'Yaktın beni Kerem' - Son Dakika
Magazin

'Yaktın beni Kerem'

\'Yaktın beni Kerem\'

Onur Baştürk: Bu tarz klişe yanıtlar çok Cosmopolitan. 30'undan sonra mantık, 40'ından sonra ne peki? Mantı mı?Her zaman kazanan kalptir bir kere. Delirtmeyin beni! Ama evet, bu söylediğiyle Kerem Tunçeri'ye mesaj yollamış resmen. Yaktın beni demiş adama. Daha ne desin?

04.05.2020 07:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Onur Baştürk: Bu tarz klişe yanıtlar çok Cosmopolitan. 30'undan sonra mantık, 40'ından sonra ne peki? Mantı mı?

Her zaman kazanan kalptir bir kere. Delirtmeyin beni! Ama evet, bu söylediğiyle Kerem Tunçeri'ye mesaj yollamış resmen. Yaktın beni demiş adama. Daha ne desin?

Ömür Gedik: 30'undan sonra illa da mantık diye bir genelleme yapmamak lazım. 20'sinde mantığıyla hareket edenler olduğu gibi, 50'sinde kalbinin götürdüğü yere gidenler de var.

Aslı'da kalpten mantığa geçiş yaşla değil, yaşadıklarının onda bıraktığı etkiyle olmuştur mutlaka.

Cengiz Semercioğlu: Aslı Enver'in dediği doğru, 30'undan sonra ayakları daha bir yere basıyor insanın. Muhtemelen Aslı'da da öyle oldu ki Kerem Tunçeri'yle ilişkisini başlamadan bitirdi.

Ama Aslı unutmasın mantığın yok olup gittiği anlar vardır ki, ona da gerçek aşk diyoruz zaten. Aslı'ya kalbinin galip geleceği aşklar diliyoruz.

Evleniyorlar mı?

Serenay Sarıkaya ile Cem Yılmaz'ın evleneceği iddia edildi. Yılmaz'ın Sarıkaya'ya evlenme teklif ettiği, iki ünlü ismin karantina günlerinden sonra dillere destan bir düğün yapacakları söyleniyor. İlişkileri bu kadar kısa sürede evliliğe gider mi sizce? Çiftin evleneceğini düşünüyor musunuz?

'Yaktın beni Kerem'

Cengiz Semercioğlu: 45 gün aynı evde birbirinden sıkılıp karantinadan sonra ayrılabilirsin de, çok iyi anlaşıp daha çok bağlanabilirsin de. Belli ki onlara iyi gelmiş, birbirlerini daha iyi tanımışlar ki evlilik dedikoduları çıktı. Karantina, balayı oldu onlar için. Ama unutmayalım, daha karantina bitmedi...

Onur Baştürk: Eğer böyle bir iddia çıktıysa vardır kesin bir şeyler tabii. Evlenebilirler. Bu yazın magazin topacı belli oldu. Evire çevire konuşacağız bu çifti. Kerem Bürsin kendini yaz dizisine verip bu nikah masasını unutmaya çalışacak. Defne Samyeli de fit pozlar vermeye devam edecek. En komik olan da, Cem'in diz çöküp evlenme teklif ettiğinin söylenmesi. Neden diz çöksün adam yahu, film mi çeviriyor evde? Bazı hayal güçleri cidden enteresan.

Ömür Gedik: Karantinanın insanlar üzerindeki etkilerini kestirmek kolay değil. Zamanı 7/24 beraber geçirince çok iyi anlaştıklarını anlayıp evlenme kararı alanlar olmuyor değil. Serenay ve Cem evleniyor iddiasını buna mı yaslıyorlar acaba? Ama şu noktada kendileri bir açıklama yapmadan konuşmak yersiz geliyor bana.

Güler yüzüyle hatırlayacağız

Nur Yerlitaş vefat etti, televizyon, moda, ünlüler dünyası renkli bir yüzünü kaybetti. Ne diyorsunuz Yerlitaş'ın ardından?

'Yaktın beni Kerem'

Ömür Gedik:  Eli, gönlü, kalbi açık biriydi ve herkesle dost, herkesle arkadaştı. Sadece iyi gün değil, kötü gün dostu olduğunu da herkes bilirdi.

Hastalıkla mücadele ederken de enerjisini, motivasyonunu hiç kaybetmedi. Geçen yıl pek çok davette bir araya geldik. Halsiz de olsa gayret ediyor, neşesinden ödün vermemeye çalışıyordu. Güzel dostluklar bıraktı arkasında. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.

Cengiz Semercioğlu:  Nur Yerlitaş çok uzun süre sağlık sorunlarıyla uğraştı, çok ciddi operasyonlar geçirdi. Sosyal medyada lince uğradığı zor zamanlar da yaşadı bu sürede. Ama Nur'un kalbi hep iyilik doluydu. Onu her zaman güler yüzü ve neşesiyle hatırlayacağız.

Onur Baştürk:  Her gördüğünde "Prens, nasılsın?" derdi bana. Öyle hitap ederdi. Çok eğlenceli ama bir o kadar da hüzünlü bir yanı vardı her zaman. İkisi arasındaki geçişleri muazzamdı. Keşke dizisi yapılsa ardından. Çok muazzam bir hayat yaşadı çünkü. Nur içinde yatsın.

Demet'in huyu bu

Demet Akalın takipçileriyle sosyal medyada atışmaya devam ediyor. "Ramazanda ekranda su içmeyin" çıkışının ardından bir takipçisi şarkıcıyı kızına doğum gününde minibüs aldığı ve karantina günlerinde evine kebapçı çağırdığı için eleştirdi. Konsey, haftanın tartışılan ismini konuştu...

Onur Baştürk:  Sözün özü: Demet Akalın demek artık bir demet polemik demek. Polemikle, atışmayla ayakta kalıyor. Bu yönü hep vardı ama artık abarttı ve bıkkınlık verdiğinin farkında değil. Al işte, bir zeki takipçi çıkıyor ve çat çat lafı gediğine oturtuyor.

Cengiz Semercioğlu:  "Ramazanda ekranda su içmeyin" çıkışı gereksizdi zaten. Her meseleye, her konuya bir şekilde balıklama dalıyor. Demet'in huyu bu.

Ama yaptıkları da zaman zaman böyle yüzüne çarpılıyor işte.

Eve kebapçı çağırmasını da, minibüsü de eleştirmiştik zamanında. Demet'e sosyal medyada bu konuyla ilgili yapılan eleştiriler haklıydı.

Ömür Gedik:  Demet sosyal medyada aktif olup eleştiri oklarını fırlatmaya devam ettiği sürece onu da eleştirenlerin olması gayet normal.

Oyunun kuralı bu, sen konuşuyorsan, benzer konularda "Dön kendi hayatına bak" diyenler de olur.

Ünlülere değil pazarlara bakın

Birce Akalay tek başına sahilde arabasıyla giderken görüntülendi. "Sahil turunda yakalandı" diye haberleri çıktı. Magazin Konseyi, eleştirileri masaya yatırdı...

Ömür Gedik:  Arabayla sahilde görüntülenmek neden sahil turu olarak algılanıyor ki? Birce belki bir yerden bir yere gidiyordu.

Arabadan inmediği, insanlara maskesiz, sosyal mesafeyi korumadan yaklaşmadığı sürece arabanın içinde olmanın kime ne zararı var?

Onur Baştürk:  Ben de çıkıyorum. Arabam yok ama kalabalık olmayan  yerleri bulup yürüyüp geri dönüyorum bazen. Dolayısıyla Birce Akalay'ı eleştiremem.

Üstelik arabasıyla çıkmış. Kalabalık içinde değil. Esas sokağa çıkma yasağının ertesi günü dışarıya bir anda çıkan kalabalıkları ne yapacağız?

Cengiz Semercioğlu:  Sahilde yürüyüş yapan ünlüyü "kurala uymadı" diye haber yapmak reyting alıyor. Ünlü sahilde yürüyemiyor ama pazarlarda herkes üst üste. Kaldı ki Akalay sokağa çıkma yasağının olmadığı bir günde arabasından bile inmemiş. Bunun neresi yakalanma?

Hep yenileri çıkacak

Sosyal medya fenomenleri yine gündemde. Kimi uçakta uygunsuz video paylaşıyor, kimi Darülaceze'ye yaptığı yardımı haykırıyor. Neden prim veriyor herkes bunlara? Hep yenileri çıkacak mı bu fenomenlerin?

Cengiz Semercioğlu: Hep yenileri çıkacak. Müstahak bize. Hem izlemeye bayılıyorsunuz, takip ediyorsunuz hem de neden bunlar böyle diye dert yanıyorsunuz... İzlemeyin kardeşim, takip etmeyin. Ne kadar meraklıymışsınız cinsel yönelimleriyle şöhret olmaya çalışan kendini bilmezlerin videolarını izlemeye. Siz böyle yaptıkça daha çok rezilliklerini görürüz biz bunların.

Onur Baştürk: Bu kategori fenomenlerin tek derdi dikkat çekmek. Dikkat çekmenin en kolay yolu da sataşmak, gösteriş yapmak, abartmak, saçmalamak... Üzgünüm ama takip eden milyonlar da gizli gizli bunu seviyor.

"Meraktan şöyle bir girdim baktım" değil yani. Bayağı tutkulular bu tarz fenomenlere. Sözün özü: Takipçi de aynı fenomenin yansıması gibi olunca bu düzen değişmez.

Ömür Gedik: Sosyal medya fenomenliği neden bitsin ki? Tabii ki hep yenileri çıkacak ve bu furya belki ileride farklı sosyal medya mecralarında da olsa hep devam edecek. Bu sosyal medyanın magazini insanlara dedikodu malzemesi veriyor, ilgi ve takipçi çekiyor çünkü.

Önceliğimiz alışveriş mi?

Haftaya pazartesi gününden itibaren AVM'lerin kademeli olarak açılması gündemde. Bu dönemde eskisi gibi gider misiniz alışveriş merkezlerine?

Onur Baştürk:  Gitmem. Bir kere kapalı alan. Ayrıca alışveriş çok mu öncelik şu zamanda?

Doğru bulmuyorum. Öyle kademeli 100 kişi filan alınacağına da inanmıyorum.

Alınsa ne olur, dediğim gibi kapalı alan yani.

Ömür Gedik:  Ekonomik açıdan bunun istendiğini biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki her şeyden önce sağlık geliyor.

Hadi diyelim AVM'ler açıldı, maske takma ve sosyal mesafeyi koruma zorunluluğu mutlaka getirilmeli. Aksini yapanlara ceza verilmeli.

Yoksa başa döner ve bir çuval inciri mahvetmiş oluruz.

Cengiz Semercioğlu:  Değil haftaya pazartesi, uzunca bir süre daha AVM'lere gideceğimi sanmıyorum.

İnternet üzerinden alışverişi iyice geliştirdik artık bu dönemde.

AVM'nin benim için elzem olan bir yanı yok.

Aslında bu kadar acele etmeye de gerek yok.

Oğlunun eğitimi için döndü

Her şeyi bırakıp Köyceğiz'e yerleşen ve bugüne kadar tüm teklifleri reddeden Özgü Namal'ın 6 yıl sonra setlere dönme kararı almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cengiz Semercioğlu: Hiç benlik hareketler değil. Kariyerinin zirvesindeki isimlerin her şeyi bırakıp köy hayatına geçmesine oldum olası sıcak bakamadım. Çok istiyorsan 60'ından sonra yap. Çocuklarını kendi büyütmek için öyle bir hayatı tercih etti Özgü ama şehirde de çalışmadan çocuklarını büyütebilirsin. Setlere dönsün işini yapsın bence.

Ömür Gedik: Korona salgını nedeniyle herkes kalabalıktan, şehirden uzaklaşma, doğaya, doğal yaşama dönme kararları alırken Özgü Namal'ın tersine bir hareket yapmasına şaşırdım doğrusu. Herkes ona özeniyordu. O bile vazgeçtiyse bu kaçış çok da cazip değilmiş demek ki diye düşünmeye başlayabiliriz.

Onur Baştürk: Özgü Namal'ın oğlunun eğitim hayatı dolayısıyla İstanbul'a döndüğü söyleniyor. Ama onca sene kırsalda yaşadıktan sonra bir anda İstanbul'a dönmek çok zor olsa gerek. Bence Özgü Namal tamamen kopmamıştır kırsaldan. Bir 'ara çözüm' mutlaka bulmuştur.

'Yaktın beni Kerem'

Ömür Gedik - Cengiz Semercioğlu - Onur Baştürk

Kaynak: Hürriyet

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement