
'OLAYIN ARKASINDA KESİNLİKLE DERİN GÜÇLER VAR'
Sebahattin YILMAZ- Gülay ÖZEK/VAN,(DHA)
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hakkari'de 9 kişinin öldüğü mayınlı saldırının provokasyon olduğunu savundu. Demirtaş, "Kesinlikle bu olayların arkasında derin güçler vardır. Eğer hükümet bunu bir provokasyon olarak nitelendirmiyorsa, hükümet açısından net bir olaysa, hükümet derin bir yanılgı içerisindedir. Bize göre bu provoskasyondur. Hükümet bu provokasyona başından beri teslim olmuş gibi görünüyor. Şu saatten itibaren hükümetten Başbakan'dan daha ciddi sürece katkı sunacak pozitif açıklamalar bekliyoruz" dedi.
Hakkari'de 9 kişinin mayınlı saldırıda yaşamını yitirmesinin ardından BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile Hakkari'ye gitmek üzere Van'a geldi. Demirtaş ve Kışanak'ı Van Ferit Melen Havalimanı'nda BDP Grup Başkan Vekili Bengi Yıldız ile milletvekilleri Özdal Üçer, Sabahat Tuncel karşıladı.
BDP lideri Demirtaş, havaalanında gazetecilere Hakkari'de meydana gelen olayla ilgili açıklamalarda bulundu. Hakkari'de incelemelerde bulunacaklarını belirten Demirtaş, dün olayın arkasında derin güçler olduğunu ifade ettiğini belirterek, şöyle dedi:
BAŞBAKAN'DAN POZİTİF AÇIKLAMA BEKLİYORUZ
"Dün ilk saatlerde hükümet yetkilileri, Başbakan, Genelkurmay olayın aydınlatılmış gibi açıklama yapmaları soruşturmayı yönlendirme gibidir. Başbakan, yaptığı açıklamada zaten yanılgılı bir yaklaşım içinde olduğunu gösterdi. Başbakan, şunu ifade etti. Daha önce Ahmet Türk'le bir görüşme öncesinde de mayınların patlatıldığını, bunun PKK tarafından yapıldığını ortaya çıktığını ifade etti. Oysa sayın Başbakan yanılıyor. Ahmet Türk'le görüşme öncesinde Çukurca'da mayın patlamıştır. Bu mayını döşeyenlerin oradaki komutanlar olduğu ortaya çıkmıştır. Şu anda Askeri Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyorlar. ya Başbakan'ı yanıltıyorlar ya Başbakan'ın hafızası zayıf. Bu nedenle sayın Başbakan iyi bilmelidir ki, bu olaylar Ankara'dan kendisine sunulan bir iki istihbarat bilgisi ile açıklanacak olaylar değil. Kesinlikle bu olayların arkasında derin güçler vardır. Eğer hükümet bunu bir provokasyon olarak nitelendirmiyorsa, hükümet açısından net bir olaysa, hükümet derin bir yanılgı içerisindedir. Bize göre bu provokasyondur. Hükümet bu provokasyona başından beri teslim olmuş gibi görünüyor. Şu saatten itibaren hükümetten Başbakan'dan daha ciddi sürece katkı sunacak pozitif açıklamalar bekliyoruz. Başbakan durumun daha ciddiyetine varır."
AFAKİ TELEFON GÖRÜŞMESİ
Hakkari'de olayı kendileri açısından da soruşturacaklarını söyleyen Demirtaş, bugün bazı gazetelerde çıkan iddiaları da değerledirken, savcılığın elinde böyle bir bilgi varsa olayın faillerini yakalamaları gerektiğini savundu. Demirtaş, şöyle dedi:
"Savcılığın elinde böyle bir bilgi var mı yok mu? Bu konuda biz asparagas bilgi olduğundan şüphe duymuyoruz. Birileri kendi aralarında konuşmuşlar o konuşanlar kimse yakalasınlar. Ortaya çıksın. Ortada afaki bir telefon görüşmesi var. Ancak kimler arasında yapıldığı konusunda hiçbir bilgi yok. Varsa o konuşmayı yapanlar olayın failleridir. Olayın içindedirler. Yakalasınl, Hakkari küçük bir yerdir. Bu tür olaylar aydınlandığı zaman, gerçekler ortaya çıktığı zaman barışa katkı sunar. Sayın Başbakan'ın dünkü açıklaması doğrusu tek kelimeyle hayret vericiydi. Hakkari ile sorulan sorulara başka şeylerle cevap veriyor. İşte okul boykutu ile ilgili ana dille ilgili, BDP'nin refarandumla ilgili tavrı gibi yaklaşım ve eleştirilerini ortaya koyuyor. Yanılgılı bir yaklaşımdır. Konu ile alakası olmayan bir tutum içerisinde girmesi bizce henüz konuyu yeterince anlamamasıdır."
ANADİLDE EĞİTİM İSTİYORUZ
Demirtaş, okulların boykot edilmesiyle ilgili açıklamalarda bulunurken, bu kararın partilerini PM kararı olmadığını, bir derneği aldığı karar olduğunu söyledi. Partilerinin de derneğin aldığı kararı desteklediğini belirten Demirtaş, şöyle dedi:
"Burada amaçladığımız, çocuklarımızın eğitimlerinin engellenmesi ile ilgili ana dilde eğitimin daha görünür kılınması, çocukların asimile edildiğini bir kez daha hatırlatılmasıdır. Sayın Başbakan bunun bir anayasa suçu olduğunu ifade ediyor. Ben de kendisine soruyorum asimilasyon da bir insanlık suçudur. ve bu cümle sayın Basbakan'a aittir. Asimilasyon bir insanlık suçudur sözü Başbakana aittir. Bunu Almanya'da Türklerin, Türkçe eğitim almaması üzerine söylemiştir. Başbakan'a hatırlatıyorum kendi çocuğu bu ülkede kendi inancıyla, başörtüsü ile okuyamadığı için Başbakan Türkiye'deki üniversiteleri boykot edip kızını Amerika'ya göndermiştir.
Ben kızımı nereye göndereyim? Dünyada Kürtçe eğitim yapan yer de yok. Biz ne yapacağız, peki sesimizi nasıl duyuracağız? Bunun için bu durumu en iyi bilmesi gereken Başbakan'dır. Başbakan o dönemde kendi çocuğunun başını açtırarak onurunun kırılmasına izin vermiş midir? Hayır. Dini inaçlarının asimile edilişine izin vermiş midir? Hayır. Doğru da yapmıştır. Ben de çocuğumun asimile olmasına izin verilmesini istemiyorum. Ben de çocuğumun kendi anadili ve kültürüyle büyümesini istiyorum. ve burası bizim de ülkemiz bu nedene anadilde eğitim talebi ve buna bağlı olarak gerçekleştirilen 5 günlük okul boykotu anayasa suçuymuş gibi, geri kafaymış gibi açıklamalarını esefle karşılıyorum. Asıl bu çağda Türkiye'de halen çocuklarımızı asimile eden halen kültürel soykırıma tabi tutumaya çalışan insanların kafası Ortaçağ kafasıdır. Onlar bu kafadan gocusunlar. ve çocukları asimile etmek insanlık suçudur. Her yıl milyonlarca Kürt çocukları o okullarda tezgahlardan geçirilip asimile ediliyor. Biz anadilde eğitim istiyoruz. Bunda kıyamet kopmaz herhalde. Başbabakan çıksın desin anadilde eğitim istemenin neresi anayasal suçtur. Bunu anlatsın bakalım.
Biz çocukların eğitimine karşı değiliz. Bilimsel eğitim almalarını savunuyoruz. Bunu istiyor, bunu arzuluyoruz. Bu nedenle okulun ilk 5 gününde arzu edenler çocuklarını okullara göndermeyerek sivil bir tepki gösterebilirler. Kapı kapı dolaşıp çocuğunu okula göndermeyin diye baskı da yapmıyoruz. Böyle bir çalışmamız da yok. Bu demokratik tepkidir. Ana dilde eğitimi Meclis'te de ifade ediyoruz, bölücülük oluyor. Ne yapacak Kürtler peki. Parti olarak suvunduğumuzda suç oluyor. Dağa çıkma suç oluyor. Taş atma suç oluyor. Konuşan yazıp çizen suçlu oluyor. Ne yapacak peki bu insanlar, sesini nasıl duyuracak?
Başbakan o halde bir yöntem göstersin. Siyası partiler bunu yapamamamış, parlamenter sistemine aykırımış peki bu ne. Ne yapalım? İnsanlar seslerini duyurmak için başka ne yapabilirlerdi. Sayın Başbakan'ın empati yapması lazım. Kendi çocuğu bu ülkede nasıl haksızlığa maruz kaldı. Başörtülü olduğu için okuyamadı. Üniversteleri boykut edip çocuğunu başka üniversitelere gönderdi. Bizim kendi çocuklarımıza kendi dili, kültürünün unutulması dayatılıyor. Bizim başka seçeneğimiz yok, burası bizim ülkemiz. Amerika'da Kürtçe eğitim de yok, biz ne yapacağız. Bizde sesimizi böyle duyuyoruz. Bundan böyle sesimizi duyuramak için demortaki sivil yol, yöntem ne varsa kullanacağız."
Demirtaş, Hakkari'de yaşanan olayın ardından güvenlik güçlerinin operasyon başlatmamasıyla ilgili gazeteciyerin sorusu üzerine, iddiaları Hakkari'de araştıracaklarını söyledi. Demirtaş, "Bu durumlarda geniş kapsamlı operasyon yapılır. Aldığımız bilgilere göre bir operasyon yok. Olayın failleri aranmıyor. Oradeki güvenlik güçlerinde bir rehavet, bir rahatlık var, bu şüphe uyandırdı" dedi.
PKK'nın olayı üstlenmediğini savunana Demirtaş, "Biz PKK'nin yapıp da üstlenmediği olayı hatırlamıyoruz. Hepsini üstlenmiştir. En önemlisi bu olayların barışın önüne geçmemesi için siyasi bir duyarlılık oluşturacağız" dedi. Demirtaş, Hakkari'de gazetecilere tepki gösterilmesi üzerine, "Bütün halkımıza çagrı yapıyorum. Basın mensupları orada işlerini yapmaya çalışıyor. Zor şartlarda çalışıyorlar. Bunun için halkımızı çalışan basın mensuplarını en küçük bir tepki gelişmememilidir., Olumsuz hiçbir davarınışın olmaması lazım" dedi.
Son Dakika › Güncel › Van1 Bdp Lideri Demirtaş. Hakkari Olayını Provokasyon Olarak Değerlendirdi: - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?