Başbakanvekili Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarını "Şiddetle bir yere varamazsınız Başbakanvekili Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarını "Şiddetle bir yere varamazsınız. Şiddet daha büyük şiddeti celp eder ve devletin gücü karşısında hepiniz ezilirsiniz. Demokratik yöntemlerle düşüncelerinizi anlatabilirsiniz. Bütün bunlara tahammül edebilecek bir hükümetiz biz. Hükümetimiz güçlüdür, devletimiz güçlüdür. Sokak olaylarına pabuç bırakacak noktada değiliz" diyerek değerlendirdi.
Arınç, Gezi Parkı olaylarına ilişkin bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine gözaltında altında çok fazla insan olmadığını belirten Arınç, "Rakamı vermeyeceğim ama sık sık görüşmeler yapıyoruz İçişleri ve Adalet Bakanlıklarımızla. Gözaltına alınanlar bir saat sonra falan serbest bırakılıyorlar sadece olay yerinden uzaklaştırmak amacıyla. Burada kolluk güçleri itinalı davranıyor. Hiçbir vatandaşımızın gözaltında çok fazla kalmasını istemiyoruz. Olayları sürükleyen, gösterilerde yasa dışı bir takım faaliyetlerde bulunduğu tespit edilirken gözaltına alınan ya da olay yerinden uzaklaştırılanlar vardır. Bunların bir kısmı süratle bırakılmaktadır. Belki çok az kısmının da içeride hala tutulduğunu biliyorum. Yargısal sürecin içindeler" diye konuştu.
-"GAZ KULLANMAYA BAŞLAMASI OLAYLARI ÇIĞIRINDAN ÇIKARMIŞTIR"-
Taksim'de bir yayalaştırma çalışmasının yapıldığının bilindiğini dile getiren Arınç, "Bu çalışmaya hiç kimsenin tepkisi olmadı. Ancak Gezi Parkı diye bilinen, Topçu Kışlası diye bilinen bir yerde bir betonlaşma olacağı, buraya AVM yapılacağı ya da ticari amaçla bir takım yapılaşma olacağı bilgisini edinen yurttaşlarımız bazı ağaçların yerlerinden sökülmesi, birkaç tanesinin de tahrip edilmesi karşısında yurt severliğin gereği olarak bir eylem başlattılar. Bu eylemler meşrudur, haklıdır ve doğrudur. Maalesef orada gösterilen bu haklı taleplere karşı, emniyet güçlerimizin gaz kullanmaya başlaması olayları çığırından çıkarmıştır. Halkımızın kafa karışıklığını gidermek üzere, bu konuda iyi bir bilgilendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda dava açan ve yürütmeyi durdurma kararını istihsal eden dernek yetkilileriyle de bugün ve yarın görüşeceğim. Onların taleplerini ve düşüncelerini de alacağım. Yine bu konuda ilk eylemleri başlatan arkadaşlarımızdan talep olursa, onların da olaylara hangi gözle baktıklarını dinleme imkanı bulacağım" ifadelerini kullandı.
-"SADECE BU OLAYDA DEĞİL BAŞKA OLAYLARDA DA YANLIŞLIKLAR YAPABİLİRİZ"-
İktidar olarak ülkeyi yönetirken yanlış da yapabileceklerini anlatan Başbakanvekili Arınç, "Eksiklerimiz de olabilir. Yaptıklarımızın hepsinin yargısal denetimi vardır. Yargısal denetimle, kamuoyunun denetimiyle ayakta durmaya çalışan bir hükümetin yapacağı şey olaylara soğukkanlılıkla bakmak, kamuoyunun duyarlılıklarını paylaşmak ve demokrasinin iki önemli koşulu var; çoğulculuk ve katılımcılık. Bu ikisini de inkar etmeden herkesin karar alma mekanizmasındaki konumunu, söyledikleri sözlerin özgül ağırlığını bilerek hakaret etmek mecburiyetindeyiz. Olaylar başladığında meseleye çok daha net bakabilseydik bunun bir çevre duyarlılığı olarak kabul etmek durumunda kalırdık. Ama o sırada belki bir aşırı güç gösterimiyle olaylar çizgisinden taşmış ve bu gün maalesef hiçbirimizin tasvip etmediği bir noktaya gelmiştir. O noktalarda Taksim'de bu çok basit bir olay yani benim üzüldüğüm konu Taksim'de 3 tane ağacın kesilmesiyle böyle bir olayın hedefinden sapması değil, biz bugün çözüm süreci içerisinde devasa bir meseleyle karşı karşıyayız. Çözüm süreci başarıyla devam ediyor. Eğer bu terör sorunu çözülürse bundan daha büyük bir başarı düşünülemez. Türkiye ekonomide en büyük göstergelere kavuşmuşsa, ülkemiz zenginleşiyorsa bizim bunların üzerine odaklanmamız lazım. biz olayın üzerine doğru bir perspektifle bakmamız gerekirdi diye düşünüyorum. Elbette burada kamu görevlilerin kademe kademe veya farklı farklı yanlış anlamaları, yanlış hareket etmeleri söz konusu olabilir. Bunu hükümet içinde ilgili bakanlarla görüşürüz, ilgili bürokratlar içerisinde de görevli olanların görevlerinde sınırı aşıp aşmadıkları konusunda da elbette sadece eleştiri değil bir soruşturma da başlatabiliriz. Sadece bu olayda değil başka olaylarda da yanlışlıklar yapabiliriz, yapmış olabiliriz bundan sonra da yapacak olabiliriz. Bize düşen görev hükümetimizin ülkemizi en iyi şekilde yönetmesi ve en son gelişmiş noktalara ulaşmasıdır" dedi.
-"BİR İNSANIN NE OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN ÜSLUBUNA DA BAKMAK LAZIM"-
Olayların bu noktaya gelmesinden üslubun şüphesiz önemli olduğunu vurgulayan Arınç, "Her birimizin kendi üslubu bence kendisi için de toplumda kazandığı değer itibariyle de fevkalade önemli. Bir insanın ne olduğunu anlamak için üslubuna da bakmak lazım. Bu konularda belli hedefleri veya belli şahısları ortaya koyma çabalarını ben doğru karşılamam. Hepimiz yanlış yapabilir, üslubumuzla sert ve kırıcı olabiliriz. Hatta bunu bir siyaset tarzı olarak benimseyenler de olabiliriz. Öfkeyi de bunun içine koymak mümkün olabilir. Ama doğru olan demokrasi içerisinde yöneten insanların üslupların çok daha yapıcı, çok daha olgun, çok daha kuşatıcı ve kucaklayıcı olmasıdır. Elbette olaylar ilk başladığında bunun çığırından çıkabileceğini, illegal örgütlerin işin içine karışabileceğini düşünmüş olabilirler. Buna dikkat çekmek için farklı bir üslup kullanılmış olabilir. Ama 76 milyon insana karşı kullanacağımız üslubun herkesi kucaklayıcı olması lazım. bu olayın bize hatırlattığı bir gerçek varsa herhalde bunun hepsinden ayrı ayrı istifade edeceğiz. Ancak bu çevre duyarlılığı olmaktan çıktı, "ambulansın içinde polis var mı diyerek' ambulansı yakmaya kadar vardı. Hiçbir çevre duyarlılığı olan bir insanın bu vahşeti, bu barbarlığı onaylayacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
-"ONLARA KARŞI DA ANLAYIŞLI OLALIM"-
Ankara'daki gösterilerde yaralanan Ethem Sarısülük'ün durumuna ilişkin Arınç, "İlk olaylarda yaralanan bir arkadaşımız. Yoğun bakımda tedavisine devam ediliyor" dedi.
Polislerin bu ülkenin yabancısı olmadığını dile getiren Arınç, "Bunlar ağır bir görev yapıyorlar. Bu görevlerini ifa ederken olağan dışı, hatta biz ona orantısız güç kullanmak diyoruz, aşırı şiddet de kullanabiliyorlar. Karşı taraftan bir şey gelmedikçe oldukları yerde bekliyorlar. Saatlerce ve sabırlar bekliyorlar. Bir fiili saldırı anında sadece kalkanlarını kullanıyorlar. O yetmez su sıkıyorlar. Ama kendi canları, hayat mevzu olunca ancak o zaman gaz kullanıyorlar. Kendilerine gaz kullanmamaları, meşru müdafaa durumunda kalmadıkça gaz kullanmama talimatı verilmiştir. Ancak bunu fırsat bilerek polislerimize ağır hakaretler yapılmak, ölmeleri istenmekte, fiili saldırılar olmaktadır. Yaralananların sayısına baktığımızda 244 yaralının neredeyse 3 misli polis memuru bulunmaktadır. Bu insanlar 5 günden beri uyumadan güvenlik görevi içindedirler. Onlara karşı da anlayışlı olalım. Ağır bir görev yapıyorlar ve hiçbir kamu görevlisinin göstermediği fedakarlığı gösteriyorlar" diye konuştu.
-"DEVLETİN GÜCÜ KARŞISINDA HEPİNİZ EZİLİRSİNİZ"
Arınç, haklı gerekçeler olması durumunda özür dilenmesinin bir erdem olduğunun altını çizerken, şöyle konuştu:
"Bu kelimeleri hükümete, başbakan vekiline söyleterek bundan farklı anlamlar çıkmasın. Demokratik bütün tepkilerle biz varım ama demokratik bütün tepkilerin demokratik yollarla olması asıldır. Yasadışı yollarla demokratik taleplerde bulunmak doğru değil. Bir insanın iki dili olur. ya siyasetin ya da şiddetin dilini kullanırsınız. Şiddetin dilini kullanırsanız kimse sizin taleplerinize bakmaz. Terörle bunu ayırt etmeye çalışırken kullandığımız bir sistemdir bu. Şiddetle bir yere varamazsınız. Şiddet daha büyük şiddeti celp eder ve devletin gücü karşısında hepiniz ezilirsiniz. Demokratik yöntemlerle düşüncelerinizi anlatabilirsiniz. Bütün bunlara tahammül edebilecek bir hükümetiz biz. Gelinen nokta bu açılan kapıdan illegal örgütlerin anarşist duygularının tatmin edilmesidir. O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum. Toplum bunları tasfiye edecek noktadadır. Toplumun bütün katmanları elini bu sokaktan çektikçe ortada sadece beş onluk kişilik bir kalabalık kalacaktır biz de onları teşhir etmiş olacağız."
-"TÜRKİYE'DE YAŞANAN OLAYLARIN ONLARCASI KENDİ ÜLKELERİNDE OLUYOR"-
Gezi Parkı protestolarının dış basın çok geniş yer almasının sorulması üzerine Başbakanvekili Bülent Arınç, "Dış basında fevkalade dezenformasyon var. İsimlerini zikretmeye gerek yok. Türk basının gösterdiği duyarlılığı, maalesef dışarıda bir takım uluslararası televizyon ve kanallar aynı şekilde göstermediler. Bu Türkiye'ye karşı bence hasmane bir tutumdur. Ancak basın özgür. Bu konuda yazacaklarını, çizeceklerini bizim tayin etmemiz veya bizim belli çerçevede bunu oturtmamız mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Arınç, ABD Dışişleri Bakanı Kerry'in açıklamalarını ise şöyle değerlendirdi:
"Dışişleri Bakanımız kendisini arayıp görüştü. Türkiye'de yaşanan bu olayları bazı gaflet içindeki insanlar Arap Baharı'na benzetme gayretindeler. Ne kadar uğraşsanız böyle bir şey mümkün değil, doğru da değil. Türkiye'nin şartları itibariyle bir takım ülkelerde yaşanmış olan adını biz koymadık ama bir bahardan bahsediliyorsa Türkiye'nin şartlarında böyle bir şeyi düşünmek bile herhalde çok yanlış olur. Şimdi Türkiye'de yaşanan bu olay İngiltere'de olmuyor mu oluyor. İspanya'da, İtalya'da, Yunanistan'da oluyor. İster bir sosyal tepki deyin ister sosyolojik bir tepki deyin, ister iktidara tümden bir tepki deyin, analiz yapıyoruz; bu tepkileri ortaya koyanların temel amacı AK Parti iktidarına karşı duydukları sevgisizliktir. Çok haksız da değiller. Muhalefeti düşünüyorlarsa AK Parti'yi beğenmelerini onlardan istemek de abestir. İktidara düşen görev görevini iyi yapmaktır, başarılı olmaktır. Kerry ile veya diğerleri kim olursa olsun Türkiye'de yaşanan olayların onlarcası kendi ülkelerinde oluyor. Kendi ülkelerinde buna nasıl teşhis koyuyorlar ve nasıl tepki veriyorlarsa biz aynısını da onlardan bekleriz. Hükümetimiz güçlüdür, devletimiz güçlüdür. Sokak olaylarına pabuç bırakacak noktada değiliz. 76 milyon büyük bir sükunetle ama üzülerek olayları takip ediyor ve sükunetle takip edenlere minnet borcumuz var. Biz sokaktakilerle baş ederiz."
-"GEZİ PARKI'NDA MAHKEME KARARINDA GÖSTERİLEN HUSUSLARA DİKKAT EDECEĞİZ"-
Bazı merkezlerden olayların yönlendirildiğini bildiklerini dile getiren Arınç, sosyal medyaya da tepki gösterdi. Arınç, "Bu yalan ve yanlış haberlerle bir kirlilik yaşatılıyor. Bunun sebebi olaylar yaşanması, insanlar tahrik edilsin ve duyarlılıkları her gün yenilensin. Bunlar içerisinde polisi hedef alanlar, katledilmesini, linç edilmesini de isteyenler var. Polisin bilmem gazı kullandığını söyleyenler de var. Toplumun sağduyusuna güveniyoruz. Polisle ilgili soruşturmalar yapılıyor. Hemen 3 saat 5 saat sonra bundan netice almak mümkün değil çünkü olaylar devam ediyor. Olaylar bittiğinde sağlılık bir soruşturma yapılır ve mutlaka sağlıklı bir açıklama ile sonlanır. Şimdi bu mahkeme kararına karşı her şey olabilir. Gezi Parkı'nda mahkeme kararında gösterilen hususlara dikkat edeceğiz. Peşin bir kararımız yoktur. Kaldı ki orada ne yapılacağı konusu da henüz kararlaştırılmamıştır. Sadece Taksim'in yayalaştırılması konusunda bir proje vardır ama buraya Gezi Parkı'na veya Topçu Kışlası'na ne yapılacağı konusunda farklı düşünceler vardır. Elbette bu duyarlılıklar dikkate alarak çok kesin bir karar alacağımızı söyleyebilirim. Önce mahkeme kararını irdeleyelim net fikir ortaya koyalım; bu fikri taraflarla görüşelim ve halkımızın istediği konuda karar verelin. Gezi Parkı'yla ilgili kesin bir karar yoktur. Buraya yapılacak bir yapılaşma konusunda Büyükşehir Belediye'mizin bir referandum yapmasını bile desteklerim" diye konuştu.
-"MADDİ ZARAR 70 MİLYONUN ÜZERİNDEDİR"-
Arınç, portakal gazı, sarin gazı iddialarının ajitasyon olduğunun altını çirken de bunlara itibar edilmemesi gerektiğini altını çizdi. Arınç Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinin ardından yurt dışında bulunan Başbakan Erdoğan ile bir temasının olmadığını bildirdi.
Gösterilerdeki saldırıların içerisinde sivil hedeflerin çok olduğuna işaret eden Arınç, "Hizmet grubuyla sınırlı tutmamak lazım. Rakip olarak değil düşman olarak gördükleri bazı yerlere saldırılar yapıyorlar. Yani o kitledeki nefreti kin ve garezi görmek lazım. Sadece hükümeti eleştirmek adına değil belli isimleri, noktaları adeta düşman gibi gören illegal bir yapılanma tahribat yapmak istiyor. Bu tahribatın içerisinde hedefe alınan parti AK Parti'dir. Dünkü olaylarda AK Parti Genel Merkezi'ne karşı bir işgal yapılacağı duyum olarak aldığımız adeta konuşmalar gösteriyor ki hükümet, organları ve hükümetteki şahsiyetler birilerinin hedefindedir. Bunlar gösteriyor ki bu çapulculukları yapanlar, yasadışı örgütler için söylüyorum, insana, mala, doğaya zarar verme konusunda adeta söz vermişlerdi. Şu ana kadar maddi zarar 70 milyonun üzerindedir. Yazık değil mi? Duyarlı insanlarımız bence bu saldırıları bugün bitirecektir. Ortak paydası Türkiye sevdası olanlardan biz bunu bekliyoruz. Ben hükümet olarak yaşadığımız olaylardan kendimize göre ders çıkardığımızı rahatlıkla ifade edebiliyorum. Eksiğimiz varsa onu gördük onu telafi edeceğiz, doğru yürüdüğümüz yerler fazlasıyla mevcut bunları takip edeceğiz. Ama hiç kimseyi görmezde gelmek, duymazdan gelmek lüksüne ve hatasına sahip değiliz. Demokratik taleplerin demokratik yöntemlerle ortaya konulduğu her yerde asıl demokrasi vardır. Bir demokrasi muhalefetsiz olmaz. İktidarsız her ülke yönetilebiliyor elbette ama muhalefetsiz mümkün değil" şeklinde konuştu.
-GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ "TACİZ ATEŞİ" AÇIKLAMASI-
Çözüm süreci sağlıkla yürüdüğüne değinen Arınç, "Ancak Genelkurmay Başkanlığı görevi gereği zaman zaman bu tür açıklamalar yapabilir. Yani çözüm süreci başladı diye Türkiye'de kurumlar işlerini tatil etmiş durumda değil. Sürecin başarılı şekilde devam etmesi en azından 5-6 aydır Türkiye'de terör eylemlerinin olmaması, silahların bırakılması ve ülke dışına çıkılması bunlar Türkiye'de herkesin beklediği, özlediği bir noktaydı. Ama şüphesiz silahlı eylem yapmak isteyen gruplar, giriş çıkışlar ya da Türkiye'ye zarar verebilecek bir takım hazırlıklar olursa sadece Genelkurmay Başkanlığımız değil bütün kolluk güçlerimiz de kendi görevlerinin bilincindedir" dedi. (ANKA/SON)
(HM/ÖZK) - Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakanvekili Arınç: (3/son): Devletin Gücü Karşısında Hepiniz Ezilirsiniz - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?