TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "paralel devlet" tartışmalarına ilişkin "Bir tek devlet var, başka devlet olmaz. Devlet bir tanedir, onun da kuralları vardır" dedi.
Çiçek, 2014 Vizyon Toplantısı' gazetecilerin gündemdeki sorularını da yanıtladı.
Görevde bulunduğu sürede, sorunların çözümü için partileri kaç kez göreve çağırdığının sorulması üzerine Çiçek, Meclis Başkanlığı'na seçildikten sonra kendisinden önce seçilen başkanların teşekkür konuşmalarına baktığını söyledi. Çiçek, bu konuşmaların çoğunun bir kaç cümlelik olduğuna işaret ederek, kendisinin ise toplantıda dile getirdiği konuları başlıklar altında ifade ettiğini anlattı.
Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurduklarını ancak uzlaşamadıklarını belirterek, anayasanın ana kolonlarında, anayasa binasının oturacağı ana kolonlarında ihtilaf bulunduğunu vurguladı. Çiçek, çatı, çatı oluğu, pencere pervazında anlaştıklarını kaydederek, ana kolonların her siyasi partinin varlık nedeni olduğunu ifade etti.
Meclis'i, 1973 tarihli, iki kameralı Meclis'e göre yapılan İçtüzüğe göre yönetmeye çalıştıklarını dile getiren Çiçek, resmen değil, fiilen uygulanan İçtüzük bulunduğunu söyledi. Çiçek, bu konuda da değişiklik yapamadıklarını anımsattı.
-"Giydiğimiz elbise aynı"
Siyasi Partiler Kanunu'nun değiştirilmesi için çağrı yaptıklarını belirten Çiçek, tek tipçilikten şikayet ettiklerini, en soldakinden en sağdakine, liberal partiden merkez partiye varınca kadar hepsinin tek tip elbise giydiğini belirtti. Çiçek, " Demokrasi, özgürlükler, liberalizm ama giydiğimiz elbise, soldakinin de sağdakinin de aynı" dedi.
Çiçek, Seçim Kanunu'ndan herkesin şikayetçi olduğuna işaret ederek, sadece baraj ve bir iki konu üzerinden seçim mevzuatı değerlendirdiklerini ancak tümüyle yeni bir seçim mevzuatı yapamadıklarını anlattı.
TBMM Başkanı Çiçek, çağrının yapılmasının yetmediğini ortak irade gerektiğini vurguladı.
Haziran 2011'den itibaren tutuklu milletvekili konusunun gündemde olduğunu anımsatan Çiçek, "Dönem bitiyor halen çözemedik. Alt alta yazdığımızda kocaman kitapçık haline gelecek bu konuda verilen demeçler var. Çağrının yapılması yetmiyor. Benim de kusurum, eksiğim olmuştur" diye konuştu.
-" Türkiye'nin elini rahatlatacak karar"
Çiçek'e, AİHM'in "soykırımı inkar" davasında, Doğu Perinçek'in İsviçre aleyhine 2008'de yaptığı başvuruyu karara bağlayarak, Perinçek'i haklı bulmasına ilişkin değerlendirilmesi de soruldu.
Bunu, çok önemli bir karar olarak nitelendiren Çiçek, vesile olanlara teşekkür etti. Çiçek, kendisinin de geçmişte bu konuda açıklama yaptığını, bundan dolayı epey suçlandığını, üzerine gölge düşürülmesi için yoğun çabaların olduğunu belirtti.
Çiçek, bunun daire kararı olduğunu anımsatarak, kararın ayrıntılarını da okuduğunu anlattı. Çiçek, Türkiye'nin elini rahatlatacak, Türkiye'nin bu yöndeki görüşlerine güç katacak önemli bir karar olduğuna dikkati çekerek, "İnşallah bu türlü mücadeleleri parlamentolarda değerlendirmeye çalışanlar açısından bu kararlar bir anlam ifade eder. AİHM kararları bizim için önemli ama özellikle Avrupa açısından baktığımızda, onlar da hukuku bir kenara bırakır, AİHM kararlarını, İnsan Hakları Sözleşmesi'ni, onlar da çoğu zaman siyaseten değerlendirme yaparlar. Özellikle Avrupa Parlamentosu. AİHM kararlarına uymak sadece Türkiye'nin görevi, yükümlülüğü değil. Avrupa Konseyi'ne üye her ülkenin, bu karara saygı duyup, bundan sonraki söylemini, parlamentodaki yapacak işleri buna göre değerlendirmesi lazım" diye konuştu.
-"Önce hukuka sorsak"
Balyoz, Ergenekon davalarına ilişkin araştırma komisyonu kurulması taleplerine ilişkin bir soru üzerine Çiçek, bazı davaların devam ettiğini anımsattı. Çiçek, kesinleşmemiş davayla ilgili araştırma komisyonunun geçmişte kurulduğunu dile getirerek, "Bir faydası oldu mu, bunları da iyice değerlendirmek lazım. Bir konuyu bana, bir başka siyasetçiye sormadan önce hukuka sorsak çok doğru bir iş yapmış olacağız dedi.
-"Polemik yapmak üzere değil"
Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na ilişkin bir soruyu yanıtlarken, 2,5 yıla yakın çaba gösterdiklerini anlattı. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan ister ki bu kadar çabadan sonra ortaya pozitif ürün, olumlu sonuç koyalım. Bu süreç tümüyle heba edilmiş süreç değil. Dışarıda birbiriyle kavga eden 4 parti, 25 aya yakın birlikte, gayretli çabası var. Tutanaklar şahit. Bu yöntemle ancak 60 maddede anlaşabildik. Görüş birliği içinde anlaşılabilecek madde sayısı neredeyse tükenmişti. Belli süreden sonra masadan kalkıp kalkmamak öne çıktı. Masa, anayasanın önüne geçti. Biz anayasa yapmak üzere komisyon kurduk, polemik yapmak üzere değil. Bundan sonra bu işe devam edilecekse, bu önemli bir külliyat, tecrübe oluşturdu. Önemli birikim var. Siyasette en çok üzüldüğüm konulardan biri bu anayasanın yapılmamış olmasıdır."
-"Maç nakleder gibi operasyonlar"
Çiçek, "Konuşmanızda bazı hukukçuların medyatik olduğundan bahsettiniz. Ne zamandan beri var?" sorusuna, "Uzunca bir zamandan beri var. Maç nakleder gibi operasyonlar yapıldı, sanki bir derbi maçı naklediliyor. Hazırlık soruşturması gizli, kim, nereden, nasıl, kimin alındığını bilecek oraya gidecek, saltanat arabasıyla gidiliyor gibi, operasyon mahalline yargı makamları gidemez. Bunun usulü, nezaketi bellidir. Adli yılların açılış konuşmalarına, yargı organlarının kuruluş yıldönümlerine bakın; mesajların bir kısmı yargıyla ilgili ama bir kısmını yargıyla bağdaştırmanız zaman zaman zor olmuştur. Hatta bir süre sonra önüne gelecek davalarla ilgili konuşmalar başlamıştır" karşılığını verdi.
TBMM Başkanı Çiçek, özellikle DGM'lerin olduğu dönemde bu işlerin daha sık medyatik olduğunu dile getirdi.
Eski Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun'un, "Hakimlerin kararlarıyla konuşur" dediğini belirten Çiçek, dışarıdaki konuşmalardan Uygun'un da rahatsız olduğunu söyledi. Çiçek, "Demek ki kararların dışında konuşulduğu zamanlar oldu ki bunu ifade ettiler" dedi.
-"Yasama organının muradı neyse"
Bir soru üzerine Çiçek, tutuklamanın bir tedbir olduğunu, mahkumiyete dönüşmemesi gerektiğinin altını çizdi. Çiçek, 2012 yılı içinde ceza mahkemelerinde 4 milyon 442 bin 282 karar verildiğini, bunun 1 milyon 514 bin 825'i olan yüzde 34'ünün mahkumiyet, yüzde 21'inde berat olduğunu bildirdi. Çiçek, her 5 kişiden 1'inin berat ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"O halde tutuklanmaması esastır. Çok mecbur kalmadıkça, CMK 100'deki şartlar iyice olgunlaşmadan insanların özgürlüklerinden mahrum kalması doğru değil. Ama eskiden başkaca tedbirler yoktu. Adli kontrolü getirdik. İddianamede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alacak olsa bile mahkeme bakacak, sonuçta berat imkanı varsa, bu insanları tutuklayıp sonra berat ettirmek yerine, tutuksuz yargılayıp, hükümle beraber tutuklamak sanki bana daha doğru geliyor. Bunun için kanunların çıkması tek başına yetmiyor. Bizim kanun uygulayıcılarından beklentimiz, yasama organının muradı neyse kanunları ona göre yorumlaması lazım. Buna uygun yorumlamazsa yerindelik denetimi başlıyor. Ondan sonra da çık işin içinden. Ve hiç durmadan hukuki yorum yerine, lafzı yorum yapılıyor. Biz de hiç durmadan, sabahlara kadar kanun çıkarıyoruz. 2012'de yapılan değişiklik, bir manada madem ki çok istisnai durum dışında idarenin savunmasının alınması gerekiyor, alıverin. Artık bu zor birşey değil. Teknoloji gelişti, bir çok yol ve yöntemle alınabiliyor."
-"Bir tek devlet var"
Çiçek, paralel devlet olup olmadığına yönelik bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Bir tek devlet var, başka devlet olmaz. Devlet bir tanedir, onun da kuralları vardır. Devlette görev yapanlar, kamu görevlileri bir fikre, farklı görüşe mensup, bir sivil toplum örgütüyle irtibatı olabilir. Bunlar demokraside olabilecek şeylerdir. Bu kısmın yadırganacak bir yanı yoktur. Kim devlette görev yapıyorsa, devlet ile sözleşme yapıyor demektir, o sözleşmeye aykırı davranmaması lazım. Ben senin koyduğun kurallara göre, verdiğin ücret çerçevesinde görevimi yapacağım, millete hizmet edeceğim. Bu Devlet Memurları Kanunu'dur, hakim ve savcı ise onların uyacağı 2802 sayılı kanundur, silahlı kuvvetleri mensupsa orada uyması kurallar bellidir. Türkiye, kural yokluğu değil, kural çokluğu olan bir ülkedir. Kural bolluğundan başka birşey yok. Kim devlette görev yapıyorsa, en önce o kurallara uymak mecburiyetindedir. Kuralların dışına çıkıyorsa yadırganacak husus budur, kim olursa olsun, karşı olmamız gereken husus da budur. Onun dışındakiler biraz siyasi terminoloji içinde değerlendirilecek bir konu."
-"Siyasette dolmuşa binmedim"
Çiçek, "2014 Ağustos'unda aday mısınız?" sorusu üzerine, "O nereden çıkt. Özel hayatımda dolmuşa çok bindim de siyasette binmedim. Yerimi biliyorum. Yaşadığım gün son gün, seçildiğim dönem son dönem, yaptığım görev son görev. Bu ilkeyle bugüne kadar geldim. Siyasetin başlangıcında belki bu noktada değildim. Ama uzunca zamandır çevremde gördüğüm bir kısım şeylerden sonra anlayışım bu. Ne olacaksa Türkiye için hayırlısını isteyelim, o yönde gayret edelim. Böylesine önemli konuları kişiselleştirirseniz o zaman Türkiye'de siyaset farklı zemine kayar" diye konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Meltem Yılmaz
Yayınlayan: Kudret Topçu
Son Dakika › Politika › TBMM Başkanı Çiçek: Bir Tek Devlet Var - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?