Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile Brüksel'de yaptıkları görüşmede bir sonraki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey toplantısını şubatın ilk yarısında İzmir'de yapmaya karar verdiklerini belirterek, "İnşallah THY de Atina-İzmir seferini başlatacak ve ilk ağırlayacağı da Yunanistan Başbakanı Sayın Çipras olacak. Bu da sembolik olarak Ege'yi bir barış denizi haline getirmemizin yansıması olacak" dedi.
Davutoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, siyasi istikranın ve siyasi itibarın semeresinin en çok ekonomide görüldüğünü dile getirdi.
Türkiye'nin son 14 yılda dünyaya yüzünü dönmesinin, ekonomik faaliyetler açısından önemli sonuçlar doğurduğuna değinen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"2002'de 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacmimiz, 2014'te 3,6 kat artarak 400 milyar dolara yükseldi. 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımız, 2014'te 158 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu seneki göreceli düşüşün daha çok haritaya etkisi olduğu vurgulandı. İnşallah bunu da en kısa zamanda toparlayacağız, dengeleyeceğiz ve yeni bir hamle dönemini başlatacağız. İhracatın sadece rakamsal boyutu değil, kompozisyonu da önemli. 2002'de 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısı 9 iken, 2014'te 37'ye yükseldi. 2002'de 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 8 iken, 2014'te 34'e yükseldi. Hem ihracat ürünlerimiz hem de ihracat pazarlarımız çeşitlendi.
Önümüzdeki dönemde de dış ticareti artırırken, cari açık oranını daha da azaltmak için ülkemizi katma değer zincirinde yukarıya çıkartacak, dış enerji kaynaklarına olan bağımlılığımızı azaltacak ve tasarrufları artıracak reformları devreye sokmaya kararlıyız. 1984-2002 döneminde Türkiye'ye sadece 14,8 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım gelmişti. 2003-2014 döneminde ise 149 milyar dolar yabancı yatırım gerçekleşti. Türk firmaları da 12 yılda yaklaşık 27 milyar dolarlık dış yatırım gerçekleştirdi. 1974-2002 döneminde yurtdışında üstlenilen müteahhitlik hizmetlerinin bedeli sadece 46 milyar dolardı. 2002-2015 döneminde ise 273 milyar dolarlık iş üstlenildi ve dünyada bu alanda en başarılı birkaç ülkeden biri haline geldik."
Davutoğlu, Ar-Ge, tasarım, markalaşma gibi alanlarda yetkinliğin artırılması gerektiğini ifade ederek, yeni reform hükümeti programıyla dönüşümü sağlayacaklarını ve ikinci atılım dönemini başlatacaklarını, ikinci atılım döneminin, niteliksel değişimi derinleştirecek bir dönemi ifade ettiğini bildirdi.
Rakamlardaki iyileşmenin arka planındaki zihniyet ve politika değişimini iyi anlamak ve sürdürmek gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "2003'te çıkardığımız bir kanunla yerli ve yabancı yatırımcı ayrımına son vermeseydik, bu kadar yatırım çekebilir miydik? Yatırım Destek Ajansımızı kurmasak, DEİK gibi kuruluşlarımızı aktif hale getirmesek, iş ve yatırım ortamını iyileştirmesek bu kadar yatırım çekebilir miydik? Kamu maliyesinde disiplini sağlamasak, faiz oranlarını düşürmesek, reel sektörün rekabet gücünü artırmasak, ihracattaki bu artışı sağlayabilir miydik? Dünyayı karış karış dolaşmasak, diplomasiye derinlik kazandırmasak, ekonomik ve ticari ilişkileri bu derece çeşitlendirebilir, artırabilir miydik?" diye konuştu.
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde bütün bakanlarıyla dünyayı dolaştığını hatırlatarak, yeni hükümetle de dünyayı arşınlamaya devam edeceklerini ifade etti.
"Dünyanın her bir köşesindeki mazlumlar, 1 Kasım gecesi rahat bir uyku uyudu"
Yurtdışındaki temsilciliklerin artışına değinen Davutoğlu, 2002'de 163 olan dış temsilcilik sayısının 228'e ulaştığını ve Türkiye'nin dünyada en fazla temsil edilen 6'ncı ülke konumuna geldiğini, THY'nin 108 ülkede 261 şehre uçuş yaptığını kaydetti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile Brüksel'de yaptıkları görüşmede bir sonraki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey toplantısını şubatın ilk yarısında İzmir'de yapmaya karar verdiklerini belirterek, "İnşallah THY de Atina-İzmir seferini başlatacak ve ilk ağırlayacağı da Yunanistan Başbakanı Sayın Çipras olacak. Bu da sembolik olarak Ege'yi bir barış denizi haline getirmemizin yansıması olacak" dedi.
Yurtdışındaki ticaret müşaviri kadrosunun 2002'den bu yana 3 katına çıkarıldığını dile getiren Davutoğlu, 17 ülke ile yüksek düzeyli işbirliği konseyleri kurulduğunu, 17'si yürürlükte 4'ü onay sürecinde olan 21 serbest ticaret anlaşması bulunduğunu, 14 ülke ve ülke grubuyla serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin devam ettiğini anlattı.
Davutoğlu, son AB-Türkiye zirvelerinde ekonomik ilişkilerin düzeyinin yükseltilmesi ve Gümrük Birliği'ni modernleştirmek konusunda prensip kararına varıldığını hatırlatarak, "Vizesiz seyahat edilen ülke sayısını 42'den 69'a çıkardık. AB ile Vize Serbestisi Diyalog Metni ve Geri Kabul Anlaşması'nı imzaladık. Son toplantıda bir kez daha teyit ettik, inşallah kısa bir zaman içinde yani Ekim 2016'ya kadar da AB üyelerine vizesiz seyahat etme imkanı oluşacak. Önümüzde atılması gereken adımları atacağız, Ekim 2016'da AB'ye vizesiz giriş başlayacak" diye konuştu.
Muhalefet liderlerine de çağrı yapan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Sürecin doğru ve zamanında işleyebilmesi için vize muafiyeti çerçevesinde birtakım reformları sağlamamız, gerçekleştirmemiz lazım. Onun için vize muafiyeti bağlamındaki bütün yasaları bir reform paketi haline getiriyoruz. Bunların mart ayına kadar mutlaka geçmesi lazım. 3 aylık programımız içinde bunlar var. Eğer 78 milyon vatandaşımızın onurla, istedikleri zaman Avrupa'ya vizesiz bir şekilde gitmesini 2016 içinde görmek istiyorsak, muhalefet partilerimizin de bizimle işbirliği yapması önemli. Bu reformlar gecikmeden çıkmalı ve hem Türkiye reform hamlesini devam ettirmeli hem de vizesiz Avrupa'ya seyahat etme imkanı inşallah en geç ekim ayında sağlanmalı."
Davutoğlu, Türkiye'nin milli gelirine oranla dünyada en fazla yardım yapan ülke olduğunu ve Afrika'dan, Balkanlar'dan, Ortadoğu'dan, Asya'dan 1 Kasım akşamı çok fazla mesaj aldığını ifade ederek, "Dünyanın her bir köşesindeki mazlumlar, 1 Kasım gecesi rahat bir uyku uyudu" dedi.
"İnşallah 2016 çok daha iyi bir yıl olacak"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Afrika, Ortadoğu, Güney Amerika gibi pazarlara açılma stratejileriyle riskler azaltılmasa, küresel krizden bu denli az etkilenmiş olmayacağını, nerede küresel ekonomi, ticaret daralmışsa, Türkiye'nin ufkunu yeni bir alana açtığını kaydetti.
Yoğun diplomasi, görüşmeler ve anlaşmalar sayesinde uluslararası yatırımların ve dış ticaretin arttığına işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünya ekonomisi küresel kriz sonrasında hala istenen seviyeye gelemedi. Özellikle bizim en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa'da bazı toparlanma emareleri olsa da beklenenin gerisinde seyrediyor. Dünya ekonomisi henüz tam anlamıyla krizin etkisinden çıkamamışken, coğrafyamızda birçok önemli travma yaşanırken, Allah'a şükürler olsun ki ekonomide başarılı bir performans göstermeye devam ediyoruz. Son iki hafta içinde açıklanan veriler, bu performansın iki seçim arasında bir geçiş döneminde ortaya çıkan belirsizliklere ve komşu ülkelerde artan jeopolitik gerginliğe rağmen nasıl dirayetle ülke yönettiğimizin en önemli işareti olmuştur. 2014'te ekonomimiz yüzde 2,9 büyüyerek 18 AB ülkesinden daha iyi performans göstermişti. 2015'te beklenenin üzerinde bir performansı sergileyen ekonomimiz, ikinci çeyrekte yüzde 3,8, üçüncü çeyrekte yüzde 4 büyüyerek en hızlı büyüyen ülkeler arasındaki yerini almıştır. Piyasa beklentilerinin de çok üstünde gerçekleşen üçüncü çeyrekteki yüzde 4'lük büyüme, hükümetimizin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasındaki siyasi belirsizliğe rağmen ülkeyi büyük bir sorumlulukla yönetmesinin sonucudur.
Milletimize şu soruyu sormak istiyorum; 7 Haziran'dan sonra eğer küçük siyasi hesaplarla biz de elimizi taşın altına koymamış olsaydık, eğer diğer partilerin anayasanın gereği olan seçim hükümetine bakan vermeme negatif tavrına benzer bir tepki vermiş olsaydık, acaba üçüncü çeyrekte yüzde 4 büyüme sağlanır mıydı? İşte zihniyet farkı bu. Biz, küçük hesap yapmadık. Hepiniz şahitsiniz, en cesur kararları almakta tereddüt etmedik. 23 Temmuz'da terörle mücadeleyi başlattık, 'Geçici bir hükümetiz' demedik. Ekonomik tedbirleri aldık. 'Bu ekonomik tedbirlerin sonuçları ne olur, acaba biz seçimde olumsuz etkilenir miyiz' diye düşünmedik. Eğer biz, yüzde 40,5'lardan yüzde 49,5'a 4-5 ay içinde çıkmışsak, bunun tek sihirli kelimesi vardır: Samimiyet, samimiyet, samimiyet. Milletimiz, bizim samimi bir şekilde bu ülkenin geleceği için her türlü fedakarlığı göze alabileceğimizi gördü ve önümüzdeki dönemde de AK Parti'nin gayret ve samimiyetiyle ülkenin selamete çıkacağını bir kez daha fark etti ve iradesini bu şekilde ortaya koymuş oldu. AK Parti kadroları iki seçim arasında iş dünyasına ve millete güven verebilmiş, ekonomiyi siyasi belirsizliğe kurban etmemiştir. Yüzde 3,5-4 civarında büyüme, 2015'te Türkiye ekonomisinin Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomilere göre yaklaşık 2 kat veya daha hızlı büyümesi demek."
Davutoğlu, ekimde sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 arttığını, 2005'ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını kaydederek, arındırılmamış verilere göre de sanayi üretiminde yıllık artışın yüzde 14,7 olduğunu söyledi. Davutoğlu, "1 Kasım seçimleriyle de bunun devam edeceğini ve sanayi üretiminin 4. çeyrek büyümesine ciddi katkı sağlayacağını öngörüyoruz. 2016, inşallah çok daha iyi bir yıl olacak" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Deik Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?