İsipab 10. Konferansı

İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Türk Grubu Başkanı Orhan Atalay,  "Eğer bu yapı kabul edilemeyen bir yapıysa Paris cinayetiyle benzeri cinayetlerin bir daha vücut bulmamasını istiyorsak kesinlikle İslam dünyası ve Paris'te toplanan ülke liderlerinin, İslam dünyasındaki bu anormal yapıyı düzeltmek için toplanmaları gerekir" dedi.

Atalay, İSİPAB'ın 10. Toplantısı'nın gerçekleştirildiği Hilton İstanbul Bomonti Hotel'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İSİPAB'ın varlık amaçlarından birinin İslam'ın doğru anlaşılması olduğunu aktaran Atalay, "Terör, başta İslam dünyası olmak üzere bütün dünyayı tehdit eder hale geldi. İslam dünyasının halihazırda çok canlı ve sıcak yaşadığı bu sorunun köklerine inmek ve bunları kökten çözmek gibi bir amacı var İslam İşbirliği Teşkilatı'nın" diye konuştu.

Atalay, İSİPAB'ın çok yoğun bir gündemi olduğunu belirterek, ele alınan sorunların sadece İslam dünyasını ilgilendirmediğini, insanlığın genel problemlerinin gündemde olduğunu söyledi.

Katılımcı ülkelerle İslamofobia'nın önüne nasıl geçileceğinin ele ele alındığını dile getiren Atalay, şöyle devam etti:

"İnanç özgürlüklerine saygıyı ifade hürriyetiyle nasıl uzlaştırabiliriz'in yolunu arıyoruz. Özellikle son Paris cinayetlerinin sebebi Peygamber Efendimize hakaret içeren karikatürlerdi. İfade veya basın hürriyeti şüphesiz inançlara saygıyı ortadan kaldırmamalı. Meşhur bir söz var; 'Sizin yumruk atma özgürlüğünüz var ama o burnumuzun ucuna kadardır'. İnanç, ifade, basın yayın hürriyetini sonsuz ya da sınırsız olarak telakki edemeyiz. Çünkü her sözün ve her fiilin mutlaka bir alanı ve sınırı olmalıdır."

İslam'ı doğru anlatarak, oluşturulan algı değiştirilebilir"

Atalay, İslam'ın terörle anılmasına neden olan DEAŞ konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun en açık tedbiri İslam'ı doğru bir şekilde öğrenmek ve anlatmaktır. Son yüzyılda İslam dünyasının özellikle Osmanlı'nın yıkılmasından sonra Ortadoğu'da meydana gelen boşluk, birtakım monarşik ve askeri diktatörlük şeklindeki yönetimlere sebep oldu. Burada anormallikler var. Bu tip coğrafyalarda, siyasal ve sosyal anormalliklerde ister istemez birtakım anormal yapılar da oluşur. Terör, böyle bir iklim için son derece uygun bir oluşumdur. Bunun önüne geçmenin yegane yolu, İslam'ı doğru anlamak, öğretmek ve yaymaktır. İslam'la terörü yan yana getirmek aslında bir projedir. Bunun altında daha derin sebepler vardır. İslam'ın Avrupa başta olmak üzere dünyadaki yayılımının önlenmesi için bazı yapılar İslam aleyhine algı oluşturma peşindedir."

"İslam dünyasındaki normalleşmeye katkı gerekir"

İslam dünyasındaki anormal yapıların normalleştirilmesi gerektiğini ifade eden Atalay,  İslam dünyasında başta Filistin meselesi olmak üzere demokrasi, siyasi istikrar, ekonomik kalkınma gerçekleşmediği sürece bu tür yapıların her zaman olacağını dile getirdi.

Atalay  "Dolayısıyla uluslararası yapılar, odaklar, merkezler bu probleme eğer çözüm bulmak istiyorlarsa kendi kıtalarının içinde, kendi evlerinde onları tehdit eden bir hale gelen bu yapılarla mücadele etmek istiyorlarsa hep birlikte İslam dünyasındaki bu anormalliklerin kısa zaman içinde normalleşmesine katkıda bulunmaları gerekir" dedi.

Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu kapsamda kendi üzerine düşeni yapmadığını, bütün Müslüman ülkelerin de bu kanaatte olduğunu belirten Atalay, şöyle devam etti:

"Son 2-3 gündür kiminle görüşürsek bunu herkes açık açık ifade etmeye başladı. Güvenlik Konseyi üyeleri ne yazık ki bugün dünya güvenliğini, dünya insanlarının ve mazlumlarının güvenliğini temin etme noktasında bir acziyet içindedir. Bir ülke hayır dediği zaman, bir ülke katılmadığı zaman, gözümüzün önünde her gün binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insanın katledildiğini daha uzun süre seyretmeye devam edeceğiz. Eğer bu yapı kabul edilemeyen bir yapıysa Paris cinayetiyle benzeri cinayetlerin bir daha vücut bulmamasını istiyorsak kesinlikle İslam dünyası ve Paris'te toplanan ülke liderlerinin, İslam dünyasındaki bu anormal yapıyı düzeltmek için toplanmaları gerekir. Başta siyasi istikrar konusunu gündemlerine almaları gerekir. Devlet terörü başta olmak üzere canını, malını, varlığını yok eden anormal yapıyı çözmek için işbirliğine gitmeleri gerekir."

Filistin sorununun çözümü

Orhan Atalay, toplantı kapsamında dün Filistin Komitesi'nce alınan kararın ilk olduğunu belirterek, Filistin Komitesi'nden seçilecek heyetin Avrupa'dakiler başta olmak üzere dünya parlamentolarına gideceğini anlattı.

Ortadoğu'daki sorunun çözümü isteniyorsa önce Filistin sorununun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Atalay, "İslam dünyasındaki problemlerin temeli, 1947'den beri İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesi, zorba politikalarıdır. İsrail'in bu saldırgan tutumunun mutlaka durdurulması gerekir. Filistin Komitesi parlamenterlere giderek, 'Ortadoğu'daki bu sorunlar gittikçe derinleşiyor. Eğer bunun durmasını ya da çözümünü istiyorsanız mutlaka Filistin sorununu da çözmemiz lazım' diyecek. Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınmasını isteyeceğiz. Devlet kurulmazsa bu sorun devam edecektir" diye konuştu.

"Türkiye dünyada yalnız değil"

İSİPAB Türk Grubu Başkanı Orhan Atalay, bu yıl 10'uncusu İstanbul'da yapılan toplantının aslında Mali'de düzenlenmesinin planlandığını ancak Ebola virüsü nedeniyle Türkiye'de gerçekleştiğini söyledi.

Atalay, Paris saldırısından sonra İslam aleyhine bir gündemin oluştuğu bir dönemde toplantının İstanbul'da yapılmasının son derece anlamlı olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin Mısır'da, Suriye'de, Somali'de, Libya'da, Irak'ta mazlumun yanında durarak, tek başına da kalsa hakikati haykırmasından dolayı yalnızlaşan bir Türkiye imajının ortadan kaldırılması noktasında çok ciddi katkısı olacağını tahmin ediyorum. Kongrenin 10'uncusunu yapıyoruz. Türkiye'de yapılmasından dolayı da rekor katılım var. Demek ki Türkiye dünyada yalnız değilmiş. Bunun mesajını bu toplantı ve katılımdan rahatlıkla okuyabiliriz" dedi. - İstanbul