Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, "17 Aralık'ta eğer başarılı olsalardı, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İHH Başkanı Bülent Yıldırım içerdeydiler" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Akademik Koordinasyon Topluluğu "Küresel Siyasette Yeni Güç Türkiye" konulu konferans düzenledi. OMÜ Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak'ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa, OMÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mahmut Aydın, AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir, DOSTER Derneği Başkanı Hüseyin Mutlu, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
OMÜ Akademik Koordinasyon Kulübü Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Fahri Birinci'nin açılış konuşmasından sonra konferans veren Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, "Bugün Türkiye her istediğini yapacak bir güçte değil. Ama bizim istemediğimiz bir şeyin yapılması artık mümkün değil. Biz kime dokunursak yenidünyanın lideri o olacak. Şili ile işbirliği yaparsak, Şili, Hindistan ile işbirliği yaparsak Hindistan, Avrupa ile işbirliği yaparsak Avrupa, Amerika ile işbirliği yaparsak Amerika olacak. Hiç kimse bizi kaybetmeyi göze alamaz. Onun için bu topraklardaki iktidar savaşı çok keskin yaşanıyor. Siz bir buçuk milyar Müslüman'ın ümidisiniz" diye konuştu.
"Bizim yeniden Müslüman olmamız gerekiyor. Atalarımızın dininden vazgeçmemiz gerekiyor" diyen Dilipak, "Din büyüklerinizi 'ilah' ve 'rab' edinmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Aynı Allah'a, Resule ve kitaba iman edenler tek bir cemaattirler. Kim ki ikinci bir cemaatten söz ediyorsa, kendine ya yeni bir ilah, ya yeni bir kitap ya da yeni bir resul uydurmuştur. Biz Allah'a Resulü'ne ve kitaba iman ediyoruz. Eğer gerçekten mümin ise öyle yapmamız gerekiyor. İhtilaflı konularda ya birbirimizi mazur göreceğiz ya da hakeme gideceğiz. ya hakkınızdan vazgeçersiniz çözüm bulursunuz ama asla müteşabihlerin peşine takılıp dinimizi tartışma konusu yapmayacağız. Peygamber Efendimiz yakında milli maçlara da gelirse şaşırmayın. Hz. Ali, Hz. Ayşe ile ihtilafını çözemiyor. Hz. Fatıma, eşi, kızı, damadı peygamberimiz ile görüşüp çözemiyorlar. Ama şimdi her tarikatın şeyhi, peygamberimiz ile görüşmeye gidiyor. Getirdikleri haberde birbirine benzese, onlarda başka başka haber getiriyorlar" şeklinde konuştu.
"LÜTFEN BAKIN ALLAH RIZASI İÇİN"
Gazeteci Yazar Dilipak'ın bu konuşmasından sonra bazı öğrenciler salonu terk etmeye başladı. Dilipak da giden öğrencilerin arkasından geri gelmelerini isteyerek, "Arkadaşlar oturun isterseniz. Birbirimizi dinleyeceğiz ve birbirimize cevap vereceğiz. Birbirimize şahitlik edeceğiz. Keşke dinleyebilseydiniz. Ben sizi üzmek için söylemiyorum bunları. Lütfen bakın Allah rızası için. Gerçekten yazık olacak size. Yazık ediyorsunuz kendinize, Allah rızası için dinle. Keşke dinleseydiniz" ifadelerini kullandı. Ardından salondaki diğer öğrenciler de 'Recep Tayyip Erdoğan' diye slogan attılar.
"ERDOĞAN'A 20'YE YAKIN SUİKAST DÜZENLEDİLER"
Türkiye'ye oynanan oyunları Recep Tayyip Erdoğan'ın engellemeye çalıştığını belirten Dilipak şöyle konuştu:
"Birileri senaryo kurmuş. Deniz Baykal Cumhurbaşkanı olacak önden tutacak, cemaatte bürokrasiyi arkadan da tutacak ve Recep Tayyip Erdoğan da vitrin dekoru olarak kalacak. Plan buydu. Çünkü onun asabi, risk alan cesur karakterine Amerika'nın ihtiyacı var ama Recep Tayyip Erdoğan'a güvenmiyor. Tayyip Erdoğan'ın üzerindeki senaryo da, cemaat bürokrasiyi kontrol edecek, Baykal tepesini kontrol edecek bu iktidar eliyle İslam coğrafyasının 20 ülkesiyle rejim ve iktidarları değiştirilecek. Türkiye modeli demokrat, laik, İslam profili, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde 20 ülke geri getirilecek. Deniz Baykal 'araba gelecek beni Çankaya Köşkü'ne götürecek' diye bekliyor. Recep Tayyip Erdoğan bir omuz darbesi ile Abdullah Gül'ü Çankaya Köşkü'ne gönderdi. Baykal'ın kasetini bu sistem çıkarttı. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan o gün kontrol dışı kaldı. O günden sonra Erdoğan'a 20'ye yakın suikast düzenlediler. Recep Tayyip Erdoğan'ın önü ve arkası kontrol edilmiş bir şekilde bir yere götürülüp, işi bitince de kenara atılacaktı. Recep Tayyip Erdoğan bu tuzağa düşmedi. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı oldu, Baykal da kaset yoluyla cezalandırıldı. Bir baktık Adıyamanlı menzilciler Sağlık Bakanlığına, Süleymancılar Türk Hava Yollarına gitmişler. Karadenizliler inşaat sektörüne girmiş. Cemaatte ise MİT, banka ve medya alanında örgütlenebildi. Recep Tayyip Erdoğan herkese kapıyı açtı. Fakat içeriyi kendisi kontrol edemiyor. Önce terörü bitirmesi gerekiyordu. Çünkü sen içeriyle uğraşmaya başlarsan terörü patlatacaklardı. Bu Roboski'si falan hepsi tezgahtı. Türkiye'yi kontrol etmek için darbe, savaş ve terör gibi şeyler ellerindeki maşaydı. Recep Tayyip Erdoğan terörü bitirmek üzere bir plan yaptı ve bir şekilde bitirdi."
Bütçenin geçmesine 3 gün kala 17 Aralık tarihinde operasyonun başlatıldığını ifade eden Dilipak konuşmasını şöyle tamamladı:
"Türkiye'de bütçe geçemez ise hükümet düşerdi. Merkezi hükümet kilitlenirdi. AK Parti'den de 50 kişiyi şantaj ve tehdit ile istifa ettirdiler. Ben bunları 6 ay önce yazdım. Bunları Recep Tayyip Erdoğan çok daha önceden biliyor olması gerekiyor. Sonuçta süreç başladı. Gezi Parkı olayları da bunun bir ayağı idi. 17 Aralık tarihinde eğer başarılı olsalardı, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İHH Başkanı Bülent Yıldırım içerideydiler." - SAMSUN
Son Dakika › Güncel › Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?