Koçak: "Kenevirin başkenti Kastamonu, kaçakçılığın da başkenti Samsun'dur" - Son Dakika
Genel

Koçak: "Kenevirin başkenti Kastamonu, kaçakçılığın da başkenti Samsun'dur"

Koçak: "Kenevirin başkenti Kastamonu, kaçakçılığın da başkenti Samsun'dur" Koçak, "Kenevir yağından akaryakıtsız tarım yapılabilir, bu da bize 100 milyar dolar gelir sağlar" Emiralioğlu, "Kastamonu'daki tohum ile Avrupa'daki tohumu kıyasladık, bizim tohumumuz çok kıymetli"KASTAMONU -...

03.11.2019 17:51  Güncelleme: 17:56

Koçak: "Kenevirin başkenti Kastamonu, kaçakçılığın da başkenti Samsun'dur"

Koçak, "Kenevir yağından akaryakıtsız tarım yapılabilir, bu da bize 100 milyar dolar gelir sağlar"

Emiralioğlu, "Kastamonu'daki tohum ile Avrupa'daki tohumu kıyasladık, bizim tohumumuz çok kıymetli"

KASTAMONU - Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Kendir Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yalçın Koçak, kenevirin başkentinin Kastamonu olduğunu belirterek, kaçakçılığının ise başkentinin Samsun olduğunu söyledi. Koçak, kenevir yağından akaryakıtsız tarım yapılabileceğini ve bu sayede 100 milyar dolar kar elde edebileceklerini kaydetti. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu ise, Kastamonu'daki kenevir tohumu ile Avrupa'daki tohumu kıyasladıklarını ve ellerindeki tohumun çok kıymetli çıktığını açıkladı.

Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği Kastamonu Şubesi tarafından "2. Kastamonu İş Dünyası Zirvesi" kapsamında "Kendirin Başkenti Kastamonu" konulu panel düzenlendi. Rüya Düğün ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen panelde konuşan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Kendir Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yalçın Koçak, "Buna ne jandarma ne de tarım bürokrasisi taksonomi gözüyle bakıyor. Taksonomi uyuşturucu demek. Niye bugün uyuşturucu yakalandı dedikleri zaman bilmem kaç gram çarpı şu kadarla şu kadar yakalandı, kim yakalayanlar şu kadar ücret. ya bu acaba endüstriyel olan mıdır yoksa uyuşturucu olan mıdır? İnanın bilen yok, bilecek organda yok. Niye bunun bir kanunu da yok bir sözlüğü yok, bir tarifi de yok. Yapraklarında psiko aktif madde olmayan kenevir endüstriyel kenevirdir. Buradaki bütün kenevirler endüstriyeldir. Dolayısıyla bizim bütün tarlalarımız da jandarmanın gelip yan gözle bile bakmasından Allah için söylüyorum ben rahatsız oluyorum ama bu ülkede yukarıdan baktığınız zaman hangi tarlada neyin olduğunu bilen sistem var. Maalesef bu sisteminde şalterini Tarım Bakanlığı'na indirip kapatanlar var. Ben oturduğum yerden hangi tarlada ne varmış görebiliyorum TARBİL vasıtası ile. TARBİL'e kapattılar niçin Güneydoğudaki tarlalar gözükmesin diye. Ben böyle söylediğim zaman bürokratların ağrına gidiyor. Gitmesin kardeşim vazifenizi yapın" dedi.

"5 kilo kenevirden 1 kilogram yağ elde edilebiliniyor"

Kenevir tohumunun bir kilosundan yüzde 20 yağ çıktığını belirten Koçak, "Yani 5 kilo kenevir tohumundan 1 kilogram yağ çıkar. Dünyada bunun fiyatı bellidir 6 dolardır. Amerikan baskısıyla biz köylümüze zulüm yaptık, entrika çevirdik özelleştirmeyi de yanlış yaptık ve tohumu yok ettik. Samsun'a elimizi versek kolumuzu alamıyoruz. Yarısını peşin versek yarısını alamıyoruz. Ben şimdi buraya bir torba esrar bırakacağım bu gece. Bakın burada kaç kişi içici çıkacaktır. Samsun'da çöpünü bulamazsın, çuvalı bulamazsınız. Şimdi neresiymiş bunun başkenti, kusura bakmayın kenevirin başkenti Kastamonu'dur. Samsun'da bunun kaçakçılığının başkentidir" diye konuştu.

"Kastamonu'daki kenevirin adı Türk keneviridir"

Kastamonu'daki kenevirin Türk keneviri olduğuna dikkat çeken Koçak, "Bunun adı Türk keneviridir. Bu hint keneviri değildir. Malımıza sahip çıkalım, bunun başkenti burasıdır. Dünyada artık her şey sertifikaya gitti, lisansa gitti, iki tane kenevir için Samsun kendi adıyla yapıyordu, bağırdık çağırdık birini üniversite adına bir tanesi de oradaki enstitü adına sertifikaları yapıldı. Ama daha 67 tane sertifika yapılacak kenevir tohumumuz var" şeklinde konuştu.

"Kastamonu'ya kendir müzesi kurulmalıdır"

Kastamonu'da bir kendir müzesinin açılması gerektiğine işaret eden Koçak, "Vali Bey'in yapması gereken bir iştir. Ivır zıvır müzelerle uğraşacağını bir kendir müzesi açmalıdır. Yaşayan çalışan kadınların halı yaptığı üst baş yaptığı, bir taraftan da televizyondan Amerika'ya kadar okyanus ötesine satış yapılabilen ürünlere ait bir müze, yaşayan ve çalışan bir müze kurulmalıdır" ifadelerini kullandı.

"Akaryakıtsız tarımın yolu kenevirden geçmektedir"

Akaryakıtsız tarımın yolunun kenevirden geçtiğini vurgulayan Koçak, şöyle konuştu: "Biz bunu yıllarca, uzun yüzyıllar önce, petrolden önce bunun yağını yaptık. Bugün evlerimizde kullandığımız gaz lambalarının fitilleri tamamen kenevirdendir ve İngiliz malıdır dikkat edin kendi fitilimizi dahi yapamıyoruz. Kullandığımız camilerimizdeki kandillerde yanan bizim kenevir yağıdır. Kenevir yağını sıcak motora koyun dizel arabada olduğu gibi alıp yürür. Rafine edin, rafine ettiğinizi koyun yine sizi götürür. Türkiye kötü günlere doğru gidiyor. Bizi darboğaza sokmak isteyecekler. İyi gelişiyoruz, hasımlarımızın gözüne batıyoruz. Ne yapacak bizi engelleyecek. Akdeniz'in altı gaz, üstü ateş. 68 parça ecnebi donanması Akdeniz'de geziyor. Bunlar Rusya'ya kovalamıyor, bizleri kovalıyor. F-35'lerden çıkarıldık, S-400'leri alık diye. Bir taraftan yaptırımlar imzalanıyor. Enerjimizi yüz milyar dolara çıkarmaya çalışıyoruz. Ebedi dostlukların olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Yarın öbür gün bizim limanlarımızdan bize petrol gelmezse ne yapacağız. Nasıl tarım yapacağız. Akaryakıtsız tarım yapalım dedim. Akaryakıtsız tarımı başarırsa bu toplum daha dik duracak. Akaryakıtsız tarımın yolu buradan geçiyor. İşte akaryakıtımızda burada. Türkiye ekilebilir tarım alanlarının yüzde 12'sine endüstriyel kenevir ektiği gün sırf bunun yağından enerji geliri olarak 100 milyar dolar geliri var. Bizim bunun ithalatını kesmemiz, ısınma ve aydınlatma giderlerimizi yok ettiğimiz zaman 100 milyar dolar karımız bulunuyor. Buda bize çok büyük rant ve gelir sağlayacaktır. Akaryakıtsız tarımın yolu da kenevirden geçmektedir"

"Kendirin başkenti Kastamonu'dur"

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu ise, "Kastamonu'nun geçmişte kendirin başkenti olduğunu ifade eden İhsan Emiralioğlu, "Kastamonu tekrar kendirin başkenti olmalı. Kendirin kullanım alanlarının hepsinin ekonomik olduğunu düşünmek mümkün değil. Birçok farklı kullanım alanı var ancak bunların hepsi ekonomik olarak kullanıma müsait değil. Bizim burada almamız gereken yol bunların en ekonomik olanlarını tespit edip bunların üzerinde yürümek gerekiyor. Ülkemizde kenevirle ilgili kamu yatırımlarını baktığımızda ilk yatırım 1946 yılında Kastamonu'da kurulan kendir fabrikasıyla başlamış. Yani Türkiye'de ilk kamu yatırımı bizim şehrimize Taşköprü ilçemize yapılmış" dedi.

"Kastamonu'da dahil 19 ilde kenevir üretimiyle ilgili liflerinden ve tohum elde edilmesiyle ilgili yasal hiç bir problem yok"

1961 yılında yaklaşık 10 bin ton yapılan kenevir lif üretiminin en yüksek rakamı 1970'li yıllarda çıktığına dikkati çeken Emiralioğlu, "1990'lı yıllardan itibaren henüz daha SEKA kağıt fabrikası kapanmadan ülkemizdeki kendir üretimi azalmaya başlamış. Bunun en temel sebebi kenevirin kullanım alanlarının yerine plastik gibi alternatif ürünlerin almasıyla beraber yavaş yavaş kendirden yapılan ürünlerin kullanım alanları azalmış. 19 ilde kenevir üretimiyle ilgili liflerinden ve tohum elde edilmesiyle ilgili yasal hiç bir problem yok. Aslında geçmişten beri de hiç olmamış. Ülkemizde 19 ilde bu sayı bazen 20 olmuş ülkemizde kenevir üretimi aslında hiç yasaklanmamış. Sanki 2016 yılında çıkan yönetmelikle tekrar serbest bırakılmış gibi bir algı var. Bu böyle değil. Ama alıcının olmaması ve sektörün yavaş yavaş geriye gitmesiyle birlikte bir takım sınırlamaların çok üst seviyeye çıkartılmasıyla beraber kenevir üretimi giderek azalmış" diye konuştu.

"Kastamonu'daki tohum ile Avrupa'daki tohumu kıyasladık, bizim tohumumuz çok kıymetli"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kenevir konusuna tekrar işaret etmesiyle birlikte Türkiye genelinde yeniden bir farkındalık ve duyarlılık oluştuğuna işaret eden Emiralioğlu, "Hem üreticilerimizi hem sanayicilerimizi bu konu heyecanlandırdı. Şuan tescil edilmiş 69 tane kenevir çeşidi var dünya genelinde. Biz, dünyada en çok ekimi yapılan en çok kullanılan ürünlerle bizim kendi geleneksel tohumumuzun adaptasyon denemesini yaptık. 5 tane Avrupa'da en çok ekilen en çok kullanılan çeşitle bizim Kastamonu'da kullanılan popülasyonu karşılaştırdık. Gördük ki bizim elimizdeki tohum çok kıymetli, çok değerli. Hem lif kalitesi bakımından hem de tohum verimi bakımından en yakın rakibinin iki kat daha üstü performans gösterdi. Bu bizim açımızdan çok büyük bir zenginlik. Kenevirdeki ata tohumu hem kalite hem de verimlilik açısından son derece yüksek ve değerli bir tohum" şeklinde konuştu.

Emiralioğlu, son olarak Tarım ve Orman Bakanlığı olarak kenevir konusunda ithal tohum getirilmesini istemediklerini sözlerine ekledi.

Panelistler, konuşmalarının ardından katılımcıların sorularını da yanıtladı.

Koçak: "Kenevirin başkenti Kastamonu, kaçakçılığın da başkenti Samsun\'dur"
Kaynak: İHA

Son Dakika Genel Koçak: 'Kenevirin başkenti Kastamonu, kaçakçılığın da başkenti Samsun'dur' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement