Bahçeli: Ergenekon'da Hesabı Görülen Türk Milletidir - Son Dakika
Güncel

Bahçeli: Ergenekon'da Hesabı Görülen Türk Milletidir

Bahçeli: Ergenekon\'da Hesabı Görülen Türk Milletidir

Bahçeli, Ergenekon kararı sonrası yapılan açıklamaları değerlendirdi: Evet, Ergenekon Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır.

07.08.2013 16:29  Güncelleme: 10:23

MHP Lideri Bahçeli, Ergenekon Davasına ilişkin kararı ve sonrasında yapılan açıklamaları, "Evet, doğrudur, Ergenekon Davası Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır MHP Lideri Bahçeli, Ergenekon Davasına ilişkin kararı ve sonrasında yapılan açıklamaları, "Evet, doğrudur, Ergenekon Davası Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır. Çünkü; hesabı görülen Türkiye'dir, hesabı görülen Türk milletidir, hesabı kesilen Türk Silahlı Kuvvetleri'dir, hesaplaşılan, hesaba çekilen ve hesap sorulan vesayet, statüko, darbe kılıfıyla Türkiye'nin temel ve milli kurumlarıdır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Balyoz Davası'ndan tutuklu yargılanan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan'ı Sincan Cezaevi'nde ziyaretinin ardından basın toplantısı düzenledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ergenekon Davasına ilişkin verdiği kararı değerlendiren Bahçeli, davanın karar aşamasına gelinceye kadarki sürecini anlattı.

Yıllar içinde ardı arkası kesilmeyen operasyon dalgalarının yapıldığını, evlere şafak vakti yapılan baskınlarla, şüpheli olarak görülenlerin tutuklandığını anımsatan Bahçeli, 5 Ağustos 2013 gününe kadar 23 ayrı dosyanın ana davayla birleştirildiğini söyledi. Suçlamaların Türkiye'nin adeta üzerini örtüğünü, toplumsal güvene ve adaletin inandırıcılığına ağır hasar verdiğini savunan MHP Lideri, yargılamalar uzadıkça tartışmaların alevlendiğini, yanlı ve tarafgir değerlendirmelerle kutuplaşmaların zincirlerinden boşaldığını belirtti. Ergenekon Davası'na konu olan iddiaların önemli olduğunu ancak adaletin üzerine düşen siyaset gölgesi, geçmişle hesaplaşma ve rövanş alma hedefi iddialarının davanın sulanmasına ve yıpranmasına hizmet ettiğini söyleyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

""Parmaksız Zeki' kod isimli teröristin görüşleri bile önemli ve kayda değer bulunmuş, TSK bu şekilde zan ve töhmet altında bırakılmıştır. Buna göre PKK militanları, Ergenekon Davası muhteviyatında sunulan fırsat ve imkanları boş çevirmemişler, dağda yapamadıklarını duruşma salonlarında, karanlık odalarda iftiralarıyla yerine getirmişlerdir. Adaletin ilke ve esasları hiç gözetilmemiş, hiç umursanmamıştır. Silivri adeta Türk ordusunun yargılandığı ve silindir gibi üzerinden geçildiği zulümhaneye dönmüştür."

-NEMRUT MUSTAFA PAŞA DİVANI TEKRAR HAREKETE GEÇMİŞTİR-

TSK'da görev almış, kurumun zirvesine tırmanmış isimlerin terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmasının hazin verici olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "TSK'nın terör örgütüyle eşdeğer görülmesi, şerefli isminin terörizmle bir anılması ve bu Peygamber Ocağı'na terörist yetiştiren çete muamelesi yapılması en nazik ifadeyle müfterilik olarak damgalanacaktır. Şüphesiz AKP hükümeti ve tüm hücrelerine kadar zehirlediği adalet müessesesi tescilli ve kanlı asıl teröristbaşını aklama derdine düşerken, Genelkurmay Başkanlığı yapan saygın isimlere terör örgütü çamuru sıçratması ve örgüt yöneticiliği iftirasını reva görmesi ahlaksızlıktır. Türk milleti bu rezil tezgahı inanıyorum ki bağışlamayacak ve kimsenin de yanına bırakmayacaktır. Anlaşılan Nemrut Mustafa Paşa Divanı deyim yerindeyse on yıllar sonra tekrar harekete geçmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Adalete bağlığın, toplumsal işbirliğinin ve sosyal ahengin derin ve tedavisi güç bir yara aldığını savunan Devlet Bahçeli, mahkeme heyetinin, özellikle ağırlaştırılmış müebbet ceza verme konusunda çok bonkör davrandığını ifade etti.

-HUKUK SAYGIYI HAK ETMELİ-

Yargılananlar arasında bulunan 3 kişiye iki kez olmak üzere ağırlaştırılmış müebbet, 7 kişiye ağırlaştırılmış müebbet ve 9'nu da müebbet ceza verildiğini anımsatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Hukukun kararlarına saygı duymak hepimizin uyması gereken başlıca kuraldır. Ancak hukuk her şeyden önce saygıyı ve riayeti de hak etmelidir. Tarafsızlığı kalmamış, objektifliği tarumar olmuş bir hukuk anlayışına saygı duymak ve kararlarını vicdanlarda onaylamak hiç şüphesiz akla ve mantığa aykırıdır. Yandaşlar verilen uçuk ve kaçık cezalara sevinmiş ve neredeyse bayram etmişlerdir. AKP hükümetinin ise bir tek havalara uçmadığı, şenlik düzenlemediği kalmıştır. Hükümet sözcüsü Başbakan Yardımcısı alay eder gibi, "herkese geçmiş olsun' diyerek yargının kararına saygı duyulması gerektiğinden bahsetmiştir.

Evet, doğrudur, Ergenekon Davası Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır. Çünkü; hesabı görülen Türkiye'dir, hesabı görülen Türk milletidir, hesabı kesilen Türk Silahlı Kuvvetleri'dir, hesaplaşılan, hesaba çekilen ve hesap sorulan vesayet, statüko, darbe kılıfıyla Türkiye'nin temel ve milli kurumlarıdır."

-MAHKEMELER AK PARTİ'NİN ARKA BAHÇESİ HALİNE GETİRİLMEK İSTENDİ-

AK Parti'yi küresel ve bölgesel projeler gereğince Türk Silahlı Kuvvetleri'ne operasyon yapmak, hukuku baltalamak ve ve Türkiye'nin kanına girmekle suçlayan MHP Lideri, "Başbuğ, tıpkı İmralı canisi gibi müebbet ceza aldığına göre, şerefle şerefsizlik, şeytanla melek, caniyle kahraman nasıl, ama nasıl ayrıştırılacaktır" sorusunu yöneltti.

Milleti bir arada tutan hukuk ve adaletin linç edildiğini savunan Bahçeli, askeri darbe dönemlerinden sonra, sivil nitelikli bir darbeyle karşı karşıya olunduğunu ifade etti.

Kimsenin kimseye güveni ve hoşgörüsünün kalmadığını iddia eden Bahçeli, "Mahkemeler AKP'nin arka bahçesi haline getirilmek istenmiştir. Başbakan Erdoğan çete mantığıyla devlet ve hükümet yönetmektedir. Hoşuna gitmeyen, aklına yatmayan, kafasının bozulduğu, hareketlerini tasvip etmediği, eleştirilerinden bunaldığı, tipini sevmediği, sesini beğenmediği, siyasi tercihini benimsemediği kim varsa tuzaklar kurmakta, ya darbeci ya da demokrasi karşıtı olarak lanse etmektedir" diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Balyoz Darbe Planı davası kapsamında tutuklu olan Engin Alan'a yönelik sözlerini anımsatan Bahçeli, "Bu ifadeler, adaletin canını alan, kişisel öfke ve kızgınlıklardan dolayı ömürlerini Türk milletine adayanların hayatını zindana çeviren karanlık emellerin suçüstü halidir.

Başbakan Erdoğan Sayın Alan'a bedel ödetmek, birlikte görev yaptığı Başbuğ'a haddini bildirmek için darbe davalarını paravan olarak kullanmış ve tüm hatlarıyla da saldırmıştır.

Böylesi bir hukuk zihniyeti, böylesi intikamcı bir bakış, böylesi ilkel bir tavır demokrasiyle bağdaşmadığı gibi, inançlarımızın hiçbir yerinde de yoktur" dedi.

-BUGÜNÜN MAĞRURLARI, ZORBALARI, MAHKUM OLDUKLARINDA KİMSENİN YÜZÜNE BAKAMAYACAK-

Başbakan Erdoğan ile hükümeti, geçmişin hıncını demokrasi beyanlarıyla çıkarmanın arayışına koyulmayla suçlayan MHP Lideri Bahçeli, hukukun objektifliğini kaybetmesinin, önyargılı kararlara imza atmasının büyük badire ve belalara davetiye çıkaracağını ifade etti. Hukuk devletine olan itibar ve hürmetin gölgelenmesinin, keyfi ve zorlama kararlarla insan hayatlarının karartılmasının misliyle muhataplarına geri döneceğini iddia eden Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Hukuk herkes içindir ve herkese bir gün öyle ya da böyle gerekli olacaktır. Bugünün mağrurları, bugünün zorbaları, bugünün insafsızları ve bugünün azgınları şayet böyle giderse, gün gelip de mahkum olduklarında kimsenin yüzüne bakamayacaklar, kimseden de anlayış ve hoşgörü bulamayacaklardır. Darbeci bile olsa, kişilerin insan olmaktan doğan hakları vardır ve bu asla yabana atılmamalıdır. Hukuki süreçler açık ve şeffaf olmalı, hiç kimseye işlemediği bir suçla ilgili ceza layık görülmemelidir. Fakat her fırsatta Türk askerini darbeci diyerek sindirmeye ve şüphe altında bırakmaya da kimsenin hakkı yoktur. Ergenekon Davası'nın temyiz aşamasında, Yargıtay'daki değerli hakimlerin suçsuz ve günahsızların aklanması ve temize çıkması konusunda üzerilerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getireceklerini, hukukun saygınlığını tekrar kazanması için ellerinden geleni yapacaklarını düşünüyor ve bunu ümit ediyorum. Silivri'deki hesabın Yargıtay'dan dönmesi milletimizin en acil beklentisi haline gelmiştir. Bilinsin ki, Türk askerini darbeci, provokasyoncu, suçlu, örgüt üyesi, terörist olarak göstermeye çalışan AKP-PKK ve hıyanet güruhunun hayal kırıklığıyla sarsılacakları ve mutlaka da kaybedecekleri günler çok uzak değildir."

-HEPİMİZ İÇİN ZÜLDÜR, VEBALDİR VE UTANÇ VESİKASIDIR-

Dış gelişmelere de dikkat çeken Devlet Bahçeli, Mısır ve Suriye'de yaşananlara işaret ederek, "Sınır hattımız tam bir başıboşluğa terk edilmiştir. Ata binen, silahı kuşanan, bombayı lanetli vücuduna saran, gözünü kan bürüyen kaçakçısı, göçekcisi, teröristi, her neviden katili Türkiye'yi zehirli sarmaşık gibi sarmıştır. Sınırlarımız alarm vermektedir. AKP'nin müsamahakar ve aciz siyaseti, teröristlerle düşüp kalkan utanmazlığı tüm musibetleri mıknatıs gibi üzerimize çekmektedir. Türkiye'nin egemenlik hakları çarçur edilmektedir" diye konuştu.

Türkiye'nin yaptırım gücü, devlet olmaktan kaynaklanan hakları, sünepe bir iktidar, işi gücü yalnızca dedikodu olan bir Başbakan tarafından harabeye çevrilmektedir. Sınırlarımız tıpkı arı kovanı gibidir. Sınırlarımız tıpkı delik deşik olmuş duvar gibidir" dedi.

Suriye'den açılan ateşle Ceylanpınar'da vatandaşların hayatını kaybettiği ve yaralandığını sırada Başbakan Erdoğan'ı tencere-tava avcılığına soyunmakla, öğrencilerin peşine düşmekle suçlayan Bahçeli, "Kendisinin ancak gücü tencere çalan hanımefendilere, gösteri yapan gençlerimize, stadyumlarda bağıran taraftarlarımıza yetecek, zalimliği, kabalığı, nefret ve küfür saçan dili muhalif olarak gördüğü kişilere yönelik olacaktır. Zira Başbakan korkak, ürkek ve eziktir. Bırakınız teröristi, bırakınız bir başka şeyi; kaçakçıyla bile baş edemeyen, sınırlarımızın emniyetini sağlayamayan, insanımızın hayatını koruyamayan bir siyasetçinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık makamında oturması hepimiz için züldür, vebaldir ve utanç vesikasıdır" iddiasında bulundu.

-BAŞBAKAN TERÖRİST SEVERLİKTEN, İMRALI DÜŞKÜNLÜĞÜNDEN ÇOK ACİL KURTULMALI-

Uludere'de yaşananları anımsatan MHP Lideri Bahçeli, kaçakçılıkla mücadelenin daha aktif yapılması gerektiğini altını çizdi. Gezi eylemlerine müebbetlik cezayı uygun görenlerin, milletin birbirini ihbar ve şikayet etmesini tavsiye edenlerin hedeflerine ulaşamayacaklarını belirten Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"PKK iyice şirretleşmiştir. Ne yazık ki, Başbakan ve hükümetinin gündemi başkadır, aklı başka yerlerdedir. Mursi'yi düşündüğü kadar Türkiye'nin derdinde değildir. El Nusra'ya destek veren, PYD'ye kucak açıp süreç ihanetine dahil eden, PKK'ya el bebek gül bebek muamelesi yapan belidir ve o da AKP'den başkası değildir. Hükümet öyle bir noktaya sarsıla sarsıla gelmiştir ki, PYD'ye özerk yönetim konusunda destek vermeyi bile vaat etmiştir.

Bu ayın sonunda Irak'ın Kuzeyi'nde yapılacak Kürt Ulusal Konferansı'nın, ilk etapta Filistin benzeri bir yapılanmayı konuşacağı ve bunun arayışında olacağı kamuoyuna yansımıştır.

Türkiye'nin yanı başında kıyamet koparken, Başbakan'ın sessiz kalması ve ayak sürümesi affedilir gibi değildir. Özerlik, federasyon, konfederasyon ve son tahlilde bağımsızlık hülyasına kapılan bölücüler ve terör örgütüyle girdiği 'Al-ver' sürecinden çıkmalıdır.

Mücadeleden mütarekeye, müzakereden de teslimiyetin dibine batan Başbakan ve yol arkadaşları, mahşeri vicdanda mahküm olmak, isimlerinin hıyanetle ilelebet anılmasını istemiyorlarsa terörist severlikten, İmralı düşkünlüğünden ve Kandil eyyamcılığından çok acil kurtulmalıdırlar." - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Bahçeli: Ergenekon'da Hesabı Görülen Türk Milletidir - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement