Samsun // Ekg // Ahmet Türk´E Yumruklu Saldırı

DURUŞMAYI KAPATILAN DTP GENEL BAŞKANI TÜRK'TE İZLEDİ

Muş'un Bulanık İlçesi'nde geçen yıl Aralık ayında Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasını protesto eden grubun işyerini ve arabasını yakmak istemesi sonucu açtıkları ateş sonucu iki kişinin ölümü 4 kişinin de yaralanmasına neden oldukları iddiasıyla tutuklu yargılanan 43 yaşındaki Turan Bilen ile 42 yaşındaki kardeşi Metin Bilen bugün Samsun'da hakim önüne çıktı. 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava öncesinde polis geniş güvenlik önlemi aldı. Saat 10.35'te başlayan duruşmaya ilk olarak öldürülen Necmi Oral'ın yakınları alındı. Daha sonra sanık ve müşteki avukatları salondaki yerlerini aldı. Duruşmayı izlemek için Samsun'a gelen kapatılan DTP eski Genel Başkanı Ahmet Türk, eski milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Muş Milletvekilleri Sırrı Sakık ve Nuri Yaman ile Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş, duruşma salonuna girdi. Tutuklu sanıklar evli ve 5 çocuk babası gönüllü korucu Turan Bilen ile kardeşi evli ve 4 çocuk babası Metin Bilen geniş güvenlik önlemleri altında duruşma salonuna alındı. Bu sırada öldürülen Necmi Oral'ın kız kardeşi Sezen Oral sanıklara "katiller kardeşimi katlettiniz" diye bağırdı. Daha sonra mağdur avukatları mahkeme heyetine, mahkemenin sağlıklı bir yargı yapacağından kuşkulları olmadığını belirterek mahkemenin davayla ilgili yetkisizlik kararı vermelerini talep etti. Ancak mahkeme heyeti bu talebi kabul etmedi.

ÖRGÜTÜN TALİMATINA UYMAYIP DÜKKANIMI KAPATMADIM

Sakin tavırlarıyla dikkat çeken tutuklu sanık Turan Bilen mahkeme heyetine eşinden, çocuklarından ve doğup büyüdüğü topraklardan koparıldığını belirterek, "Bu olaydan bir gün önce belediyeden anons yapılarak dükkanların kapatılması istendi. Ben özgür iradem dahilinde işyerimi açtım. Ben vatanına ve milletine bağlı biriyim. Bunu bildikleri için bizi düşman bellediler. Örgütün talimatına uymayıp dükkanımı kapatmadım. Çünkü devletime güveniyorum" dedi.

SİZİN YÜZÜNÜZDEN BU OLAYLAR ÇIKTI

Olay gününü anlatan Turan Bilen, "Olay günü tek açık dükkan bizimkiydi. Bu sırada DTP'liler parti önünde toplanmaya başladı. Bu sırada kardeşim ve iki çalışanım da yanımdaydı. Dükkanımı kapatmak gibi bir lüksüm yok. Bu arada DTP'liler parti önünde toplanmaya devam ediyordu. Tabiki demokratik hakları, eylem yapabilirler. Bu sırada kardeşim dükkanda bulunan parayı yatırmak üzere bankaya doğru yöneldi. Bankanın arasında 200-300 kişilik bir gösterici grubu çıkınca kardeşime geri dönmesini söyledim. Bu sırada polis guruba müdahale ediyordu. Göstericiler yaklaşık 15 dakika süre işyerimi taşladı. Sonra ayrıldılar. Hayat normale döndü zannettim. Daha sonra yeniden işyerimin önüne gelen bir grup kardeşime hakaret etmeye başladı. Bize 'Sizin yüzünüzden bu olaylar çıktı. Dükkanınızı kapatsaydınız, bu olaylar olmayacaktı' diyerek küfür ettiler" diye konuştu.

BİN KADAR GÖSTERİCİYE KARŞI 20 POLİS VARDI

Bilen, grubun kendilerine yönelik "Burası size mezar olacak" dediklerini belirterek, "Burası Kürdistan. Burası faşitlere mezar olacak' diyerek yeniden taşlamaya başladılar. Bu arada ben otomatik olan kepekleri kapattım ve kardeşimle birlikte içeriye girdim. Dışarda oluşan iki grup yerden söktükleri parke taşlarla işyerimizi yine taşlamaya devam etti. İki katlı olan işyerimizin ikinci katındaki camlar kırıldı. Bu sırada panzer geldi. Çekilmeleri için anons yaptı. Bin kadar göstericiye karşı 20 polis vardı. Polis geri çekilince biz göstericilerle başbaşa kaldık. Bu sırada cep telefonumla Emniyet Müdürü'nü arayarak durumumuzun vahim olduğunu, polislerin yetersiz kaldığını söyledim. Göstericiler bu kez işyerime molotof kokteyli atarak yangın çıkartınca yeniden Emniyet Müdürünü arayıp yardım istedim. Göstericiler sabah saat 10.00'dan saat 13.00'e kadar işyerimin önünden ayrılmadı. 'Yakın bu faşitleri, burası Kürdistan. Faşitlere mezar olacak' diye bağırmaya devam ettiler. Polisten yardım gelmeyince bu kez jandarma komutanını cep telefonumdan arayarak yardım istedim. Onlar bana 'polis bölgesi yapacak birşeyimiz yok' dediler. Bu sırada atılan taşlarla dükkanımın içi doldu. Adım atacak yer kalmadı" diyerek ifadesini şöyle sürdürdü :

DÜKKANIMA EL BOMBASI ATTILAR. ANCAK PATLAMADI

"Dükkanıma el bombası attılar. Ancak patlamadı. Devletine milletine ve bayrağına saygılı olmak onlara göre faşistlikmiş. Bu arada atılan molotof kokteyleri nedeniyle dükkanımda çıkan yangını söndürmekle uğraşmaya başladık. Polisin attığı ve ellerine geçirdikleri gaz bombalarını da dükkanın içine atmaya çalıştılar. Dükkan duman içinde kaldı. Dışarı çıkmamızı engellemek için dört tarafımızı çevirdiler. Ruhsatlı olan kalaşnikof tüfeğimi çıkartarak elime aldım. Çünkü silahla da ateş etmeye başladılar. Bu arada dükkanımın kepenkini yırttılar. Açılan ateş nedeniyle kepenk delik deşik oldu. 3 saat kabir azabı yaşadık. Kepenki açmaya çalışınca ben yere doğru bir el ateş ettim. Ölenleri ve yaralananları tanımam. Hiçbirisiyle işim yok. İlk atışın ardından daha sonra kör noktalara ateş ettim. Bu sırada dükkana girmeye çalışan iki kişi yangın çıkartmaya çalıştı. Bunun üzerine ben bir el daha havaya ateş ettim. Göstericiler kaçtı. Bunun üzerine dışarıya çıkıp yine kör noktalara ateş ettikten sonra dükkana girdim. Yeniden molotof kokteyli atmaya başladılar. Yeniden Emniyet Müdürlüğü'nü arayıp bizi kurtarın diye yalvardım. Polis yok, güvenlik güçleri yok. Biz grupla başbaşa kaldık. Kardeşim yangını söndürürken kimsenin olmadığı kör noktalara ateş etmeye devam ettim ki göstericiler uzaklaşsın diye. Bilerek isteyerek kimseye ateş etmedim. Ben nefsi müdafamı yaptım. Bu olaylar sırasında kardeşim silah kullanmadı."

Daha sonra ifade veren Metin Bilen ise ağabeyinin verdiği ifadeleri tekrarlayarak, "Ben bu olayda kendimi tanık olarak görüyordum. Ama bir anda sanık durumuna düştüm" dedi.

Sanık ifadelerinin ardından duruşmaya katılan öldürülen Necmi Oral'ın babası Faruk Oral, ablası Sezen Oral ve annesi Sinem Oral sanıklardan davacı olduklarını söyledi. Daha sonra tanık ifadelerini dinleyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların üzerlerine atılı bulunan suçun niteliği ve dosya kapsamını gözönünde bulundurup tutukluluk hallerinin devamına karar verip duruşmayı 08 Haziren tarihine erteledi.

AHMET TÜRK : YARGIÇLARA GÜVENMEK İSTİYORUZ

Duruşma çıkışı Samsun Adliyesi önünde basın açıklaması yapan kapatılan DTP'nin Genel Başkanı ve Mardin eski Milletvekili Ahmet Türk, tarafsız ve adil bir yargılamanın gerçekleşmesini beklediklerini söyleyerek, "Biz daha önceki olaylarda da gördük ki, güvenlik gerekçesiyle dosyalar başka yerlere nakledildi. Oysa ki bu devletin Muş'ta da güvenliği sağlayabilecek imkanı varken bu ve buna benzer dosyaları başka yerlere göndermekle adeta davanın seyrini değiştirmeye yönelik bir mantığın içinde biliyoruz. Ama bütün bunlara rağmen bugün yürütülmekte olan davadaki yargıçlara gerçekten güvenmek istiyoruz. Adil bir yargılamanın yapılmasını istiyoruz. Eğer bu ülkede adil bir yargılama olmadığı takdirde mağdurların güveneceği bir yargılama ortaya çıkmadığı takdirde gerçekten demokrasiden, daha güçlü demokratik bir gelecekten söz etmek mümkün değil" diye konuştu.

Halkın demokratik tepkisi karşısında kalaşnikof ve silahlar kullanarak yanıt verildiğini dile getiren Ahmet Türk, "Hiç görevi yokken böyle bir olayın içinde olan insanları da yargı cezalandıracaktır, gereğini yapacaktır. Davayla ilgili avukat arkadaşlarımız var. Bu konuda davanın seyriyle ililgi bilgi verirler ama sonuç olarak adil ve tarafsız bir yargılamanın beklentisi içindeyiz. Bu davaların da yerinde görülmesi, insanların mağdur edilmemesini gerektiğine inanıyorum. Şimdi aileler Muş'tan buraya gönderiliyor, mağdur ediliyor. Adeta bezdirilmeye çalışılıyor. Bütün bunları görmemiz gerekir" dedi.

GÖZALTINA ALINANLARIN KİMLİĞİ BELİRLENDİ

Bu arada olayla ilgili iki kişi gözaltın alındı. İsmail Ç., Ahmet Türk'ü yumruk attığı için, Uğur K. ise taş attığı için Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulandıkları belirtildi. Konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğü kaydedildi.

TEDAVİ OLURKEN

Bu arada kapatılan DTP'nin Eski Genel Başkanı Başkanı Ahmet Türk Samsun'da uğradığı yumruklu saldırının ardından karayoluyla Ankara'ya giderken Kavak İlçesi'nde Devlet Hastanesi'ne girerek muayene oldu. Kendisine kafa filmi çekildi. Ancak KBB uzmanı doktor olmadığı için kendisi en yakında olan Havza İlçesi Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Türk'ün burnuna tampon uygulandı. Bu arada hastane dışında 2 kişi "Sizi burada istemiyoruz" diye bağırdığı için gözaltına alındı. Ahmet Türk'ün peşinden Samsun İl Emniyet Müdürü Muzaffer Erkan'ın da gitmesi dikkat çekti.

2 MÜLKİYE BAŞMÜFETTİŞİ GÖREVLENDİRİLDİ

Öte yandan Samvun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu yaptığı basın toplantısında olayı kınadı. Güzeloğlu, "Valiliğimiz olarak alınan tüm tedbirler ve güvenlik önlemlerine rağmen meydana gelen bu olayın ihmali görülen tüm ilgilileri hakkında çok açık ve kesin gerekli işlem yapılacaktır. Şuan idari ve adli soruşturma yürütülmektedir. Sayın İçişleri Bakanımızla da telefonla görüştüm. İçişleri Bakanımızın talimatıyla 2 mülkiye başmüfettişi konuyu incelemek ve idari yönden araştırmak üzere görevlendirilmiştir" diyerek, "Cumhuriyet savcılığı adli tahkikate başlamıştır. Saldırıyı gerçekleştiren ve olayda bulunan 1 kişi daha şuan gözaltındadır. Sorguları sürüyor. Sayın Türk'e Kavak Devlet Hastanesi'nde ilk müdahale yapıldı. Burnunda kırık olduğunu öğrendim. Bu provakatif saldırıyı gerçekleştirenler üzerinde tüm tedbirlere rağmen öncelikli ihmali olan ve ihmali bulunanlar hakkında gereken inceleme başlatıldı" diye konuştu.

GÖREVLİ OLUP SEYİRCİ KALAN GÖREVLİ MEMURLAR VAR

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Ahmet Türk Havza Devlet Hastanesi'nde tedavi olurken basına bir açıklama yaptı. Olayın Samsun halkına mal edilmemesi gerektiğini söyleyerek, "Faşist odaklar Türkiye'nin her yerinde var. Halklar arası kavgayı körüklemek istiyen kişiler var. Biz bunları tanıyoruz. Ancak orada görevli olan, görevli olup seyirci kalan görevli memurlar var" diyerek, "Bunların ne yapmak istediğini anlamadık. Bir arabamızın camı polis telsizi ile kırıldı" dedi. Ahmet Türk'ün sağlığı ile ilgili olarak ta genel durumun çok iyi olduğunu söyleyen Sakık, "Burnunda kırık var. Alnında bir açılma var. Sağlık durumu gayet iyi. Biz buradan karayoluyla Ankara'ya gidiyoruz" diye konuştu.

KAHVEHANEDE ÇALIŞIYOR

Öte yandan kapatılan DTP'nin eski Genel Başkanına yumruk atan İsmail Ç.'nin kahvehanede çalıştığı ileri sürüldü.