AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör konusunun çözümünde gelinen noktada ciddi bir beklenti, talebin bulunduğunu, halkın bu meselenin ancak AK Parti'nin gayret ve politikalarıyla çözüleceği konusunda hemfikir olduğunu belirterek, "Bizim bu talepleri, bu inancı boşa çıkartmamamız, bu beklentilere halel getirecek, zarar getirecek tutumlardan kaçınmamız lazım. Kucaklayıcı olacağız, mesuliyetimiz, yükümüz ağır ama ciddiyetle bu işin üzerine gidersek, titizlikle bu işi sürdürürsek inanıyorum ki çözüm yolunda olumlu bir netice gelecektir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Gaziantep Şehit Kamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Gaziantep İl Başkanlığı Danışma Meclisi'nde yaptığı konuşmada, kimsenin boş heveslerle dolaşmasına gerek olmadığını, Türkiye'yi bölmek isteyenlerin boşa heveslendiğini söyledi.
"Kusura bakmasınlar, 780 bin kilometrekarelik topraklar üzerine 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yer vardır, ekmek vardır, nimet vardır, her şey vardır" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla hepsine burada ekmek vardır, yer vardır. Ne oluyor size arkadaşlar, nedir bu rahatsızlığınız- Bakarsın bir bayrak uydurmuşlardır, paçavra onunla dolaşırlar, başka türlü şeyler yaparlar. Senin derdin ne- Ekmek değil mi- Var. İş değil mi- Var. Ne istiyorsun- Bu ülkede Kürt kardeşim cumhurbaşkanlığını da bulmuştur, Kürt kardeşim parlamentoya da girmiştir, bakan da olmuştur, devlette en üst düzeyde yönetici de olmuştur, ne istiyorsun- Efendim işte 'kültürel kimlik', kiminle oynuyorsun- Kimse bizimle bu konuda oynamaya kalkmasın.
Biz, bu işin içinden geldik. Siyasete biz gökten zembille inmedik. Biz, partimizi kurarken Güneydoğu Anadolu'yu dolaştığımız da bize söylenen tek şey vardı, 'Olağanüstü hali kaldırın bize yeter'. Olağanüstü hal kalktı ne oldu, bunların şeyleri durdu mu, kesildi mi- Hayır, kesilmedi. Kültürel noktada bizde ret politikası var mı- Yok. Biz hiçbir kimliği reddetmiyoruz. İnkar politikası var mı- Yok. Biz hiçbir şeyi inkar etmiyoruz. Asimilasyon var mı- Yok. Biz olduğu gibi insanları kabul ediyoruz. Kürt'ü Kürt olarak kucaklıyoruz, 'o da benim kardeşim' diyoruz, Türk'ü Türk olarak kucaklıyoruz, 'o da benim kardeşim' diyoruz. Arap'ı Arap, Zaza'yı Zaza, hepsini kucaklıyoruz. Niye- Yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz da onun için. Farkımız bu, ama onlar böyle sevemezler kulaklayamazlar."
-"Bizim tek problemimiz var, insan"-
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bugün 780 bin kilometrekarelik vatan toprağında tek partinin AK Parti olduğunu belirterek, "Adamın birisine bakıyorsun yatıyor, kalkıyor 'Kürt' diyor, öbürü yatıyor kalkıyor 'Türk' diyor. Olmaz, siyaset yapıyorsan bu millet için yapacaksın 75 milyon, bu vatan için yapacaksın 780 bin kilometrekare, bu bayrak için yapacaksın kırmızı, hilal, yıldız" diye konuştu.
"Tek devlet" dediklerini ve var olan devlet için hep beraber çalışacaklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, AK Parti'den önceki iktidarların
"önce devlet" dediklerini ama AK Parti'nin bu anlayışı "önce insan, sonra devlet" diyerek değiştirdiğini vurguladı. Erdoğan, "Dedik ki 'biz etnik milliyetçilik yapmayacağız'. Kürt'müş, Türk'müş bizim böyle bir problemimiz yok. Bizim tek problemimiz var, insan. İnsan olduğu için biz insanları seviyoruz, Kürt olduğu için, Türk olduğu için değil" ifadesini kullandı.
-"Güneydoğu'yu, Doğu'yu abet ettik"-
Bölgesel milliyetçiliğe de karşı olduklarını, geçmiş dönemlerde Türkiye'nin batısı hizmet alırken, doğu bölgelerinin hizmetten mahrum kaldığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yatırımlar hep bu ülkenin batısına yapılırdı, doğuya, güneydoğuya yatırım var mıydı- Hak getire. Zaten uğradıkları da yok ama biz geldiğimizden bu yana Güneydoğu'yu, Doğu'yu abat ettik. Hamdolsun çok ciddi yatırımları buralara yaptık. Altyapı, üstyapı, yollar, okullar, hastaneler, enerjide attığımız adımlar, KÖYDES ile BELDES ile girilmedik köy bırakmadık, bırakmıyoruz. Bütün bunlar bu şekilde devam ederken benim Güneydoğu'daki kardeşimin şu soruyu kendisine sorması gerekir. Bugüne kadar gelenler, 10 yıl öncesine kadar bizim buralara uğradılar mı- Onlar Hakkari'yi tanır mıydı onlar Çukurca'yı tanır mıydı- Şemdinli'yi tanır mıydı Yüksekova'yı tanır mıydı- Ama AK Parti geldi Yüksekova'da havalimanı yapıyor, adamlar oradaki araç gereci yakıyor, onlar mı seviyor sizi soruyorum Allah aşkına. Bu nasıl Kürt sevgisi, akraba, bölge sevgisi. Şırnak'ta, Cizre'de biz havaalanı yapıyoruz, soruyorum ben Şırnaklı kardeşime, oradaki iş makinelerini yakıyor, bu adamlar nasıl oluyor da sizin dostunuz oluyor. Laf şu;
'biz bunların hiçbirini istemiyoruz' bunu da zaten bölücü terör örgütü size yaptırıyor. Ne diyeceksin bunlara; öyle de desem, böyle de desem biz, 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarını abat edeceğiz, ayağa kaldıracağız. İstanbul neyi görüyorsa Van onu görecek, Sinop neyi görüyorsa Hatay onu görecek, Kayseri'si, Samsun'u, Gaziantep'i hepsi aynı şeyi görecek."
-"Artık modern bir Gaziantep var"-
Erdoğan, Gaziantep'teki toplu açılış töreninden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın, Gaziantep Havalimanı'nın bir ucundan diğer ucuna 17,5 metre kot farkına sahip olduğunu söylediğini anımsatarak, "Düşünün buraya sağlıklı olarak uçaklar inip kalkabilir mi uluslararası uçaklar inip kalkabilir mi- Her an tehdittir, hepimizin canı Azrail'e emanetmiş" diye konuştu.
İktidarları döneminde Gaziantep Havalimanı'nın pistinin genişletilerek uzatıldığını, kot farkının ortadan kaldırıldığını ve uluslararası bir havalimanına dönüştürüldüğünü vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Havalimanından şehre gelirken halimiz neydi; bir gidiş, bir geliş. Şimdi hamdolsun üç gidiş, üç geliş böyle bir havaalanı yolumuz var, modern bir terminal, modern havalimanı, modern bir şehre giriş-çıkış. O zaman size ne geliyor, özgüven geliyor, 'ben böyle bir şehirde yaşıyorum' diyorsun. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun" dedi.
-"Sayın Bahçeli'yi mahçup etmeyin aman..."-
Gazianteplilerin de yapılanları takdir ettiğini ve seçimlerde AK Parti'ye verdiği yüzde 62 oy oranıyla yapılanların hakkını verdiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Demek ki artık daha fazlasını verecek, onu da Sayın Bahçeli gördü
'yüzde 70' diyor. Sayın Bahçeli'yi mahçup etmeyin aman..." diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.
Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin dinsel milliyetçilik de yapmadığına, yapmayacağına, değerler silsilesi içerisinde aldıkları terbiye ve eğitimin olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Biz Müslümanız. Biz, Hristiyan'ın inancını da güvence altına alan bir anlayışa sahibiz, biz bu ülkede Musevi'nin de inancını güvence altına alan bir idare anlayışına sahibiz. Mezhep farklılıklarının da bizim acımızdan herhangi bir sıkıntısı yoktur, hepsine de bizim mesafemiz eşittir, onların hepsi de bizim güvencemiz altındadır ama biz ne kadar güvence veriyorsak, bu saygıyı gösteriyorsak diyoruz ki 'karşımızda olanlar da lütfen bize aynı saygıyı göstersinler'. Kimse benim bu ülkede başörtülü kardeşimin başörtüsüyle uğraşmasın. Bu iş bu ülkenin gündeminden düşsün, yazıp çizene de söylüyorum, siyasetçisine de söylüyorum. Benim başörtülü kardeşlerimle konuştuğu zaman anamuhalefet partisi bakıyorsun diyor ki; 'ne demek, bizim sizin inancınıza saygımız var, ne demek üniversiteye girememek' falan. Ondan sonra Anayasa Mahkemesi'ne alıp götürüyorsun. Bu ne biçim samimiyet, dürüstlük, bunlar akşam başka, sabah başka. Ama bu oyunlar da bozuluyor, az kaldı, işte görüyorsunuz artık yavaş yavaş adımlar atılıyor. Sabır, kim sabrederse zafer onundur. Sabırla beraber de bu zafere ulaştık, ulaşıyoruz. Reformlarımız, hizmetlerimiz, yatırımlarımız ortada. 10 yıl öncesiyle bugün gelinen nokta ortada, bu konuda yalan yanlış propagandaların yapılmasına, yalan yanlış bilgilerin yayılmasına asla izin vermeyecek, kendi doğrularımızı anlatacağız. Bunu da terör örgütünün sahiplendiği dille değil, ötekileştirici, dışlayıcı bir dille değil, kendi dilimizle kendi lisanımızla kendi üslubumuzla anlatacağız."
-"Kürt kardeşimin sorunu neyse o sorunla sonuna kadar ilgilenirim"-
"(Kürt sorunu) diye mesele yoktur, Kürt kardeşimin sorunu vardır ama aynı şekilde Türk kardeşimin de sorun vardır" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Laz'ın da vardır, Zaza'nın da vardır, Arnavut'un da vardır, Roman'ın da vardır, hepsinin de sorunu vardır, bunu bizi farklı mindere çekmek için uyduranlara karşı dikkatli olacağız. Ben Kürt kardeşimin sorunu neyse o sorunla sonuna kadar ilgilenirim. Bizim görevimiz onu çözmek değil mi- Neyse sorun biz onu çözeriz. Üniversitelerde dil veriliyor mu- Veriliyor. Şu anda seçmeli olarak orta, lise buralarda veriliyor mu- Veriliyor. Ne istiyorsunuz kardeşim- Neymiş;
'ana dilde eğitim', kusura bakmayın böyle bir şey yok. Bu ülkenin resmi dili Türkçe'dir, eğitim dili Türkçe'dir. Kürtçe'yi öğrenmek isteyenler müracaatını yapar, seçmeli olarak da onlara biz Kürtçe'yi de veririz. Nitekim 20 bin civarında müracaat oldu, onlarla ilgili olarak da orta ve lisede gereğini Milli Eğitim Bakanlığımız yapıyor.
Aynı şekilde üniversitelerde bölümler açtık bunlarla ilgili, bu adımları attık. Bizden önce hangi iktidar bunları yaptı- Yani biz bunları yaptık diye mi hala bize bu saldırılar yapıyor, bunları anlamak mümkün değil. Bizim iktidarımızdan önce bunlar konuşamazdı. Biz diyoruz ki; 'at denize balık bilmezse, halik bilir' bizim anlayışımız. Bugün gelinen noktada toplumsal çözüm hususunda ciddi bir beklenti, talep var. Halkımız bu meselenin ancak ve ancak AK Parti'nin gayretleriyle AK Parti'nin politikalarıyla çözülebileceği konusunda hemfikir. Bizim bu talepleri, bu inancı boşa çıkartmamamız, bu beklentilere halel getirecek, zarar getirecek tutumlardan kaçınmamız lazım. Kucaklayıcı olacağız, mesuliyetimiz, yükümüz ağır ama ciddiyetle bu işin üzerine gidersek, titizlikle bu işi sürdürürsek inanıyorum ki çözüm yolunda olumlu bir netice gelecektir."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından teşkilat çalışmalarında başarı gösteren AK Parti Gaziantep il yöneticilerine plaket verdi.
(Bitti)
Muhabir: Kadir Karakuş
Yayıncı: Murat Taydaş - GAZİANTEP
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan, Gaziantep'te - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?