Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, " Türkiye, yargıda son iki yıldır yapılan temizliklerin büyük faydasını gördü. Özellikle emniyet teşkilatımızda yapılan tasfiyelerin çok büyük faydasını görmüş olduk. Türkiye'de yeterince yetişmiş eleman vardır. Emniyette, yargıda, TSK'da, Milli Eğitim camiasında, sağlık teşkilatında, her yerde bu boşluğu doldururuz ve yolumuza devam ederiz" dedi.
Kurtulmuş, CNN Türk'te Hakan Çelik'in sunduğu Hafta Sonu Programı'na katıldı.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Ergenekon", "Balyoz" ve benzeri davalarda yargılananların tekrar ordunun içine geri dönmelerinin pratik olarak mümkün olmadığını söyledi.
O süreçte birçok davanın nasıl sulandırıldığını, FETÖ'cü savcı ve hakimler tarafından bunun bu hale getirildiğini belirten Kurtulmuş, "Tam orada, kurunun yanında yaş da yandı. Üç kuru belki cezasını çekecekken, 30 tane yaşı da onun içerisine koymuşlar. Hem davayı sulandırmışlar, hem süreyi uzatmışlar hem de birçok mağduriyet ortaya çıkmış. Dolayısıyla bütün bunlar, hukuken belki gözden geçirilir ama zaten aradan çok vakit geçtiği için, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin böyle bir şekilde bünyesine geri dönüp vazife almaları zannediyorum oldukça zor." diye konuştu.
Yargı, Milli Eğitim ve diğer kurumlardaki eksikliklerin nasıl giderileceği ve burada bir sorun görünüp görünmediğine ilişkin soruya Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
"Hayır, burada sorun yok Türkiye'de çok şükür. Bu esas meselemizdir. Bunlarla en ufak bir irtibatı olanların, kamunun içerisinden ayıklanması gerekir. Çok sayıda öğretmen ataması bekleyen genç kardeşlerimiz var. Bunların arasında seçimler yapılır, gidenlerin yerleri doldurulur. Öğretmen atamalarında en ufak bir eksik olmaz. Aynı şekilde hakimler ve savcılar da biliyorsunuz, Allah'tan ki 17-25 Aralık'tan sonra HSYK üzerinden çok sayıda değişiklikler yapıldığı için, bu adamların yargıdaki hakimiyetleri kırıldı. Allah muhafaza şimdi yargıda hakimiyetleri devam ediyor olsaydı, alanda yapamadıkları darbeyi belki yargı yoluyla tamamlayacaklardı. Dolayısıyla Türkiye, yargıda son iki yıldır yapılan temizliklerin büyük faydasını gördü. Özellikle emniyet teşkilatımızda yapılan tasfiyelerin çok büyük faydasını görmüş olduk. Hiçbir şey olmaz. Türkiye'de yeterince yetişmiş eleman vardır. Emniyette de yargıda da TSK'da, Milli Eğitim camiasında, sağlık teşkilatında da her yerde bu boşluğu doldururuz ve yolumuza devam ederiz."
"Siyasetin içinde oldular"
Kurtulmuş, siyasette FETÖ'cü olup olmadığına ilişkin soru üzerine ise "Bu kadar keskin bir darbeye kalkışan bir grubun siyasi bağlantılarının olmaması düşünülemez. Kural olarak da söylüyorum; birincisi kimseyi kastederek söylemiyorum, ikincisi bu yapının geçmiş çalışma tarzlarını düşündüğünüz zaman, her zaman siyasete uzakmış gibi görünerek siyasetin tam göbeğinde oldular. Sadece bir tek partinin değil, her partinin içerisinde bu grupla irtibatlı insanlar oldu. Hatta özellikle iktidar partilerinin içerisinde. Geçmiş dönemlerde rahmetli Özal'ın, rahmetli Ecevit'in, Demirel'in partisinin içerisinde de AK Parti'nin içerisinde de bu insanlar oldular. Bilinen var, belki bilinmeyenler de var. Dolayısıyla böyle bir hareketin, devleti ele geçirmek amacıyla ortaya çıkan hareketin, 40 sene hazırlanan bir hareketin, özellikle siyasi partilerin, iktidar partilerinin kanatları altına girerek devlet kadrolarını kendi eline almayı, üzülerek söylüyorum ki biraz da başarmış olan bir hareketin, siyaset ayağının olmadığı düşünülemez. Mutlaka siyaset ayağı vardır. Bu ayakların da ortaya çıkarılması gerekmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kısa bir süre önce, bir avukat tarafından eski bakanlar Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik ve Suat Kılıç hakkında suç duyurusunu incelemeye aldı. Bu isimler hakkında bir değerlendirmede bulunur musunuz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Ben isimlerle ilgili konuşmuyorum. Genel prensibi söylüyorum. Diğer geçmiş iktidarlar döneminde, bu grubun çok ciddi bir şekilde iktidardan istifade ettiği açık mıdır? Açıktır. AK Parti iktidarları sırasında bundan istifade ettikleri açık mıdır? Açıktır. Dolayısıyla iktidardan bu kadar yoğun şekilde istifade etmiş olanların, iktidar partisi içerisinde tanıdıklarının, dostlarının, arkadaşlarının olmaması muhaldır. Bunlar açıklanmaya, bunlar ortaya çıkarılmaya muhtaç konulardır. Hiç kimse hakkında konuşmuyorum. Bunları söylerken de isim söyleyerek de söylemiyorum. Hiç kimseyi kastederek söylemiyorum. Kastederek söylesem de söylerim. Onu da ifade edeyim ama kural olarak bu anlamda, bu kadar iktidar partisi içerisine giren bir hareketin, iktidar partisinin de içerisinde adamlarının olmadığı düşünülemez."
"Milletin idam talebi var"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, idamın geri gelmesi için yapılacak olası bir referandumda oyunun renginin ne olacağının, vatandaş olarak kendi tavrının önemli olmadığını vurgulayarak, "Türkiye'de maşeri vicdanın ne söylediği önemlidir. Şimdi vatandaşımız her gittiğimiz meydanda idam cezasının gelmesini istiyor. Aynı zamanda bir feraseti de ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanımızın Beştepe'deki kültür merkezinin açılışında gazilerden birisi, 15 Temmuz olaylarında yaralanmış ve tekerlekli sandalyeye mahkum vaziyette sahnede konuştu, 'Biz bunlara en ağır cezaları vermenizi, idamı isteriz' dedi." diye konuştu.
Milletin kendilerinden idam cezası talebi olduğunu aktaran Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye çok büyük bir süreçle karşı karşıya kaldı. Ancak bu konu, henüz resmi olarak konuşulan bir konu değil. Bu konu eğer toplumsal bir talep olarak gelirse buna siyaset seyirci kalmaz. Bunu TBMM'ye götürür ama sonuçta karar verecek olan millettir. Kolay bir konu değil. Bu onun için resmi olarak gündeme gelmiş, konuşulmuş, tartışılmış bir konu değil. Zaten vatandaşımızın da ferasetini size söyledim. Milletimizin hem yüreği yanıyor hem acı içerisinde hem de ferasetle hareket ediyor."
"İhtiyacın kalmadığı görüldüğü anda Olağanüstü Hal'i sürdürmeyiz"
Kurtulmuş, amaçlarının Türkiye'yi çok uzun süre Olağanüstü Hal ile yönetmek olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"İnşallah en kısa süre içerisinde bütün bu tedbirler alınır. Bu FETÖ'cü çetenin, devlete bir tehdit olmaktan bütünüyle çıktığını görürüz, işlerimiz normale rutine döner, o zaman da zaten Olağanüstü Hal kalkar. Türkiye'nin bu işleri yapabilmesi için ne kadar Olağanüstü Hal'de bulunması gerekiyorsa, biz o kadar Olağanüstü Hal ilan ederiz. Şunu çok açık söyleyeyim; bazıları bunu istismar edebilir, onun için söylüyorum. Bakın yasa çıkarmak için, parlamentoyu çalıştırmak için AK Parti'nin bir Olağanüstü Hal'e ihtiyacı yok. Sayısı yeterlidir. Karşı çıkılsa bile parlamentodan çıkarabilecek bir sayısal gücü var. Toplumsal destek anlamında, FETÖ ile mücadele etmek için neredeyse yüzde 100'e yakın bir toplumsal destek var. Bizim Olağanüstü Hal'i ilan etmemizin amacı, yangından mal kaçırmak değil, bazı şeyleri daha çabuk, daha seri, daha disiplinli biçimde yapabilmektir. Buna bir ihtiyaç olduğu için Olağanüstü Hal ilan edilmiştir. İhtiyacın kalmadığı görüldüğü anda da Olağanüstü Hal'i sürdürmeyiz."
"Çelme takmış, disiplin cezası vermiş"
Uzman orduya dönüş konusunda çalışmalar olduğunu söyleyen Kurtulmuş, silahlı gücün tek elde toplanması için kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına, Jandarma ve Sahil Güvenliğin İçişleri Bakanlığına bağlandığına işaret etti.
Kurtulmuş, askeri liselerin kapatılmasına da değinerek, "Askeri liselerin kapatılmasının şöyle bir esprisi vardır. Ufacık yaşta çocuğu alıyorsunuz. Çocuklar öyle bir zihniyetle yetiştiriliyor ki 'bu siviller ihanet eder, bu sivillerin ihanetini önlemek için siz bir gün yönetimi ele alırsınız' diye yetiştiriyorlar. Bunu ortadan kaldırmış oluyoruz. Çok daha etkin bir şekilde Türkiye'de çok kuvvetli ve güçlü bir orduya sahip olacağız. Kolay değil. Şimdi bakıyorsunuz bazı kademelere, tamamına yakını Fetullahçı. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Herkese bir şey demiş. Ona bir çelme takmış, başkasına disiplin cezası vermiş. Yıllardır bunlar söyleniyordu. Şimdi durumun ne kadar vahim olduğu ortaya çıktı." ifadelerini kullandı.
Artık bir öz eleştirinin yapıldığın sadece askeri alanda değil, sivil alanda da bakanlıklar ve genel müdürlüklerin neredeyse tamamının tepeden tırnağa bu adamların (FETÖ'cülerin) eline verildiğini anlatan Kurtulmuş "Asker olsun, sivil olsun. Ehliyeti olan, liyakatı olan, millete sadakatı olanları eline verilecek" dedi.
"Amerika önce biraz empati yapsın"
Kurtulmuş, ABD'nin FETÖ'nün darbe girişimine destek verip vermediğine ilişkin soruya da şu cevabı verdi:
"Biz resmi olarak elimizde delil olmadan konuşamayız. İnşallah Amerikalı yetkililer de bu konuşmalarımızı dinliyorlardır. Biraz ders alırlar, uyanırlar diye bunları söylüyorum. Türkiye ile Amerika arasında çok eskiden beri yakın ilişkiler, dostluğumuz var. NATO çerçevesinde işbirliğimiz var. Stratejik ortaklığımız var. Özellikle DAİŞ terörü ve diğer terör örgütlerine karşı. Geçmiş ilişkilerimiz için söylüyorum. Zaman zaman çok iyi olmuş ilişkiler, zaman zaman çok kötü olmuş. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra çok kötü noktalara gelmiş. 28 Şubat sürecinde çok kötü noktalara gelmiş ama sonuçta uzun yıllar devam eden bir ilişki var. Amerikalılar şu noktaya geldiğini düşünüyorum. Önlerinde iki seçenek var. Önce bir empati yapsınlar. Şöyle düşünsünler; Amerika Birleşik Devletlerini yıkmaya çalışan bir örgüt lideri, geldi buraya, biz onu İstanbul'da Bebek'te bir yalı da 15 sene tutuyoruz ya da Ankara'da Çankaya'da bir villada tutuyoruz. 15 sene burada el bebek gül bebek besleyip besleyip yürütüyoruz. Böyle bir darbe teşebbüsü yaptılar, Beyaz Saray'ın üstünden uçaklar havalandı. Senato binası bombalandı. Biz hala o Amerikalı terör örgütü liderini burada tutmaya devam ediyoruz. Amerikalılar ne hissederse biz de millet olarak bunu hissederiz. Burada tercihlerini yapmak zorundalar ya bir meczup, bir terör örgütü lideri, bir darbenin yöneticisi ya da 79 milyon Türk milleti. Amerikalılar bu tercihi yapsın."
ABD'nin Fetullah Gülen'i iade etmemesi halinde Türkiye-ABD ilişkilerinin çok kötüleşeceğine dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu süreçte hem DAİŞ hem de PKK ile ilgili çok istihbarat bilgileri geldi. Özellikle vatandaşlarımızı uyarıyorum. PKK kanalı ile Doğu ve Güneydoğu'da birtakım eylemlerin yapılmasıyla ilgili hazırlıkların olduğu, FETÖ'cülerin bunlarla da ilgileri olduğuna yönelik çok yoğun bilgiler var. DAİŞ zaten her an Türkiye'ye karşı kullanılabilecek bir maymuncuktur. İngiliz anahtarıdır. Arkasında İngiltere var diye söylemiyorum."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?