Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, " Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ülkesi olmak istiyor ama bu, her türlü dikteyi kabul edeceğiz anlamına gelmiyor." dedi.
Resmi ziyaret için İspanya'nın başkenti Madrid'de bulunan Çavuşoğlu, düşünce kuruluşu Real Elcano Enstitüsünün düzenlediği konferansta yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin AB'ye üyelik talebi kişisel değil, stratejik bir seçimdir. Biz tam üye olmak istiyoruz ama eğer AB bizi istemiyorsa açık ve samimi olarak bunu söylesin. Biz fikir değiştirmedik." ifadelerini kullandı.
Avrupa'da özellikle son dönemlerde aşırıcılığın artmasıyla popülist siyasi akımların da öne çıkmaya başladığını ve bu akımların Türkiye'yi kullanmak istediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye'nin dış politikası neden bazı ülkeleri endişelendiriyor söylemeliler. Siz dünyanın farklı yerlerinde yeni fırsatlar aramıyor musunuz? Afrika'da, Asya'da yeni iş birlikleri aramıyor musunuz? Siz başkasıyla iş birliği yapınca biz 'Neden yapıyorsunuz?' diye soruyor muyuz? AB'nin bize karşı samimi olması gerek. AB'nin bu ikiliğinden artık sıkıldığımızı söylemeliyim." diye konuştu.
Çavuşoğlu, AB ve Türkiye'nin birçok ortak değere sahip olduğunu vurgulayarak "Eğer ortak değerlerimizi korumayı başaramazsak hepimiz kaybederiz." mesajını verdi.
"Genişleme, Avrupa'nın en büyük güçlerinden biridir" diyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer genişleme olmazsa Avrupa, gücünü ve bölgeye etki etme kapasitesini nasıl koruyabilecek? Samimi olmak gerek. Eğer genişleme olmazsa Avrupa güç kaybeder. Bazı AB liderleri maalesef kısa vadeli, dar görüşlere sahip. AB'nin kuruluş vizyonu bugün aynı düzeyde korunmuyor. Bazıları ortak değerleri reddedip, kültürler ve dinler arasında duvarlar inşa etmek istiyorlar. Bu mantalite Avrupa'yı hasta bir kıta haline dönüştürür. Biz birleştirici, ortak yaşamı savunan, farklılığa saygı gösteren bir Avrupa istiyoruz."
AB'nin başta dış politika olmak üzere birçok politikasının başarısızlıkla sonuçlandığını kaydeden Çavuşoğlu, "Her şeye rağmen Avrupa, bugün en istikrarlı ve en demokratik kurum olmaya devam ediyor. Her ikimiz de siyasetlerimizi gözden geçirip, sorunlara ortak göğüs germek için birlikte yürümeye devam etmeliyiz." dedi.
Çavuşoğlu, Madrid'de görev yapan 30'dan fazla büyükelçinin yanı sıra iş dünyasının önemli temsilcilerinin ve basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği konferansta yöneltilen soruları da yanıtladı.
Türkiye'nin Suriye'de siyasi bir çözüm için büyük bir çaba gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Biz başından beri Suriye'de askeri değil, siyasi bir çözüm olmasını savunuyoruz. Diplomasimizi de buna göre yürütüyoruz. DEAŞ'a karşı verilen mücadelede El Bab, Rakka ve Irak'ta Musul 3 kritik şehirdir. Suriye'de bazı ihlallere rağmen ateşkes korundu. Halen bu siyasi süreci devam ettirmek için çaba gösteriyoruz. Halep'ten 45 bin sivil çıkarmamız çok zor bir süreçti ama başardık. Bunun için İran dışişleri bakanı ile 3 günde 20 telefon görüşmesi yapmam gerekti ama sonuçta başardık." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'de Esed rejimine karşı duruşunun değişmediğinin de altını çizerek "Esed rejimi, 600 bin Suriyeliyi öldürdü. Klor gazı veya diğer kimyasal gazları kullandı. Herhangi bir lider veya rejim, aynısını yapabilir mi? Eğer buna sessiz kalınırsa bu soykırımı ve binlerce insanın öldürülmesini meşrulaştırmak olur. Kimse Suriye halkının ne istediğini sormuyor? Biz rejim ile değişiklik isteyen muhaliflerin konuşmasını, diyalog kurmasını, Suriye'nin kendi liderini seçmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Kıbrıs görüşmelerine değinen Çavuşoğlu, "Kıbrıs'ta kaçırılmaması gereken bir fırsat var. KKTC, adil ve kalıcı bir çözüm için açık bir tavır takındı ve pozitif taraf oldu. Müzakerelerde henüz başarısızlıktan söz edilemez. Uzmanlarımızın karşılıklı olarak çalışmaya devam etmesi önemli. Umudumuz halen var." değerlendirmesini yaptı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Türkiye, Lozan'ın ötesine mi gitti? Yeni Osmanlı politikası mı izliyor?" şeklinde bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Türkiye her zaman sözlerini yerine getiren bir ülke oldu. İmza attığı anlaşmalara saygı gösteriyor. Eleştiri elbette olabilir. İspanya'da geçmişte imzaladığı anlaşmaları hiç eleştirmiyor mu? Mesela 22 yıl önce Bosna'da bir anlaşma imzalandı. Savaşı bitirmek için bu anlaşma gerekliydi ama herhangi biri şimdi 'Bu anlaşma mükemmeldi' diyebilir mi? Türkiye, tüm komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne tamamen saygı gösteriyor. Evet, Yunanistan ile bazı sorunlarımız var görüşlerimiz tansiyonu yükseltmek için değil, düşürmek içindir. Yunanistan ile ilişkilerimiz çok iyi ve tüm diplomatik kanallarımız açık. Yani, söylemek istediğim geçmişteki anlaşmaları eleştirmek ifade özgürlüğüdür. Bu asla 'Türkiye'nin yakın ülkelerin topraklarında gözü var' anlamına gelmez."
Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğüyle ilgili soruları da yanıtlayan Çavuşoğlu, Türkiye'de iktidarı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da sert dille eleştiren birçok basın kurumunun mevcut olduğunu söyledi. Basın ve ifade özgürlüğüne müdahalenin kesinlikle olmadığını belirten Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında alınan önlemlerin Avrupa'da çarptırıldığını vurguladı.
Çavuşoğlu, "Türkiye'de, hapse girmeden referandumda hayır için kampanya yapılabilir mi?" sorusu üzerine, "Bu soruyu tamamen reddediyorum. Biz özgür bir ülkeyiz. Türkiye'de tüm seçim süreçleri şeffaf, açık, demokratik ve adil olmuştur. Bunu ben değil Avrupa Konseyi de söylemişti. Türkiye'de 'evet'i ve 'hayır'ı ile herkes şu anda kampanya sürecindedir. Türkiye'de 'hayır' diyorsan sorun yoktur. Ama Arda bir 'evet' dediği için onu küçük düşürmeye çalıştılar. Sanatçılar ve ya sporcularda 'hayır' diyenlerin hiçbirine böyle bir şey olmadı. Biz demokratik bir ülkeyiz. Eğer Türk halkı 'evet' de dese 'hayır' da dese çıkan sonuç kabul edilecektir." yanıtını verdi.
Bu arada konferansa katılan İspanya Dışişleri Bakanı Alfonso Dastis da "Türkler ve İspanyollar olarak asırlara dayanan çok iyi ilişkilerimiz var. Akdeniz kültürü, karşılıklı olarak hem bireysel hem de ülkeler arası ilişkilerimizi geliştirmemizi kolaylaştırmıştır." dedi.
Dastis, en kısa zamanda Türkiye'ye gelmeyi arzuladığını söyleyerek "(Çavuşoğlu) bugünkü görüşmemizden sonra beni davet ederse en kısa zamanda Ankara ve İstanbul'u ziyaret etmeyi düşünüyorum." diye konuştu.
"Türkiye ile stratejik ortaklığa dayanan, büyük öneme sahip bir ilişkimiz var" diyen Dastis, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşadığı zor süreçte Türkiye'ye tam destek verdiklerini belirtti.
Dastis, "Türkiye'nin demokratik kurumlarına karşı her türlü saldırıyı en derin şekilde kınıyoruz ve Türk halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu gösteriyoruz. Barbar terörizmin acısını biz de yıllarca çektik. Terör yarası bizde de var. O yüzden İspanya olarak Türkiye'nin bu mücadelesinde her zaman yanında olacağız." dedi.
Türkiye'nin, İspanya'nın dış politikasında öncelikli bir yer olan coğrafi bir konumda bulunduğunu vurgulayan Dastis, "İspanya, Kopenhag kriterleri kapsamında her zaman Türkiye'nin Avrupa perspektifini, tam üyeliğini desteklemiştir ve desteklemeye de devam edecektir. İletişim kanalları her zaman açık tutulmalıdır. Mevcut durumda AB'nin yüz yüze kaldığı en büyük meydan okuma sığınmacı krizidir. ve 2. Dünya Savaşı'ndan sonra görülen bu en büyük insanlık krizine karşı Türkiye örnek bir iş birliği göstermiştir. Türkiye ve AB arasında yapılan anlaşmanın temel ilkeleri, denizde daha fazla hayat yitirilmesini durdurmak ve insan taciri mafya örgütleri ile mücadeledir. Anlaşmanın ardından da hayatlarını kaybeden sığınmacıların oranı yüzde 90'dan fazla azalmıştır." açıklamasında bulundu.
Gümrük Birliği anlaşmasının daha modern bir hale getirilmesi için Türkiye'nin çabalarını desteklediklerini de ifade eden Dastis, "Medeniyetler İttifakı, iklim değişikliği sorunu, Irak ve Suriye savaşları ve sığınmacı krizi gibi konular başta gelmek üzere İspanya ve Türkiye uluslararası alanda güçlerini birleştirmelidir." diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu İspanya'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?