Dha yurt bülteni - 7 - Son Dakika
Güncel

Dha yurt bülteni - 7

Dha yurt bülteni - 7

Diyarbakır'da ailelerin HDP önündeki eylemi sürüyorDiyarbakır'da çocuklarının HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden 7 anne ile oğulları PKK'lı teröristlerce kaçırılan 4 polis ve asker annesinin, başlattıkları oturma eylemi 4'üncü gününde devam ediyor.

06.09.2019 12:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Diyarbakır'da ailelerin HDP önündeki eylemi sürüyor

Diyarbakır'da çocuklarının HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden 7 anne ile oğulları PKK'lı teröristlerce kaçırılan 4 polis ve asker annesinin, başlattıkları oturma eylemi 4'üncü gününde devam ediyor. Bugün 11'e çıkan annelerin eylemine son vermesini isteyen HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz ile buna tepki gösteren aileler arasında gerginlik yaşandı. Annelerden kanser hastası Ayşegül Biçer ise sanatçılardan destek istedi.
Diyarbakır'da Hacire Akar, 21 Ağustos'ta kaybolan ve HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Mehmet (21) için 22 Ağustos'ta parti önünde oturma eylemine başladı. Mehmet Akar 3 gün sonra polise teslim olup, 1 Eylül'de çıkarıldığı mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşan Hacire Akar, çocukları kayıp annelere de eylem yapmaları için çağrıda bulunarak evine döndü. Bu çağrıyla harekete geçen ve çocuklarının HDP aracılığıyla terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia eden aileler, 3 Eylül Salı günü HDP önüne gelip oturma eylemine başladı. İlk olarak Fevziye- Şahap Çetinkaya çifti, 30 Ağustos'tan beri haber alamadıkları oğulları Süleyman (18) için oturma eylemine başladı. Aynı gün Remziye Akkoyun 4 yıldır kayıp olan oğlu Azad, Rauf- Ayşegül Biçer çifti ise 10 aydır kayıp olan tek oğulları Mustafa (18) için oturma eylemine başladı. 4 Eylül Çarşamba akşamı da Celil Begdaş, 5 Mayıs 2019'dan bu yana kayıp olan oğlu Yusuf (16) için oturma eylemine başladı.
HABERLERDEN İZLEYİP DİYARBAKIR'A GELDİLER
Çocuklarının HDP aracılığıyla kandırılıp dağa kaçırıldığını iddia eden ailelerin oturmaya eylemini televizyondan izleyen 7 aile de Malatya, Gaziantep, Mersin ve Mardin'den kalkıp Diyarbakır'a geldi. Gaziantep'ten gelen Şevket-Songül Altıntaş çifti, vatani görevini yapmak amacıyla usta birliğine giderken 2 Ekim 2015'te Tunceli'nin Pülümür ilçesinde kaçırılan oğulları Müslüm (24) için oturma eylemine başladı. Mersin'in Anamur ilçesinde gelen Rahime Uymaz, 28 Temmuz 2015'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde eşi ve kızının yanında aracından indirilerek kaçırılan yeğeni polis memuru Sedat Yabalak (34) için oturma eylemine katıldı. Mardin'in Derik ilçesinden gelen Emine-Şeyhmus Kaya çifti İstanbul'da görevli iken Muş'ta kardeşinin düğününe katılıp konvoyla Derik'e dönerken Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen teröristler tarafından kaçırılan oğulları polis memuru Vedat Kaya (28) için oturma eylemi yapıyor. Malatya'dan gelen Sadiye Özbey, Rize'den Malatya'ya kendisini ziyarete gelirken 17 Eylül 2015'de Tunceli'nin Pülümür ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristlerce aracı yakılıp kaçırılan oğlu Astsubay Semih Özbey için HDP il binası önünde oturuyor. Bu ailelere Meryem Savur 4 yıldır kayıp olan oğlu Fırat'ın (22), Sebiha Balta ise 5 yıldır haber alamadığı oğlu Arafat'ın (25) bulunması için HDP önünde bekleyen ailelere katıldı.
AİLE SAYISI 11 OLDU
Bugün de sabah saatlerinde Diyarbakır'ın Dokuzçeltik köyünde yaşayan Aysel Koyun, 5 yıl önce oğlu Neşat'ın (22) terör örgütü tarafından kaçırıldığını iddia ederek oturma eylemine katılan 11'inci anne oldu. HDP İl Başkanlığı önünde 3 Eylül Salı günü başlayan oturma eylemleri, 4'üncü gününde de devam ediyor.
AĞLAYARAK KONUŞTU: YÜREĞİM KALDIRMIYOR ARTIK
10 aydır kayıp olan oğlu için HDP önünde Salı gününden beri oturan Ayşegül Biçer, gözyaşlarına hakim olamadı. Sosyal medyadan kendilerini eleştiren kullanıcılara tepki gösteren Ayşegül Biçer, "Hiçbir gelişme yok, hiçbir haber yok ne ses var ne seda. Bu kadar acının üstüne sosyal medya hesaplarından çok çirkin sözler kullanılıyor. Onların bizi anlamasını bekliyorum; anneleri, babaları, kardeşleri. Sizin evladınız olması gereken yerde diye kullandığınız kelimeler, insanlığa yakışmayan kelimelerdir. Ben sadece tek bir şey diliyorum; hani diyorlar ya makarnaymış, paraymış onun için orada oturuyorlar. Gelsinler sadece bir tane evim var onu da onlara vereceğim. Çadırda yaşayacağım ama evladımı geri versinler. Ben makarna ya da para için burada oturmuyorum. Bir perde kurmuşlar arkasına saklanıyorlar. Siyasetmiş. Bizim burada siyaset yapacak gücümüz yok. Yaralı analar babalar burada, hiç saygı duyulmuyor" dedi.
SANATÇILARA ÇAĞRI
Oğlunun bulunması için her sabah uyandığında var olan umudunun kırılmasını istemediğini belirten Biçer, sanatçılara da destek çağrısında bulunarak, şunları söyledi:
"Normal bir şey olduğunda sanat camiası ayaklanırken, neden burada yüreği yanık analara destek vermiyorlar, daha çok sesimizi duyurmuyorlar? Ben çocuğumun tırnağını dünyaya değişmem, değil ki dünya malı. Ben evladımı geri istiyorum, mücadeleye devam ediyorum. Artık tek kelime ile kana kan diyorum, kanımı vermeye hazırım burada. Artık kötü şeyler yapmaktan korkuyorum, yüreğim kaldırmıyor artık. Her sabah bir umutla uyanıp, o umudun kırılmasını istemiyorum. Geri dönsün evlatlarımıza çağrı yapmak istiyorum, onlara inanmayın, Allah rızası için geri dönün, yanlış yoldasınız. Sosyal medya hesaplarını görüyoruz, neler yaptıklarını görüyoruz, onlardan geri dönmelerini istiyorum. Hasretle ve özlemle de bekliyorum onları."
HDP'Lİ MİLLETVEKİLİ AİLELERİN KALKMASINI İSTEDİ, GERGİNLİK YAŞANDI
Diyarbakır'da HDP İl Başkanlığı'na gelen HDP Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, ailelerin parti önündeki eylemine son vermesini istedi. Aileler tepki gösterince gerginlik yaşandı. Polislerin araya girmesiyle Milletvekili Aydeniz parti binasına girdi.

Görüntü Dökümü
------
HDP İl Başkanlığı
Ayşegül Biçer'in il binasında önünde bekleyişi
Ağlayışı
Ayşegül Biçer'in konuşması
İl binası kapısında yaşanan gerginlik
HDP'lilerin polisle konuşması
Sadiye Özbey'in konuşması
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mücahit YOLCU- Emrah KIZIL- Mehmet Mucahit CEYLAN/DİYARBAKIR, -

=====================

Bakan Pekcan: Çin satın almak için uzak değilse satmak için hiç uzak değil

İzmir'de 88. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamındaki Uluslararası İzmir İş Günleri'nde düzenlenen Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti İş Forumu'nda konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye'nin Çin'e yaptığı ihracatın yaklaşık 3 milyar dolar seviyesinde iken ithalatın ise 20 milyar dolar civarında olduğunu kaydetti. Çin ile ticarette bir dengesizliğin olduğunu öne süren Pekcan, Türk firmalarına seslenerek, "Çin satın almak için uzak değilse satmak için hiç uzak değil. Çin pazarı biraz zor olabilir ama sabırlı olun. Mutlaka sonucunu alırsınız" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı himayelerinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği ve İZFAŞ'ın organizasyonuyla gerçekleşen 88. İzmir Enternasyonal Fuarı İzmir İş Günleri toplantılarının ikinci gününe Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan katıldı. 13'ü bakan, 5'i bakan yardımcısı olmak üzere 40 ülkeden ekonomi ve ticaret bakanlıklarından 190 resmi delegasyonun katıldığı İş Günleri'nde, bu ülkelerin büyükelçileri, bürokratları, sanayi ve ticaret odaları temsilcileri de yer aldı. İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer, çok sayıda oda ve sivil toplum kuruluşu başkanının bulunduğu toplantıda konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ege'nin incisi İzmir'de Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkilerin nasıl geliştirebileceğinin gündeme geleceğini ifade etti. İzmir'de dün akşam heyetler arası yapılan toplantıda ciddi adımlar atmaya karar verdiklerini söyleyen Pekcan, küresel ekonomide korumacılık önlemlerinin her geçen gün etkisini hissettirdiğini dile getirdi. Bakan Pekcan, "Tek tarafılı işbirlikleri öne çıkıyor. Küresel ekonomi teknolojik dönüşümden geçiyor. Yapay zeka, dijitalleşme gibi dünya ekonomisini yeniden şekillendiren teknolojik gelişimden geçiyoruz. Bunun için dönüşümlere uygun yeni planlara ve yol haritalarına ihtiyaç var. Gelişen Türkiye 21. yüzyılda tüm alanlarda ortak iş kültürü yaparak daha yüksek gelirli ülkeler seviyesine ulaşacak. Çin ve Türkiye de G20'nin iki ortağı olarak birlikte iş yaparsa başarılarına başarı katacak. Türkiye olarak Çin ile ilişkilerimizin potansiyelin çok gerisinde kaldığına inanıyoruz. Bakan olduğum ilk günden beri Çin ile ticari ilişkilere önem veriyorum. Avrupa'nın en dinamik ekonomisi olan Türkiye ve küresel bir güç olan Çin'in işbirlikleri ile Ortadoğu'ya Balkanlara yeni bir nefes, yeni bir katkı sunacağımıza inanıyorum. Bu yöndeki tüm gelişmeleri desteklemeye hazırız. Çin hükümeti de bu desteğe hazır" dedi.
Türkiye ile Çin arasındaki ticari bağların 5 bin yıllık tarihi geçmişi bulunduğunu söyleyen Ruhsar Pekcan, "Bu bağları 21. yüzyılda karşılıklı yatırımlara taşımamız gerekiyor. Temmuz başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber Çin'i ziyaret ettik. Hedeflerimizin ortak olduğunu görmekten memnun olduk. Burada da bakan yardımcısı ile yol haritasının üzerinden geçtik. Expo Pekin 2019'a katılarak Çin'den ilgi gördük. Burada İEF'e partner olarak katılan Çin 9 farklı eyaletten 61 firmayla 150 kişilik katılım yaptı. Bu firmalar yatırımları arttırmak amacıyla verimli görüşmeler yapıyor. Kasım ayında Çin'e ithalat fuarına gideceğiz. 2001 yılında 1.1 milyar dolar olan Çin ile ticaret hacmimiz, 2018 yılı itibariyle 23.6 milyar dolara ulaştı" diye konuştu.
Çin'in, Almanya ve Rusya'dan sonra Türkiye'nin ticaret partneri olduğu üçüncü ülke sırasında olduğunu söyleyen Bakan Ruhsar Pekcan, Çin ile ticarette bir dengesizlik olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
"İhracatımız yaklaşık 3 milyar dolar iken ithalatımız 20 milyar dolar civarındadır. Rusya'dan sonra dış ticaret açığı verdiğimiz ikinci büyük ülke Çin'dir. Ticaret hacmini arttırarak nasıl dengeli hale getirebiliriz bunun üzerinde çalışıyoruz. Türkiye'de 61 Çinli yatırımcı firma var. Çin'in sadece 2018'de dünyaya yaptığı doğrudan yabancı yatırım 129 milyar dolar. yani Türkiye'ye yatıracak çok şey var. Çinli yatırımcıların Türkiye'ye yatırım yapmakta geç kaldığını görüyorum. Türkiye Avrupa'nın en büyük nüfusuna sahip. OECD ortalamalarına göre en çalışkan, en verimli, en rekabetçi iş gücüne sahip. Yatırımlar açısından avantajlı konumda. Birlikte gidilecek çok adım var. Çin'in birçok şehrini gezdim. Çin ile ortak işbirliklerine çok önem veriyorum. Türk firmalarına sesleniyorum Çin satın almak için uzak değilse satmak için hiç uzak değil. Çin pazarı biraz zor olabilir ama sabırlı olun. Mutlaka sonucunu alırsınız. Yapacak çok işimiz var bunun için niyetimiz var. Türkiye'ye yapılacak yatırımlar konusunda Çin devlet firmaları öncü olabilir. Devlet stratejisi olursa çok daha hızlı yol alırız."
Konuşmasında iş dünyası temsilcileri için vize süreçlerinin de kolaylaştırılmasını isteyen Pekcan, yatırımları arttırmak için bunun önemli olduğunu dile getirdi. Bir Kuşak Bir Yol projesini desteklediklerini belirten Pekcan, "İzmir sizlerin de bildiği gibi 2 serbest bölgesi, 3 teknoloji geliştirme merkezi ile daha fazla Çinli yatırımcı görmek isteriz. Uluslararası 88. İEF'de Çin'i ortak ülke olarak aramızda görmek son derece memnunuz. Yoğun toplantılar sonucunda yeni işbirliklerinin devam etmesini isteriz" dedi.
ÇİN'DEN TÜRKİYE'YE ALT YAPI YATIRIMI
Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakan Yardımcısı Li Chenggang da Çin ile Türkiye arasındaki karşılıklı ziyaretlerin yoğunlaştığını belirterek, "Bu temmuz ayında Çin'e yaptıkları ziyarette işbirliği ile önemli fikir birliğine varıldı. Yeni bir sayfa açıldı. Türkiye ile daha dengeli ticaret ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi konusunda mutabakatta bulunduk. Altyapı tesisleri konusunda işbirliğimiz mevcut. Çinli şirketlerin Türkiye'deki altyapı tesisleri 15 milyar dolara ulaştı. Yatırım konusundaki işbirliği çok önemli ivme kazandı. Çinli şirketler Türkiye'de 2.78 milyar dolar yatırım yaptı. Turizm işbirliğinin ciddi potansiyeli var. 2018, Çin'de Türkiye yılıydı. 400 bin turist Türkiye'ye geldi" dedi.
'KİRAZ İHRACATI NAR İLE DEVAM EDECEK'
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ise konuşmasında iş insanları olarak ufukları geniş kişiler olduğunu belirterek, Türkiye'nin dünyada ticaret yapmadığı ülkenin olmadığının altını çizdi. Ticaret miktarını arttırmak için çalıştıklarına dikkat çeken Olpak, "Elbette daha fazla iş yapmak için cesur olunmalı. Biz bunun için hükümetlerden destek bekliyoruz. Ticaret savaşlarının konuşulduğu bir dünyada buna ihtiyaç var. 1990 yılından beri Çin ile ticaret yapan biri olarak bazı bilgiler vermek istiyorum. Çin'in tüm dünyadan yaptığı ithalat 2 trilyon dolar iken bizim aldığımız pay binde 1.5. Biz bunu hak etmiyoruz. Türkiye'den kiraz ihracatı başladı nar ile devam edecek. Çin'in Türkiye'deki mevcut yatırımlarını arttırmasını bekliyoruz. Turizmde işbirliğinin artmasını istiyoruz. Sadece gelirler açısından değil birbirimizi daha fazla tanımak için bu gerekli. Gastronomiden rehberlik hizmetlerine kadar ilişkileri güçlendirmeliyiz. Çin ile İzmir arasındaki direk uçuşlar bu sürece katkı sağlayacak" dedi.
İKİLİ TİCARET ARTIYOR
Çin Uluslararası Ticareti Destekleme Konseyi (CCPIT) Başkan Yardımcısı Zhang Shenfeng de Çin ve Türkiye arasında günümüzden eski çağlara kadar uzanan antik İpek Yolu üzerinden bir dostluğun sürdüğünü dile getirdi. Özellikle son zamanlarda Çin şirketlerinin Türkiye'deki ticaret hacminin 100 milyonu aştığını ifade eden Shenfeng,"Bir kuşak bir yol girişimi hız kazandırdı. Türkiye'ye gelen Çinli sayısı 400 bini aştı. Türkiye'nin güzelliği Çinlilerde iz bıraktı. Dünyada karmaşık bir ortam varken Çin tüm ticaret endeksleri mantıklı bir aralıkta bulunmakta. Çin'de reform devam ediyor. İki ülkenin tamamlayıcı avantajları var. İkili ticaret git gide artmakta" diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de TİM olarak 85 bin üyesiyle sahadaki ticareti kurallar bazında gerçekleştireceklerini ifade etti. Ticareti arttırmak için gayret gösterdiklerini belirten Gülle, vize sorunlarının çözülmesini istedi. Gülle "Çin gittiği yere kültürünü de götürüyor. Kazan kazan felsefemiz var. Tek taraflı mal satalım amacında değiliz. Almak için uzak değilse satmak için de uzak değil. Şehrimize ve fuarımıza gelerek bizleri şereflendirdiniz" diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de konuşmasında şunları söyledi:
"Çin'in kültürel değerlerini, müziğini, edebiyatını İzmirlilerle buluşturmak istiyoruz. Bugünden itibaren Çin Türkiye ilişkilerinin İzmir üzerinden yeni bir mecraya taşınacağını düşünüyorum. İzmir demokrasinin yaşam biçimi haline geldiği yerlerden biri. Çin ise kağıdın, pusulanın, matbanın doğduğu yer. İnsanlık tarihini yönünü Çin'e borçlu. Bu iki uzak gibi görünen coğrafyayı birbirine bağlayan konu ise ticaret. Çin ve İzmir arasında kurulan köprüler İzmir'i Asya'ya Çin'i ise Akdeniz'e bağlayacak."

Görüntü Dökümü
----------
-Toplantıdan genel ve detay görüntü,
-Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın konuşmasından görüntü,

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

=================

Yardıma muhtaç ailelere giden kömürleri değiştiren şüpheliler adliyede

Zonguldak ve Düzce'de, Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) yardıma muhtaç ailelere gönderdiği kömürün dağıtımını yapan firmanın, kömürleri kalitesiz olanlarla değiştirip dağıttığını tespit edilen 3 şüpheli adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin bu yöntemle 4 bin 500 ton kömürü değiştirdikleri tespit edilirken miktarın artabileceği belirlendi.
Zonguldak ve Ereğli Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, TTK'nın yardıma muhtaç ailelere gönderdiği kömürlerin kalitesiz olduğu şikayetleri üzerine çalışma başlattı. Ekipler, kömürlerin dağıtım ihalesini alan firmanın kömürleri kalitesiz olanlarla değiştirip dağıttını tespit etti. TTK kömürlerini ise başkalarına para karşılığı sattığı belirlendi. Ocak ayından bugüne kadar yapılan araştırmalarda, kalitesiz kömürlerin Zonguldak ve ilçeleri ile Düzce ve ilçelerinde binlerce aileye dağıtıldığı saptandı. Bu yöntemle 4 bin 500 ton kömürün değiştirildiğini, miktarın devam eden araştırmalar sonunda dahada artabileceği öğrenildi.
Polis, 18 kişinin mağdur olarak ifadesini aldıktan sonra dün O.K., N.Y., T.E. ve N.A.'yı gözaltına aldı. N.A., ifadesinin ardından serbest bırakılırken diğer 3 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından Ereğli adliyesine sevk edildi. Operasyonda ele geçirilen delil ve kömür numuneleride adliyeye götürüldü.

Görüntü Dökümü
---------
-Dosyaların emniyet çıkması
-Şüphelilerin emniyetten çıkışı
-Şüphelilerin ekip arabasına bindirilmesi
-Ekip aracının ayrılması
-Emniyetten görüntü
-Kömürlerin fotoğrafı

Süre: (1: 42) Boyut: (279 MB)

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

===================

Türk Bilim Kadını Dağdeviren: Elektronik sütyeni önümüzdeki yılın başında tamamlayacağız

Dünyaca ünlü Türk bilim kadını ve bitmeyen kalp pilinin mucidi Dr. Canan Dağdeviren, memleketi Sivas'ın İmranlı ilçesinde söyleşiye katıldı. Meme kanserinde erken teşhis için hazırlamış olduğu proje hakkında bilgi veren Dr. Dağdeviren, "Şu an üzerinde çalıştığımız projemiz olan elektronik sütyeni önümüzdeki yılın başında tamamlayacağımızı düşünüyorum. 5 yıl önce teyzemi 50 yaşındayken meme kanserinden kaybettik. Ona söz vermiştim. Meme kanserinde erken teşhis yapabilen bir platform yapıyoruz" dedi.
1985 yılında İstanbul'da doğan ve aslen Sivaslı olan Canan Dağdeviren, ABD'de yer alan Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçilen ilk Türk oldu. İcatlarıyla ABD'nin prestijli dergilerinden Forbes'un "30 Yaş Altı Bilim İnsanı" listesine girmeyi başaran Dağdeviren, bunun yanı sıra, MIT (Massachusetts Institute of Technology) yayını Technology Review'ın her yıl açıkladığı '35 yaş altı Mucitler Listesi'ne de adını yazdırmayı başardı. 28 yaşındayken dedesini kalp yetmezliğinden kaybeden Dağdeviren, kendini bilime adadı. Yaptığı icatlar ile dikkatleri üzerine çeken Dr. Dağdeviren, Sivas Kongresi'nin 100'üncü yılı nedeniyle memleketi Sivas'ın İmranlı ilçesine geldi. İmranlı Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenrlenen konferansa katıldı. İmranlı Çok Programlı Anadolu Lisesi konferans salonunda düzenlenen programa Belediye Başkanı Murat Açıl, İlçe Milli Eğitim Müdürü Şafak Turan, okul müdürleri, öğrenciler ve ilçede öğrenim gören üniversite öğrencileri ile vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Dr. Canan Dağdeviren; başarı hikayesini ve icatlarındaki ilham kaynağını hemşehrileriyle paylaştı.
'AŞIK VEYSEL'İN SAZI VARDI, BENİM DE CIMBIZIM'
Hayata geçirdiği proje ile farklı bilimleri ortada birleştirdiğini söyleyen Dr. Canan Dağdeviren; "Ben bitmeyen kalp piliyle ilgili çalışmalar yaptığım dönemde birden aklıma Aşık Veysel geldi. Aşık Veysel, 'Ben ölümlü dünyada hakikati gördüm' diyor. Aslında benim içinde gerçekten öyle olmuştu. Fizik, kimya, matematik, biyoloji, elektrik-elektronik ve tıp gibi farklı bilimleri ortada birleştirip değişik bir proje hayal ettim. Bu proje aslında gerçekti. Kimsenin düşünmediği bir şeydi. Ama sonradan hakikate dönüştü ve ben o hakikati elimde tutabildim. Yine Aşık Veysel; 'Ben gidersem sazım sen kal bu dünyada' diyor. Benim de bir cımbızım var. Biz onu tutmak için kullanıyoruz. Mesela ben de bu dünyadan gittiğimde projelerim kalacak. O cımbız kalacak. Aşık Veysel'in sazı varmış, benim sazım da cımbızım. Mesela benim türkülerim de patentler. Yaptığım turneler, böyle konferanslar" dedi.
Kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden dedesinden esinlenerek, bu hastalık için bitmeyen pil yapmaya karar verdiğini belirten Dr. Dağdeviren, "Onu araştırırken bana yardımı dokunabilecek kişileri araştırdım. Uzak Doğu, Asya, Amerika'ya baktım. En sonunda da çalışmak istediğim hocanın Amerika'nın ortasındaki İllinois Üniversitesi'nde olduğunu öğrendim. Fulbright başvurumun asıl nedeni de finansal olarak özgür olmaktı. Çünkü kendi istediğim projede çalışmak istiyordum. Yoksa hocalar size bir proje veriyordu. Bizde ona göre çalışmak zorunda kalıyorduk. Tam fulbrighte başvuracakken o sene çok güzel bir şey oldu. Fulbright o yıl doktora bursu vermeye başladı. Master derecemi bitirdikten sonra fulbright doktora bursuna başvurdum ve kendi alanımda ilk sırada kazandım" diye konuştu.
MEME KANSERİ İÇİN, 'ELEKTRONİK SÜTYEN'
Genelde bilim insanlarının hep doğadan esinlendiğini hatırlatan Dr. Canan Dağdeviren "Benim yaptığım projeler genelde aile fertlerim veya yakın arkadaşlarımın hastalıklarından esinlenerek yapılmış projelerdir. Şu an üzerinde çalıştığımız bir diğer projemiz olan elektronik sütyeni önümüzdeki yılın başında tamamlayacağımızı düşünüyorum. 5 yıl önce teyzemi 50 yaşındayken meme kanserinden kaybettik. Ona söz vermiştim. Meme kanserinde erken teşhis yapabilen bir platform yapıyoruz. Hasta olmamıza da gerek yok. Bilgi alabilmemiz açısından da bu proje çok önemli. Vücutla uyumlu, ince, kıvrımlı, esnek ve hassas bir teknolojiyi iç çamaşırımızın, vücudumuzun ve iç organlarımızın bir parçası haline getiriyoruz" dedi.
Programın sonunda İlçe Milli Eğitim Müdürü Şafak Turan tarafından Dr. Canan Dağdeviren'e günün anlam ve önemine binaen İmranlı ilçe girişinin kışın çekilmiş fotoğrafının yer aldığı tablo hediye edildi.

Görüntü Dökümü
---------------
-Konferanstan görüntüler
-Dağdeviren'in konuşmaları
-Tablo hediye edilmesi

Haber-Kamera:  Yasin KIRAS/İMRANLI(Sivas),

======================

Kadın doktorlar Burdur'da okul boyadı

Burdur'da Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV) gönüllüsü kadın doktorlar, USO İlkokulu'nu boyadı.
Sosyal medya üzerine bir araya gelerek geçen yıl KAHEV'i kuran kadın doktorlar, eğitim gönüllüsü olarak çalışıyor. KAHEV'in Burdur'daki gönüllüleri mesai saatleri dışında Burdur Merkez USO İlkokulu'nu boyayarak eğitim ve öğretim yılına hazırlıyor. Kadın doktorlara Burdur Aile Hekimleri Derneği Başkanı Osman Gencer ve okul öğretmenleri de destek veriyor.
KAHEV gönüllüsü Burdur Devlet Hastanesi'nde görevli psikiyatri uzmanı Dr. Fatmagül Altun, 'Şifa veren ellerden kalem tutan ellere' sloganıyla yola çıktıklarını söyledi. Ellerinden geldiği kadar eğitime destek vermeye çalıştıklarını kaydeden Dr. Altun, "KAHEV olarak pek çok okula kütüphane yaptık. Yine pek çok öğrenciye burs veriyoruz. Elimizden geldiğince eğitime destek olmaya çalışıyoruz" dedi.
KAHEV'LE RENGARENK GELECEĞE PROJESİ
Dr. Nefise Akdemir ise iş saatleri dışında 'KAHEV'le Rengarenk Geleceğe Projesi' kapsamında birçok okulun boyanmasına katkı koyduklarını söyledi. Kadın hekimler olarak bir araya gelip okulları güzelleştirmeye çalıştıklarına değinen Dr. Akdemir, "Amacımız öğrencilere daha güzel bir eğitim ortamı sunabilmek. Bu bağlamda elimizde geleni yapıyoruz. Burdur'da ilk kez yaptık. Umarım kadın hekimler olarak tekrar bir araya gelip yeni projelerde yer alırız" diye konuştu.
BALIKESİR'DE BAŞLADI
Burdur'daki etkinliğin 'KAHEV'le Rengarenk Geleceğe Projesi'nin beşinci etabı olduğunu belirten Dr. Akdemir, "Proje Balıkesir'de başladı. Daha sonra Antalya'da iki ve Batman'da bir okul boyandı" dedi.
'STK'LAR BU PROJELERİ SAHİPLENMELİ'
Burdur Aile Hakimleri Derneği Başkanı Osman Gencer kadın hekimlerin böyle bir etkinlikte yer almasının gurur verici olduğunu belirterek, konudan haberdar olunca Aile Hekimleri Derneği olarak destek olmak istediklerini söyledi. Bu tür etkinlikleri STK'ların sahiplenmesi gerektiğine değinen Dr. Gencer, "İhtiyacı olan yerlere hizmetin ulaşması için önemli bir adım. Arkadaşlarımızı destekliyoruz. Her zaman da desteğe hazırız" diye konuştu.
Okul Müdürü Nuri Düden ise "Boya ihtiyacımız vardı ve nasıl yaptıracağımızı kara kara düşünüyorduk. KAHEV'le irtibata geçtik ve okulumuzu boyayabileceklerini söylediler. Desteklerinden dolayı hekim arkadaşlarımıza çok çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------
-Okul dış görünüş
-Boya yapan hekimler
-Nefis Akdemirle röp.
-Detay
-Fatmagül Altun ile röp
-Detay
-Nuri Düden ile röp.

Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR-DHA)

=====================

Kızı ve oğluna cinsel istismardan yargılanan sanık: Eşim iftira attı

Konya'da oğlu ile kızına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan A.K. (42), duruşmada verdiği ifadede, "Eşim aldatma olaylarını kapatmak için iftira attı" dedi.
Olay, şu an 14 yaşında olan kız çocuğunun, geçen yıl aralık ayında 16 yaşında olan ağabeyine, babası A.K.'nin kendisine 7 yaşından itibaren cinsel istismarda bulunduğunu söylemesi üzerine ortaya çıktı. Ağabey de annesi Z.K.'ye, babasının 11 yaşındayken kendisine top almaya geldiği evde cinsel istismarda bulunduğunu söyleyip, kız kardeşini istismardan kurtarmasını istedi.
Küçük kız durumu soran annesine, babasının kendisini 7 yaşından itibaren evde kimsenin olmadığı zamanlarda taciz ettiğini, geçen yıl yaz tatilinde babasıyla yaptığı görüşmeyi telefon ile kayıt ettiğini belirtti.
ANNE ŞİKAYETÇİ OLDU, BABA TUTUKLANDI
Anne Z.K., jandarmaya şikayetçi oldu. Geçen ocak ayında gözaltına alınıp, tutuklanan baba A.K. hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, çocuğun cinsel istismarı' suçlarından 60 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 2 çocuk devlet koruması altına alındı.
'EŞİM İFTİRA ATTI'
Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 2'nci duruşması yapıldı. Tutuklu sanık A.K. ile şikayetçi anne Z.K.'nin avukatları ile hazır olduğu duruşmaya Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da katıldı. Tanıkların dinlendiği duruşmada tutuklu sanık A.K., eşinin kendisine iftira attığını öne sürdü. Eşinin kendisini aldattığını iddia eden A.K., "Ben çocuklarım için eşimden ayrılmadım. Eşim, aldatma olayını kapatmak için bu iftirayı atmıştır" dedi. Cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen kızının tiki olduğunu ve vücuduna dokundurtmadığını ileri süren A.K., "Kızımın tiki vardır. Kesinlikle kendi vücuduna dokundurtmaz. Annesinin baskısıyla aleyhime beyan vermiştir" diye konuştu.
Anne Z.K. ise "Hangi anne davaya konu olmamış bir şeyi dava konusu yapıp, çocuklarının omzuna psikolojik yük yükler"dedi.
Mahkeme heyeti, A.K.'nin tutukluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
AİLEYE DESTEK OLDULAR
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) üyeleri ile bir grup CHP'li kadın, aileye destek olmak için duruşma sonuna kadar adliye binası önünde bekledi.
Seydişehir Belediye Başkanı AK Parti'li Mehmet Tutal da adliye önüne gelerek, aileye destek oldu. Tutal, "Güzelim ülkemizde son zamanlarda çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddet olayları artmaya başladı. Bu olaylardan üzüntü duyuyoruz. Gönlümüz arzu ediyor ki bu olaylar hiç olmasın. Kınadığımız, telin ettiğimiz bu iğrenç hadisenin olmamasını arzu ediyoruz. Biz suçluya en ağır cezanın verilmesi ve adaletin tecelli etmesi ve bu olayların engellenmesi noktasında adaletimize güveniyoruz" dedi.
UCİM Konya  Konya Koordinatörü Özlem Bilgi de bu tür olaylara sessiz kalmayacaklarını, suçluların en ağır cezayı almaları gerektiğini kaydetti.

Haber: Yaşar COŞKUN/KONYA, -


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha yurt bülteni - 7 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement