Davutoğlu: Aramızda İhtilaf Çıkmaz - Son Dakika
Güncel

Davutoğlu: Aramızda İhtilaf Çıkmaz

Davutoğlu: Aramızda İhtilaf Çıkmaz

Van ve Eskişehir'de AK Parti kongrelerine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında tefrika (ikilik) çıkarmak istendiğine dikkat çekerek "Bizim aramızda bir ihtilaf çıkmaz. Tekraren söylüyorum, bizim dava ahlakımız buna müsaade etmez" dedi.

08.12.2014 08:40

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Van kongresinden Eskişehir'e giderken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu da Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi aralarında polemik yaratılmak istendiği görüşünde. Davutoğlu buna karşılık, "Dışişleri bakanlığı döneminde de gelişen tüm krizlere, tüm manipülatif saldırılara karşı birlikte mücadele ettik. Bu bağlamda onların beklentileri kursaklarında kalacaktır" dedi. Çözüm Süreci konusunda "Şu anda 6-7 Ekim'e göre iyi durumda tabii süreç" diyen Davutoğlu, "Son süreçte HDP içerisinde farklı sesler, özeleştiri yapan isimler görüyoruz. Bu gerçekten memnuniyet veren bir durumdur" ifadesini kullandı. Davutoğlu'na yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:

Medyada bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şöyle bir ifadesi var: Bizi Sayın Başbakanım ile karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.

Geçen sene Gezi'den beri bazı kesimlerin sürekli bir hesapları söz konusu oldu. Türkiye'de var olan istikrarı zedelemek için hep bir olağanüstü durum peşinde oldular bir takım çevreler. Gezi sürecinde denediler olmadı. 17-25 Aralık darbe girişimi keza. Hükümet ve parti üzerinde manipülatif girişimlerle bir şüpheli durum oluşturmaya çalıştılar. 30 Mart seçimlerinde millet bunlara gereken cevabı verince bunlar artık, Gezi'de olsun, 17-25 Aralık'ta yapamadıkları şeyleri AK Parti içerisinde karışıklık çıkartarak yapma girişimine soyundular. Sürekli olarak Cumhurbaşkanlığı konusunda bir karışıklık pompaladılar. Bir çatışma çıkarmaya çalıştılar. Ama bu olmadı. Herkes, tüm teşkilat tek bir aday üzerinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ismi üzerinde kenetlendi ve Cumhurbaşkanımız milletimizin büyük  teveccühü ile seçildi. Baktılar bu olmadı, ardından acaba Başbakanlık konusunda bir ihtilaf çıkartabilir miyiz derdine düştüler ama bu da olmadı. 3 dönem kuralına takılan milletvekillerini manipüle etmeye çalıştılar. Bunda da muvaffak olamadılar. Şimdi de seçilmiş Cumhurbaşkanı ile seçilmiş Başbakan arasında bir tefrika çıkartabilir miyiz peşindeler. Ama tabii onların bilmedikleri bir şey var: Bizde bir dava ahlakı vardır. Meseleye bakışımız budur. Bizim sayın Cumhurbaşkanımızla dostluğumuz düne dayanmıyor. Ben dışişleri bakanlığımdan önce 7 yıl süreyle Sayın Cumhurbaşkanımızın ki o zaman başbakanımızdı kendileri başdanışmanlığını yaptım. Ailemden daha çok Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikteydik. Keza Sayın Cumhurbaşkanımız da aynı durumdaydı. Dışişleri bakanlığı döneminde de gelişen tüm krizlere, tüm manipülatif saldırılara karşı birlikte mücadele ettik. Bu bağlamda onların beklentileri kursaklarında kalacaktır. Bizim aramızda bir ihtilaf çıkmaz, tekraren söylüyorum bizim dava ahlakımız buna müsaade etmez.

Biraz polemik istiyor sanki bir takım çevreler. Sizin üslübunuz malum. Retorik çok iyi. Acaba çatışma sevmeyen bu üslübunuzu mu kaşımaya çalışıyorlar?

Benim gerektiğinde ne kadar sert konuştuğumu herkes bilir. Mavi Marmara hususunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığım konuşmada verdiğim sert tepki ortadadır. Gerektiğinde çatışmayı da iyi biliriz. Bakın polemikse gerektiğinde yapılır. Ama hayatın her anı polemikle geçirilmez. Dikkat edin Kılıçdaroğlu da Bahçeli de sadece kendi cenahlarına konuşmaktadırlar. Siz eğer Türkiye'nin partisi olma iddiasındaysanız her kesime hitap edebilmelisiniz. Öyle olmalı ki her yerde oy alabilesiniz. Mesela bakın biz geçen hafta Erzurum'da konuştuk ardından Balıkesir'e geçtik ve orada da Kuvay-i Milliye ruhuna atıfta bulunduk. Bu hafta Van'da kardeşlikten, tüm provakasyonlara rağmen çözüme olan inancımızdan bahsettik. Türk-Kürt kardeşliğine olan inancımızı tekrarladık. Eskişehir'de ise Van'ın selamını paylaştık. Feqi Teyran ile Yunus Emre'nin kardeş olduğunu ve aynı duygularda birleştiklerini dizeleriyle aktardık. Türkiye'nin tümünün partisi olma iddiasının gereği budur. Türkiye'nin yeni bir siyaset yapma diline ihtiyacı vardır.

Çözüm süreci toplantılarınız devam ediyor. Her şey yolunda mı çözüm sürecinde?

Bu tür süreçlerde her şey yolunda demek kolay değildir. Her şey iyi giderken birden bire bir provakasyonla karşılaşabilir ve ortam bir anda sıkıntıya girebilir. Şu anda 6-7 Ekim'e göre iyi durumda tabii süreç. Ama bu, tarafların olaya yaklaşımlarına bağlıdır. Biz 6-7 Ekim'den sonra soğukkanlı bir şekilde meseleya yaklaştık ve Yasin Börü'nün katillerini yakaladık. Çözüm sürecini asla gözardı etmeden, kamu düzenini esas alarak ilerlemeye devam ediyoruz. Kamu düzeni olmazsa olmazımızdır. Bölgedeki illegal faaliyetlerde, haraç toplamadır, yol kesmedir, adam kaçırmadır, bu tür olaylarda ciddi bir azalma yaşanmaktadır. Çözüm süreci sabır gerektiren bir süreçtir. Kararlı bir şekilde, kamu düzeninden asla taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz.

Selahattin Demirtaş çözüm sürecinde kendisinin muhatap alınmadığını söylüyor. Bu doğru mu?

Öyle mi dedi Sayın Demirtaş? Peki Pervin Buldan, İdris Baluken kimi temsil etmektedir? Adalet, herkese hakkını vermek demektir. Ben kendisini 1 Ekim'de Başbakanlık'ta ağırladım. Başka bir partinin eş başkanı olarak ağırladım. ve çok gönlümü açarak konuştum kendisiyle. Siyasi bir risk aldım. Kendisi görüşme sonrasında 'Çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik' açıklamasında bulundu. Sonra ne oldu? 6 Ekim'de Diyarbakır'da sosyal medya mesajlarıyla büyük bir tahrike sebep oldu Demirtaş. Lider olduğunuzda sorumluluk sahibisiniz. Söyleyeceğiniz her sözden mesulsunuz. Ayrıca benim görevlendirdiğim bakanların görüşmeleri benim adıma yapılmaktadır. Diğer eş başkanlarla görüşmeler sürmektedir. Kaç tane eş başkan var bilemem ve eğer bir siyasi muhatap alınmak istiyorsa sorumluluk bilinciyle davranmalı, soğukkanlı yaklaşabilmelidir. Selahattin Demirtaş'tan o süreçte olayları yatıştırıcı mesajlar bekledik. Kendisini bizzat aradık. Ama işte yaşanan olaylar ortada. Fakat son süreçte HDP içerisinde farklı sesler, özeleştiri yapan isimler görüyoruz. Bu gerçekten memnuniyet veren bir durumdur.

Kamu düzeninin sağlanması manasında şu an neredeyiz? 6-7 Ekim olayları sonrasında şu an gelinen noktayı aktatarabilir misiniz?

Bugün Van'da hep birlikte gördük. bir şekilde hayat normal akışında. Gayet huzurlu ve kontrol altında her şey. Yepyeni bir şehir inşa edildi Van'da. Olaylar dinmiş. Bizim kararlı tutumumuz sonuçlarını veriyor. Şu ana kadar yaşanan olaylardan dolayı 800 kişi tutuklandı.

Çözüm süreciyle alakalı bir takvim var mı paylaşabileceğiniz?

Arkadaşlar, herhangi bir takvimi sizinle paylaşmam mümkün değil. Yeni bir takım adımlar atıyoruz. Bu adımlara göre sürecin nasıl ilerlediğini hep birlikte göreceğiz. Gönül ister ki bu çözüm hemen şu an gelsin. Ama işte bölgemizdeki karışıklıklar ortada.

Kandil ve İmralı arasında çözüm süreci ile ilgili bir ihtilaf durumu söz konusu. Kandil sürekli Cemil Bayık vb isimler vasıtasıyla çok tehditkar ve tahrik edici bir dil kullanıyorlar. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bakın bunlar geçen sene Mayıs ayında silah bırakacaklardı. Gezi olayları ile süreç karıştı. Açıkçası Gezi olaylarıyla bunların arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyorum. Çözüm süreci tam sonuca varacakken işte o olaylar meydana geldi. Her şey bir anda durdu. Açıkçası ne zaman çözüm süreci sona yaklaşsa hemen bir provakasyon yaşanıyor ve süreç tıkanıyor. Bu rahmetli Özal'ın ölümüyle de böyle oldu. Refahyol hükümetinin düşürülmesiyle de çözüm süreci tıkandı. Yakın tarihlerde de yaşananlar benzer. Habur sürecinde yaşananlar, Oslo sızdırmaları hep çözüm sürecini sabote etti. Yalnız bu işi yapanlar şimdi çok şaşkınlar. Çünkü ülke yönetimi sendelemedi. Hep sendeletmişlerdi ama bu sefer başaramadılar. Hükümetimiz çok kararlı bir şekilde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen süreci sürdürmeye niyetli olduğunu açıkça göstermiştir. AK Partinin bu tavrı heyecanı da dimdik ayakta tutmaktadır. Türkiye'de istikrarın, birlikte yaşamanın, huzurun tek adresi AK Parti'dir.

Yüksekova'da polis tarafından öldürüldü denilen kişi ile ilgili gerçek bilgiler size ulaştı mı?

Hadise tam anlamıyla şöyle gelişmiş: Bu şahıs önce adalet sarayını silahla taradı. Sonra molotoflarla saldırdı. Megafonlarla defalarca uzun zaman uyarılmasına rağmen bir netice alınamadı ve şahısa müdahale edildi.

MGK'da cemaatlerle ilgili karar alındı mı?

Bakın cemaatler lafı ve hatta cemaat söylemi son derece yanlış. Bizim için cemaatler, değerli toplululuklardır. Cemaat denilen oluşum eğer, bürokraside olsun, TSK'da olsun yargı içinde, emniyette paralel bir yapılanma gerçekleştiriyorsa bu bir örgüt olur. Soruyorum size, bunun nesi cemaat olabilir Allah aşkına? Yoksa bizim için tüm cemaatler çok saygın kurumlardır. Burada tedbir alınan ve üzerine kararlılıkla gidilecek olgu paralel yapılanmadır. Bu ayrımı çok ama çok iyi yapmalıyız. Altını bir kez daha çizmek isterim, MGK'da cemaatler konusu kesinlikle gündeme gelmemiştir. Cemaatlerin tümü bizim için saygın müesseselerdir ve bizim dönemimizde tüm cemaatlerin özgürlük alanlarının ne kadar genişlediği ortadadır. Bu rahatlıktan kaynaklanan suistimalleri dahi tolere etmeye çalıştık. Sabırla yaklaşmaya çalıştık. Sen tutacaksın bir ülkenin başbakanını dinleyeceksin, evine makamına böcekler yerleştireceksin, dışişleri bakanını dinleyeceksin, yüzlerce, binlerce işadamı, gazeteci, bürokratı dinleyeceksin ondan sonra da buna cemaat diyeceksin. Bunun neresi cemaat soruyorum size? Kiramen katibin melekleri mi bunlar?

Yeni Türkiye'yi yeni medyadan uzak görüyoruz. İnternet medyasını düzenleyen yasa hala çıkamadı. Bir yasamız bulunmamasına rağmen davalarla vs boğuşuyoruz.

Bu konuda bir çalışmada bulunduk. Konu hakkında arkadaşlara hemen talimat vereceğim. Sürecin hızlanması için takipçi olacağım. Bence de bu konuda derhal bir adım atılmalı. Çünkü bulunduğumuz çağda artık telefonlarla her dakika haberlere, güncel gelişmelere ulaşmamız mümkün. Ben açıkçası sürekli takip ediyorum internet gazetelerini ama açıkçası kağıt gazete kokusunu da seven de biriyim. Kitaplarla, kağıtla ilişkimi biliyorsunuz. Buna da bir çözüm bulursanız tamamdır.

Kitaplarla olan ilişkinizi biliyoruz. Bu yoğun program içinde kitap okuyabiliyor musunuz? Yeni bir kitap için de hazırlandığınızı biliyoruz.

Evet, kitap okuyorum tabii. Yazıyorum da. Yeni bir kitap hazırlığımız var. Çok da az bir kısım kaldı, ama yoğunluk malum. Geçen Yunanistan ziyaretimizde, Yunanistan Cumhurbaşkanı ile konuşuyorduk, Stratejik Derinlik isimli kitabımız Yunancaya çevrildi ve çok sattı. Yunanistan Cumhurbaşkanı kitabı çok beğendiğini ifade etti. Ama Yunanistan Cumhurbaşkanının şey çok dikkatini çekmiş: Türkiye'de geçiş sürecinin, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık seçimleri gibi durumların suhuletle sonuçlanması, herhangi bir karışıklığın yaşanmaması çok takdir edilmiş. Başka ülkelerde çok daha sancılı olabilecek bir süreç bizde sakin ve sorunsuz bir şekilde halledildi ve bu da dışardan daha iyi gözlemlenmiş.

Kaynak: Aljazeera

Son Dakika Güncel Davutoğlu: Aramızda İhtilaf Çıkmaz - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement