"almanya HER YANIMIZI DİNLEMİŞ, ABD İSE TÜRKİYE'Yİ BÖCEK CENNETİNE ÇEVİRMİŞTİR"
Bahçeli, "Sizler aracılığıyla aziz milletime iletiyorum ki, milli güvenliği delik deşik olmuş, casusların, provokatörlerin cirit attığı bir ülke kaybetmeye mahkumdur. Birleşik Krallık, Kıbrıs deniz üssünden Akdeniz'deki fiberoptik internet kabloları aracılığıyla Türkiye'ye kulağını uzatmış ve ablukaya almışken hiç kimse başarıdan, güçlü Türkiye'den bahsedemeyecektir. Lozan görüşmeleri sırasında Türk heyetinin bütün telgraf haberleşmesini, temas trafiğini kayda alan, hatta Ankara'daki görüşmeleri bile dinleyen bu ülkenin 91 yıl sonra kaldığı yerden devam etmesini öğrenmek zillet ve hezimettir. Keza Almanya herhangi bir pişmanlık veya ıslah hali göstermeksizin her yanımızı dinlemiş, ABD ise Türkiye'yi böcek cennetine çevirmiştir. Güçlü bir ülkenin dinlemesi mubah değildir, marifet dinletmemek, istihbarata karşı koymaktır. Merak ediyoruz, paralel yapı herkesi dinliyor diyerek ortalığı ayağa kaldıran Erdoğan'ın, yabancı istihbarat teşkilatlarının dinlemesini olağan görmesi hangi akla hizmettir? Cumhurbaşkanı; sakladığı, gizlediği, açığa çıkmasından korktuğu, özel ilişkileri nedeniyle mi meseleyi alttan almaktadır? Lafa gelince ele avuca sığmayan Davutoğlu, niçin çekimser, niçin pısırık, niçin kayıtsızdır? Hükümetteki beyler, sizlere sesleniyorum; Türkiye casusların, ajanların, iri kulakların operasyonu, taarruzu altındadır, vicdanınız hiç mi sızlamıyor?" dedi.
"TÜRKİYE'NİN DEVLET SIRRI DİYE BİR ŞEYİ KALMAMIŞ, İKTİDAR TÜMDEN ELE GEÇİRİLMİŞTİR"
Bahçeli, "Eğer dinleniyorsak, ki öyledir, Türkiye'nin devlet sırrı diye bir şeyi kalmamış, iktidar tümden ele geçirilmiştir. Geçtiğimiz Mart ayında, Dışişleri Bakanlığı'ndaki bir toplantının dinlenmesini ve ardından sızdırılmasını ağır ifadelerle eleştiren hükümet, yabancı ülkelerin örtülü faaliyetlerine dik durmalı, 'güçlü ülke dinler' diyerek teslimiyet göstermemelidir. Hükümet, 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verdirip 12 Ekim'deki HSYK seçimleri için siyasi kampanya düzenlerken, Türkiye düşmekte, yabacıların güdümüne girmektedir. Erdoğan saraylardan saray beğenirken, Türk milletinin mahremine el uzatılmaktadır. Sadece görevlerini yapan şerefli Türk polisleri ahlaksızca hukuk infazlarına maruz kalırken, hükümet iç ve dış saldırılarla başa çıkacak iradeden mahrumdur. Başbakan Davutoğlu, yeni ahlaki formasyon, epistemoloji, restorasyon gibi akademik tatmin ve gevezelikten vazgeçmeli, Türkiye'nin hak ve hukukunu savunacak cesaret ve dirayeti göstermelidir. Olanlar devlet ciddiyetinin, devlet olma umur ve hukukunun hiçe sayılmasıdır. AKP Türkiye'ye ve Türk milletine ihanet etmektedir" diye konuştu.
"DOĞU VE GÜNEYDOĞU'NDA DEVLET YOKTUR"
"Yeni kurulan Hükümet, PKK'yla müzakereleri hızla ve genişleterek sürdürmektedir" Bahçeli, şunları söyledi; "Artık İmralı canisine sekretarya hizmeti verilmesi bile konuşulmaktadır. Kandil'le direk temas kurulacağı, dağdaki teröristlerin hayata, eve ve siyasete dönüşü için çalışmaların yoğunlaştırılacağı anlaşılmaktadır. PKK'lıların, adı af olmayan, pişmanlık beyanı aranmayan; ama gerçekte bal gibi, apaçık af demek olan bir düzenlemeyle dağdan indirilmesi planlanmaktadır. Medyaya yansıdığına göre, AKP-İmralı-Kandil üçgeninde yapılan görüşmeler 9 maddelik bir yol haritası konusunda anlaşma yapılmasını sağlamıştır. Bu arada Doğu ve Güneydoğu'nda devlet yoktur. Şımaran PKK'lı teröristler, canibaşının posterleri ve örgüt paçavraları eşliğinde Ağrı Dağı'nın eteklerinden güpegündüz meydan okumuşlar, temsilen ve sözüm ona Türkiye Cumhuriyeti'nin mezarını kazmışlardır. PKK, AKP'nin kalesine gol üstüne gol atmaktadır. Hükümet PKK çarkına kapılmış, bölücülük kapanına kısılmıştır. İmralı canisi AKP'ye talimatla yasa çıkartacak noktaya gelmiştir. Yeni Türkiye ihanetinin şifreleri, yeni anayasanın muhteviyatı AKP-PKK-İmralı canisi arasındaki diyalog ve müzakerelerle yazılmaktadır."
"KUŞKULANDIĞIMIZ HUSUS PEŞMERGEYE GİDEN SİLAHLARIN AYNI ZAMANDA PKK'NIN DA ELİNE GEÇME İHTİMALİDİR"
Bahçeli, "AKP resmen ve acıklı bir şekilde İmralı canisinin ağzına, PKK'nın gözüne bakar hale gelmiştir. Türk milleti böyle bir hükümete mecbur ve müstahak değildir. HDP cenahı öyle bir aşamaya gelmiştir ki, AKP piyonu Demirtaş, Türkiye'nin PKK'ya silah yardımı yapmasından yüzsüzce, pes dedirtecek bir cüretle bahsetmiştir. Almanya'nın peşmergeye füze ve tanksavar başta olmak üzere silah yardımı yapacağı kamuoyuna sirayet etmiştir. Danimarka, İtalya ve Fransa'nın içinde bulunduğu bazı ülkelerin de IŞİD'e karşı peşmergeyi silahlandıracakları anlaşılmaktadır. Kuşkulandığımız husus peşmergeye giden silahların aynı zamanda PKK'nın da eline geçme ihtimalidir. HDP Eşbaşkanı'nın utanmaksızın Türkiye'nin PKK'ya silah yardımında bulunma teklifi şüphelerimizi artırmaktadır. Esasen ciddiye alınacak hiçbir yanı olmayan bu sefil önerinin, AKP'de cevap bulması maalesef ki olmayacak bir şey değildir. AKP-PKK-HDP-Barzani ve İmralı canisi tüm yatırımlarını süreç ihanetine bağlamışlar, Türkiye'nin bölünmesi için aynı safta toplanmışlardır. Bir yılı aşkın süredir gündemde olan sözde çözüm ve barış sürecinden Genelkurmay Başkanı'nın haberdar olmaması ise inandırıcı değildir. Genelkurmay Başkanı, eğer Türkiye'nin aleyhine olacak böylesi bir süreçten bilgi sahibi değilse, durumunu gözden geçirip kırmızıçizgi edebiyatını başka ortamlarda, başka platformlarda yapması kendisi adına daha hayırlı bir tutum olacaktır" dedi.
"8 BİNE YAKIN OKUL MÜDÜRÜNÜ GÖREVDEN ALMIŞ VE BÜYÜK BİR KIYIM YAPMIŞTIR"
Bahçeli, "Son olarak, milli eğitimdeki kriz ve kaos hakkında kısaca durmak ve konuşmamı tamamlamak istiyorum. AKP Hükümeti, sekiz bine yakın okul müdürünü görevden almış ve büyük bir kıyım yapmıştır. Yetişmiş ve liyakat sahibi okul müdürlerimizin bir kalemde çizilmesi eğitim hayatındaki yangını daha da körükleyecek, mağduriyetleri daha da tırmandıracaktır. Milli eğitim sistemi iyice laçkalaşmış ve enkaza dönmüştür. AKP eğitim ve öğretime partizanca baktıkça, yalnızca yandaş sendika mensuplarına ilgi ve yakınlık gösterdikçe okullarımız, ilim ve irfan yuvalarımız kararmıştır. Eğitim ve öğretim hayatı geleceğimizdir. AKP'nin yaptıkları ve icraatları ise tam bir şuursuzluk ve düşmanlık örneği olup geleceğimizi ve gelecek nesilleri belirsizliğe itmektedir. Milli Eğitim Bakanı her şeyi eline yüzüne bulaştırmış, siyaseten sıfırı tüketmiştir. Ağustos ayında yapılması gereken öğretmen atamaları torba kanun bahanesiyle ötelenmiştir. Yeni eğitim ve öğretim yılının başında 40 bin öğretmenimiz öğrencileriyle kavuşamayacaktır. Bu haksızlıktır ve yeni öğretmen atamaları acilen yapılmalıdır. Ayrıca Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi çocuklarımızın ve velilerin hayatını zindana çevirmiştir. Binlerce evladımız henüz hayatlarının baharında mağdur edilmiştir. Son yaşananlar Hükümet'in eğitim alanında başarısızlık markası olduğunu ve çuvalladığını bir kez daha ispatlamıştır. Buradan diyorum ki, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve veliler milli eğitim üzerinde oynanan oyunların hesabını sormalı, reva görülen zulmü AKP'nin yanına bırakmamalıdır. Bu düşüncelerle konuşmamı bitirirken, basın toplantımıza katılan siz sayın basın mensuplarını ve değerli dava arkadaşlarımı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum" dedi.
Son Dakika › Güncel › Bahçeli : 'Yeni Türkiye' Küçülmüş, Sinmiş, Silinmiş, Sömürülmüş, Zayıf Bir Ülkedir (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?