MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Devleti ve vatanı kaybedebiliriz dedik, hükümet etme sistemindeki tıkanıklık ve kilitlenmeyi açalım istedik. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla hareket ettik, sorumluluktan kaçmadık. 7 Ağustos Yenikapı ruhuna bağlı olduğumuzu gösterdik. Sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi'yle 18 maddelik anayasa değişikliği üzerinde anlaştık. Çarpıtmalara, çarpık kafalara, aramızdan çıkan çürüklere bakmayın, ilkelerimizden taviz vermedik, ülkülerimizden ayrılmadık." dedi.
Bahçeli, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sürecinde partisince Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 15 Temmuz'da ele geçirmek istendiğini, işgale kalkışıldığını, iç isyan ve savaş çıkarılmaya çalışıldığını söyledi.
Bunu başaramadıklarını belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
"FETÖ iblisi asker kisvesine bürünüp Türkiye'yi ateşe vermeye yeltendi. FETÖ, Anadolu'yu ele geçirmek maksadıyla yüzyıllardır pusuda bekleyen müstevli emellerin kızgın maşası, karanlık parçasıdır. Savaş uçaklarımızı gasp edip tepemizden bomba attılar. Helikopterlerimizi kaçırıp üzerimize kurşun yağdırdılar. Milli birliğimizi çözmek, milli bünyemizi çürütmek istediler. Askeri askere, polisi polise, askeri polise, polisi askere kırdırıp felakete hizmet ettiler. Türkiye böylesi bir ihaneti hiç görmedi. Türk milleti böylesi bir zillete hiç düşmedi. Hiç kuşkunuz olmasın, 15 Temmuz son iki asrın en vahşi saldırısıydı. Planlaması ise Pensilvanya'daki hoca kılıklı hain ve arkasından itekleyip kumanda eden güçler tarafından yapılmıştı. Cüzdanlarına bir dolar koyup ByLock ile haberleşen, himmet kuyruğuna girip aziz milletimizin kuyusunu kazmaya yeltenen şerefsizlere Türk milleti boyun eğmedi. Tankın önüne millet iradesi dikildi. Darbe teşebbüsüne 80 milyon direndi."
"Millet evlatları paralı cellatlara hayatı zehir etmiştir"
FETÖ şiddeti sürerken, IŞİD, PYD- PKK'nın Türkiye sınırlarından içeri sızıp işgali tamamlamak için fırsat kolladıklarını dile getiren Bahçeli, "Bu, görev dağılımı küresel cinayet merkezlerinde yapılmış Türkiye'yi yok etme girişimiydi. Birbirimize düşürülecektik. Devleti kaybedecektik. Milletten ve vatandan olacaktık. Hıyanet senaryosunun özü buydu." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'da korkusuzca millet görevinin başında olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O geceyi herkes, hepimiz yaşadık. İftiharla söylemek isterim ki şehadete inanmış, ölüme kafa tutmuş, esaret altında yaşamaktansa kendini feda etmeye hazır millet evlatları paralı cellatlara hayatı zehir etmiştir. Elbette Türk milleti istiklaline sahip çıktı. Kayseri tarihsel haklarını çiğnemek isteyen zebanilerin nefesini kesti. Türkiye uçurumdan el birliğiyle kurtarıldı. İsyan bastırıldı, istila püskürtüldü. Dedik ki Türkiye ipten alındı. Dedik ki millet ve devlet bekası muazzam risk ve tehditlerin hedefinde. Dedik ki Türkiye bu şekilde gidemez. ve de sistem tartışmalarıyla, bundan kaynaklı özellikle 10 Ağustos 2014'den bu tarafa süren kutuplaşma ve anlaşmazlıklarla daha fazla mesafe alamaz."
"İlkelerimizden taviz vermedik, ülkülerimizden ayrılmadık"
"Türkiye'yi kaybedebiliriz" diyerek uzlaşma çağrısı yaptıklarını vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Devleti ve vatanı kaybedebiliriz dedik, hükümet etme sistemindeki tıkanıklık ve kilitlenmeyi açalım istedik. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla hareket ettik, sorumluluktan kaçmadık. 7 Ağustos Yenikapı ruhuna bağlı olduğumuzu gösterdik. Sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi'yle 18 maddelik anayasa değişikliği üzerinde anlaştık. Çarpıtmalara, çarpık kafalara, aramızdan çıkan çürüklere bakmayın, ilkelerimizden taviz vermedik, ülkülerimizden ayrılmadık. 15 Temmuz FETÖ felaketinden sonra siyasetin ve ülkenin beliren, tehiri imkansız ihtiyaçlarına gözümüzü kapatmadık, sırtımızı dönmedik. Sistemin yeniden inşasını zorunlu gördük. Bunun da milli bir mutabakat kapsamında olmasına özen gösterdik. Tüm dünya üzerimize gelirken, çatışıp ayrı düşemezdik. Artık kalıcı nitelikli bir milli mutabakatın şart olduğunu görüyor, fiili durum ve açmazın bir an önce sonlanmasını bekliyoruz. Uzlaşmanın, sorumluluk ruhuyla milli şuuru buluşturmuş siyasi bir vicdanda vasat ve varlık bulacağına inandık, inanıyoruz."
Bizim uzlaşacağımız alan milli ve manevi değerlerle sınırlıdır. Bilhassa 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti'ne soluk aldırmanın, hukuksuzluğa ve devlete musallat olmuş yanlışlığa engel olmanın kaçınılmaz olduğunu mütalaa ettik. Bunu yaparken tarihimize baktık. Bekamızın bize yüklediği sorumluluklara göre hareket ettik. Buna karar verirken milletimizin beklentilerine ve Yenikapı'da doğmuş birliktelik hukukuna müzahir hareket ettik. Türkiye'nin toparlanması, milli bekanın muhafazası için Türk milliyetçiliğinin devreye girmesi lazımdı."
"CHP Genel Başkanı hala milleti korkutmakla meşguldür"
2007 yılında, TBMM'de yapılması gereken cumhurbaşkanı seçiminin önüne 367 toplantı yeter sayısı takozu koyan sorumsuz ve şuursuzların, aslında sistemsel değişimin önünü açtıklarını savunan Bahçeli, şöyle devam etti: :
"Bugünlerde, 16 Nisan'ın meşruiyetini tartışmaya açan vesayet kuklası emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, cumhuriyet mitinglerini kaldıraç olarak kullanan CHP, eli kanlı aydınlıkçılar, baharla birlikte yeni bir askeri müdahale için açık veya örtülü çağrı yapan demokrasi dışı gruplar, kanayan yara haline gelmiş fiili sancının bir numaralı failleri olarak tarihe geçmişlerdir. CHP Genel Başkanı ise hala milleti korkutmakla meşguldür. Kılıçdaroğlu 16 Nisan'da Anayasa'da hangi maddelerin değişeceğini bilmekten acizdir. Çünkü açıp okumamıştır. Çünkü merak edip incelememiştir. Cahil desem değildir, bildiğim kadarıyla okuması yazması vardır. Ancak okuduğunu anlama da zorlukları olduğu aşikardır. Sürekli gaf yapmakta, pot kırmaktadır.
15 Temmuz FETÖ ihanetini ağzına dahi almamaktadır. Buna dair konuşmaktan ısrarla kaçınmaktadır. Şimdi kalkmış 'Ortadoğu'da tek adam sistemi vardı, parçaladılar' demektedir. Sayın Kılıçdaroğlu, hadi 16 Nisan'da milletimiz tarafından oylanacak anayasa maddelerini okumadın diyelim, peki tarihimize de mi bakmadın? Baktın sayalım, hiç mi idrak etmedin? Senin kılavuzların kimdir? Nereye sürükleniyorsun? Türk milleti ne zaman diktatöre rıza göstermiştir? Bu aziz ülkeyi Suriye, Irak, Libya ile bir tutmak nasıl bir şuursuzluk halidir? Kılıçdaroğlu'nun ağzından bir kez olsun PKK'ya, YPG'ye tepki duyulmuş mudur? Anayasanın ilk dört maddesinin tartışılabileceğini söylerken hangi Kılıçdaroğlu devrededir? YPG'yi terör örgütü görmeyen hangi Kılıçdaroğlu'dur? CHP'nin dili yalan, öğüttüğü yalan, savurduğu hezeyandır. 'Evet' çıkarsa felaket olurmuş, Türkiye bölünürmüş. Kim diyor, CHP Genel Başkanı. Asıl felaket CHP'dir, hayırcı yoldaşı FETÖ'nün yeni sığınağı aydınlıkçılardır. Felaket PKK'dır, FETÖ'dür, IŞİD'dir, PYD-YPG'dir, Türk düşmanlarıdır."
Bahçeli, bazı isimlerin de "16 Nisan'da yüzde yüz evet çıksa da meşruiyeti olmaz" dediklerini ifade ederek, "Hatta yeni bir kalkışma ve darbe teşebbüsünden bahsediliyor. Kayseri'den haykırıyorum, milletin tercihine gayri meşru demek demokrasiyi ipe çekmek, milli iradeye kast etmektir. Böylelerinin sonu hüsran, akıbeti hezimettir. Yeni bir darbe planı yapanlar, bunu aklından geçirenler 80 milyonu yok etmeden amaçlarına asla ulaşamayacaklardır. ve de silaha sarılıp demokrasiye, milletimizin asil duruşuna kıymaya hazırlık yapanlar varsa peşin peşin bedelini ödemeye de razı olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 16 Nisan'da devlet için 'evet', millet için 'evet', cumhuriyet için 'evet', Türklüğün bekası için 'evet' diyecektir." açıklamasını yaptı.
"Biz herkesin kararına hürmetkarız"
"Önemle ifade etmeliyim ki, bizim nezdimizde evet diyen, hayır diyen bütün kardeşlerimiz saygıyı hak etmektedir" diyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz herkesin kararına hürmetkarız. Referandum bahanesiyle kutuplaşmanın şiddetlenmesini doğru bulmuyoruz. Bizim bu ülke için yeminimiz vardır, vazgeçilemeyecektir. Bu nedenle 16 Nisan'da 'evet' diyoruz. 'Evet 'diyecek, mahkemelerin tarafsızlığını sağlayacağız. 'Evet' diyecek, 18 yaşındaki gençlerimizin önünü açacağız. 'Evet' diyecek, büyüyen ve nüfusu artan Türkiye'nin 600'e çıkan milletvekili sayısını destekleyeceğiz. 'Evet' diyecek, TBMM seçim dönemi ile cumhurbaşkanı seçim dönemini beş yılda bir ve aynı günde yapacağız. 'Evet' diyecek, Gazi Meclisimizin yasama yetkisini güvenceye alacak, daha da etkinleştireceğiz. 'Evet' diyecek, Meclisimizin denetim fonksiyonlarını güçlendireceğiz. 'Evet' diyecek, devlet yönetimindeki fiili zorlama ve açmazı bitirecek, siyaseti toplum sözleşmesinin sınırlarına çekeceğiz. 'Evet' diyecek, yasama, yürütme ve yargı arasındaki hatları kalın olarak çizeceğiz. 'Evet' diyecek, ilk kez cumhurbaşkanına cezai sorumluluk getireceğiz. 'Evet' diyecek, yürütmeyi tek elde toplayıp devletteki karmaşa ve kafa karışıklığını sonlandıracağız. Her 'evet' milletin istiklaline, devletin istikbaline, bayrağın iffetine, vatanın izzetine duadır ve yeminimizdir. Her evet bekamızın hisarlarına koyulmuş bir tuğla olup bizim için yemindir."
Devlet Bahçeli, konuşmasının ardından vatandaşlara kırmızı karanfil attı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Bahçeli: 'Haçlı Operasyonları Hala Sürmektedir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?