Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi... - Son Dakika
Son Dakika Logo
Ekonomi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi...

05.06.2024 21:28

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz" "Türkiye ekonomisi potansiyeli ile uluslararası yatırımcılar için her zaman bir ülke olmuştur" "Türkiye'ye...

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz"

"Türkiye ekonomisi potansiyeli ile uluslararası yatırımcılar için her zaman bir ülke olmuştur"

"Türkiye'ye yatırım yapanlar kazanır Türkiye'de kendileri de kazanır diye özellikle ifade etmek istiyorum"

ANKARA - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Küresel Yatırım Günleri Ankara resepsiyonuna katıldı. Yılmaz, geçen yıl seçim yaşandığını ve bu yılda yerel seçim yaşandığını belirten Yılmaz "Türkiye ekonomisi potansiyeli ile uluslararası yatırımcılar için her zaman bir ülke olmuştur. Ülkelerin orta ve uzun vadeli konularda değişimler yapabilmeleri açısından son derece elverişli siyasi ortamda olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Diğer bir husus şu seçimlerin bittiği bir ortamda siyasi istikrar ve öngörülebilirlik olduğu gibi geçen yıl hazırladığımız orta vadeli ve on ikinci kalkınma planımızda politika anlamında da öngörülebilir bir çerçeve oluşturmuş durumdayız. Siyasi belirsizliklerin azaldığı politika belirsizliklerini azalttığı bir ortamda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun da yatırım ortamı açısından son derece önemli olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.

Yatırımcıları arttırmak ve yatırımcıların beklentilerini en üst düzeyde karşılamak için sürekli olarak adım atmaya devam edeceklerinin altını çizen Yılmaz, "Dünya kovid pandemisi sonrasında küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaların ve jeopolitik gerilimlerin etkisindedir. Dünya ekonomisi tarihsel ortalamalarının altında etrafımızda jeopolitik birtakım gerilimler var. Bir taraftan da Türkiye'ye özel olarak geçerli tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Dolayısıyla bu meydan okumalarla birlikte ekonomik programımızı hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda küresel uluslararası doğrudan yatırımlar az önce değerli başkanın da ifade ettiği gibi maalesef çok olumlu bir şey sergilemiyor. Geçen yıl 1.3 trilyon dolar civarında toplam küresel sermaye var. Fakat yine başkanımızın da ifade ettiği gibi bu rekabetli ortamda payımızı yükseltebilirsek yarın gelecekte küresel, sermaye hareketleri yükseldiği zaman nicelik olarak çarpan etkisinin çok daha yüksek olacaktır. Bu rekabetçi ortamda amacımız Türkiye'nin payını arttırmak ve yolumuza devam etmek. Nitelikli insan kaynağı sayesinde doğrudan yatırımlar için akla ilk gelen ülke Türkiye'dir. Son 20 yılda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde aralıksız bir şekilde uyguladığımız reform günleriyle yatırımcıların farklı ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaya öncelik verdik" diye konuştu.

"2003 yılında ülkemize yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermaye varken bugün 80 binde fazla uluslararası şirketlere ev sahipliği yapıyoruz"

2003'ten önceki 30 yıla baktığımızda sadece 15 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım çektiğini aktaran Yılmaz, "Türkiye bu dönemlerde küresel pastanın sadece binde 2'sine sahip. 2003 yıldan bu yana 21 yıl dönemde ise toplam 262 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti. Yüzde bire yakın pay sahibi haline gelmiş olduk. 2003 yılında ülkemize yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermaye varken bugün 80 binde fazla uluslararası şirketlere ev sahipliği yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin yaptığı çalışmalara göre son 15 yıllık süreçte yaklaşık ihracatın yaklaşık yüzde 31'ini uluslararası sermayeli şirketler gerçekleştirdiğini belirten Yılmaz, Bu ihracatın yüzde altmışından fazlası yüksek ve orta yüksek teknolojik ürünlerden oluşmaktadır. Bu da bizim için son derece kıymetli. Özel sektör ARGE harcamalarının da yüzde otuzunun uluslararası yatırımcılarımız gerçekleştiriyor. Bu şirketlerin istihdamda da çok önemli katkısı bulunuyor. Bir milyon 300 bin kişiye istihdam sağladığını hesap ediyoruz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası şirketleri biz yabancı sermaye olarak nitelendirmiyoruz, kendi şirketimiz olarak görüyoruz. Yerli bir şirket olarak algılıyoruz. Yeter ki bizim hukukumuza göre çalışsın ülkemize, insanımıza hizmet edin" dedi.

Ernst & Young'ın geçen haftalarda yayımladığı rapora göre Türkiye 2023 yılında çektiği 375 yatırımla Avrupa'da dördüncü sırada olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Kıta genelinde duyurulan yatırım projesi sayısının yüzde 4 oranına düşerken Türkiye'de yüzde on yedilik bir artış gerçeklemiş. Küresel tedavi zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye'nin yeni bir global üretim merkezi olmaya aday olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda ülkemizdeki uluslararası şirketlerin yatırımlarının daha da arttırmalarını beklediğimizi kendilerine gerekli desteği her zaman vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim" açıklamalarında bulundu.

Türkiye ekonomisi 2024'ün ilk çeyreğinde, yıllık bazda yüzde 5,7; çeyreklik bazda ise yüzde 2,4 oranında büyüdüğünün altını çizen Yılmaz, "Bu performansla bir kez daha, G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduk. Pandemiden sonra gelen 15 çeyrek boyunca üst üste kesintisiz büyüme kaydettik. Son 20 yılda; yıllık ortalama yüzde 5.4. Aynı süreçte dünyadaki ortalama büyüme 3.6, dünyadaki ortalamanın oldukça üstünde 8 puan üstünde dünya ortalamasında büyüme gerçekleştirdik. Kişi başı geçen yıl itibariyle on üç bin doların üzerine çıktı. Milli gelir büyüklüğümüz ilk defa geçen yıl bir trilyon sınırını aştı. Bir trilyon yüz on milyar doları bulduk. Ancak bu nominal olarak bir rakam. Dünyada on yedinci büyük ekonomisi. Satın alma gücü paritesine göre ise dünyanın on birinci büyük ekonomisi konumuzdayız. Son birinci açıklanan birinci çeyrek rakamlarına göre de bir trilyon yüz elli sekiz milyar dolarlık bir ekonomi büyüklüğümüz var. Bunu hızla daha yukarılara çıkarmak istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Bizim hedefimiz bir sıçrama gerçekleştirerek üst orta gelir liginden yüksek gelirli ligine çıkmak"

Bizim hedefimiz bir sıçrama gerçekleştirerek üst orta gelir liginden yüksek gelirli ligine çıkmak olduğunu ve bunun planını, programını yapmış olduklarını belirten Yılmaz, "Özel sektörümüzle birlikte uluslararası sermayeyle birlikte teknolojik düzeyimizi yükselterek, katma değerimizi arttırarak beşeri sermayemizin niteliğini daha üst sıralara taşıyarak, dünyaya daha çok ihraç ederek, rekabet gücümüzü, verimliliğimizi daha yüksek çıkararak kurumsal yapımızı daha etkili hale getirerek bunu başaracağımıza inanıyorum. Rasyonel öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımızı da ekonomimizin daha dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesini gerçekleştiriyoruz.

Güven ikliminin yardımıyla bir taraftan da büyüme kompozisyonumuzun üretim ve yatırım, ihracat odaklı hale gelmesiyle, tüketim ağırlıklı değil, daha çok yatırım üretim ihracat ağırlıklı büyüme kompozisyonuyla diğer ifadeyle daha dengeli büyüme kompozisyonuyla bunu başaracağımıza inanıyorum. Bir taraftan belli düzeydeki büyüme elbette enflasyonla mücadele ettiğimiz süreçte bunu böyle görmemiz lazım. Belli seviyede makul düzeyde büyüme diğer taraftan da enflasyonun gerilemesi bunu eş zamanlı bir şekilde başarma içerisindeyiz" dedi.

"Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz."

Bir taraftan işsizlik rakamlarımız tek haneli seviyelerde devam ettiğini belirten Yılmaz, "Tabii çok kıymetli istihdam sadece ekonomik düzeyi değil aynı zamanda sosyal bir veri. bütün bunları niçin yapıyoruz? Ekonomiyi niçin büyütüyoruz? Daha fazla refah artışı için. Temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Reel tarafta rakamlarımızda görmüş oldu. Büyümemiz, turizm gelirlerimiz iyi, istihdamımızda iyi gidiyoruz. Birçok sektörler göstergelerimiz olumlu ama enflasyonda tabii ki arzu ettiğimiz yerde değiliz. Halkımızla vatandaşımız da bunu birinci öncelik olarak görüyor. Demokratik bir ülkeyiz. Halkın önceliği neyse hükümetimizin de önceliği o.

Dolayısıyla önümüzdeki süreçte en temel meselemiz, en temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Bunu da bir arada yapmak mümkün değil. Dünya tecrübesinden de görüyoruz. Bizim de o yüzden yıllık bir programımız yok, orta vadeli bir programımız var. Orta vade dediğimizde 3 yıllık bir program. Bu yıl Merkez Bankamızın öngörüsü yüzde 38 yıl sonu. O civarda bir gerçekleşme bekliyoruz. Beklentileri bu anlamda iyileştiğini görüyoruz. Gelecek yıl yüzde 20'in altına düşer diye enflasyon tahminimiz planlamamızda bir sonraki yıl yani iki bin yirmi altıda ise tek haneli enflasyona ülkemizi yeniden döneceğine inanıyoruz. Bunun politikalarını, planlarını, uygulamalarını gerçekleştiriyoruz" açıklamalarında bulundu.

"Türkiye'ye yatırım yapanlar kazanır Türkiye'de kendileri de kazanır diye özellikle ifade etmek istiyorum."

Ortaya koyduklarını 12. Planlarının olduğunu aktaran Yılmaz, "Bunun da odağında o yeşil ve dijital dönüşümü koymuştuk. Türkiye özellikle enerji alanında enerjiyi daha verimli kullanan daha az karbonla üretim yapan bir Türkiye aynı zamanda cari açığı da düşecek Türkiye demek rekabet gücü verimliği yüksek Türkiye demek. Dolayısıyla biz makro olarak baktığımızda çerçeve politikaları, iklim politikalarıyla, ekonomik politikalarımızı makro ve ekonomik politikalarımızı birbirimizi tamamlar ve uyumlu görüyoruz. Bunlar arasında bir çelişki görmüyoruz" değerlendirmelerinde bulundu.

Makro politikalar kadar mikro politikalarında önemine değinen Yılmaz şu ifadeleri kullandı:

"Çeşitli düzelmelerle de uygun ortam oluşturmak önemli. Bu çerçevede de Türkiye'nin yatırım ortamını iyileştirme koordinasyon kurulu çok önemli bir mekanizmadır. Geçen yıldan bu yana çok sık topladım kurulu, geçmişte olduğundan çok daha açık topladım. En son 57 maddelik bir eylem planını birlikte çalışarak ve tam bir uzlaşmayla belirleyerek bunu da kamuoyuyla paylaştık. Bu elli iki maddeyle ilgili uygulamalara da başlamış durumdayız. Üç ayda bir gelişmelerin bütün kurumlarımızdan takip ediyoruz. Gerçekleşme oranlarına bakıyoruz aksayan taraflar var ise düzeltmeye gayret ediyoruz. Dolayısıyla bu eylem planıyla birlikte yatırım ortamının iyileştirilmesi noktasında çok daha etkili adımlar atacağımızı ifade etmek isterim. "

"Katma değeri yüksek alanlarda ulusal ve uluslararası yatırımları arttırmayı hedefliyoruz."

Cari açı düşürmeyi diğer taraftan cari açığın finansman kalitesini yükseltmeyi ön gördüklerinin altını çizen Yılmaz, "Kalkınmakta olan bir ülkeyiz iç tasarrufu elbette artırmaya çalışıyoruz. Yatırımları düşürerek dengeyi sağlamayı değil tasarruf oranlarını arttırarak dengeyi sağlamayı hedefliyoruz. Dolayısıyla hem iç tasarruf oranlarımızı arttırarak hem de diş tasarrufları, uzun vadeli iş kaynakları ülkemize kalkınmakta olan ve önemli hedefleri olan bir ülke olarak daha sağlıklı bir şekilde finanse etmeyi öngörüyoruz. Böylelikle dijital devlet uygulamaları olarak da kamu hizmetlerinin, dijitalleşmesi ve bürokratik süreçlerin azaltılmasına da büyük önem veriyoruz. Diğer önemli bir önceliğimiz de büyük veri teknolojilerinin öne çıktığı insan dönüşüm programıdır" dedi.

Kaynak: İHA

Son Dakika Ekonomi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 'Para politikalarımız, maliye politikalarımız ve yapısal reformlar bir bütünlük içinde enflasyonla mücadelemizi... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement