Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)ÇOCUKLARDAN ÖYKÜ ARİN İÇİN ÇAĞRI VARİZMİR'de küçük çocuklar, Juvenil Miyelomiyositik Lösemi (JMML) hastalığı teşhisi konulan ve ilik nakli olmayı bekleyen 3.

16.12.2018 10:22

1)ÇOCUKLARDAN ÖYKÜ ARİN İÇİN ÇAĞRI VAR

İZMİR'de küçük çocuklar, Juvenil Miyelomiyositik Lösemi (JMML) hastalığı teşhisi konulan ve ilik nakli olmayı bekleyen 3.5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı ve onun gibi yaşam savaşı veren çocuklar için resimler yaptı, donör ihtiyacını hatırlattı, ailelerinin sosyal medya üzerinden paylaştığı video ve fotoğraflarla büyüklere çağrıda bulundu.

İzmir'de yaşayan Çağdaş ile Eylem Yazıcı çiftinin kızları Öykü Arin'e nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi tanısı konuldu. İlik nakli olması gereken Öykü Arin için başlatılan kampanyalara pek çok kişi ve kurum destek verdi. İzmirli çocuklar Heja Zeynep Bayman ve Tuana Çiftçi de, ilik nakli olmayı bekleyen 3.5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı ve onun gibi ilik bekleyen tüm çocuklar için resimler yaptı, ailelerinin sosyal medya üzerinden paylaştıkları fotoğraf ve videolarla büyüklere kan vermeleri için çağrıda bulundu.

'KÜÇÜK OLDUĞUMUZ İÇİN BAĞIŞÇI OLAMIYORUZ'

Lösemi hastası çocuklar için resimler yapıp, bir farkındalık videosu çekerek büyüklerden Kızılay'a 3 tüp kan vermelerini, hastanede Öykü Arin gibi ilik nakli olmayı bekleyen tüm çocuklara yardım etmelerini isteyen çocuklardan Heja Zeynep Bayman, "Hastanede hasta çocuklar var, onlara ve Öykü Arin'e destek olun. Biz hasta çocuklara yardım etsinler diye bir video çektik. Öykü iyileşince onunla oyun oynayacağız. Büyükler Kızılay'a 3 tüp kan versinler" dedi. Tuana Çiftçi ise "Doktorlar bize küçük olduğumuz için bağışçı olamayacağımızı söyledi. Ama büyükler, lösemi olan arkadaşlarımıza yardım edebilir" diye konuştu.

Çocuklarla hazırladıkları videoyu sosyal medyada paylaşan Heja Zeynep Bayman'ın babası Osman Tufan Bayman, "Bizler hemen hemen her konuda duyarlı davranmak isteyen insanlarız ve birçok insanın da böyle olduğunu düşünüyorum. Öykü'den yola çıkarak bu konuya eğildiğimizde gerçekten çok üzüldük. Hastanelerde yardım, ilik, nakil bekleyen çok fazla çocuk var. Eşimle birlikte onlar için yapabildiğimiz her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Kızımız 'Ben de kan vereceğim' diye tutturdu. Ona yaşının küçük olduğunu ve kan veremeyeceğini anlattık. Bunun üzerine o da başka bir şey yapmaya karar verdi. Öykü için resimler yapmak istedi ve bütün arkadaşlarını örgütlemek için elinden geleni yaptı. Şimdi onlar diğer çocuklara ve ailelerine çağrı yapıyorlar. Kızımızın duyarlı olmasına biz çok sevindik. 18-50 yaş arası herkes 3 tüp kan vererek donör olsun. Buna o kadar çok ihtiyaç var ki. Bir insanın hayatını kurtarmak mümkün. Bundan daha büyük bir ideal düşünemiyorum. Birlik olmayı çok istediğimiz ve eksikliğini hissettiğimiz bir zamanda, görüşü ne olursa olsun herkesin birlik olabileceği çok önemli bir konu bu. İnsanlar donör olduktan sonra da bu kararının arkasında durmalı. Böyle şeyler de duyuyoruz. Donör olduktan sonra uygun bulunduğu halde vazgeçen insanlar oluyormuş. Çok zor bir şey değil, lütfen buna zaman ayırın. Kızılay'ın ayağınıza gelip, önünüze çıkmasını beklemeyin" dedi.

Tuana Çiftçi'nin annesi Sinem Çiftçi ise, "Bütün büyükler çocukların çağrısını duyacağız. İlik nakli bekleyen lösemili bütün hastalar için donör olacağız" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Heja Zeynep Bayman resim yaparken ve ailesiyle beraber genel ve detay görüntüler

-Babası Osman Tufan Bayman'la röp

-Heja Zeynep Bayman'la röp

-Sosyal medyada paylaşılan video

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

====================================================

2)İZMİR'DE ORMAN YANGINLARININ YARALARI SARILIYOR

GEÇEN yıl 2 bin 22 hektar ormanlık alanın kül olduğu İzmir'de, Orman Bölge Müdürlüğü'nün ağaçlandırma çalışmaları sürüyor. Toplamda, 1700 hektarlık ormanın yandığı Menderes ve Bayındır ilçelerindeki fidan dikim çalışmalarının yanı sıra, Bornova ilçesine bağlı Yakaköy'de de, 190 bin fidanlık ağaçlandırma sahası oluşturuluyor.

İzmir'in Menderes ilçesiyle Bayındır'a bağlı kırsal Lütuflar Mahallesi'nde geçen yıl temmuz ayında art arda çıkan yangınlarda, toplam 1700 hektarlık orman alanı yanarak zarar gördü. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, geçen yıl kasım ayında başlattığı çalışma kapsamında, yanan bölgelerin yarısında fidan dikim işlemini tamamladı.

Bornova'ya bağlı kırsal Yakaköy Mahallesi'nde de, 122 hektar üzerine 190 bin fidan dikilmesinin planlandığı yeni ağaçlandırma sahasının çalışmaları da, yaklaşık bir ay önce başladı. Çoğunluğu kadın olan 90 orman işçisiyle süren ve şu ana kadar 16 bin fidanın dikim işleminin tamamlandığı çalışmalarda, 180 bin kızılçam, 5 bin yalancı akasya ve 5 bin de aylantus ağacı fidanının dikilmesi planlanıyor. Sabahın erken saatinde, soğuğa aldırış etmeden çalışmalara başlayan işçiler, çalışkanlıklarıyla göz dolduruyor.

Görüntü Dökümü

--------------------

Yanan alanlardan drone ile görüntü

Ağaçlandırılan alanlardan drone ile görüntü

Çalışmalardan drone ile görüntü

Ağaçlandırılan alandan karadan görüntü

İşçilerin zorlu çalışmalarından karadan görüntü

Kamyonetteki fidanlardan görüntü

Dikilen fidanlardan görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Davut CAN/ İZMİR,

====================================================

3)ÖDEMİŞLİ PATATES ÜRETİCİLERİN HASAT TELAŞI

EGE Bölgesi'nin 'patates ambarı' olarak bilinen İzmir'in Ödemiş ilçesindeki üreticiler, yağmurun artmasıyla tarladaki ürünlerinin çürümemesi için telaşlı bir hasat sürecine başladı.

Ödemiş'in 'Yiyin gari' sloganıyla cips reklamlarına konu olan ünlü patatesinde çiftçiyi sıkıntı bastı. Bir süredir yağmurun hakim olduğu kentte ürünün çürümesinden endişe eden çiftçiler, sıkıntılı bir hasat dönemine başladı. Çiftçiler, yağış nedeniyle çamura dönen tarlalardaki ürünü toplamaya çalışırken, patatesin tarladaki kilo fiyatının 1.5-1.6 lira arasında değiştiği belirtildi. Çuvallanmış ürünün kilosunun ise 1.8-1.9 liradan satıldığı dile getirildi. Rekoltenin düşüklüğüne dikkat çeken çiftçiler; mazot, gübre ve ilaç fiyatlarından dert yandı. Giderlerin arttığını belirten çiftçiler, devletten destek istedi.

ÜRETİCİ SIKINTILARI ANLATTI

Ödemiş Ziraat Odası 2'nci başkanı olan çiftçi Tahir Balban, "Ödemiş'te dekar başına 3 ton patates çıkıyor. Yağışlar nedeniyle rekoltede büyük düşüş var. Köylü para kazanamıyor. Son zamanlarda gübreye ve ilaca yüzde 100, mazota ise yüzde 60 ila 70 zam yapıldı. Maliyet yükseldi. Çiftçi ancak geçen yılki borçlarını kapatıyor. Çiftçinin para kazanması için devletin bunu sübvanse etmesi gerekiyor. Mazot desteği ilan edildi, ancak yeterli değil. Geçen gün bir arkadaşımız 17 dönüm yer kazdı, 17 ton ürün çıkardı. Halbuki burada 100 ton mal çıkması gerekirdi" dedi. Çiftçinin sıkıntılarını anlatmayı sürdüren Balban, "Yazın bir ara patates fiyatları yükseldi. Devlet Suriye'den patates getirerek piyasayı kırdı. Ödemişli üretici, patatesini ya tarlada tutacak ya da depoya koyacak. Depoya koyduğu zaman stokçu mu oluyor? Ödemiş bir patates ambarıdır. Yağışlar nedeniyle sökümler geri kalmaya başladı. Tarlada bulunan patatesler zarar görüyor. Güneş açınca toprağın tekrar tava gelmesi 3-5 günü alıyor. 3-5 gün sonra bir daha yağmur yağınca sökümler gecikiyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------------

Üreticinin konuşması

Traktörle patates kazılırken

Yağıştan arazinin durumu

Haber- Kamera: Yüksel BALCI/ ÖDEMİŞ (İzmir),

====================================================

4)KLASİK MÜZİK ÖĞRENCİLERİN OKUMA ORANINI VE BAŞARISINI ARTTIRDI

MANİSA'da öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla 'Klasik Müzikle Kitap Okuma Saatleri' projesi hayata geçirildi. Klasik müzik eşliğinde kitap okumaya başlayan öğrencilerin başarı oranının da her geçen gün arttığı belirtildi.

Şehzadeler ilçesindeki İstiklal İlkokulu'nun yönetimi, okuma alışkanlığını geliştirmek için beğenilen bir projeyi yaşama geçirdi. Projeyle öğrencilere, hafta içi 3 gün, 1'er ders saatinde, klasik müzik eşliğinde kitap okutulmaya başlandı. Okuldaki kitaplardan seviyelerine göre istediklerini seçen öğrencilerin, okuma oranları ve genel başarısı yükseldi. Öğretmenler de okuma etkinliklerine katılırken, 300 öğrenci son 1 ayda 450 kitap okudu. Okul Müdürü Gürsel Saka, "Çocuklarımız, arka fondaki duydukları klasik müzikle, okudukları metinlerin içerisine daha fazla girdi. Öğrencilerimizin okuduklarını anlamalarında belirgin bir artış gözlemledik" dedi. Psikolog Tuğçe Başdemir ise kitap okurken müzik dinlemenin odaklanma becerilerini de arttırdığını belirterek, "Araştırmalarımız bize şunu gösteriyor. Çok erken yaştan itibaren hatta anne karnındayken bile seslerle, müziklerle tanışmaya başlıyoruz. Beynimizin sağ ve sol bölgelerinin farklı işler için uzmanlaştığını hesaba katarsak, daha fazla bir performans sergilemeyi sağlıyor. Muhakeme becerileri, bilimsel beceriler beynin diğer yarım küresiyle ilişkiye girdiği zaman, işte kitap okurken müzik dinleme olduğu gibi odaklanma becerilerimizi arttırıyor" dedi.

ÖĞRENCİLER PROJEYİ SEVDİ

Öğrencilerden Eylül Ataş, "Kitap okuma saatinde çok eğleniyorum. Kitaplarımız çok güzel. Bu sene kitap okumaya başladığımdan beri babama 5 kitap aldırdım" dedi. Bir diğer öğrenci Elif Ceylan, "Kitap okumaktan zevk alıyorum. Bilmediğim kelimeleri not alıp, eve gidince sözlükten bakıyorum. Kelime dağarcığımı daha da geliştiriyorum" diye konuştu. Öğrenci Sudenaz Çınkı ise "Müzik eşliğinde kitap okuyunca, daha da zevkli oluyor. Okuduklarımı daha iyi anlıyorum" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Okuldan genel görüntü

Sınıflardan görüntü

Öğrencilerin kitap okumasından görüntü

Okul müdürü Gürsel Saka röp.

Psikolog Tuğçe Başdemir röp.

Sırasıyla öğrenciler Eylül Ataş, Elif Ceylan, Sudenaz Çınkı röp.

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Cemil SEVAL/MANİSA,

====================================================

5)NEY SESİNİ DUYMADAN SEMA YAPIYOR

KONYA Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'nun tek engelli semazeni olan işitme engelli Murat Özşahin (31), 18 yıldır semazenlik yapıyor. Annesi Japon, babası Türk olan Özşahin, çocuk yaşlarda izlediği semadan etkilenerek semazenliğe başladı. Ney ve tasavvuf müziğini duymadan sema yapan Özşahin, "İşitme engelim sema yapmama engel değil. "dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'ndaki semazenler arasındaki tek engelli semazen Burhaneddin Murat Özşahin, enstrümanların sesini duymadan, işitme engeline rağmen 18 yıldır sema yapıyor. Özşahin'in annesi Japon, babası ise Türk. Baba Ramazan Hakkı, annesi Junko ile Japonya'ya iş için gittiğinde tanışıp evlendi. Konya'da doğup büyüyen Burhaneddin Murat Özşahin, küçük yaşlarda Mevlana Müzesini ziyaretinde izlediği sema ayininden etkilenerek semazen olmaya karar verdi. Semazenleri izledikten sonra huzurlu hissettiğini söyleyen semazen Özşahin,

şunları söyledi:

"Küçük yaşlarımdayken anne ve babamla Hz. Mevlana'nın Türbesini ziyaret ettik. Burada gördüğüm semadan çok etkilendim. Yaşım ilerledikçe Mevlana'ya ilgi duymaya başladım. Ailemin de sayesinde özel sema topluluklarına katıldım. Zamanla kendimi geliştirdim ve sadece yurtiçi değil, yurtdışında da birçok ülke de sema yaptım. Yaklaşık 18 yıldır da Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu bünyesine misafir semazen olarak katılıyorum. Topluluktaki tek engelli semazen benim ama bu engelim sema yapmama engel değil.ö

KENDİMİ SEMA İLE İFADE EDİYORUM

Japonya'dan gelen akrabalarının kendisiyle gurur duyduğunu ifade eden Burhaneddin Murat Özşahin, işitme engelli olması nedeniyle, kelimelerle ifade edemediği duygularını, sema ile ifade ettiğin söyledi. Özşahin, "İşitme engelli olarak kelimelerle ifade edemediğim duygularımı, sema yaparak ifade ediyorum. Sema bana huzur veriyor. Sema yaparken hiç ses duymadığım için, başka hiçbir şey düşünmüyorum ve büyük huzur buluyorum. Sema ederken yalnızca Allah'ı düşünüyorum. Sevgiye, merhamete, aşka ve hoşgörüye kendimi adadım. Bazen Japonya'dan gelen akrabalarım beni izlediklerinde çok duygulanıyor. Özellikle anneannem ve dedem bana karşı büyük hayranlık duyuyorlar." diye konuştu.

(Görüntü Dökümü

-----------------------

Sema yapması drone ile görüntü

-Sema yapması

Hazırlanması

Röp.

(Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

=================================

6)ENGELLERİ AİKİDO İLE AŞIYORLAR

İZMİR'de, karma engellilerden oluşan 'Aikido Engel Tanımıyor' takımı, Japon savunma sanatını öğrenmenin yanı sıra gösteri de yapıyor. Bulgaristan ve Yunanistan'da aikido becerilerini sergileyen takım, 2020 Paralimpik Oyunları'nda da gösteri yapmayı hedefliyor.

İzmir Engelliler İçin Japon Sanatları ve Sporları Kulübü Derneği tarafından kurulan 'Aikido Engel Tanımıyor' takımı, rakibin gücünü kullanma esasına dayalı olan aikido savunma sanatını kullanarak engelli bireylerin kendilerini koruyabileceğini kanıtlıyor. Multiple skleroz (MS) hastası, ortopedik engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, görme engelli ve bedensel engelli kişilerden oluşan takım, bu yönülde Türkiye'de tek olma özelliğini taşıyor. Bulgaristan ve Yunanistan'da gösteri yapan takım, 2020 Paralimpik Oyunları'nda da gösteri sunmayı hedefliyor.

Paralimpik Olimpiyatları için çalışmalarının sürdüğünü belirten Japonya Aikikai ve Türkiye Wushu Federasyonu aikido resmi antrenörü Engin Ergin, "Paralimpik Olimpiyatları için sponsorlarımızı bulduk, masraflarımızı kendimiz karşılayacağız, gösterimiz hazır. Japonya bize davet gönderdi, ancak yalnızca Türkiye Milli Paralimpik Komitesi'nin bize destek olmasını bekliyoruz" dedi.

ÖZGÜVENLERİNİ KAZANIYORLAR

Engelli bireylerin aikido sanatı ile birlikte özgüvenlerini kazandıklarını dile getiren Engin Ergin, "Aikido, toplum içine çıkmakta zorlanan engellilerin özgüvenini yerine getiren bir sanat. Aikidonun temel prensibinde rakibin dengesi ve rakibin gücü kullanılıyor, dolayısıyla sizin güçlü olmanıza gerek yok. Bu yüzden engelli bireyler için çok önemli bir savunma sanatı" diye konuştu.

MİLLİ GURUR HALİNE GELDİLER

Engellilere aynı zamanda Japonca eğitimi verdiklerini de belirten Ergin, "Engelli bireylere istihdam alanı yaratmak için çabalıyoruz. Japonca bilen bir engellinin çevirmenlik yapabilir hale gelmesini hedefliyoruz. Hedefimiz 2020 Japonya Paralimpik Oyunları'nda gösteri yapmak. Gösterimizi ilk kez Bulgaristan'da yaptık. Para topladık, otobüs kiraladık ve gri pasaportlarla Bulgaristan'a gittik. İnsanlar olağanüstü etkilendi, ilk kez hayatlarında engelli olup aikido yapan insanları gördüler. Olay artık milli bir gurura dönüştü. Yunanistan'da da bir gösteri yaparak Türk- Yunan dostluğu adına bir çalışma başlattık. Aikido bir paralimpik spor değil ancak son yıllarda paralimpik olimpiyatlarında dans gösterisi yapan engelli takımları var. Aikidoda da engelsiz ve engellinin bir araya geldiği bir gösteri söz konusu. 2020 yılında Japonya'ya bir jest olarak gösteri yapmak istiyoruz. Bu konuda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi'nin bize destek olmasını bekliyoruz. Hükümetimizin bize destek olmasını bekliyoruz. Biz 4 yıldır bunu hiçbir para beklentisi olmadan yaptık, bütün derslerimiz ücretsiz. Engelsiz bütün arkadaşlarımız bunu gönüllülükle yapıyor. Biz bu projeye inanıyoruz, insanların bizimle olmasını istiyoruz" dedi.

İKİ ÜLKE ARASINDAKİ ENGELLERİ DE AŞACAĞIZ

Yunanistan ile ortak çalışmalar yürütmeyi planladıklarını anlatan Ergin, "Yakın zamanda Yunanistan'daki otizmli engellilerin kurduğu bir dernekle de aikido takımı kurarak Türkiye'deki engellileri buluşturacağız. Türk -Yunan dostluğu adına bir çalışma başlatacağız, alt yapıyı hazırladık. İki ülke arasındaki engelleri de aşmak sevdasındayız. Lübnan'da da engelli gruplarıyla aikido çalışmaları başlatacağız" diye konuştu.

AİKİDO İÇİNDE SEVGİ BARINDIRYOR

Kensininin spora çocukken karate ile başladığını dile getiren Ergin, "Yıllar sonra bu sporun dogi ve hakama denilen kıyafetlerini gördüm, aikidoyu izleyerek öğrendim. Aikido, içimdeki enerji ile uyum yolu anlamına geliyor. Aikidonun müsabakası ve yarışması yok, içinde sevgi barındırıyor. Savaş sanatı olmasına rağmen, insana zarar vermeyerek kendinle barışık olmayı öğretiyor. 22 yıl önce aikidoyla tanıştım ve 22 yıldır aikido sanatı ile uğraşıyorum. Aikido sanatına olan bu ilgim, dernek kurmaya dönüştü. Böylelikle 'Aikido Engel Tanımıyor' takımını kurdum. Bizim takımımız karma engellilerden oluşuyor. MS hastası, ortopedik engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, görme engelli, bedensel engelli olan kişilerden oluşan dünyadaki tek takım. 17 engelli, 17 engelsiz olmak üzere toplam 34 kişilik bir takımız. Biz 50 ve 50 olmak üzere 100 kişilik bir takımı hedefliyoruz. Bu takımımızla beraber 5 yıldır aikido çalışıyoruz. İçlerinde ilk kez engelli siyah kemer sahibi sporcu unvanını alanlar var" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Aikido Engel Tanımıyor takımının antrenmanlarından görüntüler

Takım gösterisinden genel ve detay görüntüler

Antrenör Engin Ergin ile röp.

Haber- Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement