AK Parti'li Çelik: Bizden Meclis Bahçesinde Bu İnsanları Asmamızı mı İstiyorlar? - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

AK Parti'li Çelik: Bizden Meclis Bahçesinde Bu İnsanları Asmamızı mı İstiyorlar?

AK Parti\'li Çelik: Bizden Meclis Bahçesinde Bu İnsanları Asmamızı mı İstiyorlar?
13.02.2014 16:04

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, bakanların fezlekelerine ilişkin, "17 Aralık'ta bir şey ortaya çıktı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, bakanların fezlekelerine ilişkin, "17 Aralık'ta bir şey ortaya çıktı. 3 arkadaş istifa etti, birini de Başbakan görevden aldı. Onlar da istifa etmese onları da görevden alacaktı. Ne için; onları peşinen suçlu ilan ettiği için değil. Bu iddialar ortaya atıldıktan hemen sonra arkadaşlarımızı Kızılay veya Beyazıt Meydanında asılması mı gerekiyordu, bizden Meclis bahçesinde bu insanları asmamızı mı istiyorlar? Bahçeli ile ilgili olay 6-7 ay önceki bir olaydır ama tamamlanmış ve gönderilmiş. Bakanların fezlekeleri de tekemmül ettiği zaman, dosya tam mükemmel hale geldiği zaman o da TBMM'ye gelecek. Bu telaş nedir ben onu anlamıyorum. Bu 3 gün sonra da 1 ay sonra da 2 ay sonra da gelebilir. Bunu yok saymanız, görmezden gelmeniz mümkün değildir" diye konuştu.

-"AK PARTİ CADI AVI BAŞLATMAZ"-

AK Parti'li Çelik, NTV yayınında soruları yanıtladı. Emniyetteki görevden almaların sorulması üzerine Çelik, demokrasilerde yapılan bir icraatı bazılarının beğeneceğini, bazılarının ise beğenmeyeceğini belirterek, "Bu valilerle ilgili, emniyet müdürleri ile ilgili olabilir sonuç olarak şu algıyı yanlış buluyorum; AK Parti iktidar partisidir, hukuka aykırı bir şekilde insanlara karşı topyekün bir cadı avı başlatmaz. Memurların yer değiştirmesini bir tarafa bırakalım şu anda hükümet ile cemaat arasında bir sorun yaşanıyor ama bütün cemaatin mağdur hale getirilmesi diye bir şey söz konusu değildir" şeklinde konuştu.

-"KİM TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKINA ELİNİ UZATMIŞSA BU ELİN KIRILMASI GEREKİR"-

Çelik, internete düşen ses kayıtları ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında bazı ses kayıtlarını dinletmesinin sorulmasına, "Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında dinlettiği telefon görüşmeleri ilk defa kendisinin duyduğu şeyler değil. Bunu internete aşinalığı olan herkes merak ediyorsa bunu indirip izlemiştir, dinlemiştir" karşılığını verirken, şöyle dedi:

"Yolsuzlukların yok sayılması, üstünün örtülmesi kesinlikle söz konusu değil. Halkın iradesine dayalı siyaset yaptığını söyleyen bir hükümet bunu yaparsa bir kere bunun affedilebilir bir tarafı yoktur. Kim kamunun malına, tüyü bitmemiş yetimin hakkına elini uzatmışsa bu elin kırılması gerekir. Bu kim olursa olsun. Yolsuzluklarla mücadele ederken usulsüzlükler yaparak bunu yapamazsınız, yapmamalısınız. Genel başkanlar Türkiye gündemiyle ilgili elbette görüşmelerini söyleyebilirler, eleştiride bulunabilir. İnsanlar henüz mahkum olmadan, yargılama aşamasındayken, onlara yargısız infaz uygulamak hiçbir izanla bağdaşmaz. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı şudur; açıkladığı konularla ilgili mahkeme gizlilik kararı alıyor, Kılıçdaroğlu bir bunu ihlal ediyor, iki adli yargılamaya etkilemekten dolayı başka bir suç işliyor. Elbet de fikir ve eleştirilerini dile getirebilirler ama onlara yargısız infaz uygulamak hiçbir izanla bağdaşmaz. Kılıçdaroğlu orada gizliliği ihlal etmesi suç, adli yargılamayı etkiliyor bir başka suç.

Eğer bir milletvekili bir bakanla ilgili olarak bir şüphe durumu söz konusu olursa onun amiri konumunda olan insanlara haber vereceksiniz. Başsavcıya haber vereceksiniz, bakansa başbakana söyleyeceksiniz ama bu kesinlikle yapılmamış. Bakan arkadaşlarla ilgili olarak 15 ay süren bir takibat yapılmış."

-"TEPEDEN TIRNAĞA BİR YANLIŞLAR ZİNCİRİ VAR"-

Eski Bakan Muammer Güler'in oğluyla yaptığı bir telefon görüşmesine ilişkin ise "Bu da usulsüz. Bir kere Muammer Güler beyin veya başka bakanların 15 ay boyunca dinlenmesi takip edilmesi usulsüz" diyen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Varsayın bakanın kendisinin telefonunu dinliyorsunuz yanlış olmakla birlikte soruşturma kapsamında. Sayın Bakan oğlunu kendi telefonuyla aramamış, yanındaki danışmanın telefonundan aramış. Oğlunun telefonu cevap vermiyor, o gün orada olan oğlunun avukatının telefonu üzerinden oğlu ile görüşüyor. Karşı taraftaki telefon oğlunun değil, Muammer Güler'deki telefon da kendi telefonu değil. Şimdi bu avukat ve danışman da mahkeme kararıyla dinlenen kişiler midir? Demek ki bütün etrafında kim varsa dinlerseniz buna hukuk denmez. İşte sıkıntılar bunlar. Tepeden tırnağa bir yanlışlar zinciri vardır.

Karı koca arasındaki konuşmalar, baba oğul arasındaki konuşmalar zaten bunlar delil olamazlar, bunlar birbirleri lehine ifade verebilecek insanlar değiller, mahkemede kullanamazsınız. İllegal dinleme, illegal deliller Sayın Kılıçdaroğlu tarafından Meclis kürsüsünde anlatılıyor. Bir kere siz bu insanları başından itibaren suçlu ilan ediyorsunuz. Bu insanların suçu sabit olmadan mahkeme haklarında nihai karar vermeden siz onları suçlu ilan edemezsiniz. Veya mahkeme üzerinde bir baskı oluşturmaya yönelik tavır içinde olamazsınız. Hangi yanlışı söyleyeceksiniz."

-"BAŞBAKAN'IN BUNA TEPKİ GÖSTERMESİNDEN DAHA TABİ NE OLABİLİR?"-

AK Partili Çelik, kendisiyle ilgili sızdırılan kayıt hakkında bir soruya da şöyle yanıt verdi:

"Ben bir medya grubunun bir yetkilisini aramışım yeni bir göreve atanmış "ben misyonunuz hayırlı olsun' demişim. Misyon görev demek biliyorsunuz. O bazı şeyler söylemiş. Benim ağzımdan medyaya baskı anlamına gelecek bir kelime yoktur. Bir cümle değil kelime yoktur. Sayın Başbakan kendisine vatan haini diyen bir muhalefet liderinin konuşması altyazı olarak geçiyor. Sayın Başbakan'ın buna tepki göstermesinden daha tabi ne olabilir? Hakareti yapan kimse suçlu konuma gelir, bunu medya yaydığı zaman hakaretin anonsçusu olmak, onu yayıcısı olmak suç değil midir?

Başbakan da buna tepki gösteriyor. Siyasetçi tarih yapar, medya tarih yazar. Siz tarihi yazarken bizimle ilgili yanlış yazarken bu doğru değil deme hakkına sahip değil miyiz? Ben sizi kaç kere arayıp şunu yapın bunu yapmayın dedim. Bunu açıkça söyleyin. Ben sizi veya bir başka arkadaşı arayıp şöyle, şöyle yayın yapıyorsunuz burada yazanlar doğru değil diyebilirim. Bir köşe yazarını, bir muhabiri, genel yayın yönetmenini arayabilirim, "şöyle bir haber yapmışsınız ama iddialar doğru değildir. Doğrusu budur' diyebilirim. Bizim aradığımızdan daha çok muhalefet arıyor. Meslektaşlarınız kendileri söylüyor; "siz böyle diyorsunuz ama CHP'den şu adam aradı şöyle dedi, MHP'de şu aradı şöyle dedi.'

-"BEN ARARSAM MÜDAHALE OLUYOR"-

CHP'nin sözcüsü defalarca medya organlarına, "Siz AK Parti sözcüsünün basın toplantılarını canlı veriyorsunuz , bizimkini neden vermiyorsunuz' diyor. Sansür varsa bu yazılanlar, çizilenler nasıl yazılıyor?

CHP sözcüsü, genel başkan yardımcısı "AK Parti'nin şu şu programlarını yayınlıyorsunuz bizimkini yayınlamıyorsunuz' diye medya gruplarını aradığı zaman müdahale olmuyor bu ama ben ararsam müdahale oluyor. Niye? Sizin programınıza geldim bana şunu sorun, şunu sormayın dedim mi size? Sorun kardeşim. Her siyasi parti kendi açısından bir medya iletişimi kurar. Medya bizi eleştirebilir ama ben sizi eleştiremem mi? Başbakan arayıp bunu yapamaz mı? Mesele budur."

-"BU 3 GÜN SONRA DA 1 AY SONRA DA 2 AY SONRA DA GELEBİLİR"-

Eski bakanlar hakkında fezlekeler ve muhalefetten gelen tepkilerin anımsatılması üzerine Çelik, "Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile ilgili fezlekelerle birlikte 22 fezleke geldi. Sadece onların ki gelmedi. Bahçeli ile ilgili olay 6-7 ay önceki bir olaydır ama tamamlanmış ve gönderilmiş. 4 bakan arkadaşımızla ilgili 17 Aralık'ta bir şey ortaya çıktı. 3 arkadaş istifa etti, birini de Başbakan görevden aldı. Onlar da istifa etmese onları da görevden alacaktı. Ne için; onları peşinen suçlu ilan ettiği için değil. Bu insanlar bakanlıktan alınmıştır veya istifa etmişlerdir. Bu iddialar ortaya atıldıktan hemen sonra arkadaşlarımızı Kızılay veya Beyazıt Meydanında asılması mı gerekiyordu, bizden Meclis bahçesinde bu insanları asmamızı mı istiyorlar? Hiçbir hukuksuzluk ve yolsuzluğun üstü kapatılamaz, kapatılmamalı, kapatılmayacaktır. Ama eğer siz göz göre göre hukuku ayağınızın altına alarak, elinizdeki kalem gücünü kılıç olarak kullanarak, size verilen yetkiyi çok kötüye kullanarak yanlış bir şey yaptıysanız, o yanlışı düzeltmek de hukukun vazifesidir. Dolayısıyla bakanların fezlekeleri de tekemmül ettiği zaman, dosya tam mükemmel hale geldiği zaman o da TBMM'ye gelecek. Bu telaş nedir ben onu anlamıyorum. Bu 3 gün sonra da 1 ay sonra da 2 ay sonra da gelebilir. Bunu yok saymanız, görmezden gelmeniz mümkün değildir. Bir de Meclis'te bine yakın dosya var, bu şekilde gelen fezleke var" şeklinde konuştu.

-"BUGÜN İÇİN GÜNDEMİMİZDE BÖYLE BİR ŞEY YOK"-

Başka bir soru üzerine de "3 dönem kuralının" yeniden ele alınması konusunun bugüne kadar AK Parti'nin hiçbir yetkili organında gündeme geldiğine şahit olmadığını vurgulayan Çelik, "Herhalde böyle bir konu tartışılsa herhalde benim haberim olur. Sözkonusu bile olmadı. Bugün için gündemimizde böyle bir şey yok. 1 sene , 2 sene, 3 sene sonra böyle bir şey olur mu olmaz mı netice itibariyle gündemimizde böyle bir şey yok, konuşmuş değiliz. Geleceğe ipotek koyma adına bir şey söyleme bana düşmez" diye konuştu.

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel AK Parti'li Çelik: Bizden Meclis Bahçesinde Bu İnsanları Asmamızı mı İstiyorlar? - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement