DHA YURT BÜLTENİ-2 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ-2

DHA YURT BÜLTENİ-2

Tekirdağ'da kaza: 1'i çocuk 5 yaralıTekirdağ'ın Malkara ilçesinde otomobilin, aynı yönde ilerleyen, 'patpat' adı verilen tarım aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada 1'i çocuk 5 kişi yaralandı.

22.11.2019 09:37

Tekirdağ'da kaza: 1'i çocuk 5 yaralı

Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde otomobilin, aynı yönde ilerleyen, 'patpat' adı verilen tarım aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada 1'i çocuk 5 kişi yaralandı.

Kaza, Malkara- Hayrabolu karayolu üzerindeki Çöplük mevkiinde meydana geldi. Hayrabolu'dan Malkara yönüne giden Recep Sivrikaya (63) yönetimindeki 59 LP 690 Plakalı otomobil, aynı yönde ilerleyen Kemal Tokuroğulları'nın (27) kullandığı kömür yüklü 'patpat'a arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle kazada hurdaya dönen otomobilin sürücüsü Recep Sivrikaya ve yanındaki eşi Zehra Sivrikaya (63) ile 'patpat'taki Kemal Tokuroğulları, eşi Gülnur Tokuroğulları (24) ve oğlu Pusat Tokuroğulları (4) yaralandı.

Görenlerin haber vermesi üzerine kaza yerine 112, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada otomobilde sıkışan Zehra Sivrikaya, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Malkara kaza kırım ekiplerinin yaklaşık 30 dakikalık müdahalesinin ardından güçlükle çıkarıldı.Yaralılar sağlık ekiplerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Malkara Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Kaza nedeniyle trafiğe kapanan Malkara- Hayrabolu karayolu, araçların kaldırılmasının ardından yaklaşık 1 saat sonra yeniden ulaşıma açıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü-------------Yerde yatan yaralılar-Jandarmanın güvenlik önlemi-Yaralılardan detay-Ambulansın gelişi-Kaza kırım aracı çalışmaları-Yaralının sıkışın araçtan çıkarılması-Yaralılrın ambulansa taşınması-Kapalı yoldan detay

Haber-Kamera: Murat YAYIN/MALKARA,(Tekirdağ)

===============================

Rekortmen milli para atlet, protezini bağışlayacak

Türkiye'nin ilk bacak protezli milli atleti İzmirli Nurullah Kart (38), kırdığı rekorlarla tüm engelleri aşmayı başardı. Doğuştan sağ ayağı ve sağ elinin iki parmağı eksik olarak dünyaya gelen Kart, atletizmde yakaladığı başarılarla gurur kaynağı oldu. 1 yıl içinde 100 metrede kendi rekorunu üçüncü kez kıran Nurullah Kart, yeni bir koşu ayağına geçeceğini belirterek, protezini bağışlayacağını söyledi.

Temmuz ayında Bursa'da düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Kupası'nda 100 metreyi 14.89, ağustos ayında Fransa'daki Paris Grandprix'inde ise 14.78'de koşarak, rekor kıran para atlet, 13 Kasım'da Dubai'de düzenlenen Para Atletizm Dünya Şampiyonası'nın T63 100 metre yarı finalinde ise rekorunu 14.54'e çekti.

Şampiyonada finali kıl payı kaçıran sporcu, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'na katılma hedefine ilerleyen milli atlet, düzenli ve disiplinli bir şekilde idman yaptığını anlatarak şöyle konuştu:

"Antrenörlerim eşliğinde sürekli çalıştım ve Türkiye şampiyonalarına katıldım. Ülkemizin ilk ve tek protez bacaklı atletiyim. Halen T63 klasmanında 100 metre ve 200 metre rekorları bana ait. 5 yıllık süreçte uluslararası organizasyonlarda da yer almayı başardım. İlk olarak 2016 yılında İtalya'da düzenlenen Para Atletizm Avrupa Şampiyonası'na katıldım ve burada 4'ncü oldum. Atletizme geç yaşta başladım. İtalya'da 4'ncü olmam beni şüpheye düşürdü. Fakat vazgeçmedim. 2017 yılında bu kez Londra'da gerçekleştirilen Dünya Şampiyonası'nda yarıştım. 65 bin biletli seyirci önünde final koştum. Rekorlar kıran Richard Sam Bera ile koştum, elit atletlerle koşuya katıldım. Ertesi yıl Berlin'de organize edilen Avrupa Şampiyonası'nda yine 4'ncü oldum. 13 Kasım 2019'da da Dubai'deki Para Atletizm Dünya Şampiyonası'nda yarı finale yükseldim."

HEDEFİ OLİMPİYATYeni sezonda hem Avrupa Şampiyonası'nda hem de olimpiyatlara katılabilmek için mücadele edeceğini ifade eden Nurullah Kart, "Dubai'de olimpiyat için kota alamadım. Ancak önümüzdeki nisan ve mayıs aylarında bir kez daha yarışacağım. Antrenmanlarımı hız kesmeden sürdürüyorum. Uluslararası platformlarda yer almak ve oralara gidebilmek benim için büyük başarı. Sporun içinde olan engelli kardeşimler, sporcu arkadaşlarım var. Her birinin sporun en üst seviyesinde yer almasını ümit ediyorum. Bunun için kendim de çalışmalar başlatacağım. Antrenör olarak bu işe devam edeceğim, tecrübelerim var. Almanya'da çalıştım. Almanya'daki para atletlerle ve antrenörlerle görev yaptım. Deneyimlerimi yansıtmak istiyorum. Gittiğim Avrupa ülkelerine göre çok büyük bir ülkeyiz. Çok fazla engelli vatandaşımız var. Onları sporla iç içe görmek istiyorum. Atletizm sahalarında yer almalarını bekliyorum" dedi.

PROTEZİ BAĞIŞLAYACAKElinde bulunan koşu protezini bağışlayacağını da açıklayan Nurullah Kart, atletizme başlamak isteyen her engelli insana yardımcı olacağını dile getirdi. Koşu protezlerinin kolay bulunmadığını ifade eden sporcu, "Koşu protezini almak ve adaptasyonu sağlamak kolay olmuyor. Benden yardım talep edenlere elimden geldiği kadar destek veriyorum. Yeni bir koşu ayağına geçeceğim. Koşmak isteyene elimdeki protezi bağışlayacağım daha önce eski protezimi vermiştim. 15-20 yaşında bir bireyseniz, ikinci el protezle koşmaya başladığınızı gördüğünüz zaman bundan vazgeçemiyorsunuz, hayata tutunuyorsunuz. Ancak çok fazla çaba sarf etmezsiniz yol kat edemezsiniz.  En yetenekli sporcu olsanız dahi mücadele etmeniz gerekiyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü-------------Milli para atlet Nurullah Kart'tan detay görüntüler-Nurullah Kart ile röportaj

Haber: Onur ATIŞ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=======================

Sessiz ve sinsi katil canınızı almasın

Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Raşit Çöl, havaların soğumaya başlamasıyla birlikte sobadan zehirlenmelere karşı dikkati olunması konusunda uyarıp, alınması gereken önlemleri açıkladı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Barut Keskin ise, karbonmonoksit gazının havadan hafif, kokusuz, tatsız, renksiz olması ve tahriş etmemesi nedeniyle fark edilemediğinden 'sessiz katil' olarak adlandırıldığını söyledi. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Raşit Çöl, kış aylarında artan karbonmonoksit gazı zehirlenmelerine karşı uyarılarda bulundu. Her yıl yüzlerce kişinin bu nedenle öldüğünü hatırlatan Çöl, bacaların kontrol edilmesi, kalitesiz kömür kullanılmaması ve lodoslu havalarda soba yakılmaması gerektiğini söyledi. Yatmadan önce sobanın söndüğünden emin olunması gerektiğini belirten Çöl, "Karbonmonoksit gazı zehirlenmelerinin önüne geçmek, bu gibi durumlarda birincil önceliğimizdir. Kendimizin ve ailemizin güvenliği için alınabilecek basit önlemlerle büyük felaketlerin önüne geçilebileceği unutulmamalıdır" dedi. "LODOSLU HAVALARDA SOBA YAKILMAMALI"İtfaiye Daire Başkanı Çöl, karbonmonoksit gazı zehirlenmelerine karşı dikkat edilmesi gereken hususları, şu şekilde sıraladı: "Yanan sobalar yatmadan önce söndürülmelidir. Kömür ve tutuşturma işlemi için uygun malzemeler kullanılmalıdır. Kömür tam tutuşmadan soba uyutulmamalıdır. Sobadaki ateşin üzerine kömür ilave edilmemelidir. Hava girişleri kapatılmamalıdır. Bacalar düzenli aralıklarla temizlenmeli, açık tutulmalı, hava akımına ulaşacak şekilde çevre yapılardan yükseltilmelidir. Gerekirse aspiratörler kullanılmalıdır. Soba boruları ve dirsekleri belirli aralıklarla temizlenmelidir. Sobalar, TSE standartlarına uygun olmalıdır. Odanın havalandırması uygun, bacanızda açık dahil olsa lodoslu havalarda soba yakılmamalı, şofben kullanmamalıdır. Havalandırma menfezleri toz ve soğuk giriyor diye kapatılmamalıdır. Banyolara bacalı şofbenleri yerleştirmeyin. Bacalar açık bile olsa periyodik olarak temizliğinin kesinlikle yaptırılması gerekiyor"ZEHİRLENENE MÜDAHALE EDEN KİŞİ KENDİNİ KORUMALIGöğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Barut Keskin ise, karbonmonoksit gazının kokusuz, tatsız, renksiz ve tahriş etmemesi nedeniyle fark edilmesinin zor olduğunu belirterek, "Bundan dolayı sessiz katil ve sinsi düşman diyoruz. Zehirlenen kişiye kim yardım ediyorsa ilk önce kendisini korumalıdır. Cam ve kapılan açıldıktan sonra kişi hemen odadan çıkartılmalıdır. Nefes durdurduysa suni solunum başlanmalı ve 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarda bulunulmalıdır" dedi. Ula'nın Kızılağaç Mahallesinde yaşayan Güler Keleş (51), soba borularının temizliğine dikkat ettiğini ve kesinlikle yatarken kovanın içinde kömür bırakmadığını söyledi. Aynı mahallede yaşayan 66 yaşındaki Ümmühan Tozlu, "Sobayı tutuşturduktan sonra üzerine güzel yanmasını beklerim. Daha sonra altını yavaş yavaş kapatırım. Kovanın üzerine kesinlikle kömür ilave etmem. O zaman çok tehlikeli olur" diye konuştu.

Görüntü Dökümü------------Duman tüten bacalardan görüntü Güler Keleş'in soba borularının çıkarıp temizledikten sonra yerlerine takması Güler Keleş'in hazırladığı kovayı sobanın içine yerleştirdikten sonra çıra ile tutuşturmasıSobanın içinden alev görüntüsü Güler Keleş ile röp. Ümmühan Tozlu ile röpMuğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Raşit Çöl ile röp. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Barut Keskin ile röp. Haber- Kamera: Cavit AKGÜN- Aykut KURT/ MUĞLA, ===============================

Muş'ta kadınlara istihdam

Muş'ta, İŞKUR tarafından desteklerin sağlandığı istihdam alanlarından en fazla kadınlar faydalanıyor. Dezavantajlı gruplara yönelik kentte açılan kurslarla meslek sahibi olan kadınlar, fabrikalarda istihdam ediliyor. 19 tekstil fabrikasının bulunduğu Muş'ta, yaklaşık 2 bin kişinin çalıştığı ve bunlardan 1300'ünün kadın olduğu belirlendi.

İstihdam oluşturmada yüzde 137'lik oranı yakalayarak 2018'de Türkiye birincisi olan Muş Çalışma ve İş Kurumu (İŞKUR) 2019 yılında da istihdama yönelik faaliyetlerine hız verdi. Özellikle dezavantajlı gruplara yönelik kurslar açarak meslek sahibi olmalarını sağlayan İŞKUR, kadınların iş sahibi olabilmeleri için imkanlarını seferber etti. 2015 yılında 2 olan tekstil fabrikalarının sayısının 19'a yükseldiği kentte buralarda çalışan yaklaşık 2 bin işçinin 1300'ünü kadınlar oluşturdu.

Çalışma ve İş Kurumu Muş İl Müdürü Mehmet Emin Taylan, "2015 yılında Muş'ta 2 tekstil firmamız vardı. Biz bunu artırabilmek için il dışında tekstil işiyle uğraşan işverenlerimizi ziyaret ettik, onları Muş'a davet ettik. Muş'ta şu anda 19 tekstil firmamız var. Bu 19 tekstil firmasında ortalama 2 bin insan çalışmaktadır. Bununda ortalama bin 200, bin 300'ü kadınlardan oluşmaktadır. Kadınlarımızın bir iş sahibi olması, biraz daha rahat etmeleri; hem aile bütçelerine katkı sağlıyor, hem de istihdamı artırıyor. Bir kadının çocuğunu okula gönderirken vereceği harçlık, çok önemlidir. Bizler de bunu yapmaya gayret gösteriyoruz. Bundan sonraki çalışmalarımızda da istihdamı daha da çok artırmak için dezavantajlı gruplara önem vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Bu yıl içerisinde kadınlara yönelik 10 ayrı kurs açtıklarını ifade eden Taylan, kurslara katılımdan memnun olduklarını söyledi. İŞKUR olarak düzenledikleri kurslardan 909 kişinin faydalandığını anlatan Taylan, bunun yüzde 60'ını kadınların oluşturduğu bilgisini verdi.

'MEMLEKETE DÖNÜŞ PROJESİYLE GELİP İŞ YERİ AÇTIK'

Muş'ta iki yıl önce faaliyetine başlayan tekstil fabrikasının sahibi Sinan Demirel, 2002 yılında İstanbul'da açtıkları tekstil atölyesini 2017 yılında Muş'a taşıdıklarını belirterek, "2017 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız ve İŞKUR Genel Müdürümüzün istihdama yönelik, memlekete dönüş projesi kapsamında kendi memleketimize geldik. İlk yılımızda burada 15 arkadaşımızla işe başladık. Şu anda 80'in üzerinde çalışan arkadaşımız var. Daha çok kadına yönelik istihdam çalışmalarımız devam ediyor. Kadın arkadaşlarımızın el temizliği, el becerileri, çalışmaları daha temiz, daha cazip geliyor. Hedefimiz bu programı daha da yükseltmek. 80 olan kapasitemizi, 100'ün üzerine çıkarmaktır" dedi.

Görüntü Dökümü-------------Tekstildeki kadın ve genç kızlardan geniş detaylar-El çalışmalarından detaylar-Genç kız çalışanlardan yakın detaylar-İŞKUR Muş İl Müdürü Mehmet Emin Taylan Röp.-Tekstil sahibi Sinan Demirel Röp.

Haber-Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ,

===============================

Sevimli dost Babür, tedavi bekliyor

İzmir'in Konak ilçesinin Basmane semtinde, sokakta yaşayan Babür adlı köpek, geçirdiği trafik kazası nedeniyle dişleri olmadığı ve alt çenesini kullanamadığı için esnafın verdiği yumuşak gıdalarla besleniyor. Babür'e sahip çıkan hayvan severler, zavallı köpeğin zaman zaman ağrı çektiğini söyleyerek gönüllü bir veteriner tarafından tedavi edilmesini istiyor.   Basmane'nin sevimli maskotu haline gelen Babür, esnafın sevgisiyle yaşıyor. Yıllardır aynı yollarda dolaşan, esnafların ve  taksicilerin baktığı Babür, dişleri olmadığı için zor besleniyor. Basmane'deki 9 Eylül Meydanı'nda gazete bayiliği yapan Mehmet Güven, Babür'ü yaklaşık 6 yıldır tanıdıklarını söyleyerek her sabah birlikte otellere gazete dağıttıklarını söyledi. Uysal bir köpek olan Babür'ün yıllar önce trafik kazası geçirdiğini söyleyen Güven, çenesinden yaralanan hayvanın zaman zaman ağrılar içinde olduğunu anlattı. Güven, "Bu köpek 6 yıldır burada. Karşıdaki Basmane çukurunda duran bekçi getirdi bu köpeği. Daha sonra orada inşaat başlayınca bekçi gitti ve köpeğe biz bakmaya başladık. Araba mı çarpmış yoksa vurmuşlar mı bilmiyorum. Tanıdığımızdan beri çenesi böyle. Evden ciğer, tavuk, salam, sosis gibi yumuşak gıdalar getirip veriyoruz. Dişleri olmadığı için hiçbir şeyi çiğneyemiyor. Direk yutuyor. Ağzının kenarlarında iki üç dişi var. Birkaç kişi gelip, çenesini yaptırırız, dedi. Gelen gitti. 8 yaşında vardır. Sabahları otellere gazete dağıtıyorum. Benimle beraber dolaşıyor" dedi.Sevimli dostları Babür'ün tedaviye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Güven, "Bazen dişi apse yapıyor, şişiyor ve patlıyor. O zaman Konak Belediyesi ekipleri bakımını yapıp tekrar buraya bırakıyor. Ama kalıcı bir tedavi için çenesinin yapılmasını istiyoruz" diye konuştu. Bilgisayarcıda çalışan Cemal Kocakahya da işe geldiği her sabah Babür ile selamlaştıklarını belirterek şunları anlattı: "Babür buranın maskotu gibi oldu. Her sabah beni görüp selam veriyor. Çok akıllı. Bir kere seveni unutmuyor. Elini uzat dediğimizde patisini uzatıyor. Bazen acısı, ağrısı oluyor. O zaman agresifleşiyor. Alt çenesinde problem var. Tedavi edilmeli. Burnunu yalayamadığı için kuruyor. Besinleri ısırarak kesip parçalayamıyor. Hep aynı şeyleri yiyor. Daha çok yumuşak şeyler tüketebiliyor. Eğer mümkünse çenesi tedavi edilsin. Düzgün beslenemediği için iyice zayıfladı."

Görüntü Dökümü------------Esnafın Babür'e yemek vermesinden görüntü,Babür'ün patisini uzatmasından görüntü,Mehmet Güven ve Cemal Kocakahya ile röportaj

Haber - Kamera: Nevra UÇKAÇ/ İZMİR,

=======================

Tablodaki şehzadeler kaftanına ilgi büyük

MANİSA'nın Yunusemre ilçesinde, Osmanlı dönemi şehzade kaftanlarının içine konulduğu çeşitli büyüklükteki tablolar, ilgi çekiyor. Hediyelik eşya olarak satılan tablolar, hem yurtiçinden hem de yurt dışından talep görüyor.Yunusemre Halk Eğitim Merkezi Giyim Üretim ve Teknolojisi Öğretmeni Selda Özkan eşliğindeki kursiyerler, Osmanlı şehzadelerinin kaftanlarını tabloların içine yerleştirerek, hediyelik eşya üzerine bir çalışmaya imza attı. Her boyutta yapılan tablolardan en çok rağbeti ise, küçük boyutlu olan 40x40 cm çapındakiler gördü. Bu çaptaki tabloların fiyatının 250 lira olduğu, en büyük çaptaki 1 metrelik ürünün fiyatını ise 600 TL olduğu belirtildi. 30 kursiyerin bulunduğu yerde üretilen kaftanlar, hem yurt içine hem yurt dışına satıldığı açıklandı."YETİŞTİRMEKTE GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ"Yunusemre Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ayşen Oğuz, "Kullanılan malzemeler çok hassas malzemelerdir. Yani sıradan değiller. Maliyeti de çok yüksek ama çok tercih edilen hediyelik bir ürün. Biz tabiri caizse yetişemiyoruz siparişlere. Kurumlardan siparişler geliyor. Başka illerden arayanlar var, fiyatlar soranlar var, talep edenler var. Yetiştirmekte güçlük çekiyoruz" dedi. "ÇOK RAĞBET GÖRÜYOR"Giyim Üretim ve Teknolojisi Öğretmeni Selda Özkan ise, "Her çeşit boyutta çalışmamız var. En çok rağbet gören ise, ufak hediyelik kaftan tablolarımız. 40x40 cm çapındaki hediyelik tablolarımız çok rağbet görüyor. Bunlar için çok özel kumaşlar, çok özel süslemeler. Özellikle hakiki Osmanlı padişahların kullandığı tarzda tüyler. Manisa Lalesini süslemelerde kullanıyoruz. Çok özel bir işçilikle çalışıyoruz. Birinci sınıf malzeme kullanıyoruz. Çok ilgi görüyor, taleplere yetişemiyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

- Kaftanların yapımından görüntüKursiyerlerden genel görüntüYunusemre Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ayşen Oğuz röp.Giyim Üretim ve Teknolojisi Öğretmeni Selda Özkan röp.Genel ve Detay görüntüHaber- Kamera: Cemil SEVAL/ MANİSA,

=======================

Hobi olarak yaptıkları Hint horozu yetiştiriciliği geçim kaynakları oldu

AYDIN'ın Efeler ilçesinde, Rabia Anğı (59) ve Muzaffer Anğı (68) çiftinin hobi olarak yaptıkları Hint horozu yetiştiriciliği, 7 yıl önce aldıkları mikro kredi ile geçim kaynağı oldu. Bugüne kadar aldıkları toplam 8 bin liralık mikro kredi ile evlerinin bahçesinde kurdukları iki katlı kümeste besledikleri 25 horozla yarışmalara da katılan Anğı çifti, çeşitli güzellik yarışmalarında dereceye giren horozlarını 1000 ile 50 bin lira arasında değişen fiyatlarla sattıklarını söyledi.Kemer Mahallesi'nde yaşayan 2 çocuk annesi, ev kadını Rabia Anğı ve işçi emeklisi Muzaffer Anğı, çocuk yaşlarda başladıkları cins horoz yetiştirme merakını evlendikten sonra da sürdürdü. Kendi imkanlarıyla evlerinin bahçesinde küçük çapta cins tavuk ve horoz yetiştiren Anğı çifti, 7 yıl önce Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Mikro Kredi Aydın Şubesi'nden bugüne kadar çektikleri toplam 8 bin lira kredi ile bu işi daha da büyütüp, evlerinin bahçesinde iki katlı kümes kurup, yem aldı. Çift, yetiştirdikleri  'Brasil', 'Shamo', 'Reza Asil', 'Alman' ve 'Fransız Bankiva' cinsi Hint horozları ile yerel çapta düzenlenen 'güzellik yarışmalarına' da katılıp, birçok kupa aldı. Çift ürettikleri horoz yavrularını satarak aile ekonomisine katkı sağlamaya başladı.MİKRO KREDİ CAN SUYU OLDUŞu an çeşitli türlerde 25 Hint horozları bulunduğunu belirten Rabia Anğı, yetiştirdikleri horozların değerlerinin 1000 liradan başlayıp, 50 bin liraya kadar çıktığını söyledi. Mikro kredi sayesinde çocukluğundan bu yana tutkusu olan cins horoz yetiştirme hobisini geçim kaynağına dönüştürdüklerini belirten Anğı, "Cins horoz sayımızı daha da artırmayı hedefliyoruz" dedi.Muzaffer Anğı ise, Hint horozu tutkunu olduğunu vurgulayıp, "Dışarıdan asla horoz veya tavuk almam. Kedimi bildim bileli, tavuk ve horozlarımı damızlık olarak tamamını kendim, yetiştiririm. Ürettiğim cins horozlar bir yaşına geldiğinde güzellik yarışmasına girerler. Dereceye giren bu horozlarımızı başta İstanbul, Diyarbakır, Adana, Tekirdağ, Ankara ve İzmir gibi çeşitli illerde eş ve dostlarımıza, bu işe gönül vermiş kişilere satıyoruz. Tavuktan ziyade horoz yetiştirme üzerine yoğunlaşıyoruz" dedi. Horozlarının hepsinin bir ismi olduğuna dikkati çeken Muzaffer Anğı, "Mesela melez olan bir horozuma 'Koçare' adını verdik. Horozlarımın çoğu da zaten katıldıkları güzellik yarışmalarında, isimlerini kendileri elde ederler. İlk başladığımızda 2 tavuk, 3 horozumuz vardı. Şu an 25 cins horozum var. Daha çok horozum vardı. Ancak, yerimiz yetersiz olduğu için bir kısmını dostlarımıza hediye ettik. Sayıları çoğaldığı zaman aralarında kavga ediyorlar. Hepsini bir arada tutmak zorlaşıyor. Horozlarımızın güzellik yarışmalarında elde ettikleri başarıya göre fiyatları değişiyor" diye konuştu.'TEK CİNS HOROZ YETİŞTİRİCİSİ'Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Mikro Kredi Aydın Şube Yöneticisi Müşerref Şimşek Kahraman ise, "Rabia Anğı 2012 yılından beri üyemizdir. Kendisi 100 lira ile bu işe başladı. Mevcutta yapmış oldukları bu horoz yetiştirme işine ekstra kümes kurma ve yem alma gibi durumlar için bizden kredi kullandı. Kullandığı krediler sayesinde de işini geliştirdi. Horoz ve tavuk yetiştiren köylerde üyelerimiz var ama cins horoz yetiştiricisi olarak tek üyemiz Rabia - Muzafer Anğı çifti" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

- Cins horozlardan görüntüRabia Anğı ve Muzaffer Anğı çifti ile röp.Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mikro Kredi Aydın Şube Yöneticisi Müşerref Şimşek Kahraman ile röp.Horozların yarışmalardan aldığı kupalardan birinin görüntüsüHorozlardan ve kümeslerden görüntüGenel ve detay görüntülerHaber - Kamera: Burhan CEYHAN/ AYDIN,

=======================

Yavru karaca 'bıdış'ı bebek gibi besliyor

Trabzon'un Tonya ilçesinde oturan Ferdi Baykan (23), doğal yaşam alanı karla kaplanıp, yiyecek arayışı için köye inen karaca yavrusunu, elleriyle besliyor. Aç kaldığında ormandan çıkıp gelen, karnını doyurduktan sonra gözden kaybolan karaca, sevimli haliyle yörenin maskotu oldu. 'Bıdış' adını verdiği karacayı besleyen Baykan, "Acıktığı zaman eve geliyor, karnı doyunca ayrılıyor. O beni, ben onu öpüyorum" dedi.

İlçeye bağlı Kaleönü Mahallesi'nde üniversiteye hazırlanan Ferdi Baykan, evinin yakınındaki ormanlık alanda karaca yavrusunu fark etti. Doğal yaşam alanı karla kaplanıp, yiyecek arayışı için köye indiğini düşünen Baykan, 'bıdış' adını verdiği karaca yavrusuna, biberonla süt içirip, beslemeye başladı. Baykan, kısa sürede kendisine alışan ve 3 ay sütle beslediği karaca için yem ve kepek de hazırladı. Aç kaldığında ormandan çıkıp eve gelen, kendisi için özel hazırlanan kaptaki yemi yiyip, karnını doyurduktan sonra gözden kaybolan karaca, sevimli haliyle de çevredekilerin ilgi odağı oldu.  Komşularının da görmeye geldiği karaca, mahallenin maskotu haline geldi.

'BENİ GÖRÜNCE EVE GELİYOR'Karaca yavrusunun kendisine alıştığını, aç kalınca mutlaka evin bahçesine geldiğini anlatan Ferdi Baykan, "Aç kaldığını görünce biberon ile süt verdim. Üç ay sonra sütten kesip, yem ve kepek vermeye başladım. Acıktığı zaman eve geliyor, karnı doyunca ayrılıyor. Evin çevresinde başka birini gördüğü zaman gelmiyor. Benim evin çevresinde olduğumu görünce hemen kapıya yanaşıyor, yemeğini veriyorum. Yemeğini yedikten sonra ben onu, o da beni öpüyor ardından doğaya geri dönüyorö dedi.

'OĞLUMA YAKLAŞIYOR, BİZİ TANIMIYOR'Ferdi Baykan'ın annesi Ayşe Baykan ise, komşularının da merak edip 'bıdış'ı görmeye geldiklerini söyleyerek, "Oğlum karaca yavrusu için önce biberon aldı, inek sütü ile besledi. Karaca, süt içmesini bile bilmiyordu, süt içmesini öğretti. Birkaç ay sonra doğaya bıraktı, kendi kendine beslenmeye başladı. Doğada dolaşıyor, ot veya yaprak yiyor. Yiyecek bulamadığı zaman evin yakınlarına geliyor. Sadece oğluma yaklaşıyor, bizi tanımıyor. Oğlum onu özel olarak besleyip, karnını doyuruyorö diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Yavru karacanın görüntüleri

-Karacanın yemek yemesi

-Ferdi Baykan'ın karacayla ilgilenmesi

-Karacanın gözden kaybolması

-Röpler ve detaylar

HABER KAMERA: İnan KALYONCU/TRABZON-DHA


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement