Başbakan Binali Yıldırım, artık küresel terörün en büyük tehdit haline geldiğini belirterek, "İkinci büyük tehdit de göçtür. Bölgemizde maalesef yaşanan istikrarsızlıklar dolayısıyla bugün göçmen durumunda olanların sayısı 55 milyonu aşmıştır. Dünyada kaç tane ülke vardır, nüfusu 55 milyon olan? Belki 20 tane ülke vardır. Dolasıyla bu sorunu görmezden gelmek, umursamaz davranmak ve göçü duvarları yükselterek önleyeceğini zannedenler çok ama çok yanıldığını yakın zamanda anlayacaklardır. Terörle mücadeleyi yaparken bir yandan da bu terörü doğuran nedenlerin bütün ülkeler tarafından dikkatle incelenmesini, BM'nin bu konuda daha etkin bir rol almasını beklemekteyiz." dedi.
Başbakan Yıldırım, Asya Parlamenter Asamblesi (APA) 10. Genel Kurulu katılımcıları onuruna öğle yemeği verdi.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın da katıldığı yemekte konuşan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelerek, Astana sürecindeki son durumu değerlendireceğini, buradan bir adım sonrası olan Cenevre sürecine geçiş için gerekli kararları alacaklarını ifade etti.
Milyonlarca insanın memleketlerinden göç etmek zorunda kaldığı, 1 milyona yakın masum insanın hayatını kaybettiği bu süreci geride bırakmak istediklerini dile getiren Yıldırım, bu bölgelerde yaşanan istikrarsızlığın en büyük bedelini ödeyen ülkelerden birisinin Türkiye olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin son 6 yıldır Suriye, Irak, Afganistan ve Asya'nın muhtelif yerlerinde yaşanan iç karışıklık ve terör nedeniyle göç etmek zorunda kalan 3,5 milyon kişiye kucak açtığını aktaran Yıldırım, "6 yıldır ekmeğimizi paylaşıyoruz, aşımızı paylaşıyoruz, eğitim desteği, sağlık desteği veriyoruz. Yeni doğan yavrulara daha iyi bir istikbal için her türlü fedakarlığı gösteriyoruz. Bu yüzden bölgede kalıcı barışın ve istikrarın bir an önce tesisi, hayati öneme sahip." diye konuştu.
PKK, PYD, YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, terör örgütlerine karşı da amansız bir mücadele içerisinde olduklarının altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu mücadele sadece bizim sorunumuz olmamalıdır. Bu mücadele, bütün insanlığın sorunudur. DEAŞ, PKK, PYD terör örgütleri, küresel terör örgütleridir. Bunları 'Bugün bize bunlar zarar vermiyor' diye umursamayanlar, gerekli ehemmiyeti vermeyenler, şunu bilmelidir ki bu terör örgütleri onların da canını yakacaktır. O yüzden terörle mücadelede 'ama' demeden, 'fakat' demeden, farklı standartlara girmeden, birlikte, etkin mücadele mecburiyeti vardır. Bugün bana, yarın sana. Hiç kimse terörden emniyetli olduğunu düşünmesin. Bugün İstanbul ne kadar güvenliyse, Moskova da o kadar, Londra da Tahran da Pekin de aynı derecede güvenlidir. Artık küresel terör, en büyük tehdit haline gelmiştir.
İkinci büyük tehdit de göçtür. Bölgemizde maalesef yaşanan istikrarsızlıklar dolayısıyla bugün göçmen durumunda olanların sayısı 55 milyonu aşmıştır. Dünyada kaç tane ülke vardır, nüfusu 55 milyon olan? Belki 20 tane ülke vardır. Dolasıyla bu sorunu görmezden gelmek, umursamaz davranmak ve göçü duvarları yükselterek önleyeceğini zannedenler, çok ama çok yanıldığını yakın zamanda anlayacaklardır. Terörle mücadeleyi yaparken bir yandan da bu terörü doğuran nedenlerin bütün ülkeler tarafından dikkatle incelenmesini, BM'nin bu konuda daha etkin bir rol almasını beklemekteyiz."
"Sadece insanlar ölmüyor, insanlık da ölüyor"
Myanmar'da yaşananları da hatırlatan Başbakan Binali Yıldırım, Arakan'da 1 milyonun üzerindeki Müslüman halkın yerlerinden, yurtlarından kovulduğunu hatırlattı. Arakan'da Müslümanların köylerinin yakıldığını ve adeta bir etnik temizliğe tabi tutulduklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
" Birleşmiş Milletler'de ses var mı? Hiçbir şey yok. Bir başka ülkede bir insanın başına bir iş gelse hemen toplanıyorlar karar alıyorlar, yaptırım yoluna gidiyorlar. Ama 1 milyon insan, kimisi denizde boğuluyor, kimisi köyleri yakılınca hunharca öldürülüyor, Bangladeş'e sığınmak zorunda kalıyorlar, her türlü zulmü görüyorlar fakat dünya sessiz. Birleşmiş Milletler sessiz. Cılız bir ses çıkıyor, onu da Birleşmiş Milletler'in beş biraderi var, onlardan birisi, ikisi hemen hamilik yapıyor, gelen karar tasarısını veto ediyor. Böylece de bunun adına 'Birleşmiş Milletler küresel barışa hizmet ediyor.' diye orada burada büyük laflar ediyor. İnsanların öldüğü yerde Birleşmiş Milletler eğer etkin rol alamıyorsa aslında sadece insanlar ölmüyor, insanlık da ölüyor demektir. O bakımdan özellikle Avrupa kıtasının yanında, Asya ülkelerinin özellikle Asya bölgesinde cereyan eden istikrarsızlıklar ve bu istikrarsızlıkları körükleyen nedenler konusunda daha fazla kafa yorması lazım, daha fazla iş birliğine gitmesi gerekiyor."
"Dünya büyümüyor, küçülüyor"
Başbakan Yıldırım, dünyada artık güç değişimi yaşandığını, ekonomik değişimin, artık Batı'dan Doğu'ya doğru gittiğini bildirdi.
Yüzyıllar boyunca "ipek yolu", "baharat yolu" ve "kral yolu" denilen yollarda ticaretin Doğu'dan Batı'ya doğru gittiğini, zaman zaman da tersine, Batı'dan Doğu'ya doğru hareket olduğunu anlatan Yıldırım, "Geçtiğimiz yüzyılda zenginlik noktaları batıda oluştu. Ama şimdi batı ülkelerinde bakarsanız büyüme yok. Neredeyse sıfır seviyesinde. Küresel anlamda da çok düşük bir büyüme var. O büyümeyi sağlayan da batı değil, doğu ülkelerindeki dinamizmdir. Bugün Çin, Hindistan, Türkiye, Vietnam, Uzak Doğu, İran, buralardaki büyümeleri eğer dikkate almazsak, dünya büyümüyor küçülüyor. Buradan anlatmaya çalıştığım şey nedir? Zenginlik noktaları merkezleri artık Batı'dan Doğu'ya doğru hareket ediyor. İşte iki yönlü bu harekette de geçiş noktası Türkiye'dir, Anadolu topraklarıdır." ifadelerini kullandı.
1970'li yıllarda havacılığın merkezinin Amerika kıtası olduğunu, 80'li yıllarda Avrupa'nın batısına, 90'lı yıllarda Avrupa'nın merkezine, 2000'li yıllarda da Türkiye'ye geldiğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Adım adım doğuya doğru gidiyor. O yüzden Türkiye olarak biz, bu değişimi, gelişimi dikkate alarak, dünyanın en büyük havalimanını inşa etmeye karar verdik ve önümüzdeki sene inşallah, ilk etabını hizmete almış olacağız. Türkiye havacılıkta 15 yılda 4 kat büyüdü. Dünyadaki büyüme yüzde 0,40. Türkiye'de ise dünya havacılığından aldığı pay bakımından yüzde 2'nin üzerine çıktı. Türkiye havacılıkta küresel anlamda 10'uncu, Avrupa'da ikinci sıraya yükseldi. Bütün bunların sebebi, coğrafi olarak üç kıtaya da yakınlığı ve doğal bir hat oluşturmasıdır."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Apa 10. Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?