Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu´nda düzenlenen Zümrüdüanka "Yeşilay Enleri 2015"in ödül töreninde yaptığı konuşmada, bugün ilkokul çağındaki çocuğun ağzında sigara olduğunu belirterek,"Ortaokul çağındaki çocuk alkolle tanışmış. Lise çağındaki genç, maalesef uyuşturucuyla hemhal. Artık üniversiteyi söylemiyorum" diye konuştu.
Bu çocuklara doğruyla yanlışın, haramla helalin, faydalıyla zararlının ölçüsünün, kriterinin verilmediğini dile getiren Erdoğan, ölçünün olmadığı yerde savrulmanın kaçınılmaz olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, "Biz önce çocuklarımıza doğruyu yanlışı en güzel şekilde öğreteceğiz, sonra da buna uyup, uymadıklarını yine en sıkı şekilde takip edeceğiz. Tabii her şeyden önce de kendimiz onlara örnek olacağız. Meseleyi, ´Ele verir talkını, kendi yutar salkımı´ işine çevirmeyeceğiz. Kendimiz sigara içerken, çocuğumuza ´sigara içme´ demenin faydası olmadığını bileceğiz. Kendimiz alkol kullanırken, çocuğumuza ´alkol zararlı´ demenin boş olduğunu unutmayacağız. Kendimiz kumar illetine bulaşmışken, çocuğumuzu ondan uzak tutamayız. Kendimiz teknoloji bağımlısı, internet bağımlısı durumundayken çocuğumuzu bu sorundan azade kılamayız" değerlendirmesinde bulundu.
"Önce kendimiz yaşayacağız"
Erdoğan, İmam-ı Azam´ın meşhur bal hikayesini anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Baldan başka bir şey yemediği için sağlığı bozulan çocuğa nasihatte bulunması talebiyle kendisine getirilir malum. Çocuğu, 40 gün sonra getirmelerini ister. 40 gün sonra çocuğu karşısına alıp, ´Evladım bir daha bal yeme´ der. Bunun üzerine çevresindekiler kendisine aynı nasihati daha önce niye yapmadığını sorarlar. İmam-ı Azam da ´O güne kadar ben de her gün bal yiyordum, 40 gün bal yemedim, nefsimi ıslah ettim. Ondan sonra çocuğa nasihatte bulundum´ der. Bakalım oluyor mu bu iş? Oldu. O zaman kendisine o nasihati yapınca o da tuttu. Kendisine getirilen çocuk da gerçekten o günden sonra yaşadığı sıkıntıyı atlatır. Bizler de önce kendimiz yaşayacağız, uygulayacağız, ondan sonra çocuklarımıza, çevremizdekilere tavsiye edeceğiz, takip edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün artık ülkelerin topla, tüfekle, çizmeyle çiğnenerek işgal edilmediğini vurgulayarak, bu tür alışkanlıklarla toplumların topyekun esir alındığını söyledi.
"Suyu topyekun temiz tutacağız"
Maneviyatı güçlü nesillerden bahsettikçe bazılarının rahatsız olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Asıl kötü alışkanlıkların, bağımlılığın pençesine düşen nesillerden rahatsız olunmalı. İnancını, tarihini, kültürünü, medeniyetini bilen çocuklar, gençler, bu ülkenin geleceğinin teminatıdır. Kötü alışkanlıklarla, bağımlılıkla mücadelenin en etkili yolu budur. Bir yandan bu sorundan şikayet edip, diğer yandan bunun sebebi olan hayat biçiminin güzellemesini yapan, kusura bakmasın ya kendini kandırıyordur, ya da milleti kandırmaya çalışıyordur. Bunun için devlet olarak, toplum olarak, medya olarak, eğitim kurumları olarak hep birlikte kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor. Bu mesele sıradan bir sosyal sorumluluk konusu değildir. Bu, millet olarak geleceğimizi doğrudan ilgilendiren bir beka meselesidir. Bir kez daha ifade ediyorum. Yaşadığımız sorunların hiçbiri diğerinden bağımsız değildir. Hepsi de birbiriyle ilişkili. Dolayısıyla çözüm de aynı şekilde olmalıdır. Sadece bir meseleyi çözmeye çalışmak, suyun içindeki bir damlayı temizlemeye çalışmak gibidir. Bu da hiçbir işe yaramaz. Suyu topyekun temiz tutacağız ki içindeki damlalar da temiz kalsın."
Yeşilay´ın, bu konudaki çalışmalarını takdirle takip ettiğini, Yeşilay´a bu konuda her türlü desteği vermeye devam edeceğini belirten Erdoğan, "Gerek Yeşilayımız gerekse Kızılayımız uluslararası camiada çok farklı bir konuma yerleşti, yerleşiyor. Ve biz bundan tatmin olmuyoruz, daha da güçlü bir şekilde yerleşmelidir diyorum" dedi.
Yeşilay´ın çalışmalarına katkı sağlayanlara teşekkür eden Erdoğan, bunun hayırlı bir çalışma olduğunu ve hayırda yarışmak gerektiğini sözlerine ekledi.
Erdoğan ve İzzetbegoviç´e ödül verildi
Yeşilay tarafından "bağımlılıklardan uzak, sağlıklı yaşamı" misyon edinen, söz ve eylemleriyle bu mücadeleye destek veren kişi, kurum ve kuruluşlara verilen "Yeşilay´ın Enleri Zümrüdüanka Ödülleri"nin sahiplerini bulduğu törende kültür sanat dünyasından spora, akademiden siyasete, medyadan sosyal sorumluluk projeleri alanına kadar toplam 7 dalda 21 kişi ve kuruma "En Yeşilaycı" unvanıyla ödülleri takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı´ya "En Yeşilaycı Özel Ödülü" verildi.
"Bundan sonraki süreç Srebrenitsa´da çok farklı olacak"
Ödülünü İzzetbegoviç´in elinden alan Erdoğan´a Srebrenitsa Katliamı´nda 9 yaşında olan Fikret Hociç, bu süreçte yaşadıklarını bir araya getirdiği "Ben de Srebrenitsalıyım" isimli kitabını hediye etti.
Kitabı alan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada ailesiyle Srebrenitsa´ya anma törenlerine gittiğinde çok farklı duygular yaşadığını belirterek, Srebrenitsa´da batının ne denli çok yüzlü olduğunun görüldüğünü söyledi.
Erdoğan, burada yaklaşık 8 bin civarında Boşnak´ın ciddi bir soykırımla şehit edildiğini kaydederek, "Fakat tabii şimdi bir mutluluğumuz var. Srebrenitsa´da artık Boşnak yerel yönetimi var. Bundan dolayı da ayrıca mutluyuz. İnanıyorum ki bundan sonraki süreç Srebrenitsa´da çok farklı olacak" diye konuştu.
Tören sonunda Erdoğan´a 1972 yılında Yeşilay tarafından lise ve dengi okullar arasında düzenlenen münazarada çekilmiş fotoğrafı da hediye edildi.
Bakan Avcı'ya "En Yeşilaycı Özel Ödülü"
"En Yeşilaycı Özel Ödülü" nü almak üzere sahneye çıkan Bakan Nabi Avcı ise Yeşilay'a, Millî Eğitim Bakanlığı çalışanları olarak teşekkürlerini ileterek bundan sonraki çalışmalarında da Yeşilay ile birlikte olmayı dilediklerini ifade etti.
Son Dakika › Güncel › Zümrüdüanka 'Yeşilay Enleri 2015' Ödül Töreni - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?