Dha yurt bülteni - 2 - Son Dakika
Güncel

Dha yurt bülteni - 2

Dha yurt bülteni - 2

İçinde 10 bin lira bulunan kumbaranın çalındığını iddia ettiAydın'ın İncirliova ilçesinde, taşınma sırasında evlerindeki 3.

04.09.2019 09:23

İçinde 10 bin lira bulunan kumbaranın çalındığını iddia etti

Aydın'ın İncirliova ilçesinde, taşınma sırasında evlerindeki 3.5 yaşındaki oğluna ait olan ve içinde 10 bin lira bulunan kumbaranın nakliye şirketinin çalışanları tarafından çalındığını ileri süren 29 yaşındaki Gökhan Özdemir, polise şikayetçi oldu. "Çocuğumun geleceğini çaldılar" diyen Özdemir haklarını yasal yollardan sonuna kadar arayacaklarını söyledi. Nakliye şirketinin yetkilisi Tahsin Yıldırım ise suçlamaları kabul etmedi.
İncirliova Belediyesi'nde bina sorumlusu olarak çalışan 2 çocuk babası Gökhan Özdemir, geçen 29 Ağustos Cuma günü Cumhuriyet Mahallesi'nde kirada oturduğu evden Gerenkova Mahallesindeki başka bir eve taşınmak için bir nakliye şirketiyle anlaştı. Sabah saatlerinde nakliye şirketi görevlileri evi taşımaya gelerek eşyaları kamyona yükledi. Taşıma işlemi tamamlandıktan sonra Özdemir, evde sehpanın üzerinde duran ve 3.5 yaşındaki oğlu Rüzgar Özdemir'e ait olan, içinde büyük bölümü banknottan oluşan 10 bin lira bulunan kumbaranın yerinde olmadığını farketti. Özdemir, kumbaranın nakliye şirketinin çalışanları tarafından çalındığını ileri sürüp, polise şikayetçi oldu. Şikayetin ardından nakliye şirketi çalışanları iddiaya göre, içerisinde bir miktar bozuk para bulunan benzer bir kumbara getirip Özdemir Ailesi'ne teslim etmek istedi. Ancak, Özdemir Ailesi, bunun kendi kumbaraları olmadığını belirtip geri çevirdi.
'ÇOCUĞUMUN GELECEĞİNİ ÇALDILAR'
"Çocuğumun geleceğini çaldılar" diyen Gökhan Özdemir, haklarını sonuna kadar yasal yollardan arayacaklarını söyledi. Kumbaradaki parayı oğlu Rüzgar için 1.5 yıldır biriktirdiklerini belirtip, "İçinde 10 bin lira vardı. Kumbara odada sehpanın üzerinde duruyordu. Ev taşınırken kendimiz götürecektik. Eşyalar kamyona yüklendikten sonra yukarı çıktığımızda kumbarayı bulamadık. Ev taşıma telaşı nedeniyle kumbarayı aramak o an aklımıza gelmedi. Yeni eve gelip eşyaları indirdiklerinde kumbaranın olmadığı aklımıza geldi. Nakliye şirketini arayıp, sorduğumda, "Bilgimiz yok. Kamyonda kalmış olabilir bakalım" gibi cevaplar verdiler. Kendilerinden şikayetçi olacağımı söyleyince ise telaşa kapıldılar. Bizim
kumbaraya benzeyen bir kumbara alıp, içine de bir miktar bozuk ara koyup bana getirdiler. Ancak, kunbaranın üzerindeki Hindistan'daki Tac Mahal'in ve Şanlıurfa'daki Balıklıgöl'ün resimleri var. Oysaki bizim kumbaranın üzerinde Kız Kulesi'nin resimi vardı. Madem bizim kumbarayı görmediler, kendileri ile bir ilgisi yok, o zaman nasıl benzerini getirdiler" dedi.
Oğlu Rüzgar'a daha önce, "Kumbaranda biriken parayı ne yacaksın" diye sorduğunda "Babama ev alacağım" diye cevap verdiğini anlatan Özdemir, şöyle devam etti:
"Ben evimden, altın veya para çalındı demiyorum. Çocuğumun geleceği çalındı, diyorum. Bu insanlar bir çocuğun kumbarasına el uzatacak kadar vicdansızlar ise bir şey diyemiyorum. Tek isteğim, o kumbarının geri getirilmesi."
'NEDEN BÖYLE BİR ŞEY YAPTIKLARINI ANLAYAMADIK'
Nakliye şirketinin yetkilisi Tahsin Yıldırım ise suçlamaları kabul etmeyip, "Kumbara biz eşyaları taşırken diğer eşyaların arasına karışmış. Bizi arayıp, kumbaranın kayıp olduğunu söyledi. Biz de kamyona tekrar baktık. Kumbaranın kamyonda kaldığını farkettik. Nakliye işinde bu tür unutkanlıklar olabiliyor. Daha sonra kumbarayı kendilerine götürdük. Ancak, kumbaranın aynı kumbara olmadığı söyleyip, kabul etmediler. Neden böyle bir şey yaptıklarını biz de anlayamadık. Kumbarada zorlama veya açılma söz konusu değil. Biz alın terimizle çalışıyoruz. Daha önce de bu arkadaşın evini yine ben taşıdım. Sıkıntı olmadı. Polise şikayette bulunmuş, biz de ifademizi verdik" dedi.

Görüntü Dökümü
---------
-Baba Gökhan Özdemir ile röp
-Çalındığı ileri sürülen kumbaranın yerine nakliye şirketi yetkilileri tarafından getirilen benzerinin görüntüsü
-Evden görüntü
-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,

======================

Datça hurması ağaçlarına sahip çıkılması için çağrı

Muğla'nın Datça İlçesi'ndeki endemik bitki türlerinden biri olan Datça hurmasının Türkiye'deki varlığını ilk kez 1982 yılında tespit ederek, dünya literatürüne girmesini sağlayan Prof. Dr. Melih Boydak, Akdeniz ve Ege bölgesindeki kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere çağrıda bulunarak, bu ağaçlarının park ve bahçeler ile yol kenarlarına dikilmesini istedi. Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) Başkanı Hüseyin Tüzün de ilçe merkezinde bulunan son üç Datça hurması ağacının korunmasını istedi.
Bir vakıf üniversitesinde (Işık Üniversitesi) öğretim üyesi olan Prof. Dr. Melih Boydak, Datça hurmasının dünyada sadece yoğun olarak Datça Yarımadası ile Yunanistan'ın Girit Adası Vai koyunda görüldüğüne dikkat çekti. Datça Yarımadası'ndaki doğal yayılış alanlarının, oldukça dik ve sarp vadilerin yer aldığı, yerleşme yerlerinden uzak, hemen hiç uğranmayan veya çok seyrek olarak uğranan yöreler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Boydak, "Datça hurması fevkalade güzel ve dekoratif görünümlü, park ve bahçelerimizin seçkin yerli bir türü olmaya adayıdır. Datça'nın, Eksera Deresi ve Hurmalıbük bölgesinde bulunan Datça hurması ağaçlarından, ekim -kasım aylarında toplanan tohumlar Gökova Orman Fidanlığı'na gönderiliyor. Burada üretilen Datça hurması fidanları, Muğla'da yayılış bölgesi olan Bodrum, Datça ve Marmaris gibi ilçeler ile Antalya Kumluca ve Kuzey Kıbrıs'a gönderilerek dikimleri yapılıyor. Estetik görüntüsü güzel olduğu için yol kenarı ağaçlandırmalarında kullanılıyor. Son iki yılda 1000'e yakın Datça hurması toprakla buluşturuldu. Sadece kamu kurumlarının bahçeleri ve belediyelerin parkları değil, isteyen vatandaşlar da Datça Orman İşletme Şefliği'nden sadece üretim masrafı ile satın alıp, bahçelerine dikerek bu türün yayılmasını sağlayabilirler. Ege ve Akdeniz bölgelerinde, kendi türümüz olan Datça hurması ağaçlarını dikmeyi öneriyoruz" dedi.
'ÜREME GÜCÜ ÇOK YÜKSEK'
Datça hurmasının ekolojik olarak, Datça'nın sıcak iklimine ve rüzgarlarına dayanıklı olmasına rağmen yamaçlardaki ve vadilerdeki sulara ihtiyaç duyduğunu belirten Prof. Dr. Boydak, "Datça hurması ağacının çok önemli ekolojik bir duyarlılığı var. Çok sıcak havalarda sular azaldığında, aşağıdaki dallarını kurutarak atar ve böylelikle kendini koruma altına alıp, yaşamını devam ettirebilir. Çok dayanıklıdır, çok uzun ömürlüdür. Sürekli sürgün vererek, gelişmektedirler. Üreme gücü çok yüksek olan bir bitkidir. 2015 ve 2018 yıllarında Hurmalıbük ve Eksera Deresi'nde tekrar incelemelerde bulundum. Sayısal olarak bir azalma söz konusu değil. Zaten bulundukları yerler itibariyle zarar görmelerine imkan yok. Çünkü çok sarp bölgelerde yetişiyor. Hurmalıbük'e karayolu ile gidilemiyor, mutlaka bir tekne ile ulaşmak zorundasınız. Eksera Deresi'nde ise bir yere kadar araçla gitmek mümkün, daha sonra ise en az bir saatlik yürüyüş ile Datça hurması ağaçlarına ulaşabilirsiniz. Yerleşim yerlerinden uzakta ve insanların uğramadığı yerlerde yetişiyor. Datça Yarımadası'nda tespitlerimize göre toplam 28 hektarlık bir alanda Datça hurması ağaçlarını görmekteyiz" diye konuştu.
İLÇE MERKEZİNDEKİ ÜÇ AĞACIN KORUNMASI İSTENDİ
Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) Başkanı Hüseyin Tüzün de ilçe merkezinde bulunan son üç Datça hurması ağacının korunmasını istedi. Türkiye'de ilk kez 1982 yılında tespit edildikten sonra 1985 yılında Datça Hükümet Konağı yapılırken, Kaymakamlık binası girişine iki adet Datça hurması fidanı dikildiğini hatırlatan Tüzün, "O gün dikilen fidanlar bugün yetişkin ağaçlar oldu. Hatta bir de hemen yanlarında üçüncüsü yetişti. Datça Hükümet Konağı iki yıl önce olası bir depremde yıkılma riski bulunduğu için boşaltılarak yıkıldıktan sonra, Datça hurması ağaçları halen otopark olarak kullanılan alanda kaldı. Buradaki Datça hurması ağaçlarının mutlaka korunması gerekiyor. DAÇEV olarak bu konuda kendimizi sorumlu görüyoruz. Halen otopark olarak kullanılmakta olan bu alanda ileride herhangi bir yapılaşma olması durumunda dahi, ilçemizin sembolü olan Datça hurması ağaçları yerinde kalmalıdır. Çünkü Datça'ya gelecek olan yerli veya yabancı turistlere şehir merkezinde gösterebileceğimiz başka Datça hurması ağacı yok. Son derece zarif ve dekoratif bir palmiye türü olan Datça hurması ağaçlarını, parklarımızda, cadde ve yol kenarlarında yaygınlaştırmamız gerekiyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------
-Datça ilçe merkezindeki bir süre önce boşaltılarak yıkılan eski Hükümet Konağı girişindeki Datça hurması ağaçlarından görüntü
-Datça hurmasının Ekim ve Kasım aylarında olgunlaşan meyvelerinden görüntü
-DAÇEV Başkanı Hüseyin Tüzün ile röp.

Haber-Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

========================

İzmirli Teyzeler okul hazırlıklarını tamamladı

İzmir'de yaşayan ve sosyal medyadaki örgü gruplarından tanışan 50- 65 yaşlarındaki yaklaşık 80 gönüllü kadının yer aldığı 'İzmirli Teyzeler' grubu, okullar açılmadan önce köy okullarında okuyan öğrenciler için bir araya geldi. Ördükleri süveter, çorap, eldiven ve bereleri kırsal mahallelerdeki ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştırmak isteyen İzmirli Teyzeler, hazırladıkları kırtasiye malzemeleriyle de minik öğrencilerin yüzünü güldürecek.
Sosyal medyadaki örgü gruplarında tanıştıktan sonra 'İzmirli Teyzeler' grubunu kuran kadınlar, Iğdır, Kars, Van, Muş, Bitlis gibi illerde okuyan çocuklara ördükleri süveter, çorap, eldiven ve bereleri gönderiyor. Yaklaşık 3 yıl önce kurulan grup her geçen gün büyüyor. Grup üyesi Mukaddes Çevik, üye sayısının 35'den 80'e yükseldiğini söyledi. Bu yıl yeni eğitim öğretim döneminin başlamasına sayılı günler kala hazırlıkları sürdürdüklerini söyleyen Çevik, "Çocukları mutlu edecek küçük hediye paketleri hazırlıyoruz. Okullar açıldığı zaman soğuk illerdeki köy okullarına göndermeye başlayacağız. Doğuda yaşam şartlarını biliyoruz. Hazırlıklarımız devam ediyor. Bereler, süveter ve yelekler ördük, çoraplar, eldivenler hazır. Kırtasiye malzemeleri topladık. Bunların içinde defter, kalem seti, boyalar var. Duyarlı teyzelerin katkıları çok büyük. Biz gönüllülük esasına dayalı bir grubuz. Şu anda tanıdığım tanımadığım yaklaşık 80 üyemiz var. Bize posta yoluyla Türkiye'nin her yerinden malzeme gönderiyorlar" dedi.
OĞLUNU KAYBEDİNCE KENDİNİ HAYIR İŞLERİNE ADADI
Evinin kapısını her çarşamba İzmirli Teyzeler grubuna açan Sevgi Vural da bir çocuğu sevindirmenin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
"Rahmetli annemi, oğlumu ve kız kardeşimi kaybettikten sonra 'kefenin cebi yok' dedim. Burayı, bağış işlerini organize etmek için grubuma açtım. Her hafta burada toplanıyoruz. Herkes ördüklerini buraya getiriyor. Malzemeleri kargolayıp kolileri gereken okullara gönderiyoruz. Bunun öncülüğünü ettiğim için çok mutluyum. Çok çocuğa ulaşıyoruz. Benim oğlum odasını, bilgisayarını çok severdi ama her şeyini bırakıp gitti. Bu dünya yalan dünya. Yeni nişanlanmıştı, 4 yıl önce kalp krizinden öldü. Bu arkadaşlarımın sayesinde kendimi buldum. Psikolojik olarak da bana tedavi gibi oldu. Hiçbir ilaca gerek kalmadan ayaklarımın üzerinde duruyorum."
'ÖRGÜ ÖRMEK TERAPİ GİBİ'
Evde kendi çocukları için örgü örerken bu grubu tanıdığını anlatan Arzu Ünlü de "Sosyal medyada bulduk birbirimizi. Ördüklerimi hep hediye verirdim. Bu gruba severek katıldım. Çocukların sayısı belli olunca hızımı arttırıyorum. Yazın sıcaklarda dahi ördük ki eylülde daha çok çocuğa gönderelim. Büyük bir azim ve zevkle örüyoruz. Ne kadar çok çocuğa hediye gönderirsek o kadar mutlu oluyoruz" dedi. Hediyeleri alan çocukların kendilerine mektup yazdığını anlatan Semra Dinçer de o satırları okuyunca çok duygulandığını söyleyerek, "Çocuklarımıza bere ve boyunluk takımı örüyorum. Bize yazdıkları mektuplarda 'anne kucağı gibi bizi ısıttınız' diyerek teşekkür ediyorlar. Ben bazen günde iki takım boyunluk bere örüyorum. İnşallah gönüllü anneler çoğalır. Bu bizim için bir terapi. Canın mı sıkıldı, kocana mı kızdın, komşuna mı sinirlendin iki ters bir düz ör, kendini mutlu et. Boşver deyip üretiyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
-Kadınlardan örgü örerken görüntü,
-Hazırladıkları hediye paketlerinden ve malzemelerden görüntü,
-Kadınlarla röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR,

========================

Bisiklet kenti Iğdır

Türkiye'nin sınır kenti Iğdır'da vatandaşlar ulaşım aracı olarak bisiklet kullanıyor. Iğdır'ın en işlek caddelerinde bisiklet tamircisi ve bisiklet satan iş yerleri sıklıkla göze çarpıyor.Her iş yerinin önüne park etmiş bisiklet görmek mümkün. Kentte her yaştan insan, masrafsız olması nedeniyle bisikleti tercih ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 6 bin 413 otomobil, bin 375 minibüs, 295 otobüs, 5 bin 555 kamyonet, 3 bin 167 kamyon, 6 bin 381 motosiklet, 195 özel amaçlı araç ve 4 bin 792 traktörün trafiğe kaydı bulunduğu Iğdır'da cadde ve sokaklarda yüzlerce bisiklet görmek mümkün. Düz ovaya kurulu olduğu için vatandaşlar, ulaşımda daha çok bisikleti tercih ediyor. Iğdır'ın en işlek caddelerinde bisiklet tamircisi ve bisiklet satan işyerleri sıklıkla göze çarpıyor.Her iş yerinin önüne park etmiş bisiklet görmek mümkün. Arabası olan vatandaşların da şehir içi ulaşımdaki tercihi bisiklet. Akaryakıta gelen zamlardan sonra kent cadde ve sokaklarında bisikletlilerin sayısı her geçen gün artıyor. Iğdır'da yıllardır bisitlet satan Erdal Ünver, yılda bin ile 2 bin arasında bisiklet sattıklarını söyledi. Bisikletin diğer ulaşım araçlarına göre maliyetinin sıfır olduğunu belirten Ünver, Iğdır'da hemen her evde 2 yada 3 bisiklet bulunduğunu ifade etti. 300 liradan başlayan ve kalitesine göre fiyatı artan bisikletin vatandaşlar tarafından tercih edildiğini vurgulayan Erdal Ünver, kent merkezinde otomobil parklarının yanısıra çok sayıda bisiklet parkı da olduğunu bildirdi.
Kent merkezinde 7'den 70'e bisiklet kullanan vatandaşlar ise "İşe gidip gelirken bisiklet kullanıyoruz. Masrafsız bir ulaşım aracı, park sorunu yok. Ayrıca sağlık için faydalı. Tek korkumuz trafikta araçlar bize sıkıntı oluşturuyor, yol vermiyorlar. Yetkililerden biskilet yolu istiyoruz trafik çok yoğun. Arıca bisiklet kullanmak çevreyi de kirletmiyor" dediler.

Görüntü Dökümü
------------
-Iğdır cadde ve sokaklarında bisiklet kullanan vatandaşlar
-Bisiklet park yeri
-Bisiklet kullanan vatandaşlarla röp
-Iğdır yazısı ve bisiklet sürenler
-Bisiklet süren çocuk ve vatandaşlarla röp
-Bisiklet kullananlardan genel ve detaylar

Haber-Kamera: Özkan AYDIN/ IĞDIR,


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha yurt bülteni - 2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement