Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, " Türkiye'deki kamu yönetiminin işleyişinin bütünüyle sivilleşmesi, şeffaflaşması ve demokratikleşmesi için gerekli adımlar atılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kamu bürokrasisi, vatandaşlarımızın hepsine açık hale gelecektir. Burada sadece üç temel ilkemiz olacak, ehliyet, liyakat ve millete sadakat." dedi.
Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamada bulunarak, sorularını yanıtladı.
Yıllardır darbelerle karşılaşan Türkiye'de, her darbeden sonra "Artık Türkiye'de darbeler yapılmaz. Darbeler dönemi geride kaldı" tartışmaları yaşandığını anımsatan Kurtulmuş, "12 Eylül oldu, bunu söyledik. 28 Şubat oldu, bunu söyledik. Görüyoruz ki Türkiye'de darbelere zemin hazırlayan bir sistem, bir yapı var. Amacımız, öyle bir sistem kuralım ki Türk Silahlı Kuvvetlerini o kadar açık bir kurum hale getirelim ki Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde hiç kimse ya da Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı unsurları kullanarak, hiçbir şer odağı bir daha darbe yapmayı aklının ucundan dahi geçiremesin." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, söz konusu yeniden yapılanma sürecinin, Türkiye'de hem demokrasi ve demokratikleşmenin önemli bir adımı hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok daha saygın bir konuma gelmesinin en önemli vesilelerinden biri olacağını vurguladı.
"Türk Silahlı Kuvvetleri yeniden modernize edilerek, yeniden yapılandırılarak çok daha güçlü, bu bölgede ve çevrede vatan savunmasını sağlayan gözde bir kuruluşumuz haline getirilecektir." diyen Kurtulmuş, böylece darbecilerden kurtulmuş olmakla birlikte darbeyi üreten sorunların da çözüleceğine dikkati çekti.
Türkiye'nin çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edeceğini belirten Kurtulmuş, yeniden yapılanma süreciyle Türkiye'deki kamu yönetiminin işleyişinin bütünüyle sivilleşmesi, şeffaflaşması ve demokratikleşmesi için de gerekli adımların atılacağını bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Türkiye Devleti'nin yapısı, kamu bürokrasisi vatandaşlarımızın hepsine açık hale gelecektir. Burada sadece üç tane temel ilkemiz olacak, ehliyet, liyakat ve millete sadakat. Ehliyet, liyakat ve millete sadakat çerçevesinde, kamu yönetimi Türkiye'nin bütün yurttaşlarına açık hale gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.
"Süratle normalleşme sürecine giriyoruz"
Acil yeniden yapılanma süreciyle gelecek bir yıl içinde Türkiye'deki adımların hızlandırılarak tamamlanacağını ifade eden Kurtulmuş, bunlardan birinin normalleşme olduğuna işaret etti.
Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet, çok ağır bir geceydi, Türkiye'ye çok ağır fatura ödettirmek isteyen hain bir plandı. Çok şükür minimum maliyetlerle bunu geçtik. Ama şimdi bunu ne unutturacağız ne de sürekli orayla meşgul olacağız. Şimdi süratle normalleşme sürecine giriyoruz. Bu anlamda gerçekten kamu yönetiminin, günlük hayat zaten çok şükür normal devam ediyor. İlk anda söylediğimiz olağanüstü hal, millete karşı yapılmış bir olağanüstü hal değil, devlete, devletin içindeki çetelere karşı yapılan bir olağanüstü haldir. Bu görülüyor bu uygulama sırasında. Dolayısıyla süratle normalleşmeyi sağlayacağız. Gerekli adımlarımızı atacağız."
"Ekonomik açılımlar aynı kararlılıkla devam edecek"
Atılacak adımlar çerçevesinde ikinci olarak, yapısal reformların sağlanacağını vurgulayan Kurtulmuş, "Yapısal reformlarla ilgili özellikle 65. Hükümet'in uygulamakta olduğu, almış olduğu kararlar, eylem planı çerçevesinde günü gününe uygulanmaya devam edilecek ve Türkiye ekonomisi, Türkiye'nin sosyal ve siyasal hayatı çok daha ileri bir seviyeye yükseltilecektir." dedi.
Ekonomik açılımların aynı kararlılıkla devam edeceğine işaret eden Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi, yerli ve yabancı yatırımcının daha fazla Türkiye'de yatırım yapabilir hale gelmesi, yüksek teknoloji ürünleriyle markalarımızla dünyada rekabet eder hale gelebilmemiz ve özellikle istihdamı geliştirecek alanlardaki çabalarımız eksiksiz bir şekilde sürdürülecektir. Ayrıca bir başka önemli alan, bu bir yıllık normalleşme süreci içerisinde, içinde yaşadığımız bölgedeki bölgesel sorunların azaltılmasına ilişkin dış politikadaki yeni tekliflerimizi, yeni perspektifimizi ortaya koyacağız. Bu yeni açılımlar çerçevesinde Türkiye'nin düşmanlarını azaltıp, dostlarını artıracağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik Marmaris'teki suikast girişimi
Gündemdeki önemli konulardan birinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik, 15 Temmuz akşamı Marmaris'teki suikast girişimi olduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, olaya ilişkin, şu açıklamalarda bulundu:
"37 kişilik bir tim, bu tim. Timin başında bir tuğgeneral var. Rütbeliler, subaylar var. Yani sıradan oluşmuyor. Öyle anlaşılıyor ki bu timin içindeki herkes gönüllü, seçme olarak oluşturulmuş. Önceden bütün tertibatlar alınmış, bütün planlar yapılmış ama planların üstünde de bir plan yapıcı olduğunu unutmuşlar. Kaderin üstünde bir kader yapıcı olduğunu unutmuşlar, Allah'a çok şükür Sayın Cumhurbaşkanımızın kılına zarar gelmeden bu suikast başarısız olmuş."
Söz konusu suikast timinde bulunan 12 kişinin, dün akşam Muğla'nın Ula ilçesindeki bir bölgede sıkıştırıldığını bildiren Kurtulmuş, şu bilgileri paylaştı:
"Gece yapılan operasyonlar sırasında 11 kişi yakalandı. Böylece 37 kişinin 36'sı yakalanmış oldu. Daha önce yakalananlar tutuklandı. Dün gece yakalananlar için de sorgularından sonra gerekli hukuki düzenlemeler yapılacaktır. Sadece bir astsubay aranıyor. İnşallah onu da en kısa zamanda yakalayacağız. Diyeceksiniz ki bir de en çok aranan birisi var? İnşallah bunları da bulduktan sonra o Pensilvanya'daki çete reisi de en çok aranan da inşallah Türk güvenlik kuvvetlerinin eline geçecektir."
"Maşallah Alman adaletine"
Kurtulmuş, Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen "Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi"ne Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telekonferans yöntemiyle bağlanıp halka hitap etmesinin Almanya Anayasa Mahkemesi kararıyla engellenmesini de değerlendirdi.
Köln'de çok büyük bir miting düzenlendiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Tuna nehrinin kıyısında geniş bir alanda, Alman siyasetinin çok nadir gördüğü hem olgunluğu hem katılımın yoğunluğu hem de disiplini itibarıyla çok nadir gördüğü mitinglerden biri gerçekleşti. Öncelikle bütün Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları ve Alman vatandaşlarına çok teşekkür ediyorum. O alanı doldurarak, aynı Türkiye'deki milyonlar gibi demokrasiye inandıklarını, darbelere karşı olduklarını ortaya koydular. Türkiye'ye olan bağlılıklarını, sevgilerini ortaya koydular. Alman yurttaşları da Türkiye ile olan dostluklarını ortaya koydular. O mitinge katılan herkese gerçekten yürekten teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Alman makamlarının çifte standart gösterdiğine işaret eden Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdiye kadar Türkiye'nin aradığı 4 bin 500 teröristle ilgili dosya ve dava var. Bunlarla ilgili devam eden çok sayıda mahkeme var ayrıca meşhur NSU davası... Alman derin devletinin çetelerinin gerçekleştirdiği artık hemen hemen gün gibi ayan beyan olan NSU davası senelerdir devam eder durur. Bu mahkemeler uzatıldıkça uzatılır. Karar alınmaz. Belli bir noktaya, belli bir sonuca doğru gelmez. Halen devam eder. Bu kadar çok bu mahkemeler karar almakta zorlanır, bunları senelere yayarken ne hikmetse Alman Anayasa Mahkemesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın mitinge telekonferansla katılmasını 24 saatten az bir süre içinde mahkeme kararıyla yasaklar. Maşallah Alman adaletine. Bu kadar hızlı çalışabilen Alman adaletinin diğer dosyalarda niye bu kadar yavaş çalıştığını anlamamız mümkün değildir. Bu açık bir çifte standarttır, kabul edilebilir bir durum değildir."
"Ahval-i adiyedendir"
Her vesileyle Türkiye ve benzeri ülkelerde demokrasi ve insan haklarından, ifade özgürlüklerinin kısıtlandığından bahseden Alman yetkililerinin, izin alınmış ve büyük bir olgunlukla devam eden mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telekonferansla katılmasını, ifade özgürlüğü hakkının kullanılmasını engellemesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Kaldı ki ahval-i adiyedendir, dünyanın her yerinde kendi ülkelerinin diasporasına hitap etmek isteyen siyasetçiler, o ülkenin yöneticileri, giderler ya da böyle telekonferanslarla bu tür toplantılara rahatlıkla katılırlar. Bu anlamda da almış oldukları kararın hiçbir rasyonalitesinin olmadığını açıkça ifade etmek isterim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce Almanya'daki mitinglere katıldığını hatırlatan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bunlar bizi şu noktaya getiriyor, şunu söylemek herhalde dostluk ilişkileri içinde hakkımızdır. Türkiye çok ağır bir darbe tehdidiyle hatta işgale hazırlama tehdidiyle karşı karşıya kaldı. İlk andan itibaren isterdik ki her ağzını açtıklarında demokrasiden, ifade özgürlüklerinden, Batılı standartlardan bahseden dostlarımız, ilk andan itibaren çok kuvvetli bir ses tonuyla 'Bu darbeciler kim olursa olsun bunlara karşıyız.' diyebilselerdi. Hatta bu darbe teşebbüsünün arkasında FETÖ'nün olduğu ortaya çıkmadan evvel bunu söyleseler, çok daha değerli ve anlamlı olurdu. Demokrat olmak bunu gerektirir. Biz açıkçası dünyanın neresinde bir darbe teşebbüsü ya da bir darbe varsa buna kategorik olarak karşı çıktığımızı ortaya koyuyoruz. Ama gönlümüz isterdi ki dostlarımız, müttefiklerimiz, uzun yıllar boyunca yakın ilişkimiz olan ülkeler de Türkiye'deki bu hain, bu aşağılık darbe teşebbüsüne karşı seslerini yükseltebilselerdi.
Ancak Türkiye'nin 79 milyon halkı, dünyanın en demokrat halkı olduğunu tescillemiştir. Kolay değil biz çocukluğumuzda, Ruslar Çekoslavakya'yı işgal ettiğinde, Dubcek ve arkadaşları o dönemde, tankların önlerine çıkan Çekoslavak halkını hatırlıyoruz. Belki sayısal olarak da çok değil. İnsanlar tankların önüne geçtiler, tankların altında paletlerle ezildiler, arabaların içinde ezildiler. Tanklarla helikopterlerle vuruldular, bir adım geri atmadılar. Bu millet gerçekten büyük bir demokrasi sınavı vermiştir, büyük bir özgürlük mücadelesi vermiştir."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?