AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği çalışmalarında ülkenin geleceği için, menfaati için olumlu ve yapıcı tutumundan dolayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür ederek, "Meclis Başkanlığına AK Parti'nin teklifi olarak sunucağız. MHP de arzu ederse birlikte sunarız. Bu çalışmaları istediği takdirde CHP ile de paylaşır, Anayasa çalışmaları için onlarla da her türlü zeminde konuyu değerlendirebiliriz. Kapımız sonuna kadar açık." dedi.
Yıldırım, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AK Parti ile yaşadığı en büyük devrimlerden birinin sağlık alanında olduğunu söyledi.
Gelişen sağlık hizmetleriyle Türkiye'nin dünya standartlarının üzerine çıktığını ifade eden Yıldırım, "ABD bile sağlık sistemiyle ilgili reformunu 10 yıl içerisinde yapamamıştır. 22 bin aile hekimiyle 14 yılda faaliyete geçirdiğimiz bin 900 birinci kademe sağlık merkezimizle ve kapasitesini iki kata çıkardığımız sağlık personel kadromuzla hizmet için alın teri dökmeye devam ediyoruz." diye konuştu.
Hastane önündeki utanç kuyruklarının AK Parti ile tarihe karıştığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin başını önüne eğdiren bir mahcubiyet, başarıya dönüştürülerek bir destan yazılmıştır. Şehir hastaneleri birçok hastanenin, sosyal alanların, konaklama ve yaşam alanlarının bir arada olduğu bir şehir niteliğindedir. Türkiye çapında 30 tanesinin yapımına başladık. Toplam yatak kapasitesi 45 bini buluyor. Yatırım tutarı 100 milyon lira. Kimin için yapıyoruz? Bu millet için yapıyoruz. Milletin bize yaptıklarının yanında bunların adı mı olur? Esamesi okunmaz. Şimdi Mersin ve Yozgat hazır. Daha sonra Ankara, daha sonra diğer şehirlerimiz devreye girecek ve sağlıkta ikinci dönüşümü de başarmış olacağız. Hayırlı uğurlu olsun."
Anayasa çalışmaları
Başbakan Binali Yıldırım, anayasa çalışmaları konusunun hemen hemen olgunlaştığını dile getirerek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya geleceklerini ve bu değişikliğe son şeklini vereceklerini söyledi.
Bahçeli'nin bu konuda başından beri yapıcı bir tutum izlediğini vurgulayan Yıldırım, "Ülkenin geleceği için, ülkenin menfaati için Sayın Bahçeli'nin bu olumlu ve yapıcı tutumundan dolayı teşekkür ediyorum. Son görüşmemizi yaptıktan sonra bu değişikliği Meclis Başkanlığına AK Parti'nin teklifi olarak sunucağız. MHP de arzu ederse birlikte sunarız. Bizim hiçbir gizli saklı işimiz yok. Bu çalışmaları istediği takdirde CHP ile de paylaşır, anayasa çalışmaları için onlarla da her türlü zeminde konuyu değerlendirebiliriz. Kapımız sonuna kadar açık." diye konuştu.
Yıldırım, kendi ellerinde üzüm, karşı tarafta da sopanın olmayacağını belirterek, şöyle konuştu:
"Darbe artığı bir Anayasa artık milletin ihtiyacına cevap vermediği gibi Türkiye'ye de yakışmıyor. O Anayasaya sırtını dayamış hiçbir siyasi mekanizma milletin lehine bir iş yapamaz. Türkiye'nin yeni anayasaya, yeni vizyona ihtiyacı olduğu aşikar. Bizim rejim değiştirmek gibi bir niyetimiz yok. Ey Kılıçdaroğlu, Türkiye rejimini 1923'te seçti, 'Cumhuriyet' dedi ve yoluna devam etti. Hala ne rejim tartışmasından bahsediyorsun. Sayın Kılıçdaroğlu boş durmamış Türk Dil Kurumu sözlüğünü eline almış ve Binali Yıldırım'a kolaylık olsun diye rejimin ne anlama geldiğini incelemiş. Sağolsun yüksek sesle de bunu okumuş. Kendisine buradan bu sevimli girişimi için teşekkür ediyorum.
Sayın Kılıçdaroğlu, millet 14 yıldır o kitapta yazan adalet, kalkınma, büyüme, istikrar gibi kelimeleri hakkıyla temsil ettiği için AK Parti'ye tek başına iktidar mührünü verdi, size de sözlüğü verdi. Sizin arkadaşlarınız HDP ile nümayiş içinde kol kola mitingler yaparken AK Parti milletin beklentileri için gece gündüz demeden çalışıyor. Parti Meclisi 10 saat toplantı yapıyor. Çıkan karar, 70'li yılların modası geçmiş sözleri; 'direneceğiz'. Kardeşim sen zaten Mecliste değil misin? Millet en üst noktada temsil makamına sizi göndermedi mi? Milli iradenin tecelli ettiği bu çatı altında başka nerede daha iyi savunacaksın fikirlerini? Ama dert başka. Türkiye siyaseti bu tarihi döneme girerken tercihini doğru yapmalıdır. Sırtını millete mi yaslayacaksın yoksa terör örgütlerine yaslayanlarla birlikte mi olacaksın? Önemli soru budur. Ana muhalefet partisinin bundan sonra vereceği karar budur. Bu anayasa çalışmaları bizim değil, milletin talebidir. Bu talebe sırt çevirenler, sözlük mözlük işleriyle uğraşanlar, kendilerine oy veren insanların değişim talebine kulaklarını tıkamış demektir."
"Türkiye'nin etkin garantörlüğü bu anlaşmanın olmazsa olmazdır"
Yürütülen Kıbrıs müzakerelerine de değinen Yıldırım, Türkiye'nin garantör ülke olarak tutumunun çok açık ve net olduğunu söyledi.
Yıllardan beri adada devam eden haksızlığın son bulmasını istediklerinin altını çizen Yıldırım, KKTC'ye uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasının önemli olduğunu söyledi.
Dönüşümlü başkanlığı esas alan adil bir çözümü herkesten fazla Türkiye'nin istediğini belirten Yıldırım, "Ama karşı taraf üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi. Çözüm ne olursa olsun bizim için önemli olan Kıbrıslı kardeşlerimizin 60'lı yıllarda, 70'li yıllarda karşılaştıkları felaketle yüz yüze gelmemeleri. Bu nedenle de Türkiye'nin etkin garantörlüğü bu anlaşmanın olmazsa olmazdır." dedi.
"Terörle mücadelede en ufak gevşeme söz konusu değildir"
Başbakan Yıldırım, terörle mücadelede en ufak bir gevşemenin söz konusu olmadığını söyledi.
Sınırın hemen ötesindeki YPG, PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle topyekun mücadeleyi sürdürürken, içeride ve dışarıda eli 15 Temmuz şehitlerinin kanına bulaşmış FETÖ'nün üzerine de kararlılıkla gittiklerini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Devletin tüm iyi niyet çabalarına rağmen silah bırakmayan, bölge insanından destek görmedikçe daha çok teröre başvuran PKK'ya bu topraklarda hayat yok. Bunu herkes bilmelidir. Dünyanın çeşitli yerlerinde Türkiye'nin kararlı duruşunu desteklemek için insanlar akın akın sokağa iniyor, terörü lanetliyor. Bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Bir yandan terör örgütüyle bağlantılı belediyeleri bu hain yapıların elinden alıp asıl sahibine, millete iade ediyor, bir yandan da milletten aldığı yetkiyi terör merkezlerinde kullananları yargı önüne çıkarıyoruz. Lamı cimi yok. Kim eli kanlı terör örgütlerini millete tercih ederse bunun bedelini en ağır şekilde öder. Bu mücadele devam ederken adalet terazisine bir sarraf titizliğiyle dikkat ediyoruz. Bu mücadelemizi fırsat bilip bize demokrasi dersi vermek isteyenler, durumdan vazife çıkaranlar da hiç yorulmasın, zahmet etmesin."
AB'nin resmi bir anket sonucuna da değinen Yıldırım, AB vatandaşlarının yüzde 59'unun AB'nin kendilerini temsil etmediğini, seslerini duymadığını söylediğini belirtti.
Avrupalı ve Amerikalı yetkililere terörle mücadele konusunda iadeler ve mahkeme kararlarını sorduklarında, bunun yargıyı ilgilendirdiğini, yargının işine karışmadıklarını belirttiklerini anlatan Yıldırım, "Sana gelince yargı bağımsız, yargının işine karışmıyorsun; bize gelince halkına ihanet etmiş FETÖ teröristleri, PKK'lı teröristleri 'gözaltına bile alınmamalı, yargılanmamalı, hesap vermemeli' diye telkinde bulunuyorsun. Kimse kusura bakmasın, nasıl bağımsız yargınıza karışmıyorsanız biz de aynı şekilde bağımsız yargımıza karışmıyoruz. Bu kadar basit."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?