AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık operasyonuyla demokrasiye yönelik en büyük, en ağır ve en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildiğini söyledi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, geçen pazar günü idrak edilen Mevlid Kandili'nin Türkiye ve İslam dünyası için hayırlı olmasını dileyerek başladı.
İslam dünyasının Hz. Muhammed'in emir ve tavsiyelerini tekrar hatırlamasını, tekrar düşünmesini ve idrak etmesini arzuladığını dile getiren Erdoğan, "Rabbime, bu kardeşliği idrak ve ifa noktasında tüm Müslümanlara zihin berraklığı vermesi için dua ediyorum" dedi. Erdoğan, rahmet peygamberinin izinden gidenlerin birbirine sırtını dönmesinin, mezhep, etnik köken ayrımıyla birbiriyle çatışmasının içlerini acıttığını ifade ederek, "Efendimiz ki kendisine ve ashabına en ağır işkenceleri yapan zalimler için dahi hidayet dilemişti. Bu engin hoşgörünün, müşfik ve kucaklayıcı tavrın özellikle Hazreti Resul'ün kardeşlik talimatlarının, onun izinden gittiğini iddia eden herkes için ibret vesilesi olmasını da yürekten temenni ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, geçen hafta Japonya, Singapur ve Malezya'yı kapsayan yurt dışı gezisi hakkında bilgi verdi.
Japonya'da Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Kurulmasına Dair İşbirliği Mutabakatı imzaladıklarını, Türksat 4-a uydusunun teslim töreninin yapıldığını anlatan Erdoğan, Türksat 4-b haberleşme uydusunun da yılın ikinci çeyreğinde bitirileceğini kaydetti.
Türkiye'nin kendi uydusunu imal etmeyi hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Yüzde 100 kendimiz imal ettiğimiz ve kendimiz uzaya fırlattığımızda bu gururu çok daha farklı yaşayacağız. Çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi.
-"En ahlaksız darbe girişimi"
Başbakan Erdoğan, bütçe görüşmeleri ve yurt dışı temasları nedeniyle 3 Aralık'tan bu yana grup toplantılarını yapamadıklarını ifade ederek, "Bu bir buçuk aylık süre içinde demokrasimize yönelik en büyük, en ağır ve aynı zamanda en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildi" diye konuştu.
İstanbul merkezli operasyonun başladığı 17 Aralık'ın, Türkiye'nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçtiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"17 Aralık komplosu, hazırlık aşaması, uygulama şekli, içeriden ve dışarıdan aldığı destek ve talimatlar boyutuyla diğer tüm darbe girişimlerini geride bırakmış; millete, devlete ve demokrasiye yönelik ihanet hareketi olarak kayıtlara geçmiştir. 17 Aralık sabahı İstanbul ve Ankara'da belli merkezlere baskın yapılıyor, belli şahıslar gözaltına alınıyor, bilgilendirilmesi gereken sorumlular bilgilendirilmiyor, yargı ve emniyet içindeki bir örgüt son derece hukuksuz bir biçimde, tamamen gizli olarak yürüttükleri soruşturmaları mahalli seçimlere 3.5 ay kala, yani son derece manidar zamanda düğmeye basmak suretiyle başlatıyorlar. Bunun geçmişine baktığımız zaman, 1 yıl, 2 yıl, 3 yıla kadar uzanıyor. Aklınız neredeydi? Bunca zamandır bu adımları niye atmadınız? Demek ki burada niyet apaçık ortada.
Operasyonun başlamasıyla birlikte ihanet projesinin paydaşları da harekete geçiyor. Malum medya sabah saatlerinden itibaren kendilerine servis edilen, gizlilik kaydı olan bu fotoğraf ve görüntüleri yayımlamaya başlıyor. Muhalefet partileri, daha meselenin ne olduğu anlaşılmadan hükümete yönelik saldırılara başlıyorlar. Belli sermaye çevreleri harekete geçiyorlar. içeride ve dışarıda belli odaklar harekete geçiyorlar. Şantaj çeteleri acayip çalışıyor, ihanet şebekeleri el ele, birlikte çalışıyor. Akşam olduğunda adeta soruşturma, sorgu tamamlanıyor, adeta mahkeme süreci tamamlanıyor ve zanlıların tamamı ve onlarla birlikte bakanlarımız, hükümetimiz suçlu ilan ediliyor.
Düşünebiliyor musunuz, 25 çuval gelecek, bu çuvallar mühürlü, bu çuvallar açılmadan bunlarla ilgili anında adım atılacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bu işin nasıl yürüdüğü, nasıl organize edildiği, nasıl yürütüldüğü çok açık net ortada. Sabah operasyon yapılıyor, 12 saat sonra infaz tamamlanıyor, zanlılar hakkında hüküm veriliyor. Zanlıların tamamı yakınlarıyla birlikte adeta linç ediliyor."
-"Bir anda itibarsızlaştırma girişimleri devreye alındı"
Başbakan Erdoğan, çok yoğun karalama kampanyası, yoğun dezenformasyon, yoğun algı operasyonu, içeriden ve dışarıdan ağır linç hareketini hükümete yöneldiğini belirterek, "Her şey hazırlanmış, görev dağılımı yapılmış, kimin nerede duracağı, ne yapacağı, hangi vazifeyi yerine getireceği tek tek belirlenmiş. Sosyal medyada operasyon başlatılmış, yazılı görsel medyada görev dağılımları yapılmış, talimatlar verilmiş, kalemler verilen emirleri kağıda dökmeye başlamış" dedi.
Milli sermaye çevrelerine mesajlar gittiğini, uluslararası basına yabancı dilde yoğun dezenformasyon yapılmaya başlandığını, uluslararası kuruluşlara, uluslararası kamuoyuna yalan yanlış bilgiler aktarıldığını, ekonomiyi etkilemek üzere piyasalara ve piyasa oyuncularına kötümserlik pompalandığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ihanet operasyonunda maşa olarak kullanılan örgüt, tüm taraftarlarını harekete geçirmiş, hükümete karşı bir kampanyanın fitilini ateşlemiş. Bir anda itibarsızlaştırma girişimleri başlamış. İftira, itham, yalan, tehdit, korkutma, sindirme, şantaj, her ne varsa devreye alınmış. Yolsuzluk kisvesi altında, yolsuzluk süsü verilerek, bir anda Türkiye'de büyük bir belirsizlik, kaos ortamı oluşturmak için ne gerekiyorsa, hangi araca ihtiyaç varsa hepsi harekete geçirilmiş. Aylardır, hatta yıllardır hazırlığı yapılan bir senaryo, kirli plan seçimlere 3.5 ay kala devreye sokulmuş."
-"Başka hesaplarını da görmek istediler"
Erdoğan, 17 Aralık sabahından itibaren gelişmeleri son derece soğukkanlılıkla takip ettiklerini belirterek, "Çünkü bu bizim için ilk değildi. Daha önce de bunları bize yaptılar. Eğer soğukkanlılığımız olmasaydı, telaşa kapılmış olsaydık bunlara hizmet etmiş olurduk" dedi.
Tedbirlerini çok hızlı bir şekilde aldıklarını anlatan Erdoğan, bu tür senaryolara karşı daha önce defalarca dikkat çektiğini, hükümete karşı çirkin eylemlere girileceğini, 30 Mart seçimlerinde AK Parti'nin birinci parti olacağını görenlerin çirkin yollara tevessül edebileceğini birçok kez ifade ettiğini söyledi.
"17 Aralık, işte bu öngördüğümüz çirkin girişimin, çirkin tezgahın tezahür ettiği tarih oldu" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu tezgahı kuranlar, bu tezgahı uygulamaya koymak isteyenler birkaç yerde yanlış yaptılar, kendilerini ele verdiler. Milletin ferasetini, milletin demokrasiye ve seçilmiş hükümete muhabbetini hesaba katmadılar veya katamadılar. İlk andan itibaren kamuoyu algısını esaret altına almaya yönelik yoğun operasyonlara rağmen, aziz milletimiz yapılanı gördü ve ilk andan itibaren bu tuzağa karşı tavrını çok net olarak ortaya koydu. 17 Aralık sonrasında Samsun, Ünye, Fatsa, Ordu, Görele, Giresun, Trabzon, Sakarya, Manisa ve ilçelerinde, İzmir'de, Ankara ve İstanbul'da halkımızın normalin üzerinde farklı bir heyecanla desteğine, teveccühüne şahit olduk. Türkiye'nin her ilinden mesajlar aldık. Türkiye'nin 81 ilinden, hatta dünyanın sayısız şehrinden dostlarımızın, kardeşlerimizin bize hayır dualar ettiğine şahit olduk. Hem aziz milletimiz hem de dünyadaki dostlarımız, kardeşlerimiz, sevenlerimiz yapılanın komplo olduğunu, darbe girişimi olduğunu, hükümetimize yönelik operasyon olduğunu gördüler ve Allah onlardan razı olsun hepsi de yüreklerini ortaya koydular.
Bu tezgahı tertip edenlerin hesaba katmadığı başka bir şey vardı. Yolsuzluk iftirasıyla hükümeti yıpratalım derken, başka hesaplarını da görmek istiyorlardı. Adeta 'bir taşla kuş katliamı yapabilir miyiz' diyorlardı. Türkiye üzerine kimin ne hesabı varsa, nasıl çirkin emeli varsa bu operasyonun içine dahil ederek, arzularını yerine getirmeye çalıştılar. Seçim öncesinde hükümeti yıpratmaya çalışırken 'Türkiye'nin ekonomisini de alt üst edelim' dediler. 'Faizleri yükseltip eskisi gibi kazanalım' dediler. 'Türkiye'nin dış ticaret hamlelerini bozalım' dediler. 'Türkiye'nin enerji politikalarını sarsalım' dediler. '2023 hedeflerini, istikrarlı yürüyüşü engelleyelim' dediler. 'Türkiye'nin küresel ölçekteki projelerini sekteye uğratalım' dediler. 'Mavi Marmara'nın, Mısır'da dik duruşun, İran'da, Irak'ta ilkeli dış politikanın, Suriye'de insani tavrın, Filistin'de vicdani itirazın intikamını alalım' dediler. Dünyada artık sesi çok çıkan, adaletin ve vicdanın sesi haline gelen, itibarı her geçen gün artan 'Türkiye'nin yükselişini durduralım' dediler. Özellikle 'çözüm sürecini bozalım, bu ülkede yeniden kan akıtalım, yeniden gençlerin ölmesini ve öldürmesini sağlayalım' dediler. Bir tek operasyon paketinin içine bütün bu kirli niyetlerini koydular ve o tuzak ayaklarına dolaştı. Şimdi çıkıyorlar bize dış mihrakları soruyorlar. Allah aşkına soruyorum, bu operasyon eğer başarıya ulaşmış olsaydı, darbe girişimi başarıya ulaşmış olsaydı kazanan kim olacaktı?
Bu operasyondan Türkiye'nin, aziz milletimizin kazanacağını iddia edecek bir tek aklıselim sahibi bulabilir misiniz? Faiz lobilerinin, silah lobilerinin, savaş ve kaos lobilerinin kazanacağı bir operasyonun yerli olabilme, milli olabilme ihtimali var mı?"
- TBMM
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?