Akdoğan: "Hdp Bu Çıkmaz Sokaktan Çıkmalıdır"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı- Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın açıklamaları AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı- Başbakan Yardımcısı Akdoğan (2): - "HDP bu çıkmaz sokaktan çıkmalıdır. 7 Haziran seçimlerinden önce Çözüm Süreci'ne ihanet ettiler, Çözüm Süreci'nin düşmanlarıyla işbirliği yaptılar, seçimden sonra da demokratik siyaseti bir bütün olarak zehirlemeye çalışıyorlar. Demokratik siyaseti çökertmeye çalışıyorlar, terör örgütünün amaçlarına hizmet etmek için kullanıyorlar"- "Birileri Suriye'de, Irak'ta, çevremizde DEAŞ terör örgütü üzerinden ülkelere siyasi tanzimde bulunmaya çalışıyorlar, yeni sınırlar oluşturmaya çalışıyorlar, yeni oldu bittiler yapmaya çalışıyorlar. Terörü bu yüzden bir bahane olarak kullandıklarını görüyoruz"- "Bir terör örgütü icat edildi, onunla mücadele adı altında herkes siyasi nüfuz peşinde. İnsanlar kimsenin umurunda değil" Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "HDP bu çıkmaz sokaktan çıkmalıdır. 7 Haziran seçimlerinden önce Çözüm Süreci'ne ihanet ettiler, Çözüm Süreci'nin düşmanlarıyla işbirliği yaptılar, seçimden sonra da demokratik siyaseti bir bütün olarak zehirlemeye çalışıyorlar. Demokratik siyaseti çökertmeye çalışıyorlar, terör örgütünün amaçlarına hizmet etmek için kullanıyorlar" dedi.Akdoğan, Altındağ Cemil Meriç Kültür Merkezi'nde, AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok büyük meydan okumalarla karşı karşıya kalındığını, özellikle son 30 yılda bu meydan okumaların en önemlilerinden bir tanesinin PKK terörü olduğuna işaret eden Akdoğan, "PKK terörüne karşı, bölücü teröre karşı AK Parti'den önce de birtakım çalışmalar, mücadeleler olmuştur ama AK Parti iktidarı döneminde, bu konuda gerçekten devasa adımlar atılmıştır" diye konuştu.- "Türkiye bütün bu ayıplardan kurtuldu"Terör örgütünün istismar gerekçelerini ortadan kaldırmak için çok önemli adımlar atıldığına vurgulayan Akdoğan, "Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü, kardeşliğini pekiştirmek için AK Parti, bu meselenin çözülmesi anlamında çok çok önemli adımlar atmıştır, hizmet yapmıştır, yatırım yapmıştır, reformlar yapmıştır, hak ve hukuku geliştirecek adımlar atmıştır. Yapılmaz denilenleri yapmıştır, ezberleri bozmuştur, tabuları yıkmıştır, paradigmayı değiştirmiştir, ret, inkar, asimilasyon politikalarına son vermiştir. Anne cezaevinde oğluyla konuşamıyordu, kendi ana dilinde konuşamıyordu, el kol hareketleriyle anlaşmak zorunda kalıyorlardı. Türkiye bütün bu ayıplardan kurtuldu" değerlendirmesini yaptı."Kürt meselesi"nin çözümünde çok önemli mesafe katedildiğini belirten Akdoğan, "Ama ne oldu? Terör örgütü hepsini engellemenin çabası içinde oldu ve Meclis'ten bu kadar kanun çıkardık, 'hak ve özgürlükler gelişsin' diye, hepsine engel oldular. Hizmet yaptık, engel oldular, yatırım yaptık, sabote ettiler, iş makinelerini yaktılar, yani bölge insanını kucaklamak için bu hükümet ne yaptıysa onu engellemenin çabasın içinde oldular" ifadelerini kullandı.- Terörle mücadeleSon dönemde, teröre karşı Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı operasyonlarının gerçekleştirildiğine dikkati çeken Akdoğan, "Kırsalda öyle, Türkiye içinde, Türkiye dışında, şehir merkezlerinde, her alanda gerçekten çok kapsamlı operasyonlar gerçekleştiriliyor ve bu operasyonlar, terörle mücadele kararlı ve etkili bir şekilde kapsamlı bir şekilde sona varıncaya kadar, sonuç alıncaya kadar devam edecek" dedi. Terörle mücadele operasyonlarının taktiksel bir mücadele olmadığını vurgulayan Akdoğan, "Geçici bir durum değildir. Hatırlayın, seçimden önce de 'bu, seçime endeksli' dediler, hayır, seçime endeksli değil, terör belasından kurtulana kadar bu operasyonlar devam edecek" ifadesini kullandı. Bu süreçte fedakarca bir mücadelenin yürütüldüğüne işaret eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörle mücadelede asker, polis, jandarma, istihbarat birimleri, uyumlu bir çalışma içindeler. Daha önce görülmemiş bir şekilde uyumlu, iç içe, kol kola, omuz omuza bir mücadele içindeler. Hukuk içinde bir mücadele yürütüyorlar. İnsani hassasiyetlerle bir mücadele yürütüyorlar. Bu kadar kapsamlı operasyonlar var, hiç 90'lı yılların görüntüleri var mı? Hukuk içinde, insani hassasiyetle, kendi canı pahasına, fedakarca, 'aman bir sivile zarar gelmesin' diye bir mücadele var. Ama karşı tarafta ne var? Sivilleri canlı kalkan yapan, okul bahçelerini mayınlayan, hastanelere bomba atan, öğrenci yurtlarını ateşe veren, camileri kundaklayan bir anlayış var, bir terör örgütü var. İnsanların hayatını çekilmez kılmaya çalışan bir terör örgütü, öbür tarafta gidipo küçücük çocuğun elini tutan, yaşlıları tedavi etmeye çalışan, onları tedavi etmeye çalışan güvenlik güçleri var. Bunun çok iyi görülmesi gerekiyor."Terör örgütünün bu süreçlerde ne yaptıysa başarılı olamadığını ifade eden Yalçın Akdoğan, "Devrimci halk savaşı ilan etti, tutmadı. Kobani'de kalkışma yapmak istediler, tutmadı. Serhildan ilan ettiler, tutmadı. Kırsalda büyük gruplarla vur-kaç eylemleri yapıyorlardı, tutmadı. Şimdi kala kala ellerinde bir şehir merkezlerinde, bazı mahallelerde gençlik yapılanması, silahlı unsurlar üzerinden acaba 'kurtarılmış bölgeler ilan edebilir miyiz, acaba özerklik diye bir konuyu silah üzerinden hayata geçirebilir miyiz?' Bu da tutmayacak" şeklinde konuştu.Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücü ve kudretinin bunları tasfiye etmek için yeterli olduğunu belirten Akdoğan, "Sonuna kadar bütün bu mahallelerden, sokaklardan bunlar temizlenecek ama halkla terörist ayırt edilerek bunlar yapılacak" dedi. HDP'nin süreçte terör örgütünün propaganda birimi gibi çalıştığına dikkati çeken Akdoğan, şu soruları yöneltti: "Ne yapmak istiyorsun? PKK ne yapmak istiyorsa onu yapmak istiyor. Peki sana niye gerek var? Sen terör örgütünün propaganda birimi gibi çalışıyorsan, terör örgütünün örgütsel amaçlarını geliştirmeyi kendine varlık sebebi saydıysan o zaman sana ne gerek var? Demokratik siyasette, ayrılıkçı bir dile yer var mı? Bölücü bir dile yer var mı? Şiddete güç veren bir anlayışa dünyanın hangi demokratik ülkesinde yer var?"- "Bir elde silah bir elde siyaset, bu kabul edilebilir bir durum değildir" Yalçın Akdoğan, HDP açısından bu durumun "çıkmaz bir sokak" olduğunub altını çizerek şöyle devam etti: "Siz çok aykırı düşüncelere sahip olabilirsiniz, biz bunu eleştirmiyoruz. 'HDP'de AK Parti gibi düşünsün' demiyoruz. Çok aykırı düşüncelere de sahip olabilirsiniz. Ama bunu nasıl hayata geçirmeye çalışıyorsunuz? 'Ben burada özerklik ilan ettim.' Kendi kendinize bir yerde özerklik ilan ediyorsunuz, oldu bitti yapıyorsunuz, bu kabul edilebilir mi? O zaman ne gerek var seçimlere, demokrasiye, kurumlara, herkes kafasına göre bir yerde 'oldu bitti' yapsın. Bu kabul edilemez. İkincisi de, 'ben silahla bunu yapacağım, elime silah alacağım.' Bu da kabul edilemez. Siyasi zeminde en aykırı düşüncelere sahip olması bir partinin, bunda bir problem yok ama oldu bittiyle ya da silah üzerinden bunu yapmaya çalışırsanız buna kimse izin vermez, ne devlet izin verir ne millet izin verir. Ayrılıkçı, şiddeti teşvik eden bir siyaset diline de demokratik ülkelerde yer yoktur. HDP bu çıkmaz sokaktan çıkmalıdır. 7 Haziran seçimlerinden önce Çözüm Süreci'ne ihanet ettiler. Çözüm Süreci'nin düşmanlarıyla işbirliği yaptılar, seçimden sonra da demokratik siyaseti bir bütün olarak zehirlemeye çalışıyorlar. Demokratik siyaseti çökertmeye çalışıyorlar. Terör örgütünün amaçlarına hizmet etmek için kullanıyorlar." - "DEAŞ terör örgütü üzerinden ülkelere siyasi tanzimde bulunmaya çalışıyorlar""Birileri Suriye'de, Irak'ta, çevremizde DEAŞ terör örgütü üzerinden ülkelere siyasi tanzimde bulunmaya çalışıyorlar, yeni sınırlar oluşturmaya çalışıyorlar, yeni oldu bittiler yapmaya çalışıyorlar. Terörü bu yüzden bir bahane olarak kullandıklarını görüyoruz" ifadesini kullanan Akdoğan, şunları kaydetti: "PKK'nın uzantısı olan birtakım yapılara el altından destek olduklarını görüyoruz. DEAŞ ne kadar katilse, ne kadar terör örgütüyse, PKK ve uzantıları da o kadar katildir, o kadar terör örgütüdür, bunlar aynı zihniyettir. Bütün bu anlayışlara karşı hep birlikte mücadele etmek gerekiyor. Küresel düzeyde, uluslararası zeminde DEAŞ'a karşı da PKK'ya karşı da YPG'ye karşı da hangi isimle olursa olsun, elinde silah olan bu terör yapılarına karşı hep birlikte mücadele etmemiz lazım. Samimiyet bunu gerektirir, müttefiklik bunu gerektirir, dostluk bunu gerektirir. Biz de dostlarımızdan aynısını bekliyoruz."Bir terör örgütünün icat edildiğini, onunla mücadele adı altında herkesin siyasi nüfuz peşinde olduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "İnsanlar kimsenin umurunda değil, yüz binlerce insan öldü, çoluk çocuk edemeden, kadın yaşlı demeden, yüz binlerce. 2.5 milyon insan sadece Türkiye'ye sığındı, onlara milletimiz kucağını açtı ama bakın hiçbirinin 'insan' diye bir derdi var mı? Bombalar yağdırıyor dünya DEAŞ'a, yüzde 10'u DEAŞ'a gitmiyor, oradaki ılımlı muhalefete gidiyor, Türkmenlerin üzerine yağıyor. Bu nasıl bir insanlıktır? Bütün bunlara karşı sesimizi yükseltmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu. Önlerindeki 4 yılda tüm verilen sözlerin tek tek yerine getirileceğini ifade eden Akdoğan, 1 Ocak'ta asgari ücretle ilgili sözlerini yerine getirdiklerini aktardı. Akdoğan, 2016 yılının hayırlar getirmesi temennisiyle konuşmasını tamamladı. (Bitti)