Mülteci Hakları Alt Komisyonu - Son Dakika
Politika

Mülteci Hakları Alt Komisyonu

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı (AFAD) Fuat Oktay, "Kobani'deki hareketlenmede 3 günde 200 bine yakın insanı aldık.

21.01.2016 14:24

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı (AFAD) Fuat Oktay, " Kobani'deki hareketlenmede 3 günde 200 bine yakın insanı aldık. Gelenlerden 129 bin 961'i dönüş yaptı" dedi.

TBMM İnsana Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan "Mülteci Hakları Alt Komisyonu" AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında toplandı.

Komisyonda, AFAD Başkanı Fuat Oktay, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Suriye içerisindeki karışıklıklarla birlikte, Türkiye'nin uyguladığı açık kapı politikası çerçevesinde ilk olarak Hatay'dan 250 kişinin giriş yaptığını anımsatan Oktay, çatışmaların artmasıyla girişlerin yoğunlaştığını söyledi. Oktay, ilk olarak Hatay Yayladağı'nda girişlerin kabulünün ardından, küçük kapasiteli kampların yanı sıra sürecin uzun olacağını düşünerek, Kilis Öncüpınar'da daha farklı bir sistemi devreye soktuklarını belirtti. Oktay, "Bugün itibariyle 10 sınır ilinde 25 kampta 280 bin 518 kişi bulunuyor" dedi.

Oktay, kamplarda sadece barınma hizmeti verilmediğini, eğitim gibi birçok hakkın sağlandığını, kamplarda bulunanların tamamının ücretsiz sağlık hizmetinden yararlandığını söyledi. Fuat Oktay, kamplarda çeşitli alanlarda kursların da açıldığını belirtti.

"2,5 milyonu aşmış biyometrik kayıtlı Suriyeli"

Oktay, Türkiye'de şu an 2,5 milyondan fazla biyometrik kayıtlı Suriyeli'nin bulunduğunu kaydederek, "Hemen hemen tamamı kayıt altındadır. Kimin, nerede, hangi şartlarda olduğunu biliyoruz. Sağlık hizmetini Sağlık Bakanlığı ile eğitim hizmetini Milli Eğitim Bakanlığı ile güvenlik hizmetlerini İçişleri Bakanlığı ile aile işlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yapıyoruz. Kamplarda, Türkiye'nin diğer illerinde hizmetler nasıl veriliyorsa aynı şekilde veriliyor. Asıl yoğunluk kampların dışındadır. Bu yoğunluğa bakınca, sınıra yakın illerimiz başta olmak üzere İstanbul gibi metropollerde kalıyorlar" dedi.

Eğitim hizmeti

Kamplardaki çocukların tamamına eğitim verildiğini belirten Oktay, kampların dışında ise en az 750 bin okul çağında çocuğun bulunduğunu, kamplar dahil 300 bin çocuğa Milli Eğitim Bakanlığının kontrolünde hizmet verildiğini vurguladı. Oktay, yıl sonu hedeflerinin 460 bin çocuğun okula alınması olduğunu, bunu Bakanlıkla birlikte oluşturulan Yabancı Öğrenci Bilgi İşletim Sistemi (YÖBİS) ile gerçekleştireceklerini dile getirdi.

Oktay, Suriyelilerin sağlık hizmetlerinin de karşılandığını ifade ederek, bugüne kadar 320 bin ameliyat, 468 bin yatan hasta hizmeti verildiğini kaydetti. Urfa'da 378 bin, Hatay'da 364 bin, İstanbul 357 bin, İzmir'de 83 bin, Ankara'da 51 bin, Gaziantep'te ise 325 bin Suriyeli bulunduğunu belirten Oktay, hangi ilde sayının ne kadar olduğuna ilişkin verilerin ellerinde olduğunu söyledi. Oktay, Türkçe öğrenmeye yönelik yoğun bir talep geldiğini, buna da Halk Eğitim Merkezleri ve Bakanlık nezdinde cevap vermeye çalıştıklarını vurguladı.

Uluslararası kuruluşların yeteri kadar ellerini taşın altına koymadıklarına işaret eden Oktay, "Bunu onlara da söylüyoruz, UNICEF başta olmak üzere. UNICEF'in de katkıları oldu. 33 prefabrik okul yapıldı. Yani her biri bin öğrenci kapasiteli dediğimizde toplamda 33 bin kişilik sadece prefabrik okul... Bunların yapılması, 'BM'nin çocuklardan sorumlu bir kurumu yardım ediyor, üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor' anlamına gelmiyor. Kendilerine de bunu çok açık bir şekilde ifade ediyoruz. Bunun işletme ve eğitim boyutu var" dedi.

8 milyar dolarlık maliyet

Oktay, kamplarda bulunanların kendi aralarında "kadın kolları", "gençlik kolları" gibi yapılar oluşturduğunu, kendilerinin bunlara karışmadığını dile getirerek, bu yapıların kendi aralarında da kararlar aldığını söyledi.

Kampların ekonomik maliyetine değinen Oktay, "Maliyette BM standartlarında rakamlar açıklıyoruz. Bugün itibariyle 8 milyar dolarlık BM standartlarında ifade ettiğimiz bir maliyet var. Bunun uluslararası yardım boyutuna bakınca, 455 milyon dolardır. Buna BM'nin ilgili tüm kurumlarının yaptığı yardımlar dahildir" dedi.

İlk etapta kamplarda yemek dağıtımı yaptıklarına vurgu yapan Oktay, ne kadar iyi yapıyor olunursa olsun, insanların kendi alışkanlıklarını sürdürmek istediklerini, bundan dolayı kart sistemine geçerek her birey için kartlara 85 TL yüklediklerini, onların marketlerden istediğini alabildiğini bildirdi.

MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy'un "Kamplara kimin nasıl yerleştirileceğini kim belirliyor" sorusunu yanıtlayan Oktay, bunun kendilerine uluslararası kuruluşlar tarafından da en çok sorulan soru olduğuna dikkati çekti. Kamplardaki kapasite yönetiminin AFAD'da olduğunu ve valiliklerin de birinci derecede sorumlu bulunduğunu belirten Oktay, kamplara zorla alma gibi bir durumun olmadığını, tamamen gönüllü olarak girildiğini kaydetti.

Oktay, AK Parti Sakarya Milletvekili İhsan Yavuz'un "Gelmeler durdu mu, bir de 2 milyon insan daha kapımıza dayanırsa ne yapabiliriz, geri gidenler var mı" sorusuna şu cevabı verdi:

"Çatışma öncesi Suriye nüfusuna ilişkin ortalama 21 milyon gibi bir rakam var. Yaklaşık 12,5 milyonu yerinden edilmişken, bunun 4,5 milyonu ülkesini terk etti. Bu sayının 2,5 milyonu ülkemizde. Geriye kalanlar Ürdün, Lübnan, Irak ve Mısır'da. Ama en yoğun Türkiye'dir. Bu geriye kalan 8 milyon bir potansiyeldir. Hepsi ülkesini terk edecek anlamında değildir ama kendi evini terk etmiş durumdadır. Çok ciddi bir risktir. Türkiye için risk oluşturan bölge Hama ve Humus civarıdır. Diğer bölgelerden de o bölgelere gelerek Türkiye'ye girmeye çalışan bir kesim var. Rusya'nın bölgeye intikalinden sonra böylesi bir risk artmıştır. AFAD olarak biz sürekli risk analizi yaparız. Birincil önceliğimiz, sınırın Suriye tarafında karşılıyor olmak. Kilis Öncüpınar ve Hatay Reyhanlı karşısında yoğun sivil nüfusun kaldığı irili ufaklı kamplar vardır. Kendileri kurmuştur ama gerek sivil toplum kuruluşları gerek biz yardım ediyoruz. Uluslararası kuruluşlara da sınırın sıfır noktasında bir yardım kabul noktası oluşturacağız."

Güvenli bölge vurgusu

Oktay, güvenli bölge oluşturulmasını insani anlamda çok arzu ettiklerini, bunun aslında risk teşkil eden diğer ülkeler için de ciddi bir uygulama olacağını belirterek, "Burada ne yaparsak yapalım, insanın kendi ülkesinde bulunuyor olması başka bir güzellik. Orada sağlıyor olabilseydik riski azaltacaktık. Ne yazık ki mevcut ortam, gerek siyasi gerekse çatışmalardan kaynaklı ortam, şu anda bizim öyle bir uygulamaya geçmemizi mümkün kılmıyor. Çok büyük bir geçişi şu anda öngörmüyoruz. Suriye'de durum o kadar kırılgan ki her gün her şeyin olabileceği bir ortamı yaşıyoruz" dedi.

"Kobani'den 3 günde 200 bine yakın insanı aldık"

Oktay, "Kobani'deki hareketlenmede 3 günde 200 bine yakın insanı aldık. Avrupa'da 28 ülkenin on binler gittiği zaman panik haline geldiği ilk anları hatırlayın. Bu kolay değil. Hedef ülke olarak da Türkiye'de kalmak üzereydiler. Geri dönüşler boyutu da oldu. Kobani'den gelenlerden 129 bin 961'i dönüş yaptı" dedi.

Sokaklarda bulunan Suriyelilerin, ciddi bir şekilde öncelikli gündemleri arasında olduğunu ifade eden Oktay, kamplarda yeterince yerlerinin olduğuna yönelik valiliklere yazı gönderdiklerini, ikna yöntemiyle bu çalışmayı götürmek istediklerini, ancak çok fazla başarılı olamadıklarını anlattı.

Fuat Oktay, bu sayının maksimum 3 bine ulaştığını, bunların tamamının Suriyeli olmadığını belirtti. Oktay, bunun açlıktan veya yoksulluktan kaynaklanan bir olay olmadığının altını çizerek, "Biz hep 'dışarıda gördüklerinize lütfen yardım etmeyin' dedik. Yardım edilen her kuruş, daha fazla istismara neden olacaktır. Bir ihtiyaçtan kaynaklanan dilenme olayı değil, tamamen istismardır" diye konuştu.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Mülteci Hakları Alt Komisyonu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement