Babadan oğula muhtarlık
Bursa'nın İnegöl ilçesine bağlı Yenice Mahallesi'nde, Halil Peynici, 1941'de dedesinin, 1956'da da babasının gerçekleştirdiği muhtarlık görevini 33 yıldır sürdürüyor. Göreve ilk geldiği 1986 yılında, 'Türkiye'nin en genç muhtarı' unvanını alan Halil Peynici, 31 Mart yerel seçiminde tekrar seçilerek, güven tazeledi. Muhtarlık görevi ise 78'inci yılda yine Peynirci ailesinde kalmış oldu.
İnegöl'ün Yenice Mahallesi'nde muhtarlık, 1941 yılından beri babadan oğula geçiyor. Peynirci ailesinden İlk olarak Hüseyin Peynirci, 1941 yılındaki Mahalli İdareler Seçimleri'nde adaylığını koyup, muhtar seçildi. Bu görevi 15 yıl yürüten Hüseyin Peynirci'nin ölümünün ardından 1956'da oğlu Süleyman Peynirci, adaylığını koyduğu seçimde göreve geldi. Yenice Mahallesi'nde 30 yıl muhtarlık yapan Süleyman Peynirci'nin de yaşamını yitirmesiyle oğlu Halil Peynirci, 1986'da seçildi. Oğul Peynirci, 26 yaşındayken, göreve ilk geldiğinde, 'Türkiye'nin en genç muhtarı' unvanını aldı. Muhtar Halil Peynirci, aday olduğu 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde tekrar seçilerek, güven tazeledi. Böylece muhtarlık görevi, 78'inci yılda yine Peynirci ailesinde kalmış oldu.
'DEDE- BABA MESLEĞİNİ ÖMRÜM YETTİĞİNCE SÜRDÜRMEK İSTİYORUM'
Yenice Mahallesi'nin muhtarı Halil Peynirci, ailece bu kadar uzun süre görevde kalmalarının, halkla kurdukları iyi iletişimden kaynaklandığını söyledi. İşini gururla yaptığını belirten Peynirci, "Dedem vefat edince babam, muhtarlık yapmaya başladı. Babamın 1986 yılına kadar yapmış olduğu muhtarlığı daha sonra ben devraldım. 30 yıl babamın yapmış olduğu görevi, ben de 33 yıldır yapıyorum. 26 yaşında muhtarlığa başladığımda Türkiye'nin en genç mahalle muhtarıydım. Yerel seçimlerde yeniden adaydım. Dede ve baba mesleğini ömrümün yettiği kadar devam ettirmeyi düşünüyorum. 1941 yılından beri muhtarlık işlemlerini peynirci dükkanımızda hallediyoruz. Mahalle halkına günün 18 saati muhtarlık hizmeti veriyoruz. İnsanlar artık burayı peynirci dükkanından çok muhtarlık binası biliyorö diye konuştu.
Muhtarlık işlemlerinden alınan ücretlerin İnegöl Zihinsel Engelliler Derneği'ne gönderildiğini de dile getiren Halil Peynirci, "Bu ücretler, derneğimize, tekerlekli sandalye olarak geri dönüyor. Bu sayede engelli kardeşlerimizi sevindiriyoruz. Ayrıca mahalle halkımızın da bu hayırda bir tuzu oluyor" dedi.
Görüntü Dökümü
----------
-Genel görüntü
-Açıklama
SÜRE: 02.32 - BOYUT: 284 MB
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL(Bursa),
=========================
Kaplumbağasını bulana 1000 lira ödül verecek
Muğla'nın Datça ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki Serpil Ulu, 7 yıl önce yaralı halde bulup sahiplendiği ve 10 gün önce evinin bahçesindeyken ortadan kaybolan kaplumbağasını, sokaklara astığı ilanlar ve sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla her yerde arıyor. Ulu, kalumbağasını bulana 1000 lira ödül vereceğini söyledi.
Datça'da kafeterya işleten iki çocuk annesi Serpil Ulu, 7 yıl önce Bursa'da yaşadığı dönemde evinin balkonu altında yaralı kaplumbağa yavrusu bulup, sahiplendi. Ulu'nun 'Uğur' adını verdiği kalumbağası 10 gün önce ortadan kayboldu. Kaplumbağasını tüm aramalarına rağmen bulamayan Uslu, Datça sokaklarını, üzerinde kaplumbağasının fotoğrafı bulunan 'aranıyor' yazılı ilanlar ile donattı. Sosyal medya hesaplarında da kaplumbağasının fotoğraf ve görüntülerini paylaşan Uslu, "Onu görüp tanıyanların beni aramalarını bekliyorum. Çok üzülüyorum, Uğur'uma kavuşacağım günü dört gözle bekliyorum" notunu düştü.
'YAVRUYKEN KARGA KAPMIŞ'
Kayıp kaplumbağasını bulana 1000 TL para ödülü vereceğini belirten Ulu, "Onu, o dönemde yaşadığım Bursa'da 7 yıl önce 1 Nisan günü, balkonumun altında buldum. Yeni yumurtadan çıktığı için parmak kadardı. Karga kapmış. Kargalar kaplumbağa yavrularını, yüksekten atıp kabuğu parçalandıktan sonra yiyorlarmış. Bulduğumda kaplumbağanın kabuğunda büyük zedelenmeler vardı. Sitede yaşadığımız için, otomobillerin altında kalır, ezilir korkusuyla onu sahiplendim. O günden bu yana benimle birlikte yaşadı. Doğadaki hayvanın doğada yaşaması gerektiğinin bilincindeyim. Ancak onun dışarıda yaşama şansı hiç yoktu. Kaymakamlık konutunun bahçesinde zaman zaman serbest bırakıyordum. Yaklaşık iki yıldır buraya alışkın. Datça'nın daha önceki kaymakamı Vehbi Bakır da, şimdiki kaymakamımız Mesut Çoban da kendisini çok seviyorlardı. 10 gün önce, sanırım bahçeden kod farkı nedeniyle düşmüş. Onu aşağıda görenler olmuş. O günden bu yana bütün aramalarımıza rağmen bulamadık" diye konuştu.
SOKAKLARI, 'KAYIP ARANIYOR' İLANLARI İLE DONATTI
Kaybolan kaplumbağasını her yerde aradığını belirten Ulu, "Cadde ve sokaklara, üzerinde fotoğrafları olan 'kayıp aranıyor' afişleri astım. Sosyal medyada paylaşımlarım oldu. Gören arkadaşlarım da kendi hesaplarında paylaşıyorlar. Yüzlerce kişiyle ulaştık. Çok sayıda ihbar geldi. Söylenilen yerleri didik didik aramama rağmen henüz bulamadım. Yaklaşık 10-12 santimetre boyunda ve daha önce bir ameliyat geçirdi. Sağlığına kavuşmasına rağmen, yüksekten düştüğü için kabuğu kavisli ve yuvarlak gelişmedi. Kabuğu hafif düz olduğu için, doğal ortamda ters dönmesi durumunda tekrar normal haline kesinlikle gelemez. İnsanlara, hayvanlara ve çocuklara çok alışık. Mahallemizdeki sokak köpeği 'Köpük' ile de çok iyi anlaşıyorlardı. İnsanlarla büyüdüğü için, doğal ortamda yaşama şansı neredeyse hiç yok" dedi.
'GÖRENLER LÜTFEN ARASIN'
7 yıldır birlikte yaşayıp, evladı gibi baktığı kaplumbağasını tekrar göreceği günü umutla beklediğini sözlerine ekleyen Ulu, "O benim üçüncü evladım gibiydi. O da bize alışmıştı. 'Uğur' gel diye seslendiğimde, hemen yanıma gelirdi. Hatta evde dolaşırken çağırmasam bile arkamdan geliyordu. Onu fotoğraflarından, görüntülerinden tanıyıp görenlerin yardımlarını bekliyorum. Ne olur beni arasınlar. Nerede olursa olsun giderim" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------
-Datça'da kayıp kaplumbağasını arayan 51 yaşındaki iki çocuk annesi Serpil Ulu ile röp.
-Serpil Ulu'un kaplumbağasının, zaman zaman bıraktığı Kaymakam konutunun bahçesinde dolaştığı yerleri gösterirken…
-Serpil Ulu, üzerinde kaplumbağasının fotoğraflarının yer aldığı, 'Kayıp aranıyor' afişlerini asarken görüntüsü
-10 gün önce kayıplara karışan kaplumbağanın çocuklarla oynarken görüntüleri….
-Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),
==============
Ahmet, biyonik göz ile sevgilisinin yüzünü görmek istiyor
Konya'da doğuştan görme engelli Ahmet Özkan (22), kararan dünyasını, biyonik gözle aydınlatmak istiyor. Yapılan tetkiklerinde biyonik göz ameliyatıyla görebileceğini öğrenen Özkan, 300 bin lira olan biyonik gözün maliyetini Sosyal Güvenlik Kurumu karşılamadığı için hayırseverlerin yardımını bekliyor. Tek hayalinin sevgilisinin yüzünü görmek olduğunu ifade eden Özkan, "Eğer biyonik göz ameliyatı olursam görebileceğim. Gözüm açılırsa, sevdiğim kızı görmek istiyorum. En büyük hayalim onun yüzünü görebilmek. Devletten, iş insanlarından yardım bekliyorum. Spor camiasından yardım bekliyorumö dedi.
Görme engelli Ahmet Özkan, yapılan tetkiklerde biyonik gözle görebileceğini öğrendi; ancak bu sevinci SGK'nın biyonik göz maliyetini karşılamadığını öğrenince yarıda kaldı. Sanayide kaynak ustası olarak çalışan babasının da 300 bin lira olan ameliyat parasını karşılayamayınca, hayırseverlerin yardımını beklemeye başladı.
Daha önce ameliyat olduğunu, fakat görme yeteneğini kazanamadığını ifade eden Ahmet Özkan, "Daha önce bir ameliyat oldum; ancak gözüm açılmadı. Sadece gözümdeki katarak alındı. Bana hastanede biyonik göz ameliyatı olursam gözün açılabilir, dediler. Biyonik göz ameliyatının Türkiye'de yaygınlaşmaya başladığını öğrendim. Bu ameliyatın gerçekleşmesi için de 300 bin lira para gerekiyor. Bu ameliyatı devlet karşılamıyor. Ben de umudumu hayırsever iş adamlarında arıyorum. Artık sesimi kim duyarsa yardım bekliyorum.ö diye konuştu.
SEVDİĞİM KIZI GÖRMEK İSTİYORUM
Kız arkadaşıyla evlilik planları yaptığını ve onu görebilmeyi çok istediğini söyleyen Ahmet Özkan şunları söyledi:
"İnsanların yüzlerini, uzun veya kısa olduklarını, seslerinden şekillendirmeye çalışıyorum. Eğer biyonik göz ameliyatı olursam görebileceğim. Gözüm açılırsa, çocukluk arkadaşım, sevdiğim kızı görmek istiyorum. En büyük hayalim onun yüzünü görebilmek. Devletten, iş insanlarından yardım bekliyorum. Spor camiasından yardım bekliyorum."
Görüntü Dökümü
---------
-Ahmet Özkan detay
Ahmet Özkan röp
Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))
=======================================
Gebeler bu okulu çok sevdi
İZMİR'in Çeşme ilçesindeki Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi'nde gebelik okuluna katılan anne adayları, hem doğum öncesi ve doğum sırasındaki streslerini azaltıyor hem de yeni arkadaşlıklar kuruyor. Gebelik okulundan şimdiye kadar 50 mezun verdiklerini belirten Başhekim Atıl Birol, bir kadının başına gelebilecek en mucizevi olaylardan birinin gebelik olduğunu söyleyerek anne adaylarının ilgisinden memnun olduklarını dile getirdi.
Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi'nde Ağustos 2016'da kurulan gebelik okulu mezun sayısını 50'ye yükseltti. Hamilelik sürecinin 20'nci haftasından itibaren eğitime katılan anne adayları, doğum öncesi problemler, doğum, doğum sonrası lohusalık dönemi, emzirme ile bebek bakımı konularında eğitim alıyor.
Yaklaşık 3 yılda 50 mezun verdiklerini anlatan Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Atıl Birol, 20 haftanın üzerindeki tüm gebelerin, riskli bir durum olmaması, egzersize uygun olmaları halinde eğitimlere katılabildiğini söyleyerek, "Sürekli katılımı mümkün olmayan gebeleri bu eğitime kabul etmiyoruz. Eğitimlerimiz haftada 2 saat şeklinde 6 hafta sürüyor. 35'nci haftanın ardından sıkıştırılmış program yapıyoruz. Eğitimlerimize fırsat bulduklarında babalar da katılıyor" dedi.
Gebe okuluna çok önem verdiğini ifade eden Dr. Birol, "Bu süreçte birçok doğru bilinen yanlışlar oluyor. Genelde gebeleri normal doğuma yönlendiriyoruz. Bence bir kadının başına gelebilecek en mucizevi olaylardan biri gebeliktir. Gebe okulunu her hafta takip ediyor, mezunları ve kursiyerleri soruyorum. Anne adaylarının ilgisi oldukça güzel ama biz daha çok özendirmek için sosyal medyadan tanıtıma devam ediyoruz. Kursiyerlerimiz sosyal yaşamı da paylaşıyorlar. Burada kurdukları arkadaşlıkları artık dostluğa dönüşüyor" diye konuştu.
BABALAR DA KATILIYOR
2010 yılından itibaren hastanede ebe olarak görev yapan ve eğitimlerde annelere faydalı bilgiler veren Pınar Hosanlı, şunları söyledi:
"Sağlık Müdürlüğü gebe okulları uygulamasını başlattığında gönüllü olduk. Eğitimlere katılıp hastanede uygun bir oda hazırladık. Eşyaları tek tek kendimiz seçtik. 2016 Ağustos'ta 2 kişiyle başladık. Daha sonra sosyal medya üzerinden ve resmi kurumlara afiş dağıtarak daha fazla kişiye ulaşılmasını sağladık. 50 mezuna kadar çıktık. Hedefimiz 500'leri binleri görmek. Amacımız sağlıklı gebelik dönemi ile sağlıklı bireyler yetiştirmek. Babaların da bu işin içinde olmasını sağlayarak süreci huzurlu ve mutlu geçirmelerini sağlıyoruz."
KORKULARINI AŞTILAR
Gebe okulunun ilk mezunlarından biri olduğunu söyleyen Leyla Çelik, kızı Eylül Naz'ın 2.5 yaşında olduğunu belirterek, "Bu hastaneye normal kontrollerime geliyordum. Gebe okulunu duydum. İlk kursiyerlerden biri oldum. Süreç çok güzel geçti, memnun kaldım" dedi. Hastanedeki eğitimlere katıldıktan sonra oğlu 5 aylık Asil'i kucağına aldığını anlatan Bircan Bozbolak da, "Normal doğum düşünmüyordum. Burasının sayesinde normal doğum yaptım. Korkularımı aştım" diye konuştu. 8 aylık Nefes bebeğin annesi Büşra Eren ise şöyle konuştu:
"İlk defe gebelik okulunu burada duydum. Egzersizler doğuma da çok yardımcı oldu. Özellikle pilates normal doğumu çok kolaylaştırıyor. Daha önce kesinlikle sezaryen istiyordum. Çünkü çok korkuyordum. İlk hamilelik zaten yeterince stresliydi. Burada arkadaşlarla keyifli sohbetler ve eğitimler bu stresin azalmasını sağladı."
HER HAFTA YENİ BİLGİ
Gebelik okuluna devam eden anne adayları da yaşadıkları bu özel süreci aldıkları eğitim sayesinde daha rahat ve huzurlu geçirmeyi amaçlıyor. Gebelik sürecinin 36'ncı haftasında olduğunu belirten Gözde İslim (37) kendisi için geriye sayımın başladığını söyleyerek, "Yeni şeyler öğrenmek için buraya geldim. Güzel arkadaşlıklar kurdum. Beraber dışarıda da görüşüyoruz. Doğumda beni neler bekliyor nasıl hazırlanmalıyım, evde neler yapabilirim bunları konuşuyoruz. Doğumdan sonra nelerle karşılaşabilirim, bu konuda bilgiler alıyorum. İkinci bebeğim bu. İlkinde de gebe okuluna gitmiştim. O da normal doğum oldu. İnsan sürekli yeni şeyler öğreniyor. Orada duymadığım bazı bilgiler duydum" diye konuştu. Okuldaki ilk günü olduğunu paylaşan Zübeyde Dumlupınar (25) da doktorunun önerisiyle eğitimlere katıldığını dile getirdi. Aynı hastanede 5 yıldır hemşirelik yaptığını anlatan Sema Yeşilyurt (28) ise şöyle konuştu:
"Bu hastanede 5 yıldır hemşirelik yapıyorum. Aslında genel olarak konuya hakim olduğumu düşünüyordum. Ama bu okula başlayınca çok eksiklerim olduğunu fark ettim. Hastane çantası hazırlamadan tutun normal doğumun yararlarına kadar çok şey öğreniyoruz. Eşlerin doğumda neler yapmaları gerektiğini öğrenmeleri bizim için büyük kolaylık sağlayacak. 31.haftadayım. Kaygılarım azaldı."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Gebelerin egzersizlerinden görüntü,
-Pilates toplarıyla birlikte görüntü,
-Annelerin birlikte görüntüsü,
-Başhekim Atıl Birol ile röp,
-Çocuklarıyla gelen annelerle röp,
-Anne adaylarıyla röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,
====================
Muş'ta karla mücadele sürüyor
Muş'ta İl Özel İdaresi ekipleri, nisan ayında karla mücadeleyi sürdürüyor. 12 köy ve 22 mezraya ulaşımın sağlandığı yolda çalışan ekipler, 5-6 metre kalınlığındaki kar sebebiyle günde 500 metre yol açabiliyor.
İl Özel İdaresi ekipleri, Mart ayında başladıkları yol açma çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Muş merkez ve ilçeler ve bağlı yerleşim birimlerinin büyük bir bölümünün yolunu ulaşıma açan ekipler, Üçevler köy grubunda beton gibi sertleşen ve yaklaşık 5-6 metre kalınlığındaki kar engeliyle karşılaştı. 12 köy ve 22 mezranın ulaşımını sağladığı yolda zorlu bir mücadele veren ekipler, günde 500 metrelik bir yolu ulaşıma açabiliyor. İş makinelerinin boyunu aşan kar kalınlığını temizledikleri yol adeta bir tünel halini aldı. İş makinesi operatörü Mehmet Taş, kar kalınlığının bazı yerlerde 7 metreye kadar yükseldiğini söyledi. Taş, "Karın çok sert olması nedeniyle günde bazen 300 metre, bazen 500 metre en fazla 1 kilometre ilerleyebiliyoruz" dedi.
3 BİN KİLOMETRE YOL AĞI 8 KEZ AÇILDI
Muş'da bu kış mevsiminin bol yağışlı geçtiğini belirten İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmuz Yentür, 3 bin kilometrelik yol ağının sezonda 8 kez ulaşıma açıldığını söyledi. Üçevler koy grup yolunda ise en büyük engelin sertleşen kar tabakası olduğunu bildirdi. Yentür, "Kar beton etkisi oluşturmaktadır. Şu anda grup yol ağında bulunan İnardı, Cevizlidere köy yollarını ulaşıma açmaya çalışıyoruz. Şu anda Cevizlidere köyü yolunda karın özellikle yer yer fırtına ve tipi nedeniyle 6-7 metreye kadar çıkmış olduğunu gördük. Çok ciddi bir emek gerektiriyor. İş makineleri ile önce karı yıkıyor, sonrada küçük makinelerle yolun öteki tarafına gitmeye çalışıyoruz. Zor bir çalışma ama vatandaşa hizmet etme görev ve sorumluluğumuz olması nedeniyle bunu etkin ve hızlı bir şekilde yerine getirmek bizim görevimizdir" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------
-Karlarla mücadele çalışmalarından detaylar
-Karın yüksekliğinden detaylar
-Köy yolu
-Röportaj
Haber-Kamera: Mehmet AYDIN/ MUŞ,
======================
Burdur'da Alparslan Türkeş anıldı
Burdur'da düzenlenen programda Alparslan Türkeş ölüm yıl dönümünde anıldı.
Burdur'da ölümünün 22'nci yıl dönümü dolayısıyla Alparslan Türkeş'i anma programı düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı'nda Burdur Ülkü Ocakları ve Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) tarafından düzenlenen anma programına, TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Hikmet Ökte, TÜRKAV Şube Başkanı Kürşat Özdaşlı, Ülkü Ocakları İl Başkanı Ayhan Mete ile partililer katıldı.
TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, "Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i rahmetle anıyoruz. Başbuğumuzun çizdiği yolda hiç durmadan ilelebet yürüyeceğiz ve Türk milletini dünya var oldukça onurlu ve şerefli bir şekilde yaşatacağız, ona verdiğimiz sözü tutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız" dedi.
TÜRKAV Şube Başkanı Kürşad Özdaşlı da okunan Kur'an-ı Kerim ve edilen duaların Alparslan Türkeş ve şehitlerin ruhlarına hediye edildiğini söyledi.
Programda Kur'an-ı Kerim okunup, dua edildikten sonra helva dağıtıldı.
Görüntü Dökümü
--------------
Katılanlar
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
Kur'an-ı Kerim okunması
Ebubekir Korkmaz'ın konuşması
Dua edilmesi
Helva dağıtımı
Haber-Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,
====================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni -3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?