7.7 Büyüklüğündeki Deprem 10 İli Vurdu… Malatyalı Yurttaş: Dünden Bu Yana Afad Merkezi Arıyoruz. Bize Ulaşacaklarını Söylüyorlar Ama Kimse Ulaşamıyor

TAMER ARDA ERŞİN

Kahramanmaraş merkezli dün meydana gelen iki büyük depremin ardından, yurttaşlar Malatya'da Muhammed Ali Clay Spor Salonu'na sığındı. Malatyalı yurttaş, "Dünden bu yana AFAD merkezi arıyoruz. Bize ulaşacaklarını söylüyorlar ama kimse ulaşamıyor. Çocuklar aç susuz" diyerek yardım istedi.

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde dün sabah saat 04.17'de 7.7 büyüklüğünde meydana gelen depremden Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Malatya, Osmaniye, Hatay ve Kilis de etkilendi. Dün saat 13.24'te ise Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. 10 ili de etkileyen depremlerin üzerinden 24 saatten fazla zaman geçti.

"BİR TANE EKMEK VERDİM BİRİNE, SÜTE BATIRIP BEBEĞİNE YEDİRDİ"

Kendilerine herhangi bir yardım ulaştırılmadığını belirten yurttaş, şunları söyledi:

"İkinci depremden sonra bu sabahki değil de öğleden sonraki olan depremde bir akrabamızın evi çöktü. İçinde de bir bayan kaldı. 24 saattir binanın içinde halen çıkarılmadı, duruyor. AFAD'a defalarca telefon edilmesine rağmen AFAD daha bir türlü gelmemiş. Orada halen bekliyorlar. Deprem anından iki saat sonra falan buraya geldik. Buraya geldiğimizden bugüne kadar herhangi bir şey gelmedi. Ekmek gelmedi. İşte çorba, çay falan hiçbir şey gelmedi. Bir battaniye dağıtıldı. Onda da kapan kapana yaptılar. Kendi imkanlarımızla Meksaş'tan gidip ekmek falan aldık. Arabamızla aldık, geldik. Alamayanlar aç kalıyor. Ben bir tane ekmek verdim birine. Süte batırıp bebeğine yedirdi."

"DEPREMDEN DEĞİLSE DE VİRÜSTEN, PİSLİKTEN ÖLECEĞİZ"

AFAD merkezi aradıklarını fakat iki gün geçmesine rağmen kendilerine geri dönülmediğini belirten bir kadın yurttaş şöyle konuştu:

"Hiçbir yer açık değil. Bir market, fırın bulsak sorun yok. Ama ne bir fırın ne bir bakkal. Hiçbir şekilde mağduriyetimizi gideremiyoruz. Kimse de gelmedi. Bakın burada kaç kişi var. Tuvaletler iğrenç. Tuvaletlerde su yok. Depremden değilse de virüsten, pislikten öleceğiz. Hastalık kapacağız. Lavabolarda su yok. Bir tane bayan gece gitti doğum yaptı. Sabah buraya geri geldi. Süt yok. Çocuklar çok mağdur. Dün annesi evdeki sütü almış, onunla idare ediyoruz. Sütün içine su koyuyoruz. İçine de birer tane birer tane bisküvi. Onunla idare etmeye çalışıyor çocuk. Sıcak su yok. En azından elektrikli çay ocağı olmuş olsa, sıcak su olur. Emziren ya da mama yapan annenin mağduriyeti giderilebilir ama o da yok. Dünden bu yana AFAD merkezi arıyoruz. Bize ulaşacaklarını söylüyorlar ama kimse ulaşamıyor. Çocuklar aç susuz. Battaniye istedik. Köyden getirdiler. Ekmek, peynir, domates getirdiler. Başka yiyecek bir şey yok. Çocuklar hep perişan. Battaniyeleri, ekmeği köyden istedik. Kimse bize ulaşmadı. Şimdiye kadar bize ulaşılmadı. Isıtıcılar yanmıyor, çok üşüyoruz. Çocukları hep koynumuza aldık, pardösülerin içine. Aç çocuklar, kahvaltıyla duruyor. İkinci depremden sonra eve giremedik. Mecbur buraya sığınmak zorunda kaldık. Çocuklar dünden bu yana yeni yemek yiyorlar."

Bölgeye yeterli yardım sağlanmadığından anneler, çocuklarına şekerli su vermek zorunda kalıyor. Konuya ilişkin bir yurttaş da "Durum çok vahim. Emziriyor çocuğu. Kendi sütü de olmasa çocuğa onu da veremez. Ne verecek işte? Kraker veriyor çocuğun eline" dedi.