1)BU MAHALLEDE 15 YILDIR DOĞAL GAZ HATTI ÇALIŞMASI YAPILAMIYOR
BURSA'da merkez Yıldırım ilçesine bağlı Şirinevler Mahallesi, 15 yıl önce SİT alanı olarak ilan edildi. Mahalle, Ova Koruma Alanı olarak kayıtlara geçtiği için 40 bin nüfuslu mahalle içerisinde herhangi bir altyapı çalışması yapılamaz hale geldi. Son 15 yıl içerisinde bu nedenle, yapılan yeni konutlara doğal gaz verilememesi, mahalle sakinlerinin tepkisine neden oluyor. Soğuk kış aylarında sobalı evlerde, ellerinde odun ve kömür kovalarıyla gezen vatandaşlar, bu mağduriyetin giderilmesini istedi. Merkez Yıldırım ilçesinin en kalabalık yerleşim yeri olan Şirinevler Mahallesi, bakanlık tarafından Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak gösterildi. Sit alanı olarak gösterilen bölgelerde altyapı çalışmalarına izin verilmemesi sebebiyle evlerine doğalgaz alamayan mahalle sakinleri, kış aylarında zorluk çektiğini belirtti. Komşu olan bitişik iki evin birine doğalgaz bağlanırken diğerine ise sit alanı gerekçesiyle doğalgaz bağlanmaması dikkat çekti. Yaklaşık 40 bin nüfusa sahip olan mahallenin bazı sokaklarının bir tarafına doğalgaz verilirken diğer tarafına ise doğalgaz verilmediğini belirten Şirinevler Mahalle Muhtarı Burhanettin Yiğit, konuyla alakalı ilgili tüm birimlere resmi yazı yazdığını fakat herhangi bir sonuca ulaşamadığını kaydetti.
MUHTAR OLDUĞUNA PİŞMAN
Mahalle muhtarı olarak doğalgaz sorununu çözebilmek için bir çok yere defalarca başvuru yaptığını söyleyen Burhanettin Yiğit, "En az 15-20 bin kişinin yaşadığı bölgede doğalgaz yok. Şirinevler Mahallesi'ni ikiye bölmüşüz, bir kısmında doğalgaz var, bir kısmında yok. Mahalle muhtarı olarak bunun peşinden çok koştum ama yetkililer buranın sit alanı olduğunu söylüyor. Bende yetkililere diyorum ki mahallenin yarısı sit alanı da diğer yarısı sit alanı değil mi? 5 yıldır mahalle muhtarlığı yapıyorum. Muhtar olduğuma lanet okuyorum, bunun tek sebebi de doğalgaz. Valimizle, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla görüştüm. Artık kiminle görüşeceğimi şaşırdım" dedi.
Ortadaki durum karşısında mağdur olduğunu belirten mahalle sakinleri ise "Komşumuzun çocukları ısınırken bizim çocuklarımız üşüyor. Biz doğalgaz istiyoruz. En doğal hakkımız. Evlerimizin altından doğalgaz boruları geçiyor, biz üstünde donuyoruz. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
MÜJDE GELDİ
Mahalle sakinlerinin yıllardır uğraşıp herhangi bir sonuca varamadığı konuyla alakalı Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali'den açıklama geldi. Şirinevler Mahallesi'nin yaklaşık 15 yıldır sit alanı olduğunu belirten İsmail Hakkı Edebali, "Burası sit alanı özelliği taşımayan bir alan olduğu için konuyu komisyonlara, kurullara, Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü yetkililerine izah ettik. Raporlar hazırlandı. 3 yıllık mücadelenin ardından Şirinevler Mahallesi'ni sit alanı olmaktan çıkardık. Bu sayede diğer mahallelere yapmış olduğumuz planı bu mahallemize de yapabileceğiz. Şirinevler Mahallesi'nin sit alanından çıkarılmasıyla birlikte mahalleyi artık güzel günler bekliyor. Mahallenin en önemli sorunu doğalgaz. Önümüzdeki yıllarda doğalgaz sorunu da çözülmüş olacak" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Mahalle sakinlerinin isyanı
-Mahallenin drone görüntüsü
-Bitişik olan iki evin birinde doğalgaz olup diğerinde olmamasından görüntü
-Odun kuran mahalle sakininden görüntüler
-Belediye Başkanı röportaj
-Mahalle muhtarı röportaj
Süre: 5.16 Boyut: 590 MB
Haber-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA,
===================================================
2)GÜRLE, 692 YILLIK CAMİ VE HAMAMI İLE KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR
BURSA'nın Orhangazi ilçesine bağlı kırsal Gürle Mahallesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahı Orhan Bey zamanında, bundan tam 692 yıl önce yaptırılan camisi ve tarihi hamamı, tarihi evleri ve tarihi çeşmeleri ile bölgenin yeni turizm merkezi olmaya aday. Mahalle Muhtarı Mehmet Uzun, Gürle'nin, Bursa'daki Cumalıkızık'tan eksiği olmadığını, hatta fazlası olduğunu belirterek, "Camimiz, Bursa Ulu Cami'den 70 yıl önce yapılmış, hamam da aynı dönemde. Tarihi evlerimiz ve tarihi çeşmelerimiz de öyle. Bu mekanlarımızın turizme kazandırılmasını istiyoruz" dedi.
Orhangazi'ye bağlı Gürle Mahallesi, İznik'ten sonra bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor. 80 bin nüfuslu Orhangazi'ye bağlı kırsal Gürle Mahallesi'nde Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahı Orhan Bey zamanında İznik'in fethinden sonra Bursa'nın Osmanlı zamanında yapılan ilk camisi olma özelliğini taşıyan ve bundan tam 692 yıl önce inşa edilen Orhan Bey camisi ile yine aynı dönemde inşa edilen tarihi hamam, tarihi evler ve tarihi çeşmeleri ile Gürle Mahallesi, turizme kazandırılmak isteniyor.
CAMİ İBADETE KAPALI
Gürle Mahallesi'nde bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahı Orhan Gazi zamanında İznik'in fethinden hemen sonra Bursa bölgesine inşa edilen ilk cami olma özelliğini elinde bulunduran Orhan Bey camisi, ziyaretçilerini bekliyor. Mahalle Muhtarı Mehmet Uzun, caminin 2006-2009 yılları arasında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyonunun yapıldığını belirterek, "Şu anda camimiz ibadete kapalı. Yeterli cemaat olmadığı için ibadete kapalı tutuyoruz. Ancak bayram, kandil ve özel zamanlarda camimiz ibadete açılıyor" dedi. Özellikle hafta sonları Gürle'nin özellikle çok sayıda yerli turist ağırladığını da belirten Uzun, ziyaretçiler olduğu zaman camimizi kendim açıp vatandaşlarımızı gezdiriyorum. Cami, Orhan Bey zamanında, Bursa'daki Ulucami'den tam 70 yıl önce inşa edilmiş bir cami. Gürle, Bursa'nın Cumalıkızık'ından da fazla özelliklere sahiptir. Tarihi hamam da Orhan Bey zamanında inşa edilmiştir. Biz hem cami, hem hamam, hem tarihi çeşmeleri, hem de tarihi evleriyle Gürle'nin turizme kazandırılmasını istiyoruz" diye konuştu..
Görüntü Dökümü:
--------------------
Köy girişi
Tarihi çeşme
Tarihi evler
Orhan Bey cami
Mahalle muhtarı röp.
Camiden detay görüntüler, cami içi
Tarihi hamam iç ve dış görüntüler
Tarihi ev
Tarihi çeşmeler
Detay görüntüler
Görüntü boyutu: 393 mb
Görüntü Süresi: 4,10 dk
Haber/Kamera: Hasan BOZBEY/ORHANGAZİ(Bursa),
================================================
3)ÜNLÜ DANA FERDİNAND'IN KEYFİ YERİNDE
İZMİR'in Kemalpaşa ilçesindeki Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı'nda bakılan ünlü dana Ferdinand, hayatını keyifli bir şekilde sürdürüyor. Kurban bayramında kesilmemek için kaçan, 3.5 ay önce İzmir'e getirilen Ferdinand, kısa sürede yeni hayatına alıştı. Burada, 'Hilal' adında bir de sevgilisi olan Ferdinand'ın özgüveninin yerine geldiğini, artık dana değil de bir boğa olduğunu söyleyen çiftlik kurucusu Sibel Çağlar, onun 600 kilograma ulaştığını belirtti.
Geçen Kurban Bayramı'nın birinci günü Rize'nin İyidere ilçesindeki hayvan pazarından kaçan, bayramın dördüncü günü de Trabzon'un Sürmene ilçesi sahilinde denizde bulunup, Sahil Güvenlik ekiplerince kıyıya çıkarılan ve daha sonra ünlü şarkıcı Haluk Levent tarafından kesilmekten kurtarılıp, İzmir'deki Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı'na getirilen Ferdinand, buradaki hayatına çoktan alıştı. Veteriner kontrolünde yapılan bakımı ile kısa sürede toparlanarak kendine gelen Ferdinand'ın, artık bir dana değil boğa olduğu belirtildi. Çiftlik kurucusu Sibel Çağlar, Ferdinand'ın ilk geldiğinde korku içinde olduğunu, artık her şeyin yoluna girdiğini, büyük bir değişiklik gösterdiğini anlattı. Sibel Çağlar, "Şimdi özgüveni yerinde. Eksik olan bütün kilolarını aldı. Ayakları iyileşti, boy attı, uzadı. Keyfi çok yerinde. Artık hiçbir sıkıntısı yok. Dört dörtlük bir boğa oldu. Geldiğinde danaydı, artık boğa oldu. Geldiğinde olması gereken kilonun çok altındaydı. 300-350 kilogram civarındaydı. Şimdi 600 kilograma yaklaştı" dedi.
'ŞİMDİ HİÇ SİNİRLİ DEĞİL'
Ferdinand'ın 2 yaşına yeni girdiğini düşündüklerini ifade eden Sibel Çağlar, "Çünkü bacak uzaması yeni tamamlandı. Geldiğindeki bacak boyu ile nereden baksanız 6 santimetre kadar bir fark var. Bu da Ferdinand'ın bir kurban olarak 2 yaşından önce pazara çıkarıldığının kanıtıdır. Veteriner hekimlerimiz de raporlarında Ferdinand'ın küçük olduğunu söylüyorlar" diye konuştu. Ferdinand'ın çiftliğe gelmeden önce çok sorun yaşadığını belirten Çağlar, "Birçok arkadaşı, Ferdinand'ın gözünün önünde kurban edildi. Daha sonra denizde günlerce yüzdü ve birçok insan peşine takıldı. Buraya geldiğinde bir ordu onu karşıladı. Ne yapsın, tabii ki strese girecekti, sinirli olacaktı. Şimdi hiç sinirli değil" diye konuştu. Ferdinand'ın artık bir boğa gibi göründüğünü ancak çok uysal olduğunu, onu bir köpek gibi sevebildiklerini vurgulayan Çağlar, "Gel deyince geliyor, git deyince gidiyor" dedi.
'ARTIK HİLAL ADINDA BİR SEVGİLİSİ VAR'
Ferdinand'ın 'Hilal' adında bir sevgilisinin olduğunu söyleyen Çağlar, "O da şu anda arka tarafta yem yemekle meşgul. Konu yemek olunca aşk bitiyor. Onun haricinde bir sıkıntı yok, keyfi yerinde" dedi. Çiftlikte zaman zaman ekonomik olarak zorluklarla karşılaştıklarını, maddi imkansızlıklar nedeniyle bazen yem alma konusunda sorun yaşadıkları da ifade eden Sibel Çağlar, "Ekonomik olarak da zaman zaman sorun yaşıyoruz. Kışın üşümemeleri için iki misli yem vermek zorunda kalıyoruz. Kışın hareket etmeseler de havanın soğuk olmasından dolayı vücutları çok fazla enerji harcıyor. Çok kilo kaybediyorlar. O nedenle iki misli yem tüketiyoruz. Bunun için açıkçası kış aylarında ekonomik olarak zorlanıyoruz, sıkışıyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Çiftlikten görüntü
-Ferdinand'tan görüntü
-Çiftlik sahibi Sibel Çağlar ile röp.
-Genel ve detay görüntü
Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
==========================================================
4)İZMİR'DEN SÖKE'YE ULAŞAN KİTAP DOSTLUĞU
İZMİR'deki Kitap Dostluğu Kulübü ve Bucalılar grubu, Aydın'ın Söke ilçesindeki Sarıkemer ve Bağarası okullarına 2 bin 166 adet kitap bağışladı. "Mutlu yarınlar için okumayan çocuk kalmasın" sloganıyla yola çıkan 14 gönüllü, kitapları çocuklara elleriyle teslim etmenin mutluluğunu yaşadı.
İzmirli kitap dostları, Aydın'ın Söke ilçesindeki Sarıkemer Emine Gezerler İlkokulu ve Ortaokulu'na bin 146, Bağarası Şehit Oğuz Arslan İmam Hatip Ortaokulu'na ise bin 20 adet kitap hediye etti. Kitap Dostluğu Kulübü Kurucusu Dilek Özcan ve Bucalılar Grubu sözcüsü Baki Kanıcı öncülüğünde 14 gönüllü Söke'ye giderek öğrencilerle bir araya geldi.
"Mutlu yarınlar için okumayan çocuk kalmasın" sloganıyla çalıştıklarını belirten Kitap Dostluğu Kulübü Kurucusu Dilek Özcan, 8 yıl önce resmi olarak faaliyet göstermeye başlayan kulübün 100 binden fazla kitabı çocuklara ulaştırdığını söyledi. 2018-2019 öğretim yılında 13 bin kitap bağışı yaptıklarını anlatan Özcan, son olarak Söke'deki Bağarası Şehit Oğuz Arslan İmam Hatip Ortaokulu ile Sarıkemer Emine Gezerler İlk ve Ortaokulu'na kitap götürdüklerini belirtti. İki kardeş kulüp olarak yaklaşık 2 ayda topladıkları kitapları Söke'ye ulaştırdıklarını dile getiren Özcan, "Sosyal medya üzerindeki 'Kitap Dostluğu' sayfamızın yaklaşık 25 bin gönüllü üyesi var. Sponsorlarımız ve belediyelerden destek alıyoruz. İhtiyacı olan okullar bize ulaşıyor. İşimiz yorucu ama yorgunluğumuz çocukların eline kitap geçtiğinde sona eriyor. Onların gözlerindeki mutluluk herşeye değer" dedi. Kitap dostu gönüllülerin kütüphanelerindeki kitapları bağışladığını anlatan Özcan, titiz bir incelemenin ardından seçim yaptıklarını söyleyerek "Her bir kitap tek tek elimizden geçiyor. Kırmızı Başlıklı Kız kitabının dahi farklı baskıları var. Siyasi bir dille anlatılıyorsa kesinlikle çocuklara vermiyoruz" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN KİTAP GELDİ"
Bir minibüs kiralayarak Söke'ye 21 koli kitap taşıdıklarını anlatan Bucalılar Grubu sözcüsü Baki Kanıcı da kitaplar içerisinde ilk ve ortaokul okuma, kişisel gelişim, İngilizce hikaye, roman, sözlük ve atlasların yer aldığını açıkladı. Talep gelen okullardan fotoğraflar ve ilgilinin iletişim bilgilerini istediklerini anlatan Kanıcı, gerçekten ihtiyacı olan yerleri seçtiklerini söyleyerek "İkinci el ama tertemiz kitaplarımızı çocuklarımıza verdik. İstanbul'dan Burhaniye'den Türkiye'nin her yerinden kitap geldi. Duyuruları sosyal medyada paylaşmıştık. Gelen kitapları türlerine göre ayrıştırdık ve çocuklara teslim ettik. Hayatımda en mutlu olduğum gündü. Okul müdürü 3 yıldır çok fazla yer aramış. Ancak hiçbir yerden destek alamamış. Onların yüzündeki mutluluğu gördük" dedi.
140 öğrencisi bulunan Sarıkemer Emine Gezerler İlk ve Ortaokulu Müdürü Yılmaz Doğan ise okullarında kütüphane olduğunu ancak içinde kitap olmadığını söyleyerek "İzmirli gönüllülerin sayesinde içi kitap dolu bir kütüphanemiz oldu. Hepsine teşekkür ederiz" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Kolilerin minibüsten taşınmasından görüntü,
-Kolilerin açılıp kitapların sergilnmesinden görüntü,
-Öğrenciler ve gönüllülerin birlikte görüntüsü.
Haber - Kamera: Nevra UÇKAÇ/ İZMİR,
=======================================================
5)GELECEĞİN YAZARLARININ HİKAYELERİ KİTAPTA TOPLANDI
MANİSA'da, yazmayı sevdirmek için düzenlenen yarışmada ilk 20'ye giren hikayelerden 20'si seçilip, bir kitapta toplandı. Çoğaltılan kitap ise, ilçe genelindeki okullara ücretsiz dağıtıldı.
Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından geçen şubat ayında 'Bir Hikayem Var' adlı yarışma düzenlendi. Yarışmayla, öğrencilere yazmayı sevdirmek, imla kurallarına dikkat çekmek, okullarda kitap okuma oranını arttırmak, fen bilimlerinde yetiştirildiği gibi sosyal alanda da ihyacı olan kaliteli şairleri, yazarları, usta kalemlerin yetiştirilmesi amaçlandı. Kentteki 30 ortaokul ve liseden 500 öğrenci, hikayeler yazdı. Jüri bu hikayeleri inceleyip 20'sini seçti. Ayrıca ilk 3'ten 1'nci öğrenciye tam altın, 2'nci öğrenciye yarım altın, 3'ncü öğrenciye ise çeyrek altın hediye edildi. Toplanan 20 eser ise 1 kitapta toplanarak çoğaltıldı. Kitaplar, ilçe genelindeki okullara ücretsiz olarak dağıtıldı.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Ermiş, "Sözel olarak okuduğunu daha iyi anlayabilme, hayatı daha iyi okuyabilme, yazarlık vasıflarını geliştirebilme, bu anlamda kabiliyetli ve yetenekli çocuklarımızı ortaya çıkarabilmemiz için bir çalışma yaptık" dedi.
Proje sorumlusu İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Kumray Cin ise "Projeye katılan öğrencilerimizde ortaya çıkan farklılıklar çok güzel. Örneğin öğrencilerimiz duygu ve düşüncelerini yazıya daha rahat aktarabiliyorlar. Bu çok güzel bir etki yarattı. Projemizin genel gidişatından memnunuz" dedi.
ÖĞRENCİLER MUTLU
Hikayesi dereceye girenler öğrenciler duygularını dile getirdi. Ali Rıza Çevik Ortaokulu Öğrencisi Eslem Nur Karataş, "Öncelikle hikaye yazmak için çok kitap okuyup, hayal gücümüzü geliştirmek gerekir. Bunun için de kitap okumayı sevmek gerekir. Kendi kendime sorular sordum. Bu sorularımın cevaplarını ise hikayelerime aktardım. İleride de, yazı yazmayı bırakmayacağım" dedi. Aynı okulda öğrenci Arda Durmaz, "Katıldığım bu yarışmada yazdığım hikayeyle 5'nci oldum. Yarışma sayesinde, imla kurallarını ve Türkçeyi daha iyi kullanmaya başladım" dedi. Manisa Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Teslime Çelik ise, "Hikayemin birileri tarafından okunması çok hoş ve gurur verici. Hikayemi yazarkenki amacım, toplumumuzun sorunlarını dile getirmek. Etkili bir şekilde bunu insanlara aktarmaktı. Bunu birazda olsun başarabildiysem, benim için çok mutluluk verici. Hikayemin bana kattıkları ise kendimi geliştirmemi, yeteneğimin olduğunu keşfetmemi bunun üzerinde ilerlememi sağladı. Okuma yazmaya olan ilgim biraz daha arttı" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
Öğrencilere, Ali Rıza Çevik Ortaokul bahçesinde kitap dağıtılmasından görüntü
Öğrencilerin kitapları eline aldıktan sonraki görüntüleri
Kitap kapakçığından görüntü
Dereceye giren öğrencilerden görüntü
Ebubekir Ermiş röp.
Kumray Cin röp.
Dereceye giren öğrencilerden sırasıyla Eslem Nur Karataş, Arda Durmaz ve Teslime Çelik röp.
Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Cemil SEVAL/ MANİSA,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?