AK Parti 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı - Son Dakika
Politika

AK Parti 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

10.05.2014 16:56

Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (2) "Yargı içinde, 27 Mayıs’ın ruhunu ve misyonunu taşıyan bir zihniyet, merhum Menderes’e yaptığını bize de yapmak, siyasetin alanını daraltmak, partimizi ve Hükümetimizi itibarsız hale getirmek istedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yargı içinde, 27 Mayıs'ın ruhunu ve misyonunu taşıyan bir zihniyet, merhum Menderes'e yaptığını bize de yapmak, siyasetin alanını daraltmak, partimizi ve Hükümetimizi itibarsız hale getirmek istedi. Yargı içindeki bu zihniyetin paralel maskesi takıyor olması, 27 Mayıs ruhunu taşımıyor anlamına gelmez" dedi.

Başbakan Erdoğan, Afyonkarahisar'da düzenlenen AK Parti 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında, geçmiş yıllarda yapılan darbeleri değerlendirdi. Erdoğan, anayasa profesörlerinin, hukuk hocalarının, hatta hakimlerin, savcıların, yüksek mahkeme üyelerinin, hem 27 Mayıs darbesinin oluşumunu hazırladığını, hem de milletin seçtiği hükümeti tiyatrovari bir mahkemede yargılayıp, Başbakan'ı idam ettiğini söyledi.

"Bugün de biz tiyatroyu Danıştayda seyrettik" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gerçekten Danıştay Başkanı, hakikaten yasama, yürütme ve yargıyla ilgili gayet dört dörtlük bir konuşma yaptı. Eleştirilerini de bir hukuk içerisinde, hakikaten edep adap içerisinde, bilimsellik içerisinde verdiler, yeri geldi kendilerini de eleştirdiler. Arkadan bu çıkıyor, 25 dakikayla Danıştay Başkanı konuşmasını özetlerken, kalkıp bir saat konuşma yapıyor. Bu ne edebe ne adaba sığmaz. Bunlar devlet protokolü nedir, bundan da bihaber. Böyle bir şey olabilir mi?"

Erdoğan, 27 Mayıs hukukunun en önemli vazifelerinden birinin, dönemin hükümetini itibarsız hale getirmek olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Ne dediler, 'bebek davası' dediler. Ne dediler, 'köpek davası' dediler. 'Cımbız davası' dediler. Merhum Menderes'i, hırsızlıkla, yolsuzlukla itham ettiler. Bakın aynen bugünkü başlıklar. Kendisiyle ilgili son derece mahrem sırları ifşa ettiler, çok ağır iftiralar attılar. O hakimler, o savcılar, mahkeme salonunda, Menderes'in kasasından çıktı diyerek, özellikle sizlerden teessüf ediyorum ama söylemek zorundayım, iç çamaşırlarını sallayacak kadar alçaldılar, kepazeleştiler, hukukun izzetini, şerefini ayaklar altına aldılar.

Geçmişte yaşadığımız 3 darbede, bütün sorumluluk darbeyi yapan subaylara yüklenirken, işte bu hukukçular, bu hukuk sistemi,  işte bugün bile devam eden bu zihniyet hiç sorgulanmadı. 27 Mayıs'ın, hukuku ayaklar altına alan o sözde hukukçularına bakın, sonradan hepsinin terfi ettirildiğini, on yıllar boyunca sözüm ona mahkemelerde adalet dağıttıklarını görürsünüz. 27 Mayıs'ın kurduğu, Anayasa'ya yerleştirdiği yüksek mahkemelerin, on yıllar boyunca siyasetin ve demokrasinin üzerinde sallandığını görürsünüz. 27 Mayıs'taki hukuk zihniyetinin, hukukun yüzkarası olan o çarpık zihniyetin, on yıllar boyunca yaşadığını, pusuda beklediğini, fırsat kolladığını görürsünüz."

-"Ne zamandan beri cenneti parselleyip yer dağıtmaya başladın ya"

İstanbul merkezli operasyonlarda bu hukuk zihniyetinin pusudan çıkışına şahit olduklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yargı içinde, 27 Mayıs'ın ruhunu ve misyonunu taşıyan bir zihniyet, merhum Menderes'e yaptığını bize de yapmak, siyasetin alanını daraltmak, partimizi ve Hükümetimizi itibarsız hali getirmek istedi. Yargı içindeki bu zihniyetin paralel maskesi takıyor olması, 27 Mayıs ruhunu taşımıyor anlamına gelmez. Bu paralel örgütün geçmişine bakın, 12 Eylül'ün darbeci generallerine methiyeler düzdüğünü, 28 Şubat'ın darbecilerine payanda olduğunu görürsünüz. Pensilvanya'daki zat, 12 Eylül'ün darbeci generallerinin, şunun altını çiziyorum ne diyor, 'hızır gibi yetiştiğini, cennetlik olduğunu' söylüyordu, Pensilvanya'daki zat, ne zamandan beri cennetten parselleyip yer dağıtmaya başladın ya? 28 Şubat'ta, dönemin Hükümetine 'beceremediniz artık bırakın' diyor; darbecilere ödül dağıtıyordu."

-"Bizzat maşası oldular"

İstanbul merkezli operasyonlarda, paralel yapının, darbeyi uzaktan izlemek, darbeye uzaktan methiyeler düzmek yerine bizzat darbenin aracı, bizzat bu girişimin maşası olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle dedi:

"Hani, son zamanlarda yine duyduk dinledik 'teknik nakavt' diyor ya, 'hakim de avukat da kiralayacaksınız' diyor ya. Hale bak. Biz konuşmuyoruz kendisi konuşuyor. İşte o kiraladığı, adeta haşhaşla uyuşturur gibi uyuşturulan elemanlarıyla tarihin en çirkin, en ahlak dışı, edep dışı darbe girişiminde bu örgüt taşeron oldu. Burada bir şey söylemem lazım. Bir darbe girişimi olmasına rağmen yolsuzluk iddiaları bu işin kılıfı, bu işin sosu olmasına rağmen iddiaların da üzerini örtmüyoruz, peşini de elbette bırakmıyoruz, bunu kesinlikle bilesiniz. Ama şunu söylemem lazım bu akşamdan sabaha tabii ki değil, bunu bilmemiz lazım. Dedim ya adım adım takip. Biz bunların inlerine kadar gireceğiz, Bu ifadelerim onları o kadar rahatsız ettik ki bundan da dava açmışlar, bundan dolayı dava açılıyorsa demek ki tam istikamet üzereyiz."

Başbakan Erdoğan, "vatana ve millete, alınları ak bir şekilde hizmete devam edeceklerini" vurgulayarak, "Hiçbir iddia cevapsız kalmayacak. Hiçbir süreç sonuçsuz kalmayacak. Tertemiz hayat şeridimizin üzerinde hiçbir lekeye müsamaha göstermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

-"Ak ile karanın ortaya çıkmasını bizzat biz temin edeceğiz"

Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz pazartesi günü, Meclis'te bir soruşturma komisyonu kurulmasını sağladıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Muhalefetin gerilim siyasetine rağmen Meclis'te bir soruşturma komisyonu kurulmasını sağladık. Milletimizin tatmin olacağı şekilde bu soruşturma komisyonunu çalıştıracak, ak ile karanın ortaya çıkmasını bizzat biz temin edeceğiz. Muhalefetin çirkin tavırlarına, hakaretlerine, tahriklerine rağmen sabırla ve tahammülle görüşmeleri neticelendiren her bir milletvekili arkadaşıma bu vesileyle teşekkür ediyorum. Soruşturma komisyonunun, iddiaların açıklığa kavuşması yolunda hayırlara vesile olmasını diliyorum."

-"Gençlerimiz bunu bilsin"

Darbe döneminde gençlerin nasıl kullanıldığına da dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"27 Mayıs ve 12 Eylül öncesinde, darbe gerekçelerinin oluşması için kullanılan kesim, maalesef gençler oldu. Gençler sokağa döküldüler, tahrik edildiler, yönlendirildiler, hatta birbirleriyle çatışmaları, polisle, askerle çatışmaları temin edildi ve sokaklar karıştırıldı. 12 Eylül öncesinde, aynı karanlık el, sağcıya da solcuya da Alevi'ye de Sünni'ye de silah veriyordu. Aynı karanlık el, gençlerin birbirine kurşun sıkmasını sağlıyor, sonra da katliamları keyifle izliyordu. Bakın, 30 Mart seçim sürecinde, Hürriyet Şehitleri adı verilen kurbanlardan bahsettim. Hatırlayın. Gençlerimiz bunu bilsin. Ağaç için, çevre için sokaklara çıktığını zanneden gençlerimiz bunu bilsin; iktidara, otoriteye karşı mücadele verdiğini zanneden gençlerimiz bunu bilsin; özgürlük için sokaklarda gösteri yaptığını zanneden gençlerimiz bunu lütfen bilsin. Merhum Menderes'in, yüzlerce genci tutuklattığı, bunları katlettiği, kıyma makinelerinde öğüttüğü iddia ediliyordu. Gençler bundan hiç haberiniz yok sizin. Bizzat CHP, bizzat İsmet İnönü, Meclis çatısı altında bu iğrenç iddiayı dile getiriyordu. Bu yalanlarla, bu iftiralarla, daha fazla genç sokaklara çıkarılıyor, tahrik ediliyordu. İşte en son, 1 Mayıs olaylarında da bunu yaptılar."

"Ankara'da ve İstanbul'da, CHP milletvekillerinin kalabalıkları tahrik etmek suretiyle, kameraların önünde her türlü çirkinliğe başvurdular" diyen Erdoğan, "TOMA'nın önüne yattılar, polise saldırdılar. Şiddet uyguladılar. Eline tutuşturulan mermiyi, CHP milletvekili, 'polis gerçek mermi kullanıyor' diye medyaya gösteriyor. Amaç ne? Polisin gerçek mermi kullandığı yalanını söyleyerek, şiddeti tırmandıracak, Allah korusun belki de ölümlere zemin hazırlayacaktı. Ama o kadar cahil, o kadar bilgisiz ki elinde gösterdiği mermiler, patlamamış, kullanılmamış, orada karanlık birileri tarafından eline tutuşturulmuş mermilerdi. İşte hem bu kadar cahil hem de bu kadar yüzsüzler. 1 Mayıs olaylarını tahrik etmek için 'polis gerçek mermi kullanıyor' yalanını söylüyor, sonra foyası ortaya çıkıyor, rezil oluyor ama zerre kadar yüzü kızarmıyor" diye konuştu.

-"Sen nasıl  hukuk adamısın ya"

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun da Danıştayın kuruluş yıl dönümü törenindeki konuşmasında, 1 Mayıs olaylarına değindiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"İşte bugün yine Danıştayda konuşan o zat, kalkıyor, 1 Mayıs'a giriyor, yav sana ne,1 Mayıs'tan. 'Yasaklarla da bir yere varılmaz' diyor. 'Bakın yasaklar oldu, şu oldu, bu oldu.' Onu söylüyorsun da Kadıköy Meydanı'nı niye söylemiyorsun? Türkiye'nin en büyük sendikası, Kadıköy Meydanı'nda mitiging yaptı, en ufak bir olay olmadı. Türkiye'nin en büyük ikinci sendikası, işçi sendikası, Kayseri'de yaptı, en ufak bir olay yok. Onu niye söylemiyorsun?  Türkiye'nin en büyük memur sendikası, Diyarbakır'da yaptı, en ufak bir olay yok. Onu niye söylemiyorsun? Ama illegal örtgütlerle iç içe olan, yandaşınız bu sendikayla kalkıyorsunuz, orada iş tutuyorsunuz ve ortalığı karıştırıyorsunuz. Derdiniz işçi bayramını, emek bayramını kutlamak değil sadece meydanları terörize etmek. Biz size bu kutlamayı yapmayın demiyoruz ki yer gösteriyorsunuz. Git şurda yap. Sen nasıl  hukuk adamısın ya? Ortada yasalar var. Bu yasalara göre belirlenen burada meydanlar var. Ama dert, kardeşim, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Dert bu. Bütün bunlara rağmen bekledikleri ilgi, alakayı Taksim Meydanı'nda bulamayınca ne oldular, rezil oldular. Sadece meydanlarda yakıp yıktıklarıyla kaldılar. Bazı esnaf kardeşlerimizin kullanılan molotoflarla canları yandı, olay bu."

-"Zamansız göçüp giden gençlerin, nasıl istismar edildiklerini hatırlıyorsunuz değil mi"

Kendilerine atılan iftiraların benzerlerinin merhum Menderes'e de atıldığına dikkat çeken Erdoğan, "Menderes  'Kars'ı, Ardahan'ı Ruslar'a sattı diye iftira attılar. Celal Bayar'ın, kasasında 103 milyon var diye iftira attılar. Merhum Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu, yabancı ülklerle yapılan anlaşmalardan yüzde 10 komisyon alıyor diye iftira attılar. Aynen CHP'nin Genel Müdürü gibi aynı şeyleri konuşuyor. En çok da '300 üniversite talebesi öldürüldü, kıyma makinelerinden geçirildi, hayvan yemi yapıldı' diye yalanlar söylediler. 27 Mayıs müdahalesi yapılınca hem darbecilere hem de CHP'ye, kıyma yapıldıkları iddia edilen bu gençlerin nerede oldukları soruldu. Elbette verecekleri cevapları yoktu. Yalan söylemişlerdi, iftira atmışlardı, gençleri sokaklara dökmüşlerdi, arzuladıkları gibi darbe için zemin hazırlamışlardı. Ama tutmadı" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, 27 Mayıs'ta darbecilerin yaptıklarına kılıf uydurmak için 5 tane hürriyet şehidi üretiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Kimdi bunlar? Bir tanesi gösterilerde seken kurşunla ölmüştü. Bir tanesi, tanktan tanka atlarken paletlerin arasında ölmüştü. Bir diğeri, 27 Mayıs'a hazırlanırken elindeki silahın patlaması sonucu ölmüştü. Bir diğeri, yine darbe esnasında yanlışlıkla ateş alan bir silahla ölmüştü. En acısı, müdahaleyi kutlamak için sokağa çıkan CHP'li bir baba ve 11 yaşındaki çocuğu da aynı şekilde açılan ateşle vurularak ölmüştü. İşte bu 5 kişiyi, 27 Mayıs'tan sonra günlerce reklam ettiler. Uzun gösteriler yaptılar, şaşalı törenler düzenlediler, bunları şimdi de yapıyorlar. Bu işlerde çok mahirdirler. Bu CHP'nin zaten edindiği tek meslek bu. Bunlar sandıktan çıkamazlar ancak bu yolla çıkmaya gayret ediyorlar. Çıkamayacaksınız, ne yaparsanız yapın çıkamayacaksınız. Bu millet sizi çok iyi anladı. İşte Gezi olaylarında yaşananları hatırlıyorsunuz değil mi? Zamansız göçüp giden gençlerin, siyasetçilerin elinde, manşetlerde, sokaklarda, değişik çevrelerde nasıl istismar edildiklerini hatırlıyorsunuz değil mi?

17 Aralık sürecinde, bir çocuğun, zerre kadar vicdanı olmayan gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, siyasetçilerin elinde nasıl istismar vasıtası olarak kullanıldığını hatırlıyorsunuz değil mi? Senaryo aynı senaryo. 27 Mayıs'ta nasıl bir senaryo varsa 17 Aralık sürecinde de aynı senaryo vardı. O gün hukuk, bazı hukuk adamları tarafından nasıl çiğnendiyse 17 Aralık sürecinde de öyle çiğnendi. O gün, nasıl manşetler atıldıysa bu yaşadığımız süreçte de aynı manşetler atıldı. O gün gençlik nasıl sokağa döküldüyse bugün de gençlik aynı şekilde sokağa döküldü. O gün nasıl ölümler, vicdansızca, acımasızca istismar malzemesi yapıldıysa inanın, bu süreçte de talihsiz ölümler aynı şekilde istismar edliyor, istismar malzemesi yapıldı."

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement