CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, "Rusya'nın bize yönelik tehdidini iki ayağımızın altına alıp buradan hınçla ezdiğimizi ilan etmeliyiz. Rusya bizi hiçbir zaman tehdit edemez. Rusya kim oluyor da bizi tehdit ediyor?" dedi.
CHP milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Dışişleri, Çevre ve Şehircilik, Milli Eğitim bakanlıklarının 2016 yılı bütçeleri üzerinde görüşlerini dile getirdi.
CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, bölgenin ateş çemberi olduğunu, Türkiye'nin, bölge ve dünyada yalnız kaldığını, "komşuyla sıfır politikanın" her komşuyla sorun yaratma politikasına dönüştüğünü, bütün kırmızı çizgilerin tek tek aşıldığını savundu.
Kerkük'ün on yıl önce kırmızı çizgi olduğunu şimdi bunun unutulduğunu ileri süren Yılmaz, PYD'nin Fırat'ın batısına kırmızı çizgileri çiğneyerek geçtiğini ifade etti.
Orta Doğu'da, akil ülke, merkezi ülke, oyun kurucu ülke gibi bazı söylemler geliştirdiğini vurgulayan Yılmaz, "Bu boyalı sözler, stratejik derinliğimiz olarak yutturuldu ama Türkiye'nin bugün stratejik derinliği bir obüs topunun 40 kilometre derinliğinden daha fazla geçememektedir. Stratejik derinlik bu" diye konuştu.
Yılmaz, Suriye'de Esad ve PYD olarak iki düşman bulunduğunu ifade ederek, bugün kazananın ise Esad ve PYD olduğunu, Suriye politikasının iflas ettiğini, Türkiye'nin Rusya, ABD ile ilişkilerinin Suriye nedeniyle bozulduğunu öne sürdü.
Türkiye'nin Orta Doğu'da, mezhep konusunda taraf olduğunu, tarihinde ilk kez Müslüman dünyaya el kaldırır hale geldiğini iddia eden Yılmaz, Suriye'de yürek yakan insan trajedileri yaşandığını, insanlığın bittiği sahnelere şahit olduklarını, Ege'de insanlık onurunun da battığını belirtti.
Yılmaz, "Bir ekmek parası için dilenen Suriyeli çocuklar, ırzını koruyabilmek için intihar eden kadınlar, gözlerinin feri gitmiş yaşlılar yollara düştü. Bu zulüm, Suriye'de rejim değişikliği yapılmak istendiği için oldu. Bizim Esad'ı gönderme fetişizmimiz bunlara sebep oldu. 'Kardeşim Esad'ı, 'Katil Esad' noktasına getiren strateji baştan aşağı yanlıştı" sözlerine yer verdi.
Türkiye'nin, dış politikada giderek zayıfladığını ileri süren Yılmaz, Suriye'nin bölündüğünü, parçalandığını, uluslararası aktörlerin bu konuda planlar yaptığını ifade ederek, şöyle dedi:
"Türkiye, maalesef savaş uçağı uçuramıyor Suriye'de. Çünkü denklem dışında kaldı. Her gün Rusya'nın tehdidiyle uğraşıyoruz. Bizim yürekli olmamız lazım. Biz bir Letonya, Estonya, Litvanya, Polonya, Ukrayna değiliz. Rusya'nın bize yönelik tehdidini iki ayağımızın altına alıp buradan hınçla ezdiğimizi ilan etmeliyiz. Rusya bizi hiçbir zaman tehdit edemez. Rusya kim oluyor da bizi tehdit ediyor? Bir kere, tehdit var diye bu bölgede biz savaş uçağı uçuramıyoruz."
-"Çimlere basmayın levhası..."
CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, AK Parti hükümetlerinin çevrenin önemini anlayamadığını, iktidarın en başarısız olduğu alanların başında çevrenin geldiğini savundu.
Tüm, hükümetin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, AB mevzuatı engel olmasa temelli kapatacağını, AK Parti'nin çevreyi korumak gibi bir derdi olmadığını, parklara, "Çimlere basmayınız" levhası asmayı, çevreyi korumak olarak gördüğünü öne sürdü.
Tüm, "Eğer doğayı seviyorsanız, dağlarımızı maden aramak bahanesiyle delik deşik etmekten vazgeçin. Maden Yasası'nı ortadan kaldırın. Kazdağları'nı delik deşik etmeyin. Manyas Kuş Gölü'nü ölümden kurtarın.
Kapıdağ Yarım Adası'na ve Balıkesir'in tüm güzelliklerine sahip çıkın. Melen Çayı'nı kanalizasyon sularıyla zehirlemekten vazgeçin.
Barışın yolu, doğayı sevmekten geçer, barışı isteyen hiçbir insan, tabiata asla zarar veremez" dedi.
-"Oltalar ve yemler bizden"
CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, su, hava ve toprağın, bireylerin kullanımına sunulmuş sınırsız bir kaynak olmadığını dile getirerek, "Doğa ve çevre insanlığa sunulan ve gelecek kuşaklara devredilecek önemli bir değerdir" ifadelerine yer verdi.
Gündoğdu, ülkenin dört bir yanında toprak, su ve havanın, "Yaşamınızı, geleceğinizi yok ediyorsunuz" diye haykırdığını vurguladı.
Ergene Nehri'nde kaybolan 17 yaşındaki genci aramak için dalgıçların kimyasal kirlilik nedeniyle dip taraması yapamadığını anımsatan Gündoğdu, Trakyalı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun 2013'te "İnşallah, iki yıl sonra Ergene'de balık tutacağız" açıklamasında bulunduğunu anımsattı. Gündoğdu,"Sayın Bakanın da sözünde duracağını düşünerek sizleri Ergene Nehri'nde balık tutmaya davet ediyorum. Sayın Bakan, oltalar ve yemler de bizden olacak" diye seslendi.
-"Yamalı bohça"
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, yağma ve rant kararlarıyla yaşam değerlerinın, toplumsal geleceklerinin yok edildiğini söyleyerek, şöyle dedi:
"Türkiye'nin her yerinde doğayı, tarihi ve kültürü katlediyorsunuz. Bugün geldiğimiz noktada, Sünger Bob'a benzeyen Şile Kalesi, PVC doğramalarla restorasyonunu yaptığınızı iddia ettiğiniz saraylar, alüminyum doğramayla restorasyon yaptığınızı iddia ettiğiniz hanlar ve son durumda doğa ve tarih katliamları yapıyorsunuz. Tıpkı Sulukule'de yaptığınız gibi, tıpkı Ayvansaray'da, Emek Sineması'nda, Validebağ'da ve Yedikule Bostanları'nda, Beyoğlu'nda, Narmanlı Han'da yaptığınız gibi."
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, eğitimin yamalı bohçaya döndüğünü, taşeron öğretmenliğin iktidarın ayıbı olduğunu ileri sürdü.
Kürsüden grafik gösteren Usluer, grafikte Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yüzde 69'unun personel maaşı, yüzde 11'inin sosyal güvenlik ve devlet primlerine ayrıldığının görüleceğini aktardı.
Usluer, Bakanlığa ayrılan bütçenin yüzde 80'inini zorunlu harcamaların oluşturduğunu belirterek, "Personel bakanlığı haline dönüşmüş. Her fırsatta, 'Bütçeden en fazla payı eğitime ayırdık' diye seviniyorsunuz. Ne birbirimizi ne yurttaşlarımızı kandıralım. 2002'de yatırıma ayrılan pay yüzde 17,18 iken bugün yüzde 8,23. Bunun anlamı, iktidarlarınızda velilerin cebinden çıkmayan elinizin yine velilerin ve öğrencilerin cebinde kalmaya devam edeceğidir" görüşünü savundu.
-Ağzını siyah bantla bantladı
CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, OECD eğitim raporuna göre,Türkiye'nin matematik formüllerini anlamada 65 ülke içerisinde 62. sırada yer aldığını kaydetti. Baydar, Türkiye'nin, bilim kategorisinde en zayıf ülkeler arasında bulunduğunu belirtti.
Baydar, 14 yıldır uygulanan eğitim modelinin çöktüğünü ileri sürerek, "Gelin, siyasi saikleri bir kenara koyarak eğitimi hep beraber nitelikli bir yapıya kavuşturalım" çağrısında bulundu.
CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir de eğitimin, nereden bakılırsa bakılsın kötü bir durumda olduğunu iddia ederek, rakamlar incelendiğinde gerçek tablonun ortaya çıktığını belirtti.
Demir, "Üniversite hastanelerin borçları, 4 milyar lirayı bulmuş durumda. Mobing, baskı, terör üniversitelerde o kadar arttı ki... Bunları buradan protesto etmek istiyorum. Maalesef üniversiteler akademik bir ortam değil, falakayla eğitim görülen yerler olarak görülüyor. Onun için protesto için ben ağzımı bantlıyorum" dedi ve konuşmasının sonunda ağzını siyah bantla bantladı.
-"Konuşmanın tarihi 23 Nisan olmalı"
AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, CHP İstanbul Milletvekili Yedekci'nin, "Şu anda da Damat Feritimiz olduğuna göre, hanedanlık tamamlandı" sözlerine sataşma gerekçesiyle yanıt verdi.
Çakır, bu ifadenin, etik, şık durmadığını ifade ederek, "Değerli milletvekilinin kastettiği milletvekili eleştirilecekse formasyonu, yetkinliği, müktesebatıyla, yaptıklarıyla eleştirilmelidir. Yetersizliği varsa, bu noktada eleştiriyi haklı bulabiliriz. Onun ötesinde eleştiri değil, aşağılayıcıdır. Değerli milletvekilinin konuşması, çok da bildiğimiz bir konuşma, onlarca, yüzlerce kez dinlediği türden konuşma. Öyle bir konuşmanın tarihi, bugün tarihi 5 Mart değil 23 Nisan olmalıdır" dedi.
Yedekci de Çakır'a, "23 Nisan'da, 19 Mayıs'ta, 29 Ekim'de, 4, 5, 10 Mart'ta da konuşurum" karşılığını verdi.
Son Dakika › Politika › 2016 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?