Marmaris'te 28 kaçak göçmen ile 3 organizatör yakalandı
Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik tarafından durdurulan bir fiber yattaki 28 kaçak göçmen ile 3 organizatör yakaladı.
Güney Grup Sahil Güvenlik Komutanlığı botları devriye görevi yaparken, bugün saat 06.00 sıralarında, Bozburun Mahallesi Sarnıç Mevkii'nde şüpheli bir fiber yat tespit etti. Durdurulan yatı kontrol eden ekipler, çoğunluğu kadınlardan oluşan 19'u Filistin, 4'ü Irak ve 5'i Kuveyt uyruklu toplam 28 kaçak göçmen ile 3 organizatörü yakaladı. Silivri Limanı'na kayıtlı olduğu tespit edilen 'Nerissa' adlı fiber yat, içindekilerle birlikte Güney Grup Sahil Güvenlik Komutanlığı'na getirildi. Aç oldukları gözlenen kaçak göçmenlere, yiyecek ve içecek ikram edildi. İşlemleri tamamlanan 28 mülteci, İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edildi. Organizatör oldukları belirtilen 3 kişinin ise işlemlerinin sürüdğü belirtildi.
Kaçak göçmenlerin Yunanistan'ın Simi Adası'na gitmek üzere organizatörlerle 3 bin 500 Euro karşılığında anlaştığı öğrenildi.
Görüntü Dökümü
---------
-Sahil güvenlik ekiplerinin yattan indirilirken cep telefonuyla çektikleri görüntü
-Limanda demirli yatın 2 tane fotoğrafı
Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (Muğla),
================
9 yaşındaki Ömer Faruk'un ölümüne neden olan polis yargılanıyor
Bolu'da, 9 yaşındaki Ömer Faruk Akyıldırım'a ekip otosuyla çarparak, ölümüne neden olan polis memuru Naci Ç.'nin tutuksuz yargılanmasına başlandı. Kazada hafif yaralanan anne Sevgi Akyıldırım, 15 yıl hapsi istenen polis memurunun cezalandırılmasını isteyerek, "Ne bir siren sesi ne bir fren sesi ne de bir megafon sesi duydum. Adalet istiyorum" dedi.
Acı kaza, 6 Kasım günü Gerede'nin Dayıoğlu Mahallesi'nde meydana geldi. D-100 Karayolu üzerinde uygulama yapan polis ekiplerinin 'dur' ihtarına uymayan bir sürücü, otomobili ile kaçmaya başladı. Polis ekipleri şüpheli otomobilin peşine düştü. Kovalamaca ara sokaklarda devam ederken polis memuru Naci Ç.'nin kullandığı ekip otosu, yol kenarında yürüyen Sevgi Akyıldırım ile oğlu Ömer Faruk Akyıldırım'a çarptı. Anne ve oğlu yaralandı.
Polis memuru Naci Ç.'nin haber vermesi üzerine olay yerine gelen ambulansla Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan anne Sevgi Akyıldırım, tedavisinin ardından taburcu edildi. Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Ömer Faruk Akyıldırım ise kazadan 22 gün sonra hayatını kaybetti.
MESLEKTEN İHRAÇ EDİLDİ
Olaydan sonra 25 yıllık mesleğinden ihraç edilen polis memuru Naci Ç. hakkında Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanık Naci Ç. ile yaşamını yitiren Ömer Faruk Akyıldırım'ın ailesi ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada ifadesi alınan Naci Ç., "Olay günü Atatürk Caddesi üzerinde görevliydim. Bu esnada şüpheli bir araç gördüm ve 'dur' ihtarında bulundum. Ama araç sürücüsü, durmayarak kaçmaya başladı. Ben de sirenleri açarak, megafonla da uyararak, durmasını istedim. Bu esnada aracın önüne geçmek istedim ama yolun sağında bir araç olduğundan hafif bir sol yaptım ve bir anda ekip otosunun ön camında bir karartı gördüm, bir de kadın çığlığı duydum. 'Ben ne yaptım' diyerek, kendi kendime söylendim. Kesinlikle çocuğu ve annesini fark etmedim. Her şey 'dur' ihtarına uymayan sürücü yüzünden oldu. Çok üzgünüm" dedi.
'SİREN SESİ DUYMADIM'
Sevgi Akyıldırım ise Naci Ç.'den şikayetçi olduğunu belirterek, "Kazadan önce kedileri çok seven oğlum, Pamuk ismini verdiği yavru kediyi sahiplenmişti. Yavru kedinin annesini bir araba ezdiğinden, çok duygulanmış ve pamuk ismini verdiği kediyi sahiplenmişti. İlkokul ikinci sınıfa giden oğlum, yavru kedisini okulun bahçesinde güvenli bir yerde bırakmıştı. Ben de okulda hademe olarak çalışıyordum. Ders bittiğinde yavru kedisinin yerinde olmadığını ve Suriyeli vatandaşların kediyi aldığını öğrendik. Pamuğu arayıp, bulduk. Eve gitmek için yola çıktık. Ana yola geldiğimizde oğlum kucağındaki kediyi seviyordu. Ne olduğunu anlamadan, son sürat gelen bir araç oğluma ve bana çarptı. Oğlumun havada süzüldüğünü gördüm. Hafif şekilde yaralandım. Ne bir siren sesi ne bir fren sesi ne de bir megafon sesi duydum. Benim oğlumun adı Ömer. İslam'da Ömer demek adalet demektir. Ben de adalet istiyorum" diye konuştu.
Mahkeme heyeti sanığın tutuksuz yargılanmasının devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
250 BİN TL TEKLİF EDİLDİĞİ İDDİASI
Duruşma sonunda adliye önünde gazetecilere açıklama yapan anne Sevgi Akyıldırım, "Bu adam utanmadan sıkılmadan bir kardeşime giderek, 'Bu davadan vazgeçin size 250 bin TL para vereyim' teklifinde bulundu. Bu nasıl bir vicdansızlıktır? Benim oğlumun değeri trilyonlara, milyonlara değişmem" diye konuştu. Acılı anne oğlunun defterini göstererek gözyaşı döktü.
Görüntü Dökümü
------------
-Anne ile röportaj
-Oğlunun yazdığı defteri göstermesi
-Kaza anı güvenlik kamerası görüntüleri(arşiv)
Haber: Murat KÜÇÜK/BOLU,
================
Üniversiteliler, ilaçlama yapabilen drone üretti
Edirne'de Trakya Üniversiteler Birliği tarafından düzenlenen Ulusal Robot Yarışması ve Teknoloji Sergisi - RoboTrak 2019'da öğrencilerin ilaçlama için özel ürettikleri drone ve topraksız tarım yapabilen sera projeleri büyük ilgi gördü.
Trakya Kalkınma Ajansı desteğiyle Trakya Üniversiteler Birliği tarafından Robot 19 yarışmasının bu yıl 5'ncisi gerçekleştirildi. Aynı zamanda öğrencilerin teknolojik anlamda yaptığı projeleri de sergilediği yarışmaya bu yıl minikler kategorisi de eklendi. Toplam 7 kategoride gerçekleştirilen yarışmada toplam 350 proje başvururken öğrenciler dereceye girmek için ter döktü. Birbirinden farklı teknolojilerle üretilen projelerin sergilendiği yarışmada en çok ilgiyi ilaçlama için özel üretilen drone ve topraksız tarım yapılabilen sera projeleri gördü.
İLAÇLAMA YAPABİLEN DRONE 'RÜZGAR'
İlaçlama için özel üretilen drone projesinin sahibi Trakya Üniversitesi Mesleki Bilimler Yüksekokulu Havacılık ve Uzay Topluluğu salonda drone ile gösteri yaptı. Rüzgar ismi verilen drone projesi hakkında bilgi veren TÜ. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdür Vekili Barış Özkapı, amaçlarının tarlaya traktörlerin zarar vererek ilaçlaması yerine drone aracılığıyla daha az maliyetle bu işin yapılabilmesi olduğunu söyledi. Özkapı, "Sonraki planlamalarımızda da tarımsal ilaçlamada kullanılmak üzere farklı ebatlarda dronelar üretmeyi planlıyoruz. Traktör tarlaya girdiği zaman ürüne zarar verebiliyor, bu anlamda uzaktan dronela ilaçlama yaparak bu zararların önüne geçilebilir. GPS üzerinden direk araziyi istenilen kordinatlarda farklı ilaçlama miktarlarıyla beraber daha az enerji kullanarak ilaçlama yapılabilecek. Böylelikle maaliyet ve enerji sağlayabilecek" dedi.
TRAKTÖRLERİN TARLAYA VERDİĞİ ZARAR ENGELLENECEK
Söz konusu projede çalışan Uçak Teknolojisi Öğrencisi Şefik Teker, tarımsal ilaçlamayı dronela yapmanın çok büyük kolaylıklar sağlayacağını belirterek, "Ortalama 3 litrelik bir depo koyduğumuzda çok büyük bir alanı zahmetsiz bir şekilde ilaçlama yapabiliriz. Bunun bize avantajları şu olabilir; traktörlerin tarlaya verdiği zararı engellemiş oluruz, aynı zamanda elektrik tükettiği için çevre kirliliğini de önlemiş olacağız. Bunun yanında ufak bir kamera koyarak ürüne yaklaşıp herhangi bir hastalık, böcek olup olmadığını gözleme şansımız olacak" diye konuştu.
Uçak Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Anıl Şahin de söz konusu projenin bir altyapı çalışması olduğunu, ilerleyen süreçte daha gelişmiş projeler üzerinde çalıştıklarının altını çizdi.
TOPRAKSIZ TARIM YAPILABİLEN SERA ÜRETTİLER
Yarışmada bir diğer dikkat çeken proje de topraksız tarım yapılabilen sera oldu. Söz konusu projede çalışan Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Çan Meslek Yüksekokulu Mekatronik Bölümü Öğrencisi Aykut Bozkır, amaçlarının daha az kaynakla daha fazla ürün elde edebilmek olduğunu söyledi. Ürünün tamamen suda yetiştiğini söyleyen Bozkır, "Bu sistemde topraklı tarıma göre su kaynağında daha az azalma oluyor. Topraksız tarımın farkı bu. Aynı zamanda topraktan gelebilecek hastalıkların da önüne geçmiş oluyoruz. Tamamen daha az maliyetle bu işi yapmış oluyoruz. Su dünyada zaten azalıyor bu büyük bir sorun biz de daha az suyla daha fazla ürünü elde edebiliyoruz bu sistemle bu önemli bir gelişme" şeklinde konuştu.
'ÜRÜN TOPRAK KULLANILMADAN SULU ORTAM ÜRETİLİYOR'
Projenin başındaki isimlerden Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Çan Meslek Yüksekokulu Mekatronik Bölümü Öğretim Üyesi Recep Yavuz Turan ise son yıllardaki iklim değişikliğinden dolayı tarımsal üretimin örtüne altına alınmaya başlandığını, bu fikrin de buradan çıktığını dile getirdi. Turan, "Biliyorsunuz son yıllardaki iklim değişikliğinden dolayı tarımsal üretimimizi örtü altına almak zorundayız. Bu yöntemlerden bir tanesi de topraksız tarım. Toprak kullanmadan sulu ortamda suyu devir daim ettirerek üretim yapılıyor. Burada da arkadaşımız bunun bir örneğini uyguladı. Sistemi tamamen otomatik olarak çalışıp kaydediyor. Sizin belirlediğiniz parametrelere göre işlemli gerçekleştiriyor. Kökler suyun içerisinde yetişiyor" dedi.
Öte yandan yarışma kapsamında öğrenciler gün boyu dereceye girmek için ürettikleri robotları yarıştıtırken, toplamda 21 bin lira ödül dağıtıldı.
Görüntü Dökümü
-----
-Etkinliğin başlaması
-Konuşmalar
-İlaçlama yapan Drone uçurulması-
-Öğrencilerin projeyi anlatması
-Drone'den detaylar
-Topraksız sera
-Öğrencinin projeyi anlatması
-Seranın çalışması
-Projenin anlatılması
-Detaylar
Haber-Kamera: Olgay GÜLER/EDİRNE,
================
CHP'li Ağbaba: Yumruk atıyor ve serbest kalıyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Ankara'nın Çubuk ilçesindeki şehit cenazesinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyla ilgili, "Yumruk atıyor, öldürme girişiminde bulunuyor ve serbest kalıyor. 'Yakın bu evi' diyor, elinde taşlarla arabaya saldırıyor, serbest bırakılıyor. Hukuk ve yargının geldiği nokta bu" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Malatya'da, partisinin il başkanlığı binasında basın toplantısı düzenledi. CHP İl Başkanı Enver Kiraz ile partililerin katıldığı toplantıda Ağbaba, şehit Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkcı'nın cenaze töreninde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyla ilgili konuştu. Saldırgan Osman Sarıgün'ün, serbest kaldıktan sonra bazı kişiler tarafından ziyaret edildiği, elinin öpüldüğü anların yer aldığı görüntülere tepki gösteren Ağbaba, şunları söyledi:
"Yumruk atıyor, öldürme girişiminde bulunuyor ve serbest kalıyor. 'Yakın bu evi' diyor, elinde taşlarla arabaya saldırıyor, serbest bırakılıyor. Hukuk ve yargının geldiği nokta bu. Sen bu ittifaka 'illet', 'zillet', 'çukur', 'terör' dersen olacağı bu. Biz, 31 Mart'a kadar kullandığımız dili kullanmaya devam edeceğiz. O dil neydi? Barış, hoşgörü ve kardeşlikti. O dilden asla vazgeçmeyeceğiz. Seçimden önce 'beka' diyorlardı. En büyük beka sorunu; insanların cenazelerinde bir araya gelememesidir, cenaze namazında aynı safta duramamasıdır. En büyük beka problemi, şehit cenazesinde insanların birbirlerine farklı gözle bakmasıdır. Biz, şehit cenazesinde bir araya gelemiyorsak toplum olarak nerede bir araya geleceğiz? Herkesin daha dikkatli olması lazım."
İstanbul'un Küçükçekmece ilçesinde, 5 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismara uğramasına da tepki gösteren CHP'li Ağbaba, "Çocuk istismarıyla mücadele etmek, hangi partiden olursa olsun, bütün siyasilerin asli görevi ve kaçınılmaz sorumluluğudur. İnsan Hakları Derneği'nin rakamlarına göre, 16 yılda 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmıştır. Cinsel suçların yüzde 46'sının çocuklara karşı işlendiği, çocuğun cinsel istismarında Türkiye'nin dünya listesinde 3'üncü sırada olduğunu görüyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------
Katılanlardan detay
Veli Ağbaba'nın konuşması
Partilerden görüntü
Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 655 MB
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA
===================
Ayılar karayoluna indi
Sakarya'nın Taraklı İlçesinde karayoluna inen 4 yavru ayı ve anneleri yoldan geçen vatandaşlar tarafından görüntülendi. Karayolunda istinat duvarına çıkmaya çalışan yavru ayılara anneleri yardım etti.
Taraklı İlçesinde karayoluna inen 4 yavru ayı ve anneleri yoldan geçen vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülendi. Taraklı Geyve karayolu üzerinde yerleşim bölgesine 4 kilometre uzaklıkta görüntülenen anne ve yavru ayılar araçların ışıklarından korkarak yol kenarında bulunan istinat duvarına tırmandı. İstinat duvarı üzerine çıkan anne ayı, yavru ayılara yardım ederek istinat duvarının üzerine çekti. Görüntülerde yavrularını istinat duvarının üzerine çeken anne ayı daha sonra yavruları ile birlikte ormanlık alanda gözden kayboldu.
Görüntü Dökümü
-----------
Cep telefonu görüntüleri, ayılardan görüntü, istinat duvarına çıkmaları
HABER: Aziz GÜVENER/SAKARYA,
==================
Kadınlardan çocuk istismarına 'davullu' tepki
Bursa Kadın Platformu, İstanbul Küçükçekmece'de 5 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğraması olayını çalınan davul eşiğinde slogan atıp, yaptıkları basın açıklamasıyla protesto etti.
Bursa Kadın Platformu üyeleri, Küçükçekmece'de 5 yaşındaki çocuğun istismara uğradığı olayı protesto etmek amacıyla Heykel Meydanı'nda bir araya geldi. Yaklaşık 100 kadının katıldığı eylemde kadınlardan biri elindeki davulu çalarken, kadınlar da slogan attı. Grup adına açıklama yapan CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Vildan Özkula, şunları söyledi:
Suç skalası içinde vicdanları en çok yaralayan, öfkemizi en çok kabartan, toplumu umutsuzluk ve kedere en fazla sevk eden suç, çocuk istismarıdır. Çünkü bir suçun kurbanı ne kadar savunmasızsa, toplumun suçluluk duygusu o kadar artar. Biz, son yıllarda bu suçluluk duygusuyla çok yüzleştik. Hemen hemen her gün ülkenin dört bir yanından çocuklara yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberleriyle karşılaşıyoruz. Yaşanan olaylar ne kadar acıysa, bu olayların faillerinin bir bölümünün neredeyse ceza almadan yeniden topluma karışıyor. Özellikle bazı davalarda suçu sabit olan sanığın 'iyi hal indirimi' alması, bizlerin öfkesini dizginlenemez boyutlara çıkardı. En son İstanbul Küçükçekmece'de 5 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğraması, toplumun her kesiminde büyük bir üzüntü ve kaygı yarattı. Artık insanların canına tak etti. Türkiye; çocuk istismarında üçüncü sıradadır. Yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğruyor. Türkiye'de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı. Rakamlar Türkiye'de çocuk istismarının giderek yaygınlaştığını ve çocuk istismarını önlemek için adım atması gereken yetkililerin bu artış karşısında hiçbir somut önlem almadıklarını görüyoruz."
Görüntü Dökümü
------------
-Toplanan kadınlardan detaylar
-Kadınların davul çalıp alkışlamaları
-Basın açıklamasından görüntüler
-Detaylar
Süre: 02.46 Boyut: 310 MB
Haber-Kamera: Serkan AKKUŞ/BURSA,
===============
Türk Bayraklı düğün
ABD'de işletmecilik yapan Süleyman Cüzdan, yaşamını Eren Karaakın ile birleştirdi. Çift, düğün salonuna ellerindeki Türk Bayrağı ile İzmir Marşı söyleyerek girdi.
Kentte uzun yıllar gazetecilik yaptıktan sonra ABD'ye yerleşerek işletmeci olan Süleyman Cüzdan, gönlünü kaptırdığı Eren Karaakın ile Queen Wedding Balo Salonunda dünya evine girdi. Cüzdan, düğününü özlemini çektiği Türk Bayrakları ile donattı. Salona Türk Bayrağı ile giren çifti konuklarda bayraklarda karşıladı. Daha sonra tüm solan hep birlikte İzmir Marşı'nı okurken, duygu dolu anlar yaşandı. Davetliler de çifte mutluluklar diledi.
Görüntü Dökümü
----------
Gelin damat ile misafirlerin Türk Bayrağı sallaması
İzmir Marşı söylemeleri
SÜRE: 01'00" BOYUT: 112 MB
Haber-Kamera: ADANA,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni -11 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?