Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Açıklaması

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkie- İsrail ilişkilerinin normalleştirilmesi amacıyla üç şart koşulduğunu belirterek, "Şartların yerine gelmesi için uzmanlar düzeyinde zaten bunlar eskiden beri görüşülür. Hiçbir görüşme olmadan, hiçbir iletişim olmadan bu şartların nasıl yerine getirileceğini sağlayabilirsiniz. Dolayısıyla uzmanlar düzeyinde zaten bu şartların yerine gelmesi için görüşmeler her zaman yapılabilir" dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere Ardahan'a gitmek için Kars Harakani Havalimanına gelen Çavuşoğlu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Çavuşoğlu, "olası bir koalisyon hükümetinde Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik olup olmayacağı" yönündeki soru üzerine, Suriye'nin kanayan bir yara olduğunu, bu ülkede kanın ve gözyaşının dinmesi gerektiğini söyledi.

Suriye'de bir taraftan Esed yönetiminin kendi insanına hava saldırıları, varil bombaları ve kimyasal silah kullandığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Aynı şekilde işkenceyle, açlığa mahkum ederek öldüren zalim bir rejim var. Diğer taraftan da terör örgütleri var, DAEŞ bunların başında ve olan masum insanlara oluyor. Bu zulmün durması gerekiyor ve burada siyasi bir dönüşümün sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

Türkiye'nin 5 yıldır Suriye'de akan kanın durması için çabaladığını ve Suriye konusunda ilkeli bir duruş sergilediğini anlatan Çavuşoğlu, "Bizim Suriye halkıyla, komşu Suriye ile bir sorunumuz yoktur. Daha önce sorunlar olmuştur ama çözmüşüzdür. Artık Arap Baharı ile Suriye'de başlayan durum, bu noktaya geldi ve bu bataklığı kurutmak gerekiyor. Bunun da en önemli yöntemi, daha doğrusu alternatifsiz yöntemi siyasi dönüşümün sağlanmasıdır. Bu konuda rejimin de baskı hissetmesi lazım" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nın dış politikasında ve felsefesinde bir sapma olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Suriye'de yaşananların sorumlusu da Türkiye değildir. Arap Baharı'nın burada başlamasıyla Esed rejimine 'kendi insanını öldür' demedik. Hatta tam tersi, 'öldürme' dedik ve bu rejim öldürmeye devam etti. Şimdi buraya siyasi çözüm öneren de 5 senedir somut öneri getiren de Türkiye. 5 sene sonra ABD ve diğer ülkeler, 'sizin 5 sene önceki tavsiyelerinizi dinlemediğimiz için üzgünüz' diyorlar. Bunu sadece ABD için söylemiyorum, koalisyonun içindeki ülkeler için de söylüyorum. Arazideki gerçekleri anlama ya da bunlara çözüm önerisi getirme konusunda yetersiziz. Suriye ile koalisyon dışında yakın ilgi kuran başka ülkeler de var. İran, Rusya gibi. Biz onlara da aynısını söyledik. 'Burada ölenler Müslüman, bu zulmü durduralım, katliamları durduralım' diye. Dolayısıyla şimdi durup dururken Türkiye'nin dış politikası değişip de Esed rejimine, '300 bin insanı iyi öldürdün eline sağlık, 300 bin insanı öldürsen de önemli değil seninle dost olacağız' demek mümkün mü? Doğrusu her alanda ilkeli dış politikamızın devam etmesini arzu ederiz.

Her alanda uyguladığınız politika, her alanda istediğiniz gibi olmayabilir ama aksaklıklar oldu diye ilkelerinizden vazgeçmeniz mümkün değil. Komşularla sıfır sorun dış politika anlayışımız devam edecektir, vardır. Sorun yaşadığımız komşular Suriye başta olmak üzere veya eskiden beri sorunlu olduğumuz Ermenistan ile ilgili meselelerde de sorumlu biz değiliz. Biz Ermenistan'a da elimizi uzattık ama Ermenistan bugüne kadar tüm iyi niyetimizi geri çevirdi. Şimdi bu bizim komşularla problem istediğimiz anlamına mı gelir? Hayır. Bizim bu anlayışımız da devam edecek, ilkeli, çok yönlü, insan odaklı bir dış politika izliyoruz. Dünyanın imrendiği bir dış politikamızın devam etmesini arzu ederiz."

-İsrail ile görüşmeler

Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-İsrail arasında yapılan görüşmelere ilişkin ise uzmanlar düzeyinde bu tür görüşmeler olabileceğini söyledi.

Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için belli şartlar öne sürdüğünü vurgulayan Çavuşoğlu, şunları ifade etti:

"Ben şunu söyledim, biliyorsunuz İsrail ile ilişkilerimizin normalleştirilmesi için 3 tane şartımız vardı. Bunlardan bir tanesi özür dilemesi, ikincisi Mavi Marmara'daki şehitlerimizin yakınlarına ödenecek tazminat, üçüncüsü de Filistin ve Gazze üzerindeki ambargoların, kısıtlamaların kaldırılması. Bu konuda Türkiye önemli bir rol de oynayabilir daha önce de olduğu gibi Ortadoğu meselesinde yapıcı bir rol oynamıştı.

Bu konuların nasıl düzenleneceği, şimdi özür dilediler. Diğer konularda da anlaşma yani şartların yerine gelmesi için uzmanlar düzeyinde zaten bunlar eskiden beri görüşülür. Hiçbir görüşme olmadan, hiçbir iletişim olmadan bu şartların nasıl yerine getirileceğini sağlayabilirsiniz. Dolayısıyla uzmanlar düzeyinde zaten bu şartların yerine gelmesi için görüşmeler her zaman yapılabilir."