Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) açıkladığı rapora göre Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’deki toplam kayıtlı Suriyeli sayısının resmi rakamlara göre 1 milyon 650 bin, resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyeli göçmenin yaşamakta olduğu bildirildi.
ORSAM ve TESEV tarafından yürütülen saha çalışması neticesinde hazırlanan Suriyeli Mültecilerin Türkiye’ye Etkileri ve Suriyeli Mültecilerin Türkiye’ye Ekonomik Etkileri; Sentetik bir modelleme başlıklı raporların açıklandığı çalıştay, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) himayesinde, TOBB Üniversitesi Sosyal Tesislerinde gerçekleştirildi. Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin, Kahramanmaraş gibi illeri ziyaret ederek söz konusu illerde yerel yetkililer, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, akademisyenler, sanayi ve ticaret odaları, yerel halk ve Suriyeliler ile görüşmeler yaptı.
Bunun sonucunda TESEV ve ORSAM işbirliği 'Suriyeli Sığınmacıların Türkiye'ye Etkileri' adlı bir rapor hazırlandı. Açıklanan raporda Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’deki toplam kayıtlı Suriyeli sayısı resmi rakamlara göre 1 milyon 650 bin, resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyeli göçmen yaşamakta olduğu bilgisi verildi. Bu sayıların Türkiye’nin resmi rakamlara göre nüfusunun yüzde 2.1’ini oluştururken, resmi olmayan rakamlara göre ise Türkiye yüzde 2.5’i oranında Suriyeli ağırladığı ifadelerine yer verildi. Suriye sınırı ve civarındaki illerde yaşayan yaklaşık 10 milyon nüfusa 1.2 milyon civarında yeni nüfus eklendiği açıklandı.
Ekim 2011’de İçişleri Bakanlığı’nın aldığı karar ile Türkiye’de kayıt olan Suriyeli sığınmacılara “geçici koruma statüsü” verildiğine değinilen raporda, “Geçici koruma rejimi ile Suriyelilere sınırsız kalış, zorla geri gönderilmeme ye karşı koruma ve acil ihtiyaçlara yanıt veren kabul düzenlemelere erişimi içerecek şekilde koruma ve yardım sağlanmaktadır. Suriyelilerin yüzde 85’i kamp dışında yaşamaktadır” bilgisi verildi.
Raporda, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 35 bin Suriyelinin doğumunun gerçekleştiğini, kamplardan hastanelere ise 500 binin üzerinde Suriyeli hasta sevk edildiği bilgisi verildi. Resmi verilere göre Birleşmiş Milletler ve Avrupa ülkelerinden gelen yardım miktarı 246 milyon dolar civarında olduğu açıklandı.
AFAD Başkanı Fuat Oktay, açıklanacak rapor hakkında bilgi vererek, “Sunulan raporda Suriyelilerin Türkiye’de yarattığı toplumsal, ekonomik ve siyasi, güvenlik ile etkilerini inceleniyor olması ve yine sınır illerine özgün şehir analizlerinin yapılıyor olması bizim için ayrıca bir önem arz ediyor” dedi.
Suriye konusunda Türkiye’nin hangi noktada olduğunu anlatan Oktay, “Şu an itibari ile 1 milyon 652 bin Suriyeli var. 10 milyonun üzerinde sığınmacı, yine 4 milyonun üzerinde Suriye’nin dışında olmak üzere bir Suriyeli mülteci hareketinin olduğu ve bunun büyük bir bölümünün de Türkiye’de olması.
Türkiye’de özellikle sınır ilimiz de 10 il de ki barınma merkezimizdeki bugün itibari ile 228 bin kişilik bir misafirimiz var. Gerek sağlık anlamında, gerek eğitim anlamında, kültürel anlamada, güvenlik alanında bir bütün olarak baktığımızda ciddi bir sistemi kurduk. BM’nin her kademelerinde ifade edilen, bugün itibari ile dünyadaki en iyi sistemin kurulduğu bir yapıdan bahsediyoruz. 70 bin civarında çocuğun eğitim gördüğü, okul öncesi çocukların eğitimin de olduğu, 40 binin üzerinde, neredeyse 50 bine yaklaşan yetişkin insanın meslek edindirme kursları da dahil, dil kursları da dahil kursları bitirdikleri bir yapıdan bahsediyoruz. Toplama baktığımızda 6,5 milyona yakın sağlık hizmetinin verildiği Türkiye’de ki bir mevcut durumdan bahsediyoruz” şeklinde konuştu.
Raporda ki birkaç bulguya dikkat çeken Oktay, “Bu problemin kısa vadede bitmeyeceği öngörüsüyle; Türkiye’de ki Suriyelilerin yakın zamanda dönüyor olması varsayımıyla bir uyum sürecinin söz konusu olduğu ve bu uyum sürecinin ne kadar doğru yürütülürse orta ve uzun vadede gerek Türkiye’de gerekse de Türkiye’de buluna Suriyelilerin sığınmacılar noktasında kendilerine katkısı son derece faydalı olacağıdır. Dil, kültürel ve yaşam tarzında ki farklılıkların bu uyum sürecinde kolaylaştırılması noktasında şuan itibari ile çalışmalarımızı zorlaştıracak boyutta. Bunların kolaylaştırılması durumunda bizim ciddi faaliyetleri içerisinde bulunmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bulgular içerisinde yer alan ve yoğun olarak çalıştığımız alan özellikle bütüncül bir politikanın uygulamaya konulabiliyor olması tavsiyesi. Bununla ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yoğun bir çalışmamız var. Nasıl ki kamp içerisinde bütüncül bir yaklaşım varsa, yani olaya beslenme ve barınma olarak bakmıyorsak, oraya baktığınızda bir sistemi görürsünüz. Eğitim politikasıyla, sağlık politikasıyla, güvenlik politikasıyla, ileriye dönük çalışma hayatına hazırlama yaklaşımıyla bir kültürel faaliyetleri ile bir bütüncül hatta mahalleleri ve periyodik olarak seçimlerin tekrarlanıyor olması ve seçilenlerin kamp yönetiminde temsil ediliyor olması ve bu insanların kendi adlarına, kendi hayatlarına söz sahibi olmalarıyla alakalı kültürel bir uyumun veriliyor olması, aslında burada bütüncül bir politikanın olduğunu gösteriyor.”
ARZU TÜRKUÇAR
Son Dakika › Güncel › İşte Türkiye'deki Suriyelilerin Sayısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)