İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, " 15 Temmuz'da bir kez daha gördük ki Edirne'den Kars'a, Hakkari'den İstanbul'a her yerde aziz milletimiz bu ülkeye kanlarıyla, canlarıyla sahip çıktı. 15 Temmuz bir kez daha göstermiştir ki bu topraklarda bin yılı aşkın bir süredir birlikte yaşayan bizler için dil ve kültür farklılıkları hiçbir zaman ayrışma sebebi olmamıştır." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen ve Doğu ve Güneydoğulu gençlerin ağırlandığı "Yazımda Kardeşlik Var" projesinin kapanış programı, Haliç Kongre Merkezi'nde yapıldı.
İstanbul Müftüsü Yılmaz, Diyanet ve TDV işbirliğiyle yürütülen proje kapsamında Şırnak, Mardin, Diyarbakır ve Batman'dan öğrencilerin İstanbul'da misafir edildiğini söyledi.
Geçen yıl programa 200 kişinin katıldığını bu yıl sayının 3 katına çıkarak 600 öğrenciye ulaştığını belirten Yılmaz, "Gençlerimiz İstanbul'un tarihi ve kültürel mekanlarını gezdi, spor yaptı, milli ve manevi değerlerimize yönelik eğitimler aldı. ?? Ayrıca onların talebiyle söz verdiğimiz Çanakkale gezisi gerçekleştirdiler. Böylece tarihimizin bu büyük savaşını daha iyi anlamalarını sağladık." diye konuştu.
Yılmaz, yapılan faaliyetlerle gençlerin kafa, kalp ve karın üçlüsüne hitap etmeye çalıştıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Amacımız terör bölgesindeki çocuklarımız ve aileleriyle bir gönül köprüsü kurmaktı. Çünkü 15 Temmuz'da bir kez daha gördük ki Edirne'den Kars'a, Hakkari'den İstanbul'a her yerde aziz milletimiz bu ülkeye kanlarıyla, canlarıyla sahip çıktı. 15 Temmuz bir kez daha göstermiştir ki bu topraklarda bin yılı aşkın bir süredir birlikte yaşayan bizler için dil ve kültür farklılıkları hiçbir zaman ayrışma sebebi olmamıştır. Bu ülke bizi birleştiren ortak değerlerle güçlüdür. Bu toprakları vatan yapan insanlar olarak bizler aynı Rabb'e iman etmiş, aynı Peygambere ümmet olmuş kardeşler topluluğuyuz. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daima güçlü kılmalıyız."
"Batılılar Osmanlı topraklarını parçalamaya doyamadılar"
Yılmaz, renk ve dil farklılığının asla ayrışma sebebi olmadığını ifade etti.
Aynı cephelerde vatanı ve mukaddesatı koruyan askerlerin farklı dilleri konuşuyor olmalarının hiçbir zaman problem teşkil etmediğini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Batılılar, önce işgal edip sonra ulus eksenli devlet fikriyle yerine yeni devletçikler kurdurdukları Osmanlı topraklarını parçalamaya bir türlü doyamadılar. Bugün de Irak ve Suriye'yi bölme planlarını aktif olarak uyguluyorlar. Yakın geçmişimiz ve terör tehlikesi gösteriyor ki Türkiye'de de böyle parçalanmanın fitilini ateşlemek için elini ovuşturarak bekleyenler var. Bunlar bir Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dindar ve benzeri çatışmalar çıkararak ülkemizi kaosa sürüklemek ve bin yıllık tarihi beraberliğimizi bozmak istiyorlar. Bu planların asla tutmayacağına inanıyorum. Çünkü zemininde imana dayalı bir kardeşlik ve sevgi bulunan tarihi beraberliğimiz, kötü niyetlilerin emellerine ulaşmasına fırsat vermeyecektir."
Müftü Yılmaz, iman ve İslam'ın bu topraklarda yaşayan insanların toplumsal harcı ve çimentosu olduğunu aktararak, " Selahaddin Eyyubi'den beri bölgede yaşayan insanları kaynaştıran bu iman ve kardeşliktir. İdris-i Bitlisi, etrafındaki Sünni Müslüman Kürtlerle, Yavuz Sultan Selim'e iltihak ederek asırlardan beri devam edegelen bu kardeşlik sürecini ortak bir devlet çatısı altına taşımış mühim bir Kürt liderdir. Onun başlattığı bu birliktelik süreci Osmanlı'nın son yıllarına kadar problemsiz devam etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"Müslümanların başına bir musibet geldiğinde beraber hareket etmeliyiz"
19'uncu yüzyılda hasta adam ilan edilen Osmanlı'nın sosyal dokusunun korunmasında Mevlana Halid-i Bağdadi çizgisinin çok önemli olduğunu aktaran Yılmaz, onun geliştirdiği tasavvufi hareketin sadece Kuzey Irak, Suriye ve Güneydoğu bölgelerinde değil, başta İstanbul olmak üzere bütün Osmanlı ülkesinde çok ciddi hizmetler verdiğini anlattı.
Yılmaz, Selahaddin Eyyubi, İdris-i Bitlisi, Mevlana Halid-i Bağdadi ve Said Nursi gibi, siyaset ve devlet adamı olarak hizmet vermiş yüzlerce ortak değerin bulunduğunu işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bunlar bizim manevi kimliğimizin dokunmasında önemli katkıları olan ve bizleri birbirimize bağlayan merkez şahsiyetlerdir. Bu tarihi gerçekleri bugünlerde yeniden hatırlamak ülkemizde yaşayan, birlik ve beraberliği önemseyen her duyarlı vatandaş için insani bir görev niteliğindedir. Bunun için insanlarımızın karşısındakini ötekileştirmeden kardeş olduğunu bir kere daha hatırlaması, tarihi bir sorumluluktur. Kaldı ki bin yıllık ortak bir geçmişi paylaşan bizler, aralarına ayrılık gayrılık girecek kardeşler topluluğu olamayız. Biz birbirimizin kurdu değil birbirimizin yurdu ve evi olmalıyız. Cizre'de bir kardeşimizin burnu kanadığı zaman Edirne'deki kardeşlerimiz ızdırap duyar, İzmir'de bir kardeşimizin ayağına diken battığı zaman Silvan'daki kardeşlerimizin kalbi yaralanır."
Yılmaz, dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman birinin başına bir musibet geldiği zaman birlikte hareket edilmesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"O yüzden aramızda gönül köprüleri inşa etmeli, kardeşlik bahçeleri kurmalıyız. Kardeşlik ağaçları dikmeli ve kardeşlik meyveleri devşirmeliyiz. Hep birlikte vatanımıza, milletimize, dinimize hizmet yolunda yarışmalıyız. Kalpler arasında şefkat ve merhamet bağını yeniden tesis etmeliyiz. İnanıyorum ki İstanbul'da ağırladığımız bu genç kardeşlerimiz bizim bu beklentimizi ve ümidimizi en iyi şekilde yerine getirecek. Gönül köprüsü kurarak, bölgelerinde kardeşlik bahçeleri kurmak için ellerinden geleni yapacaklardır."
Son Dakika › Güncel › Yazımda Kardeşlik Var' Projesi Kapanış Programı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?