11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni - Son Dakika
Güncel

11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni

Başbakan Yardımcısı Arınç."Burada söylenen şarkıları sadece şarkıdan ibaret görmek, oynanan halk oyunlarını sadece eğlence olarak telakki etmek mümkün değil."

02.06.2013 01:28

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkçe Olimpiyatlarıyla ilgili, "Burada söylenen şarkıları sadece şarkıdan ibaret görmek, oynanan halk oyunlarını sadece eğlence olarak telakki etmek mümkün değil. Bugün medeniyetler ittiifakı dediğimiz şey, küresel barışa doğru giderken yapılması gereken tüm işler bu çalışmaların ve çabaların içindedir" dedi.

11. Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda düzenlenen törenle başladı. Törene, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bazı milletvekilleri de katıldı.

Arınç, törende yaptığı konuşmada, etkinliklere bu yıl 140 ülkeden 2 bine yakın öğrencinin katıldığını belirterek, yaptıkları güzel ev sahipliği için Ankaralılara teşekkür etti.

Türkçe Olimpiyatlarına her yıl katılma imkanı bulduğunu ifade eden Arınç, "Bir yılın nasıl geçtiğini bilmiyoruz. Büyük bir özlem ve hasretle bu gençleri bekliyoruz. Onlarla sevinmek, kucaklaşmak, onlarla Türkçe konuşmak, onların sevgisiyle sevinciyle bütünleşmek istiyoruz. 2003'te sadece 17 ülkeden 70'e yakın öğrenciyle başlayan bu şölenler 11 yıl sonra, bu yıl 140 ülkeden 2 binden fazla öğrenciye ulaşmış. Bu işte bir bereket var, bu işin temelinde halisane duygular, iyi niyetler ve devletimizin, ülkemizin büyüklüğüyle bütün dünyada açılmış okulların meyvalarını görmek var" diye konuştu.

Bu ülkelerdeki Türk okullarında hizmet veren öğretmenlere değinen Arınç, büyük fedakarlıklarla, daha önce haritada yerini bile bilmedikleri ülkelerde hizmet ettiklerini söyledi.

Arınç, şöyle devam etti:

"Kadirşinas olmak lazım. Bilirsiniz ki bu fikri ortaya atan muhterem büyüğümüz, 'Dünyanın her tarafına gideceksiniz. Türk okulları açacaksınız. Çok iyi eğitim vereceksiniz. O ülkenin çocuklarını nitelikli bir eğitimle yetiştireceksiniz. Türkçe öğreteceksiniz. Misyonerlik yapmayacaksınız. O ülkeye hizmet edeceksiniz. Orada yetiştireceğiniz çocuklar hem o ülkenin en önemli kademelerinde yer alacaklar hem de Türkiye'yi, Türkçeyi, Türkiye'nin kültürünü ve sevgisini de bilerek, yaşayarak görecekler ve o ülke ile Türkiye arasında bir dostluk köprüsü olacaklar' demişti.

Yıllar öncesini hatırlıyorum, bu sözleri konuştuğu zaman muhterem büyüğümüz, elbette inanan insanlar oldu, ama bir kenarda durup da bu işin olmayacağını, böyle bir şeyin sadece hayal olduğunu söyleyenler de vardı. Düşünebiliyor musunuz Manisa'dan, Bursa'dan, Antalya'dan, Alanya'dan bir insan kalkacak, yerini bilmediği ülkelere gidecek, üç beş girişimciyle birlikte orada okullar açacak, bir eğitim kurumunu meydana getirecek. Ama inananlar yüzler ve binler oldu. Bunlar küçük esnaftılar, ticaret erbabıydılar, çalışan insanlardı. Kendilerine bir hedef gösterilmiş ve dünya bir küre olarak önlerine konduğunda kimisinin nasibine Sibirya, kimisine Mozambik, kimisine Güney Amerika kimisine Tayvan, Japonya ve Çin düşmüştü. Ellerinde asa, ayaklarında çarıkla bu ülkelere gittiler. Arsa aradılar, yer baktılar, kapıları çaldılar. imkanlarını ortaya koydular ve mütevazı Türk okullarının temellerini attılar. Şimdi aradan 15 yıla yakın bir zaman geçti. Birleşmiş Milletler'e 193 ülke üye, ama 140'ında Türkiye'nin okulları var. Bütün bunları düşündüğümüzde sıralama yapmamız lazım. Önce muhterem büyüğümüzden başlayarak bu soylu fikrin, bu güzel idealin, bu çok yüksek mefkurenin sahibi o değerli büyüğümüze Ankara'dan, başkentimizden on binlerin huzurunda selamlarımızı ve hürmetlerimizi ileterek sözlerimize başlıyoruz.

Kısmet oldu, 15 gün önce eşimle Amerika'ya gittiğimizde kendilerini ziyaret ve dualarını talep etmek istemiştik. Hamdolsun bu imkanı bulduk. Sizlere kendilerinin selamlarını da iletmek istiyorum ki bizler de buradan kendilerine hürmetlerimizi takdim edelim."

Arınç, bu güzel ideal için dünyanın her yerini karış karış dolaşan, önden giden atlılar gibi hedeflerine varmak için sadece kendilerine yol gösteren insanların çok güzel eserler meydana getirdiklerini belirterek, "O yüzden bu Anadolu'nun tertemiz insanlarını, biraz önce örneklerini görerek kendilerine plaketler takdim edilen hayırseverlerimiz gibi hepsine çok teşekkür ediyoruz. Kafkaslardan Asya'ya, Avrupa'dan Avrasya'dan Afrika'nın içlerine kadar her yerde Türk bayrağını dalgalandıran, Türk okullarına hayat veren bu fedakar insanları bağrımıza basıyor ve onları alkışlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Öğretmenlerin ve onları yetiştiren ailelerinin her türlü takdirin üzerinde olduğunu ifade eden Arınç, öğretmenlerin gittikleri ülkelerde yaşadıkları sıkıntılara rağmen dönmeyi düşünmediklerini ve bugün onların eserlerini izlediklerini söyledi.

Dünyanın her yerinden Türkiye'ye gelen çocukların Türkçe şarkı söylediğine, kusursuz şekilde halk oyunları oynadığına işaret eden Arınç, "Bu muhteşem bir şey. Bu heyecanın, sevginin, dostluğun, kardeşliğin meydana getirdiği muhteşem bir netice. Temelinde niyet hayırsa akıbeti de hayır oluyor. O yüzden büyük, koskosa bir çınar ağacını, büyük ağaçları içinde taşıyan bir file, bir tohum gibi bu olaya bakmalıyız. Küçücük bir çekirdekten, küçücük bir tohumdan binlerce tonluk büyük ağaçları, dallarıyla meyvalarıyla taşıyan bir bereketi önümüzde görüyoruz. 'Tohum saç, bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın' diyen şair bugün bunları görse çok mutlu olacak ve çok da bahtiyar olacaktı" dedi.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Madem ki misyonerlik gözüyle bakmıyor ve meseleye bir eğitim gözüyle bakmaya çalışıyorsak bunun Türkiye'ye ne faydası var? Sayılamayacak kadar çok faydası var. Burada söylenen şarkıları sadece şarkıdan ibaret görmek, burada oynanan halk oyunlarını sadece eğlence olarak telakki etmek mümkün değil. Bugün medeniyetler ittiifakı dediğimiz şey, küresel barışa doğru giderken yapılması gereken tüm işler bu çalışmaların ve çabaların içindedir. Diyalog dediğimiz, uzlaşma dediğimiz, paylaşma dediğimiz, birbirimizi tanıma dediğimiz, farklılıklarımızı zenginlik görmek diye kabul ettiğimiz her şey, bu yapılan işin içinde var. Dolayısıyla bu gençler bize barışı hatırlatıyor. Bu sene bütün bu gösterilerin temelinde 'evrensel barışa doğru' teması var. Demek ki siyahıyla beyazıyla, kırmızısıyla sarısıyla, çekik gözlüsüyle dünyada ne kadar ülke ve insan varsa bir hedef uğrunda birleşebiliyor. Birbirlerini sevgiyle kucaklaşabiliyorsa bugün dünyanın en muhtaç olduğu şey barış ise bunun temelinde bu çaba var. Dünyaya bir örnek olarak gösterebileceğimiz en başarılı, en verimli çalışmayı görmek bizlere mutluluk veriyor. Buna Türkiye'nin ev sahipliği yapması ve bu fikrin Türkiye'den doğması bizi ayrıca gururlandırıyor."

Etkinliklerin 16 Haziran'a kadar Türkiye'nin 50'den fazla ilinde süreceğini belirten Arınç, "Bütün dostlarınızla ve arkadaşlarınızla bu şölene katılmayı dostlarımıza tavsiye edelim ve bütün dünya görsün ki Türkiye'de muhteşem bir iş başarılıyor ve bu başarıda herkesin katkısı var. Önümüzdeki yıl yine bugünlerde bu sevgili gençlerle birlikte olabilirsek ne mutlu hepimize" dedi.

-Gönüller arasında köprüler kuruyorlar-

Başbakan Yardımcısı Babacan da bu okullara emeği geçen, destekleyenlere teşekkür ederek, "Birçok yurtdışı programımda bu güzel okullarımızı ziyaret ettim. Öğrenci, öğretmen kardeşlerimizle kaynaştım. Takdir edilecek çalışmalar, öğrencilerin hem dimağlarına hem kalplerine hitap ediyorlar. Öğrencilerimiz kıtalar arası ülkeler arası köprüler kuruyor, medeniyetler arası, kültürler arası köprüler kuruyorlar. Ama belki de en önemlisi gönüller arasında köprüler kuruyorlar" diye konuştu.

Babacan, bütün bu çalışmalara ilham kaynağı olan Fetullah Gülen'e saygılarını sunduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı Güler de olimpiyatların her geçen biraz daha öteye gittiğine işaret ederek, Fetullah Gülen'e teşekkür etti.

Milli Eğitim Bakanı Avcı, 140 ülkeden yüzlerce okulda binlerce isimsiz kahramanın, "Açın bakın çantasında ne var" türküsünün çağdaş temsilcisi olarak dünyanın dört bir yanında ses bayrağı Türkçeyi, bu gençlerle dalgalandırdıklarını dile getirerek, onları bu yollara düşme aşkıyla dolduran öğretmenlerine teşekkür etti.

Şair Melih Cevdet Anday'ın Paris'te kültür ateşesi olduğu dönemde yolda yürürken bir kişinin kendisine Türkçe adres sorduğunu anlatan Avcı, Anday'ın daha sonra bu kişi "Benim Türk olduğumu nerden anladın" diye sorduğunu, onun da anlamadığını, ancak Türkçe'den başka bir dil bilmediğini söylediğini anlattı.

Avcı, inşallah birgün dünyanın herbir köşesinde insanların karşılaştıklarında, Türkçe yol soracağını, yol tarif edeceğini ve hiç kimsenin "Niye Türkçe yol soruyorsun" diye merak etmeyeceğini dile getirdi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek ise iki günden beri Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok yerde ülkenin karıştırılmaya kalkıldığını, buradaki gençlerin ise dünyaya Türkiye'nin sesini duyurmaya çalıştığını ifade etti.

Gökçek, Türkiye'de fitne fesat çıkarmak isteyenlere en güzel cevabın Ankara'dan verildiğini dile getirerek, olimpiyatların ana fikir sahibi Fetullah Gülen'e şükranlarını sunduğunu belirtti.

Gökçek'e teşekkür plaketi vermek için sahneye çıkan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gökçek'in herkesin hissiyatını veciz ve güzel bir şekilde ifade ettiğini kaydetti.

Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam ise olimpiyatlarda bu yıl 140 ülkeden 2 bin 500 kişiyi ağırladıklarını kaydederek, katılanların 55 şehirde 99 sahnede gösteri sunacaklarını söyledi.

Açılış programında olimpiyatlara katılan öğrenciler şarkılar söyledi ve halk oyunları gösterileri sundu. Komedyen Atalay Demirci de sahne aldı. - Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları ve Kültür Şöleni - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement