Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin milli gelirine oranla insani yardımlarını en fazla arttıran ülke sıralamasında dünyada birinci olduğunu belirterek "Yıllarca kendisi dışarıdan yardım alan, hani o meşhur deyimle 70 cente muhtaç Türkiye, bugün hamdolsun dünyanın dört bir yanında çok ciddi yardım faaliyetlerinde bulunuyor" dedi.
Erdoğan, ATO Congresium'daki Türk Kızılayı Olağanüstü Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Kızılay'ın hali hazırda sembolü olan kırmızı hilal ambleminin 93 Rus Harbi sırasında ilk defa resmen kullanılmaya başlandığını hatırlattı.
Bir grup gönüllü ve fedakar doktor tarafından yaralı ve hasta askerlere bakmak için kurulan cemiyetle başlayan Hilal-i Ahmer ile bu sürecin adeta Kızılayın bir hikayesi olduğunu dile getiren Erdoğan, savaş meydanlarında bunun adeta şekillendiğini belirtti.
Aslında gazi bir kuruluş olan Kızılayın kuruluşundan sonra yaşanan tüm savaşlarda askerin hemen gerisinde kendi insani mücadelesini verdiğini kaydeden Erdoğan, Kızılayın, dost ve düşman demeden tüm yaralıları hastaneye yetiştirdiğini, orada tedavisi ve bakımını yürüttüğünü, kaybedilen her uzvu, mensuplarının sevgi ve şefkatiyle gönüllerde ikame ettiğini ifade etti.
Erdoğan, bilhassa Balkan Savaşı'nda, Trablusgarp'ta, Çanakkale'de, 1. Dünya Savaşı'nın ve Kurtuluş Savaşı'nın tüm cephelerinde, Kıbrıs çıkarmasında askerin en büyük moral kaynaklarından birinin Kızılayın kırmızı hilalli bayrağını olduğunu kaydederek " Çünkü o bayrak askerimiz için verilen mücadele, yaşanacak sıkıntılarda kendisine sahip çıkılacağının adeta garantisi ve sigortası olarak görülmüştür. Çeşitli cephelerde yaralanıp tedavi için vapurlarla İstanbul'a getirilen askerlerimizi Sirkeci'de ilk karşılayan neydi biliyor musunuz? Kızılay'ın kurduğu Hilal-i Ahmer çayhanesiydi. Çok önemli" dedi.
Çayhanede çok zor şartların hakim olduğu cephelerden gelen askerlere sıcak çay, süt ve yoğurt dağıtıldığını bilgisini paylaşan Erdoğan, konuşmasında şunlara yer verdi:
"Ne büyük dedelerimiz varmış. Ne büyük, ne asil ecdadımız varmış. Neleri düşünmüş, nelerin giderilmesi için hemen tedbirler almış. Bu gönül meselesi. Bize şu anda çok basit gibi gözüken bu hizmet, o şartlarda öylesine değerli, öylesine makbuldü ki bu vesileyle bir kaç hadiseyi paylaşmak istiyorum.
Balkan Savaşı'nda Üsküp, Sırpların eline geçince, şehirdeki Kızılaya ait hastane işgal edilmek isteniyor. Hastaneye girildiğinde karşılaşılan manzara gerçekten ibret vericidir. Osmanlı'nın Üsküp'e hakim olduğu dönemde açılan Kızılay hastanesinde, Türk askerleri ile birlikte Sırp askerleri de tedavi edilmektedir. Bu manzarayı gören kentteki diğer yabancı unsurların da tepkisiyle hastanenin işgalinden vazgeçiliyor.
Yine bir başka ibretlik hadise de. Rusçuk'ta çok kötü şartlarda esir tutulan askerlerimizin oraya giden Kızılay heyetinin samimi gayretleri ve fedakarlıklarıyla ülkemize geri dönmelerinin sağlanmış olmasıdır. İşte Kızılay sizsiziniz ve işte Kızılay.."
-"45 milyondan 4,5 milyar dolara çıktık"-
Kızılayın dost düşman herkesin saygısını ve hürmetini kazanmış bir kurum olduğunu dile getiren Erdoğan, Kızılay mensuplarının tüm bu savaşlar boyunca verdikleri hizmetlerin gerçekten takdire şayan olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin geçtiğimiz yıl yaklaşık 4,5 milyar dolarlık yardımıyla dünyada en çok insani yardım yapan üçüncü ülke olduğunu belirterek, "10 yıl önce yapılan yardım neydi biliyor musunuz? 45 milyon dolar. 45 milyondan 4,5 milyar dolara çıktık. Milli gelirine oranla insani yardımlarını en fazla arttıran ülke sıralamasında ise dünyada birinciyiz. Veren el alan elden üstündür. Böyle inandık böyle yürüdük. Yıllarca kendisi dışarıdan yardım alan, hani o meşhur deyimle 70 cente muhtaç Türkiye, bugün hamdolsun dünyanın dört bir yanında çok ciddi yardım faaliyetlerinde bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin binlerce kilometre uzağında olan Haiti'de, 2010'daki deprem felaketinde bölgeye ilk ulaşan yardım ekiplerinden birinin Kızılay olduğunu söyleyen Erdoğan, Güney Asya'da, Endonezya'da, Açe'de, Sudan'da, Myanmar'da, Somali'de, Filistin'de, Çad'da yaşanan felaketlerde oraya ilk koşan ve en ciddi yardım operasyonlarını gerçekleştiren yine Kızılay olduğunu belirtti.
Erdoğan, Pakistan'da yürütülen ve tarihin en büyük insani yardım operasyonlarından biri olan projelerin tüm dünyaya örnek olduğunu ifade ederek, "Sizlerin gayreti sayesinde kırmızı hilalimizi tüm insanlığın yüreğine sezgiyle fedakarlıkla kazıdığımıza inanıyorum. Esasen, günümüzde devletlerin gücü asker sayıları silah sayıları ile değil, işte bu tür faaliyetlerdeki kapasiteleri ve başarılarıyla ölçüler. Eğer siz kendi vatandaşlarınızın başına felaket geldiğinde onların yardımına süratle koşabiliyorsanız, yaraları süratle sarabiliyorsanız büyük devlet olabilirsiniz. Eğer siz, hemen yanıbaşınızdaki komşularınızdan dünyanın en ücra köşesindeki mağdurlara kadar, ihtiyacı olan herkese el uzatabiliyorsanız büyük devlet sıfatını hak ediyorsunuz demektir. Aksi takdirde cisminiz ne kadar büyük olursa olsun kimse size bu nazarla bakmaz" ifadelerini kullandı.
-"Türkiye gerçekten bu tür yardımlarda örnek bir ülke"-
Erdoğan, veren el olabilmenin, paylaşmanın sadece maddi imkanlara sahip olabilmekle sağlanan bir şey olmadığını anlatarak, maddi imkanların yanında gönlünüzün ve yüreğinizin de geniş olması, hassas olması gerektiğini söyledi.
Erdoğan konuşmasını söyle sürdürdü:
" Şayet yüreğinizin alıcılara kapalı ise olsa da veremezsiniz. İşte sizler yakından şahit oluyorsunuz. Nice gelişmiş ülke, maddi durumları bizden çok çok iyi olan devletler, bizim yaptıklarımızın onda birini bile yapmadı. Suriye'deki drama, Irak'taki acıya, Somali'deki çileye duyarsız kalıyorlar. Suriye'den, Irak'tan 2 milyon insan bizde. A'dan Z'ye her türlü bakımlarını biz yapıyoruz. Eğitim, sağlık her şeyiyle biz uğraşıyoruz Irak'ta hakeza. Yaptığımız harcama şu ana kadar 5,5 milyar dolar. Bizi gördükleri zaman ne diyorlar bize. Türkiye gerçekten bu tür yardımlarda örnek bir ülke. Tüm Avrupa'da ne kadar var? Tüm Avrupa'da şu anda 250 bin civarında. Ama bize BM'den, tüm dünyadan gelen destek 250 milyon dolar. Harcama 5.5 milyar dolar. İşte bu Türkiye'nin ne denli cömert bir ülke olduğunu gösteriyor. Bu mültecileri alırken de seçici davranıyor, sadece kendi ihtiyaçlarını görecek, eğitimli, donanımla yetişmiş kişileri almaya çalışıyorlar. Onlar için söylüyorum. Hamdolsun, ülkemiz insanımızın alnı ak, başı diktir. Çünkü bu ülke, belde-i emindir. Güvenilir bir beldedir"
"Anadolu'nun kapıları bütün mazlumlara açılmıştır"
Erdoğan, Türkiye'nin gariplerin, mağdurların, mazlumların yurdu olduğunu belirterek, yaralanan Libyalı'nın, vatanından kovulan Türkistanlı, Esed'in zulmünde kaçan Suriyeli'nin de Türkiye'ye sığındığını ve tedavi gördüğünü söyledi.
Türkiye'ye sığınanların etnik kimliğine, mezhebine, dinine, rengine, meşrebine bakılmadığını ve geri çevrilmediğini vurgulayan Erdoğan, "Tıpkı dün, Çanakkale'de bakılmadığı gibi. Bizim soframıza milyonlarca kaşık konulmuştur. Anadolu'nun kapıları önce bizlere, ardından dini, dili ve ırkı ne olursa olsun bütün mazlumlara açılmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 13 yılda yaptıklarıyla yardımseverlik vasfını daha da artırdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Hamdolsun ekonomisi büyüyen, istikrarı güçlenen, toplumsal barışını daha da pekiştiren Türkiye, acil insani yardımlarda adeta tarih yazdı. Diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da gerçekten çok önemli bir sıçrama yaptı. Kızılay başta olmak üzere yardım kuruluşlarımız organizasyon olarak, operasyonel kabiliyet olarak, imkan olarak gerçekten çok ileri bir noktaya ulaştılar. Yardım faaliyetlerinin özünde, ruhunda elbette gönüllülük esastır, olmak zorundadır ama bu gönüllülük ruhunu profesyonel organizasyonlarla desteklemediğiniz de günümüz şartlarında, içeride ve dışarıda varlık gösterebilmeniz mümkün değildir. Gönüllülük prensibinden soyutlanmış bir organizasyonda yardım değil ticaret veya siyaset amaçlı bir yapıya dönüşür. Bu aradaki dengeyi çok iyi kurmak, çok iyi işletmek mecburiyetindeyiz. Biz tüm yardım kuruluşlarımızda bu anlayışla yeniden yapılanmayı gerçekleştirdik. Kızılayımız da bu çerçevede kendini bu çıkartılan yasayla ve atacağı adımlarla yeniliyor."
Erdoğan, yapılan çalışmaları bir bayrak yarışına benzeterek, önemli olan geride hoş bir seda bırakılması olduğunu, bunu da Türk Kızılayı mensuplarının yapacağını söyledi.
Çatışmaların, insani dramların, acı ve zulmün artık neredeyse sıradanlaştığı bir bölgede Türk Kızılayı mensuplarının, Türkiye'nin yardım neferleri olacağını ifade eden Erdoğan, "147 yıldır nasıl bu mukaddes görevi yerine getirmişseniz, nasıl Türkiye'nin müşfik elini, insanımızın merhametini, yardımseverliğini ve dayanışmasını dünyanın dört bir tarafına ulaştırmışsanız, bundan sonra da aynı kararlığın artarak devam edeceğine inanıyorum. Şimdiye kadar yapılanlar, inanıyorum ki gelecekte yapılacakta yapılacak hayırlı işlerin de teminatıdır" diye konuştu.
Konuşmaların ardından, Pakistanlı Abdul Basit Shafi adlı çocuk yaptığı tabloyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a armağan etti.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Kızılay Olağanüstü Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?