(ÖZEL)
1)İDLİB GECE GÜNDÜZ BOMBALANIYOR, SİVİLLER TÜRKİYE SINIRINA GÖÇ EDİYOR
Rejim karşıtı muhaliflerin son kalesi olan Suriye'nin İdlib kenti, Rusya destekli Esad yönetimi tarafından gece-gündüz havadan ve karadan ateş altına alınıyor. 24 saat ateş altında olan İdlib kırsalındaki yerleşim alanlarından binlerce insan zorunlu olarak evlerini terk ederek, güvenli gördükleri Türkiye sınırına doğru göç ediyor.
Türkiye ile 911 kilometre sınırı bulunan Suriye'de 2011 yılında, siviller sokaklarda gösterilere başladı. Suriye'nin Deraa kentinde özgürlük ve demokrasi isteğiyle sokağa çıkan sivillere Esad rejimi ise silahla karşılık verdi. Sivillerin hayatını kaybetmesiyle diğer kentlere de yayılan gösterileri bastırmak için rejim güçleri silah kullanmaya devam etmesi olayları daha da büyüttü. Sivillerin de silahlanmasıyla birlikte Suriye, yıllar sürecek iç savaşa sürüklendi. Suriye Ordusu'ndan ayrılan komutanların önderliğinde siviller ile oluşturulan Özgür Suriye Ordusu, ülkenin farklı noktalarında Esad rejimine karşı mücadele vermeye başladı. Esad karşıtlarının ortak hareket ettiği ÖSO, kısa süre içerisinde ülkenin birçok noktasında kontrolü ele geçirdi.
Özgür Suriye Ordusu zaman içerisinde yaşadığı iç problemler, fikir ayrılıkları ve terör örgütlerinin de iç savaştan istifade ederek Suriye içerisinde rol almaya başlaması, tarafları rejimden çok birbirleriyle çatışır duruma getirdi. Ülkenin farklı noktalarında ÖSO'nun parçalanmasıyla oluşan grupların birbirine hakimiyet kurma isteği ve terör örgütlerinin de bölünmeyle oluşan zeminde kendisine alan yaratma çabası ile Esad rejimi rahat hareket ederek, aldığı dış destekle birlikte kaybettiği bölgeleri yeniden muhaliflerden almaya başladı.
MUHALİFLER ZORUNLU OLARAK İDLİB'E SÜRGÜN EDİLDİ
Rejim güçlerinin birbiri ardına kontrolü yeniden sağladığı kent, ilçe, beldelerdeki muhalifler ve aileleri ile destekçisi olan siviller yapılan anlaşma ile bulundukları alanı terk etmeye zorlandı. İlk etapta bu isteğe direnen muhalifler, rejimin uyguladığı baskı, yaşamsal ve tıbbi malzemeye ulaşmaları engellenince zorunlu olarak bölgelerini terk etmek zorunda kaldı. Silahlarını bırakan muhalifler, aileleri ve destekçilerini de yanına alarak tahliye edildikleri bölgelerden İdlib'e gönderildi. Son olarak Esad rejiminin geçen yıl Temmuz ayında ülkeyi iç savaşa sürükleyen olayların başladığı Deraa'da da kontrolü sağlamasıyla buradaki muhalifler de İdlib'e göçe zorlandı. Böylece muhalifler, ellerinde kalan tek kent olan İdlib'e zorunlu olarak göç etti ve kentin nüfusu bir anda 4 milyona ulaştı.
REJİMİN HEDEFİ İDLİB
Suriye rejimi Deraa'nın ardından muhaliflerin elindeki son kent merkezi olan İdlib'i de geri almak için harekete geçti. Muhaliflerin ve rejim karşıtlarının sığındığı nüfusun 4 milyon olduğu İdlib, Esad yönetiminin hedefine girdi. Rejim karşıtlarının son kalesi olan Heyeti Tahriri Şam kontrolündeki İdlib, geçen yıl Temmuz ayından itibaren Rusya'nın hava desteğiyle Esad yönetimi tarafından karadan ve havadan ateş altına alındı. İdlib'in güneyi ve Hama'nın kuzeyinde kalan bölgelerin yoğun bombardımanda binlerce kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Türkiye'nin başlattığı girişim ile oluşturulan Türkiye-Rusya-İran görüşmelerinin ardından Soçi'de varılan mutabakat ile Esad rejiminin saldırıları durduruldu. Aradan geçen süre içerisinde varılan mutabakatı ihlal eden Esad rejimi, son günlerde yeniden bombardımana başladı.
UÇAK VE HELİKOPTERLER YÜZLERCE KEZ BOMBALIYOR
Şubat ayında başlayan bombardıman son günlerde iyice yoğunlaştı. Rus ve Suriye savaş uçakları ile helikopterleri İdlib'in güneyi ile Hama'nın kuzeyindeki Cisr Şugur, Maarat Annuman, Han Şeyhun ilçeleri ile kasaba ve köyleri havadan ateş altına almaya başladı. Günlerdir gündüz ve geceleri uçak ile helikopterlerle yerleşim alanları ve tarım arazileri yüzlerce kez havadan atılan bombaların hedefi oldu. Aynı bölgeler karadan da yine Esad rejiminin topçu birlikleri tarafından ateş altına alınarak, yerleşim alanlarının viraneye dönmesine neden oldu.
BİNLERCE İNSAN TÜRKİYE SINIRINA GÖÇ EDİYOR
Havadan ve karadan ateş altında olan ve son günlerde bombardımanın yoğunlaştığı bölgelerde yaşayan siviller ise çareyi evlerini terk etmekte buldu. İdlib ve Hama kırsalında yaşayan binlerce sivil, yanlarına aldıkları az sayıdaki eşyaları yükledikleri kamyonet ile Türkiye sınırına doğru gidiyor. Evlerini terk eden siviller, bombaların hedefi olmamak için zorunlu olarak göç ettiklerini ve güvenli olduğu için Türkiye sınırındaki çadır kentlere yerleşeceklerini veya aynı noktada boş arazilere çadır kurarak saldırıların sona ermesini bekleyeceklerini ifade etti.
HERKESİN UMUDU TÜRKİYE
Bombardımanda hedef olmamak ve yaşamak için zorunlu göç eden siviller tek umutlarının ise Türkiye olduğunu ifade ediyor. Esad rejiminin karadan ve havadan saldırıları nedeniyle çok zor günler geçirdiklerini anlatan Suriyeliler, iç savaşın başladığı günden itibaren kendilerinin yanında yer alan Türkiye'nin uluslararası çabası ile saldırıları sonlandırmasını arzuladıklarını dile getiriyor. Esad yönetiminin daha önce varılan mutabakatı Rusya ile birlikte ihlal ettiğini anlatan siviller, saldırıların sonlandırılarak evlerine dönmek dışında istekleri olmadığını söyledi.
İDLİB'DE TSK'NIN 12 GÖZLEM NOKTASI BULUNUYOR
2017 yılında Astana mutabakatı kapsamında varılan anlaşmayla Türkiye, Rusya ve İran, İdlib'de askeri güç bulunduruyor. 'Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü' olarak İdlib'de Türkiye'nin 12, Rusya'nın 10 ve İran'ın 7 gözlem noktası bulunuyor. Çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib'de, 3 ülke askerleri ateşkesin etkinliğinin artırılması, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönüşü için uygun şartların sağlanması ve ihtilafın barışçıl yollarla çözülmesi için uygun koşulların oluşturulmasına destek sağlanması amacıyla inşa edilen gözlem noktalarında görev yapıyor. TSK'nın da bu kapsamda Afrin'in güneyi, Halep'in batısı, Hama'nın kuzeyi ve Lazkiye'nin güneyindeki 12 noktada gözlem noktaları bunuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından geçen Mart ayından itibaren İdlib'de devriye faaliyetine de başlanmıştı.
Görüntü Dökümü(ÖZEL)
----------------------------
Bombalanma anı
Bomba atan helikopter
Patlama ve dumanların yükselmesi
Yıkılan evler ve yanan yerler
Patlayan bombalar
Eşyalarını araçlara yükleyenler
Gece bombalama sesleri
Yaralı gelmesi
Genel ve detay görüntüler
Haber: Hasan KIRMIZITAŞ-İbrahim Maşe-Kamera: Mustafa KANLI-SURİYE-DHA)
==============================================
2)15 İLDE FETÖ OPERASYONU: 21 GÖZALTI
İzmir merkezli 15 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda, haklarında gözaltı kararı verilen 34 kişiden 21'i, gözaltına alındı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ/PDY'nin çeşitli kademelerinde sözde yönetici olduğu ve şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandığı tespit edilen 34 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. İl Emniyeti Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, İzmir merkezli 15 ilde, FETÖ/PDY'ye yönelik eş zamanlı operasyon başlattı. Operasyonlarda 21 kişi, adreslerine yapılan baskınla gözaltına alınırken, 1 şüphelinin daha önce yurt dışına kaçtığı belirlendi. Adreslerde yapılan aramalarda ise çok sayıda örgütsel doküman, dijital veriler ve yasak yayınlar ele geçirildiği belirtildi. Diğer şüphelilerin de yakalanması için operasyonların sürdürüldüğü belirtildi.
Davut CAN/İZMİR,
=============================================
3) PKK OPERASYONUNDA PATLAYICI, SİLAH VE UYUŞTURUCU ELE GEÇİRİLDİ
DİYARBAKIR, - DİYARBAKIR'da güvenlik güçlerince terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonda 3 sığınak, patlayıcılar, silah ve mühimmat ile 550 kilo esrar ele geçirildi. İl Jandarma Komutanlığı'nca, bölücü terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirmek ve yasa dışı uyuşturucu üretimi ticareti yapanların tespitine yönelik Lice, Hazro ve Kulp ilçeleri sınırlarında kalan dağlık ve kırsal alanda, 5 Mayıs 2019 Pazar günü saat 23.00'te jandarma özel harekat timleri, jandarma komando timleri ve güvenlik korucularının katılımıyla başlatılan 'Bayrak-124 Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Sabri Acem-03 Operasyonu', 6 Mayıs 2019 Pazartesi gecesi tamamlandı.Operasyon sırasında güvenlik güçlerince arazide askeri birliklerin geçiş güzergahına tuzaklanmış el yapımı patlayıcı düzeneği tespit edilerek, olay yerinde imha edildi. Operasyonun düzenlendiği bölgede, bölücü terör örgütü mensuplarınca kullanılan, 1'i 150 metre derinliğinde ve 5 metre genişliğinde, 3 kış sığınağı bulundu. Sığınaklar kullanılamaz hale getirilirken, arazide ve sığınaklarda yapılan aramalarda, jelikan bidonlar içerisinde el yapımı patlayıcı düzeneği, makinalı tabanca, anti-tank roketatar mühimmatı, 3 rokatatar sevk fişeği, 20 elektrikli fünye, 2 alfa fair kumanda düzeneği, 10 kilo amonyum nitrat, 100 gram C-4 patlayıcı madde, 2 ruhsatsız av tüfeği, 100 metre elektrik kablosu, çok sayıda giyim, yaşam malzemesi ve örgütsel doküman ele geçirildi.
Güvenlik güçleri tarafından narko-terörizmle mücadele faaliyetleri kapsamında toprağa gömülü 6 jelikan bidon ile arazide gizlenen 13 çuval ve poşet içerisinde 548 kilo esrar bulundu. Adli arama faaliyetleri kapsamında Lice'nin Yalaza köyünde, PKK/KCK terör örgütü adına faaliyet yürüttüğü, örgüte yardım yataklık yaptığı ve örgüt adına uyuşturucu ürettiği tespit edilen Ş.B.'nin ikametinde yapılan aramada 2 kilo esrar, hassas terazi, ruhsatsız av tüfeği ele geçirilirken, Çavundur köyünde ise A.B.'nin evinde 4 kilo amonyum nitrat ile örgütsel dokümanlar bulundu.
35 KİLO YABANİ ORKİDE SOĞANI ELE GEÇİRİLDİ
Öte yandan Lice ilçesi Yalaza köyü kırsalında düzenlenen operasyonda, toplanması yasak olan 35 kilo yabani orkide soğanı bitkisi topladıkları tespit edilen 9 kişiye para cezası uygulandı.
Operasyonla ilgili Diyarbakır Valiliği'nden yapılan açıklamada, "Bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir" denildi.
Görüntü Dökümü
---------
Operasyondan görünrü
Teröristlerin sığınakları
Ele geçirilen esrar
Ele geçirilen silah ve malzemeler
Malzemelerin imha anı
Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: DİYARBAKIR,
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 18 MB
=============================================
4)BURSA'DA TRAFİK, HAVADAN DENETLENDİ
Bursa İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı trafik ekipleri, Bursa- İznik yolunda havadan helikopter destekli denetim gerçekleştirdi.
Bursa'da, 'Trafik Haftası' kapsamında etkinliklerini sürdüren İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Bursa- İznik yolunda havadan trafik uygulaması gerçekleştirdi. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde yapılan helikopter destekli denetimde, uygulama noktasında durdurulan sürücülere, bilgilendirme broşürü verildi. Ayrıca Kent Meydanı'nda stant açan ekipler, Bursalılarla bir araya geldi. Trafik bilinci oluşturmak için bilgilendirme yapan ekipler, büyük ilgi gördü.
Görüntü Dökümü
---------
-Uygulamadan görüntüler
-Helikopterden ve jandarmada görüntü
Haber-Kamera: İsmail Hakkı SEYMEN/BURSA
=================================
5)KANSER HASTALARINA 'ORUÇ' UYARISI
Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Genel Cerrah Prof. Dr. Zafer Cantürk, kemoterapi tedavisi gören, yeni ameliyat olmuş, hastalığı ilerleme sürecinde olan hastaların oruç tutmasının uygun olmayacağını söyledi.
Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Genel Cerrah Prof. Dr. Cantürk, kanser hastalarından kemoterapi gören, yeni ameliyat olmuş ve hastalığı ilerleme sürecinde olanların oruç tutmaması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Cantürk, "Kanser hastalarının normal yaşamlarını sürdürülebilmeleri için bizim gibi onların da sıvı alıp beslenmeleri gerekiyor. Vücudun varlığını sürdürebilmesi için bunlara ihtiyaç var. Vücutlarında kanser dokusu varlığını sürdürüyorsa o zaman dikkat etmelidirler. Kanser hastası olanların iştahları azalır. Az yemek yerler. Kullandıkları ilaçlar sonucunda bulantı ve kusmalar olur. Vücutlarında kayıpları artar ve eğer sıvıyı yerine koymazsanız vücutta parçalanan kemoterapi ilaçları idrarla dışarı atılamaz. Hastaların yaşamlarını sürdürebilmeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır. Bu enerjiyi dışarıdan alması gerekir ki karaciğer ve vücudun diğer organlarında kemoterapi ilaçları işlensin. Kanser hastaları daha düzenli yaşama ihtiyaç duyarlar. İyi uyku düzeni olması gerekir. Oruç tutarken bağışıklık sistemi, uyku düzenini bozar ve kemoterapi ilaçlarının yan etkisinin artmasına neden olur. Kemoterapi tedavisi gören, yeni cerrahi ameliyat olan ve hastalığı ilerleme sürecinde olan insanların oruç tutması uygun değil. Aynı zamanda vücuda eziyet etmek anlamına gelir. Hekim olarak da vücuda eziyet etmelerine müsaade edemeyiz" diye konuştu.
'HEKİM KONTROLÜNDE KARAR VERİLMELİ'
Kanser hastalarının oruç tutup, tutamayacaklarına doktor kontrolünde hareket ederek, karar vermeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Cantürk, "Kesinlikle kanser hastaları oruç tutup tutmama konusunda kendileri karar vermemelidirler. Hekim kontrolünde orucunu tutarsa daha uygun olur. İlerleme sürecinde olmayan, şifaya kavuştuğunu düşündüğümüz insanların hekimlerin onayıyla oruçlarını tutabilirler. Hekimi onaylarsa kendi sağlıkları açısından sorun yaşamazlar; çünkü kanser hastaları sakat değiller. Toplumdan ayrışmamaları açısından hastalığı atlatmış olan; fakat tedavi süreçleri doktor kontrolünde devam eden hastaların oruç tutmaları psikolojik tedavi olarak düşünülebilir" dedi.
Görüntü Dökümü
-Başhekim Zafer Cantürk röp
-Başhekim Cantürk not alırken bilgisayarda yazı yazarken detaylar
Haber-Ergün AYAZ/Kamera: Dinçer AKBİR/KOCAELİ,
=================================
6)BURSA'DA 'KIRMIZI ELMAS' HASADI
Bursa'nın İnegöl ilçesinde üretilen ve 'kırmızı elmas' olarak bilinen çilekte, yılın ilk hasadına başlandı. Bu sene 6 bin dönümlük alanda üretimi yapılan çilek, kilosu 5- 6 liradan satılıyor.
İnegöl'e bağlı Kurşunlu Mahallesi'nde üretimi yapılan ve 'kırmızı elmas' denilen çileğin hasadına başlandı. Tarlada kilosu 5- 6 liradan satılan çilek, Türkiye'nin dört bir yanına gönderiliyor. Kurşunlu Mahallesi Kırsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Adnan Satılmış, çileğin hasadının 7 ay süreceğini söyledi. Bu sene 6 bin dönümlük alanda üretim yapıldığını belirten Satılmış, "Türkiye'nin çilek üretim merkezlerinden olan Kurşunlu Mahallemizde hasadımız başladı. 11 yıl önce çilek üretimine başlanan mahallemizde, üretim her yıl artarak, devam ediyor. Dekarından 5- 5,5 ton ürün bekleniyor. Bu sene 30 bin ton civarında çilek rekoltesi beklentimiz var. Mahallemizde bitmek üzere olan çiftçiliği çilek sayesinde kurtardık, diyebiliriz. Şu an kilosunu 5- 6 TL'den satıyoruz. Maliyetlerimiz arttığı için geçen yıla baktığımızda kazancımız kısmen de olsa aynı olacak, diye düşünüyoruz. İnşallah daha iyi verimler alabiliriz" diye konuştu.
Çilek hasadına genellikle nisanda başlanıp, aralık ayına kadar sürdürüldüğünü aktaran Satılmış, "7 ay civarında hasadımız sürüyor. Türkiye'nin bazı illerinde yapılan çilek üretimlerinde 3- 4 ay hasat yapılırken, sadece bizim Kurşunlu Mahallemizde 7 ay hasat yapılıyor. Avantajımız var. Çileğimizin tadı ve aroması da oldukça güzel. Bölgemiz insanları da çilek yetiştirmeyi tamamen öğrenmeye başladı" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------------------
Genel görüntü
Açıklama
-Detaylar
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa),
==========
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni -3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?