CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Referandumdan 'evet' çıkmayacak 'hayır' çıkacak. Bu kadar eminim. Neden? Çünkü bu ülke bu kadar sahipsiz değil. Bu ülkenin vatandaşları nasıl milli Kurtuluş Savaşı'nda Meclise sahip çıkmışsa yine kendi meclislerine sahip çıkacaklardır. Kendi iradesine sahip çıkacaktır." dedi.
Kılıçdaroğlu, Habertürk televizyonunun canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye'nin bir kabusun içine sokulduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Gelsinler siyasi partilerin liderleri, oturalım bir televizyon kanalında, hangi kanalı istiyorlarsa oturup, tartışalım, bu anayasa Türkiye'nin lehine midir, aleyhine midir? Vatandaşlar da evlerinde otursunlar bizi seyretsinler. Ben mi doğruyu söylüyorum, onlar mı doğruyu söylüyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 15 yılda "devasa bir ayrışma noktasına" geldiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu kutuplaşmanın Türkiye'yi tehlikeli bir sürecin içine soktuğunu, en büyük endişesinin ise "iç çatışma" çıkması olduğunu söyledi.
"Suriye anayasasını aldık, kopyaladık, aynısını getirdik"
Libya'da, Mısır'da, Suriye'de, İran'da ve Türkiye'de de cumhuriyet rejimi olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bizim rejimimizle onlarınki aynı mıydı? Hayır. Bizde demokratik parlamenter rejim vardı. Şimdi Suriye anayasasını aldık, kopyaladık, aynısını getirdik. Arkadaşlarımız Parlamentoda Suriye'deki anayasa ile yeni getirilen anayasanın birebir, tıpatıp benzer olduğunu ortaya koydular. Hem 'Biz Esad'a karşıyız' diyorsunuz hem o rejimi Türkiye'ye getiriyorsunuz." şeklinde konuştu.
Hiçbir zaman Esed rejimini savunmadıklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz sadece ve sadece başka bir ülkenin iç işlerine Türkiye'nin doğrudan müdahale etmesini doğru bulmadık. Hep bunu söyledik. Suriye'de demokratik haklar ihlal ediliyorsa diğer ülkeler ne yapıyorsa siz de beraber yapın, Birleşmiş Milletler'de (BM) çıkın, deyin ki 'Sizin ülkenizde işkence var.' Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uluslararası hukuka uygun müdahale ederseniz sorun yok zaten. Bizim istediğimiz de o. Siz gizli kapaklı silah gönderirseniz, bu olmaz. Meşru bir devlete yakışmaz, Türkiye Cumhuriyetine hiç yakışmaz. Bizim söylediğimiz bu. Türkiye üzerinden bütün cihatçı grupları Suriye'ye göndermek, orada çatışma zemini hazırlatmak asla doğru değil. Niye şimdi ABD'ye düşmanlar? Bir devleti yönetenler 3 adım sonrasını göremiyorsa o devleti felakete sürüklerler. Bunların geldiği nokta da o. Siz, bir ülkedeki başkanın değişimini umut ya da umutsuzluk olarak görebilir misiniz? Eğer bir ülkedeki başkanın değişimini umut ya da umutsuzluk olarak görüyorsanız siz ülkenizi yönetemiyorsunuz demektir. Trump ne yapacak, ona umut bağladılar."
Referandumdan "hayır" çıkması ihtimali
Referandumdan "hayır" çıkması sonucunda olacaklara ilişkin değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "Değişen bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Parlamento yerinde kalır, herkes yetkilerine sahip olur. Geçmişte nasıl gidiyorsa benzer şekilde yolumuza devam ederiz." dedi.
"Referandumdan "hayır" çıkması sonucunda terör biter mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:
"Terör konusunda ciddi bir mücadele olursa devletin güvenlik güçlerinin önündeki engeller kaldırılırsa siyasi engeller kaldırılırsa akılcı bir politikayla izlenirse terör bitirilebilir. Kalıcı olmaktan çıkarılabilir ama bunun için dediğim gibi akılcı politikalar üretmek lazım. Muhalefet olarak desteği vermeye hazırız. Burada Ortadoğu'da, özellikle IŞİD konusunda, El Nusra konusunda, terör örgütleriyle Türkiye'nin arasına çok açık ve net bir mesafe koyması lazım. İçeride de bu konuda mücadele yapması lazım."
"Türkiye şu anda yönetilmiyor"
"Devlet şu anda devlet olma vasfını büyük ölçüde yitirmiş durumda." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Türkiye şu anda yönetilmiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nden bu anayasa değişikliğine 'hayır' diyen 5 milletvekilini de gerçekten yürekten kutluyorum. Bütün baskılara rağmen, bütün kontrollere rağmen, bütün açık oy kullanmalarına rağmen 5 AKP milletvekilinin gelip bu anayasa değikliğine 'bu doğru değildir' diye, oy verdikleri içinde onları yürekten kutluyorum." diye konuştu.
"Demokrasi yoksa siyasi partiler de yok"
"MHP seçmeni AK Parti'den neden rahatsız olsun ya da AK Parti'yi neden kabullenmesin?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu seçim normal bir parti seçimi değil ki bir iktidar seçimi değil ki. Bu seçim bir rejimin, demokrasinin oylanmasıdır. Demokrasi benim için nasıl bir ihtiyaçsa benim siyasette rakibim olan kişiler için de o kadar ihtiyaçtır. Bu seçimi demokrasinin oylanma seçimi olarak görmemiz lazım. Burada siyasi kimliklerden tamamen arınmış, hepimizin ortak paydası olan demokrasiyi yaşatacak mıyız, yaşatmayacak mıyız? Asıl sorun budur. Ben milletin sağ duyusuna güveniyorum. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasi yoksa siyasi partiler de yok."
Anayasa değişliğinin siyasi partileri ortadan kaldırmadığını ancak fiilen işlevsiz hale getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, şu açıklamayı yaptı:
"Size örnek vereyim Parlamento var mı? Evet var. Hükümet gelip, hükümet programını okuyacak mı? İsterse okumaz. Güvenoyu isteyecek mi? Hayır güven oyu istemiyor. Niçin? 'Parlamento ister olsun, ister olmasın, niye güven oyu isteyeyim' diyor. Sayıyı çıkarıyorsun 600'e diyorsun ki 'al maaşı salla başı.' 'Sana maaşı veriyorum, ayda 10 bin lira 15 bin lira para veriyorum, otur kardeşim yerine ben kanun çıkarırım, kararnameyi senin önüne gönderirim, sen de bunun altına basarsın mührü, böylece gider.' Vatandaş Meclis'e gelmeyecek bundan sonra. Diyelim ki Adalet ve Kalkınma Partisinin Uşak milletvekili valiyle, tapuda sorunu çıktı. Nereye geliyor? Meclis'e geliyor, çözemediği zaman. Sorunu çözülür veya çözülmez. Yeni düzenleme çıkarsa hiç Meclis'e gelmeyecek. O zaman ben bu milletvekilini niye seçtim? Beştepe'de seçilenlerin hiçbirisi milletvekili değil, hiçbirisini millet seçmeyecek."
"Cumhurbaşkanı partili olacak, o milletvekili götürüp, o partili cumhurbaşkanlığına bunları aktaramazlar mı?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Hangi milletvekili, kaç sefer gidip cumhurbaşkanı ile görüşecek, cumhurbaşkanının başka işi mi yok? Danışmanlar seçimle mi geldi? Seçimle gelen birisi, seçimsiz birisine mahkum ediliyor, bu olmaz. Bu milli iradenin gasbıdır. Bakanlar hakkında gensoru da işlemeyecek. Arzu ediyorsan soru, araştırma önergesi verebilirsin. Bakan yolsuzluk yaptı, cumhurbaşkanı yardımcısı yolsuzluk yaptı, gensoru veremeyeceksiniz. Böyle bir şey yok. Peki bu Meclis nedir, o zaman? Böyle bir Meclis olabilir mi? Vatandaş buraya niye gelsin?"
"En çok biz eleştirdik"
Kılıçdaroğlu, terörü yeterince eleştirmediği yönündeki iddiaların sorulması üzerine, FETÖ'yü devlete yerleştirenin kendileri olmadığını söyledi.
Başta 2010 referandumu olmak üzere FETÖ'yü en çok kendilerinin eleştirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP olarak darbe girişimi sonrasındaki süreçte ise "suçun şahsiliği ilkesini vurguladıklarını" ifade etti.
Kılıçdaroğlu, bazı CHP milletvekillerinin PKK'lı teröristlerin cenazesine katıldığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
"DHPK-C'yi de PKK'yı da IŞİD'i de en sert eleştiren biziz. PKK hangi lidere silahlı saldırı yaptı? Bana yaptı. Şavşat'tan Ardanuç'a giderken. Bir fotoğraf var, 'PKK'lıların cenazesine katıldı' falan diye gösteriyorlar. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin cenazesine katılmış arkadaşlarımızı foto montajla PKK'lıların cenazesine katılmış gibi gösteriyorlar. CHP'lilerin teröristlerin cenazesine katılması söz konusu değil. Kendilerine göre bir dünya yaratıyorlar ama biz şundan eminiz; biz bu ülkede demokrasiyi, insan haklarını, bizim gibi düşünmeyen insanların da fikirlerini savunuyoruz."
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, "AK Parti'nin teröre yardım ve yataklık yaptığı" iddiasına sert tepki gösterdiğinin söylenmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Dünyanın delilini sayarım. Davutoğlu şu açıklamayı yaptı; 'Bombalar patladı bizim oyumuz arttı.' Sayın Numan Kurtulmuş'a söylemek isterim. Sayın Davutoğlu'nun o sözünü bulsun ve bir daha okusun. Nasıl oldu da bu bombalar patladıktan sonra sizin oyunuz arttı." diye konuştu.
Tüm iddialarının dökümanları, belgeleri olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, 81 ilde suç duyurusunda bulunduklarını ancak hiçbir savcının dava açmadığını söyledi.
Zırhlı araç konusu
Başbakanlık tarafından suikast iddiaları üzerine kendisine tahsis edilen zırhlı aracın sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Zırhlı araca binmiyorum. Biz siyasetçiyiz. Sürekli arabanın içinde değiliz ki. Bazen otobüsün üzerindeyiz, bazen kahvehanedeyiz... Suikast yapacak adam istediği zaman yapar. Otobüsün üzerinde konuşurken ben önünde kurşun geçirmez camların arkasında mı konuşayım? Garajda duruyor. Binmiyorum. Gün olur harman olur... Koşullar zorunlu kılar binersiniz ama şu anda öyle bir koşul ben görmüyorum."
HDP ile aynı çizgide göründükleri iddialarının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Biz, HDP ile hiçbir zaman ortak hareket etmedik. İktidar böyle göstermek istiyor. Ayrı siyasi partileriz. Aramızda fark var. MHP ile de AKP ile de fark var. Şöyle bir algı yaratmak istiyorlar. 'Milliyetçi cephe' diye. Milliyetçi olanlar Türkiye'nin bölünmesine karşı olurlar, milliyetçi olanlar, vatana, bayrağa sahip çıkarlar." dedi.
"6 okumuzdan biri milliyetçilik"
CHP'nin 6 okundan birisinin milliyetçilik olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Biz ülkemizi, bayrağımızı, Türkiye'yi seviyoruz, biz de sonuna kadar milliyetçiyiz. Biz, 'başkanlık gelmezse Türkiye bölünür' diyen bir zihniyetten Türkiye'yi kurtarmak istiyoruz. Bütün milliyetçileri de ülkücüleri de davet ediyorum; Türkiye'yi bölünmekten kurtarmak istiyorsanız buyurun gelin kardeşim, hep beraber mücadele edelim. Bu ülkede hepimize, her düşünceye yer var. Türkiye bizim sevdamızdır. Ben hiçbir zaman 'anayasanın ilk 4 maddesi değişsin demedim'. Ama onlar 'değiştireceğiz' diyorlar. Ben, MHP ile Sayın Bahçeli'yi ayırmak istiyorum. MHP'nin tabanında ciddi rahatsızlık var. Tamamında mıdır değil midir onu bilmem ama ben şundan eminim; ülkesini seven, vatanını seven herkes bu anayasa değişikliğine 'hayır' diyor. Ülkücülerle de milliyetçilerle de konuşuyoruz. Dünyamız farklı olabilir ama ülkemizi sevme konusunda beraberiz."
"Oyunuz niye artmıyor?"
"Çizdiğiniz tablo felaket bir ülke tablosu. Böyle bir tabloda muhalefet oy kazanır. Niye oyunuz artmıyor?" sorusuna "AKP şu anda bir erime sürecine girmiştir." yanıtını veren Kılıçdaroğlu, bunun açıkça sokakta görülebileceğini savundu.
Vatandaşın işsizlikten şikayet ettiğini ve "artık yeter" dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Yeter diyor vatandaş, bıktık diyor, geldiğimiz nokta bu. Oy alma konusunda eğer bir eksik varsa o eksiklik bizde. Yeteri kadar gitmedik o zaman. Siz eğer samimiyseniz bütün ön yargıları kırabilirsiniz. İnsanların bilmemesi bizim kabahatimiz." değerlendirmesini yaptı.
Hiç oy almadıkları bir köye gittiğini ve seçimlerde 2 oy aldıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şimdi ise o köyde 8 üyeleri olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, CHP olarak kendisi bile başkan olsa anayasa değişikliğine karşı olduklarını vurguladı.
Referandumda başarısız olması durumunda genel başkanlığı bırakıp bırakmayacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu bir seçim değil. Demokrasiyi oyluyoruz biz." değerlendirmesinde bulundu.
"Yeni değişikliğin kabul olması durumunda ilerde cumhurbaşkanlığına aday olur musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Referandumdan 'evet' çıkmayacak 'hayır' çıkacak. Bu kadar eminim. Neden? Çünkü bu ülke bu kadar sahipsiz değil. Bu ülkenin vatandaşları nasıl milli Kurtuluş Savaşı'nda Meclise sahip çıkmışsa yine kendi meclislerine sahip çıkacaklardır. Kendi iradesine sahip çıkacaktır. Milletin sağduyusuna güveniyorum. Neden, millet egemenlik hakkını başkasına devretsin? Bir kişiye egemenlik devredilemez, dünyada böyle bir örnek yok. Bir kişi milleti temsil edemez. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
(Bitti)
Son Dakika › Politika › CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?