AK Parti Mersin Milletvekili Yılmaz Tezcan, "Doğal beslenme uzmanları olmalıyız. Yiyecek ve içeceklerimizin içindeki katkı maddelerini çok iyi araştırmalı, sağlıklı ve helal beslenmeyi tüm çevremize öğretmeliyiz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Sağlık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ile Avrupa Birliği bakanlıklarının 2017 yılı bütçelerinin görüşmeleri, AK Parti Grubu adına yapılan konuşmalarla devam ediyor.
AK Parti Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğan, AK Parti'nin iktidara gelir gelmez Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı uygulamaya koyduğunu, SSK ve devlet hastanelerini tek çatı altında topladığını, genel sağlık sigortasının hayata geçirilmesiyle sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştığını, kurumlar arası hastane ayrımının tarihe karıştığını söyledi.
Erdoğan, sağlık hizmetlerinin nitelik ve nicelik olarak standartlarının yükseltildiğini, sosyal devletin bir gerekliliği olarak, vatandaşların gelişmiş ülkelerde bile karşılanmayan sağlık harcamalarının karşılanması ve herkesin eşit şekilde tedavi alması için tüm imkanların seferber edildiğini anlattı.
AK Parti'nin, koruyucu hekimliğin önemli olduğunu bildiğini, sağlık politikalarını buna göre belirlediğini dile getiren Erdoğan, 2005'te başlatılan ve 2010'da ülkenin tamamına yayılan aile hekimliği uygulamasıyla sorunların en aza indirgendiğini, birey merkezli tıbbi takip, tedavi ve bakım sistemine geçildiğini bildirdi.
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL kararnamesiyle GATA ve bağlı eğitim hastaneleri, askeri hastaneler ve bağlı sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığına devredildiğini anımsatarak, bu hastanelerde sağlık hizmetlerinin eskisinden de güçlü devam ettirildiğini, bakanlık bünyesinde bir hizmet birlikteliğinin oluşturulduğunu belirtti.
AK Parti Mersin Milletvekili Yılmaz Tezcan, AK Parti hükümetlerinin, sağlık alanında her zaman "önce insan, herkes için sağlık" düsturuyla hareket ettiğini dile getirdi.
Tezcan, doğumda beklenen yaşam süresinin 72 yıldan 78 yıla çıktığını, anne ölüm oranının 100 bin canlı doğumda 64'ten 14,7'ye düştüğünü, sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının yüzde 39,5'tan yüzde 72,3'e ulaştığını anlattı.
Türkiye'nin, tütünle mücadelede hükümetin sergilediği kararlılık ve liderlik sayesinde model bir ülke olduğunu ifade eden Tezcan, vatandaşlara daha kapsamlı teşhis ve tedavi imkanları sağladıklarını, 2002'de kapsamlı onkoloji merkezi yokken şimdi 13 tane bulunduğunu vurguladı.
Kanserle mücadele konusunda hükümetlerinin eline su dökülemeyeceğini işaret eden Tezcan, "Bu bağlamda, tıbbi ekipmanlara yapılan yatırımlar, açılan onkoloji ve radyoterapi merkezleri sayesinde kanserin erken teşhis, tedavi ve hastalarımızın bu merkezlere ulaşılabilirliği en iyi noktadadır. Kanserle mücadele programlarını geliştirdik. Yılda 5 milyon vatandaşımıza ücretsiz kanser taraması yapıyoruz. Her yıl yaklaşık 22 bin kişiyi erken evrede teşhis etmeyi başardık." diye konuştu.
Tezcan, sağlık açısından akılda kalması kolay birkaç mesajı olduğunu belirterek, "Özellikle, doğal beslenme uzmanları olmalıyız. Yiyecek ve içeceklerimizin içindeki katkı maddelerini çok iyi araştırmalı, sağlıklı ve helal beslenmeyi tüm çevremize öğretmeliyiz." ifadesini kullandı.
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu Özkal, yaklaşık iki asırdır kesintisiz hizmet veren Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün, küresel salgın hastalıklarda uyguladığı acil müdahalelerle Türkiye'nin önemli bir kamu kuruluşu olduğunu bildirdi.
Özkal, Türkiye Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğünün, bu yıl 31 bin 797 gemiye serbest pratika, 31 bin 350 gemiye patenta verdiğini, 2 bin 715 gemiye gemi sağlık sertifikası düzenlendiğini, 47 bin 934 kişiye seyahat sağlığı hizmeti verildiğini, 26 bin 565 sarıhumma aşısı, 10 bin 175 tifo aşısı uygulandığını, 167 bin 420 adet sıtma ilacının dağıtımının yapıldığını bildirdi.
Sahte ve kaçak ilaçla mücadele
AK Parti Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun temel misyonunun vatandaşın etkili, kaliteli ve güvenli ilaca erişimini sağlamak olduğunu, ilaçların ruhsatlandırma sürecini büyük bir titizlikle yürüttüğünü söyledi. Kurt, 2012'den bu yılın 11 ayına kadar olan dönemde 3 bin 947 beşeri ürün ruhsatnamesi düzenlendiğine değindi.
Kurt, akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılması kapsamında 6 başlık, 20 hedef ve 99 faaliyetten oluşan projeleri çerçevesinde 2012 itibarıyla başta antibiyotikler olmak üzere, ilaçların doğru kullanımının hedeflendiğini, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Ulusal Bilgi Bankası ile Türkiye'de imal ve ithal edilen ürünlerin kayıt altına alınarak vatandaşın güvenli ürüne erişiminin sağlandığını anlattı.
Kurt, halkın sağlığıyla oynayan kaçak, sahte ilaç satışı yapıldığı tespit edilen bin 273 web sitesinin erişiminin engellendiğini, 209 web sitesi hakkında ise suç duyurusunda bulunulduğunu vurguladı.
AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan, Sağlıkta Dönüşüm Projesiyle Türkiye'nin sağlık alanında çağ atladığını dile getirdi. Doğan, Sağlık Bakanlığının, 2002'den önce acil servislerde rehin kalan vatandaşlar, saatlerce ambulans beklerken hayatını kaybedenler, sabahın erken saatlerinden itibaren ilaç kuyruklarında bekleyenlerle anılırken, şimdi yurt dışından hasta kabul ettiğini, Türkiye'nin yüz akı bir kurum haline geldiğini belirtti.
AK Parti Tokat Milletvekili Celil Göçer, kalkınmanın temelinde insanın bulunduğunu, her şeyin insan için olduğuna değindi. Göçer, Sağlık Bakanlığı bütçesinin, geçen yıla göre yüzde 20 artmasının, hükümet politikasının sağlığa ve insana verdiği önemi gösterdiğini söyledi.
Göçer, AK Parti'den önce bin canlı doğumda 31,5 ölüm varken şimdi bunun 7,6 olduğunu ifade etti. Göçer, geçen hafta bir televizyon dizisinde, bir kişinin tabancayla ameliyathaneye girdiğini, "Ya babamı yaşatırsınız ya da ölürsünüz." ifadesini kullandığını anlatarak, bunun en hafif tabiriyle şiddete çağrı olduğunu belirtti.
AK Parti Karaman Milletvekili Recep Şeker, vatandaşın sağlıkla ilgili ne sorunu varsa masaya yatırıldığını, bunlardan yola çıkarak çözüm önerilerin belirlendiğini ve bu doğrultuda sağlıkta dönüşüm programının uygulandığını anımsattı.
AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının "Hayal et, geleceğin dünyası senin hayallerinle gerçekleşsin" anlayışıyla yeni ve ileri teknolojinin üretilmesinin hedeflendiğini söyledi.
Gözgeç, 2015 yılında Ar-Ge harcamalarının, bir önceki yıla göre yüzde 17 arttığını, harcamaların yarısını özel sektör, yüzde 40'ını da üniversitelerin gerçekleştirdiğini belirtti. Gözgeç, bakanlığın yerli marka otomobil projesinin gerçekleşmesinin otomotiv sektörüne çok daha büyük güç katacağını dile getirdi.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, AK Parti hükümetleri döneminde, bütçeden faize ayrılan payın yüzde 86'lardan yüzde 11'lere düştüğünü anımsattı.
Dolar üzerinde ciddi operasyon başladığını, dış kaynaklı dolar alımı gözlemlediklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu neyi getirecekti? Bu doğrudan doğruya, ekonomi üzerinde terör estirmeydi. Bu terör sonucunda dış borçlarımızın ağırlığı artacak, sanayicinin makina ve ara mal borçları yükselecek, ülke sıkıntıya doğru gidecek. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı devreye girdi, yastık altındaki dolarları piyasaya sürmeye davet etti. Halkımız buna çok güzel cevap verdi, ekonomiye ciddi katkı sağladı. Onlar da boş durmadı calışmalarına devam ettiler alımlarına ve dolar çekmeye devam ettiler. İstanbul Yaklaşımı adı altındaki işadamlarına sesleniyorum. Bugün dövizi bozdurmayacaksınız da ülkeye ne zaman sahip çıkacaksınız? Üst akıl ekonomik terörü de beraberinde getirdi. El ele vermeliyiz, başka Türkiyemiz yok. Her türlü teröre karşı dik durmayı becermeliyiz."
-"Tam üyeliği başarabilen tek kuruluş TSE"
AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracak en önemli unsurun, reel sektörün göstereceği performans olduğunu belirtti. Tin, "İcraatçı ve reformist bir hükümet olarak, yatırım ortamının iyileştirilmesi, sanayicimizin önündeki yatırım engellerinin kaldırılması ve yerli yatırımların teşvik edilmesi kapsamında hükümetimiz üzerine düşen görevi titizlikle yapmaktadır. Hükümetimiz, ülkemiz açısından stratejik olarak büyük öneme haiz konularda ihtisaslaşmayı teşvik ederek katma değeri yüksek teknolojik ürünler geliştirmenin yolunu açmıştır." ifadesini kullandı.
AK Parti Kastamonu Milletvekili Murat Demir, İstanbul'daki terör saldırısı sonrasında TBMM Genel Kurulunda üç partinin kınama metnini imzaladığını anımsatarak, "Metni bazıları imzalamadı. Acaba terör örgütü PKK yer aldığı için mi imzalamadınız? Asla, 'PKK, DHKP-C terör örgütlerini lanetliyoruz' diyemiyorsunuz. Terör savunuculuğundan artık vazgeçin. Bazı partilere de sesleniyorum, terör destekçilerinin ailelerini ziyaret etmeyi bırakın, şehitlerin ailelerine gidin, gazilerin ailelerine geçmiş olsun ziyareti yapın." diye konuştu.
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu sataşma gerekçesiyle söz alarak, bir yılda 20 patlama olduğunu belirterek, "14 yıldır HDP mi iktidarda? İktidarda olan sizsiniz, önleyecek olan sizsiniz. Biz 24 saat, hep beraber 'kınıyoruz' diyebiliriz. Bu ülkede barışı kurmak istiyoruz. Sivil siyaseti engellersiniz, bu ülkenin her şehrinde kaosa neden olan sizler olursunuz." ifadesini kullandı.
AK Parti İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk, dünya pazarlarının, büyük oranda tek standart, tek belge yapılanmasına dönüştüğünü, OECD verilerine göre de uluslararası ticaretin yüzde 80'inin standardizasyon faaliyetlerinden etkilendiğini vurguladı.
Türk Standartları Enstitüsünün, küresel rekabette daha güçlü olabilmek adına 2011 yılından itibaren ciddi bir politika değişimi içine girdiğini, büyük hamleler gerçekleştirmeye başladığını anımsatan Şentürk, eskiden yılda 3-4 milyon yatırımı ancak yapabilen enstitü yerine son 5 yılda 250 milyon yatırım yapan enstitü ortaya çıktığına değindi. Şentürk, sadece 2015'te yapılan yatırım miktarının bile 90 milyon lirayı aştığına işaret ederek, "Enstitümüz sadece yurt içerisinde değil yurt dışında da gerçekten büyük bir performans sergilemektedir. Türkiye AB üyesi olmadığı halde, Türkiye AB üyesi olmadan, AB'nin ilgili kurumlarına tam üyeliği başarabilen tek kuruluş Türk Standartları Enstitüsüdür." dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir, dünyanın önemli bir zaman diliminden geçtiğine, sıra dışılıkların öne geçtiği bir tarih diliminde yaşadıklarına dikkati çekti.
Ekonomik bir birlik olarak doğan ve değerler birliği ideasındaki Avrupa'nın, bir kimlik krizi yaşadığını vurgulayan Kandemir, şunları kaydetti:
"Yükselmekte olan kimlik siyaseti AB'nin bu krizi yaşamasının bir sonucu olarak önümüze geliyor. Avrupa, yükselen aşırı milliyetçi dalgaya teslim olmak üzere. Küreselleşmenin yıkıcı etkisi, yükselen İslamofobi yabancı düşmanlığını beraberinde getiriyor. Tam burada Türkiye ise yeni bir dilin inşasında çok önemli bir vazife görüyor. Bu hikayeyi başka bir yerden okuyor; bu toprakların, bu coğrafyanın, bu medeniyetin değerleriyle yeni bir hikaye yazıyor. İnsan onurunu merkeze alarak cesur bir şekilde itirazlarda bulunuyor. Bu itirazlarının gereği üzerine düşen vazifeyi tarihin bu çok keskin döneminde hakkıyla yerine getiriyor. Ne yapıyor? 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Dünyanın meselelere belli kodlarla baktığı bir dönemde Türkiye, insani ve vicdani bir sorumluluk üstleniyor. Tüm acılara eşit yaklaşıyor; Brüksel'de yaşanan terör olayına da, Fransa'da Paris'te yaşanana da, İstanbul'da yaşanana da 'Bir insanın ölmesi insanlığın ölmesi gibidir' diye bakıyor, acılar arasında hiyerarşi kurmadan meseleye yaklaşıyor. Avrupa'nın ehliyetsiz ve öngörüsüz liderleri, vizyonsuz liderleri Avrupa'yı bu noktaya getirdiler. Bu vizyonsuzluk aslında AB'nin Türkiye'yle kurduğu ilişkilere de yansıyor."
Son Dakika › Politika › 2017 Yılı Bütçesi Genel Kurulda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?