve sisteme inançta o ülkede kuvvetlenir. İşte o zaman daha güçlü bir ülke, daha zengin bir millet oluruz."
"Artık en fazla 28 gün içinde sorun çözülüyor"
Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar ise uyuşmazlık yaşandığında bir an önce adalete erişmek istediklerini kaydederek, "Çünkü geç gelen adalet, adalet değildir. İşte bir an önce adalete erişim anlamında arabuluculuk gerçekten çok önemli bir alternatif olarak karşımıza çıktı. Şu ana kadar geçen yıl çözdüğümüz 27 bin 500 dosya var. Bunların yüzde 89'u bir günde ve bir günden daha az zamanda çözümlenmiş zamanda. Artık iş uyuşmazlıklarını kanunda en fazla 27 günde çözebileceğimizi açıklamış olduk. Bu yılda şu ana kadar bize ulaşan uyuşmazlıklardan 15 bin uyuşmazlığı olumlu bir şekilde sonuçlandırdık. Geçen yıl itibarıyla baktığımızda iş mahkemelerindeki ilk derece mahkemesindeki görülme süresi 542 gün. Şimdi arabuluculukta ise 28 gün içinde sorun çözülüyor. İkinci olarak baktığımızda arabuluculuk süreci ekonomik olarak da karşımıza çıkıyor. Çünkü arabuluculuk sonucunda iş veren dünyası davayı kaybettiğinde yargılama ücretleri, harç, karşı vekalet ücreti, diğer ücretlerle birlikte 1 ise 3 ödemek zorunda kalıyor davanın sonucunda. Oysa arabuluculuk bir yargılama olmadığı için sadece arabuluculuk ücreti dışında bir masrafı da olmadığı için daha ekonomik bir sistem olarak da iş verenimize hizmet vermektedir. Yine ticari dünya için arabuluculuğun en önemlisi de damga vergisinin getirdiği vergi muafiyetidir. Arabuluculuğun en önemli konusu da gizlilik olarak karşımıza çıkmakta. Ticaret için ticari sırların korunması, itibarları önemlidir. İşte arabuluculuk sisteminde konuşulanlar, bilgi, belgeler arabuluculuk sürecinde olan her şey arabuluculuk sürecinden sonra açıklanamaz. Bu bilgileri ortaya çıkan kişi 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılır" dedi.
Konuşmaların ardından tahkim ve arabuluculuk merkezinin açılışı yapıldı. Açılışın ardından protokol üyeleri merkezi gezerek, bilgi aldı. - MERSİN
Son Dakika › Ekonomi › Hisarcıkoğlu: 'Hukuk Sistemi Sadece Devletin Değil Ekonomin de Direğidir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?