CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "CHP'nin bahsedilen yapıyla (paralel yapı) hiçbir ilişkisi yoktur. CHP, dün hukukun nasıl tarafsız, bağımsız yargı eliyle uygulanmasını savunuyor ise bugün bir haksızlık varsa bugünkü mağdurlara karşı da yine aynı şekilde, tarafsız bir yargının uygulanması gerektiğini savunan bir noktadadır" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Koç, toplantı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
17-25 Aralık operasyonlarıyla belgeye, bilgiye, sağlam kanıtlara dayalı vahim iddiaların ortaya atıldığını kaydeden Koç, "Rezillik, kepazelik, yalanın, kıvırmanın kırk türlüsü sahneye konuldu bu bir yıl boyuncu. Bütün bunlar yapılırken tek bir nokta açık bırakıldı. Bu ülkede, namuslarını ve onurlarını koruyarak yaşayan milyonlarca insanın duygularıyla alay etmenin faturası açık kaldı" ifadesini kullandı.
Rüşvet olayıyla ilgili, hukukun içi boşaltılarak, yargıdan takipsizlik kararı çıkarıldığını, TBMM'de zorla kurulan komisyona intikal ettirilen dosyaların içinin boşaltıldığını, komisyonun çalışmalarının geciktirilmeye ve engellenmeye çalışıldığını ileri süren Koç, komisyonun karar verme zamanının geldiğini söyledi.
"Yüce Divan'a sevk konusunda bir karar alsalar bir türlü, almasalar başka türlü" diyen Koç, şunları kaydetti:
"Yukarıya tükürseler baş sorumlu kaçak saray sakinine gidiyor olay, aşağıya tükürseler milletin vicdanı ve biraz kaldıysa kendi vicdanları rahatsız oluyor. Olayın bir yanında her zamanki manasız, anlamsız gülümsemesiyle, sanki Hababam Sınıfı'nda coşarak rüyalarını anlatan tarih öğretmeni gibi konuşan bu tipteki bir Başbakan, diğer yanda bizzat kendi bakanları tarafından, özellikle bir tanesi tarafından bütün bu suç ilişkilerinin merkezinde oturduğu suçlamasıyla karşı karşıya olan yeni Cumhurbaşkanı. Bir yanda Yüce Divan'a sevk kararı verilirse şöyle bir kanı doğacak; 'Demek ki reddettikleri her şey doğruymuş.' ya da sokakta konuşulan tarzıyla ifade edeyim; 'Demek ki bu iş darbe marbe değilmiş, bunlar malı götürmüşler arkadaş.' Diğer yanda Yüce Divan'a sevk kararına gerek yok sonucuna varırlarsa, hırsızlık ve rüşvet almak makbul ve muteber bir meslek haline geldi doğrulaması. Bu işin üstüne yatmayı sürdürelim, 'paralel maralel, darbe, örgüt' aynı şarkılar söylensin."
İktidarın işinin zor olduğunu savunan Koç, "En zoru da kol kesen Bay Davutoğlu'nun işi. Öyle gaza gelip, kongrede karanfil falan atarak, varlık nedeninin kaynağındaki muktediri dolaylı tehdit eden cümleler sarf etmek her babayiğidin işi değil" dedi.
-"Haram sizin eve taht kurmuş"
Başbakan Davutoğlu'nun, "Hazineyi, milletin malını soyanlar kendi içimizde olsalar da kollarını keseriz" dediğini hatırlatan Koç, şunları kaydetti:
"Komisyon, Yüce Divan'a sevk noktasındaki oylamayı erteledi. Şimdi, bu kolsuz kahramana bizim sormamız lazım; komisyondan, Yüce Divan'a sevk kararını Başbakan olarak nasıl çıkartamıyorsun? Kolsuz kahraman cevap... Öyle anlamsız bir gülümsemeyle Edirne Çarşısı'nda dolaşıyorsun. Edirne Çarşısı'ndakilere öğüt veriyorsun. 'Herkesin evlatlarına helal süt emzirmesini ve helal sütle beslenmiş bedenlerden hiçbir haramın geçmemesini' öğüt veriyor Başbakan. Sayın Davutoğlu, iyi güzel de haram sizin evin ortasında, ne yapacaksın o zaman? Ne anlatacaksın Edirne'ye, Türkiye'ye? Haram sizin eve girmiş. Güzel bir söz var; 'Eğer rüşvet ve yolsuzluk kapıdan girerse iman bacadan çıkarmış.' Sizin evin bacasından çıkmış iman, rüşvet girmiş içinize kadar. Sizin evin içine taht kurmuş haram. Şimdi sütünün helal olduğunu kanıtla bakalım. Rüştünü ispat etmek, ağabeyinin vesayetinden çıkmak için bir fırsat daha sana. Öyle anlamsız anlamsız gülerek, konuşarak, dolaşarak olmuyor bu işler. Soruşturma Komisyonundan, Yüce Divan'a sevk kararını çıkartmak için Başbakan olarak ağırlığını koy, bakalım helal mi haram mı sütün görelim."
Koç, Davutoğlu'nun, Edirne esnafına "helal süt verin çocuklarınıza" öğütünün, Edirnelilere hakaret olduğunu ileri sürdü. Davutoğlu'nun "kolunu keseriz" gibi bir takım sözler söylediğini, "haram, helal öğütleri" verdiğini öne süren Koç, "Bıçağın mı kör senin kardeşim? Yoksa bu konuda iraden mi yok?" diye konuştu.
Servetlerinin nasıl arttığının hesabını veremeyen bakanların, Yüce Divan'a gitmemek için yalvardığını ileri süren Koç, Başbakan Davutoğlu'nun göreve getiriliş nedeninin, ortaya çıkan hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet iddialarının soruşturulmasının önüne geçilmesi olduğunu iddia etti.
17-25 Aralık operasyonları sırasında, 'o paraları, kasaları paralel polis koydu' şeklinde açıklamaların yapıldığını hatırlatan Koç, mahkeme takipsizlik kararı verince, yolsuzluk yapanların, kara parayı, milletin helal kazancından alınan vergilerle ödenen faizle alıp gittiğini öne sürdü.
"Edirne Çarşısı'nda dolaşan kolsuz kahraman, buna, bu görüntülere ne diyeceksin? Vicdanın sızlıyor mu? Varsa sızlıyordur" ifadesini kullanan Koç, faizlerin, Kızılay'a hibe edilmesini eleştirerek, "Bu noktada ben kelime bulamıyorum. Söylememem gereken bir laf ama artık dayanamıyorum. Allah alayınızın müstahakkını versin" dedi.
AK Parti üst siyaset çevresine ait birinci derece yakınların, KPSS'ye girmeden istisnai kadrolar yoluyla nasıl devlet memurluğuna alındığını örnekleriyle anlattığını, bunların bir tanesinin bile çürütülemediğini savunan Koç, torpil iddialarıyla ilgili kurdukları hatta, bin 869 bildirimin gerçekleştiğini belirtti.
KPSS'ye girmeden, kimlerin torpilli olarak devlet memurluğuna yükseltildiğine ilişkin TBMM'ye bir araştırma önergesi verdiklerini hatırlatan Koç, milyonlarca insanın helal emeğinin sömürüldüğünü iddia etti. Koç, konuya ilişkin, cumhuriyet savcılığına resen suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.
-"Muhataplarınıza neler anlatabileceksiniz?"
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın kendisi hakkında yaptığı açıklamaya değinen Koç, "Üyesi bulunduğunuz hükümetin uygulamalarına baktığınızda nasıl bir çelişki içinde olduğunuzu çok iyi görmeniz gerekiyor. Bir insan kendisine karşı saygısını ne zaman yitirir? İnanmadığı şeyleri siyaset görevi olarak söylemeye başlar ve bu yönde bir tavır geliştirirse önce kendisine karşı saygısını yitirmeye başlar. Siz tam da böyle bir iklimin içindesiniz Sayın Bozkır" dedi.
AB standartlarında bir demokrasi, evrensel normlarda bağımsız bir yargı sistemi, medya özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerliliğini koruduğu tam demokrasinin AB müktesebatında önemli olduğunu belirten Koç, Bozkır'a "Avrupa'daki muhataplarınıza neler anlatabileceksiniz? Bizde medya özgürlüğü vardır mı diyeceksiniz? Demokrasi bütün kurumları işleyerek mi çalışıyor diyeceksiniz? Yargı bağımsızlığı oturmuş mu diyecesiniz? Kuvvetler ayrılığı ilkesi dört dörtlük işliyor mu diyeceksiniz?" diye sordu.
"Bir cumhurbaşkanı her gün bir filin zücaciye dükkanına girdiği gibi her kavramı altüst ediyor her sözüyle" diyen Koç, Bozkır'ın AB'den sorumlu bir bakan olarak muhataplarına bunu açıklaması gerektiğini söyledi.
Gümüşhane Sulh Ceza Hakimliğinin, 17-25 Aralık'la ilgili afişler bulunan CHP Gümüşhane il binasının aranmasına yönelik kararının bulunduğunu belirten Koç, hakimliğin bu kararını gösterdi. CHP'nin birçok il merkezinde de benzer durumlarla karşılaştıklarını ifade eden Koç, "Biz, her şeyi yapabiliriz, her türlü kanunu kendimize uydurup, bizi rahatsız eden her sürecin üzerine gidebiliriz' diyorlar. Aynısının MHP'deki bir il binası için de olduğunu gazetelerden, televizyonlardan öğrendim" şeklinde konuştu.
-"Hesabını eninde sonunda vereceksiniz"
Soruşturma Komisyonunda, gizli oylamada, iktidarın içinde sıkıntı hisseden milletvekili davranışlarının olacağını ileri süren Koç, "Onun için, hiç oraya getirmeden komisyonda Yüce Divan'a sevkine gerek yoktur kararı aldırmaya çalışıyorlar. Bundan kaçamazsınız, bunlar kapanmaz, örtülmez. Orada, o karar çıktı diye hırsızlıktan, yolsuzluktan, rüşvetten, herkesi kanatan bütün bu belgelerden, zanlardan kurtulmanız mümkün değildir. Bunun hesabını eninde sonunda vereceksiniz" diye konuştu.
Koç, daha sonra soruları cevapladı. "Milletvekilleri Hüseyin Aygün ve Birgül Ayman Güler, 'kınama' istemiyle disipline sevk edildi. Bu günkü MYK'da bu durum görüşüldü mü?" sorusu üzerine Koç, görüşülmediğini, dünkü Parti Meclisi toplantısında yapılan gizli oylamayla iki milletvekilinin yüksek disipline gönderildiğini söyledi.
Parti içindeki yargıya intikal etmiş bir konuyla ilgili siyasi yorum yapmanın yanlış olacağını belirten Koç, milletvekillerine, hangi noktadan sevk edildiklerinin bildirileceğini, savunmalarının isteneceğini ve böylece sonuçlandırılacağını kaydetti.
"Süheyl Batum'un disipline sevkinde MYK karar almıştı, ancak Aygün ve Güler için Parti Meclisi karar aldı. Bu yöntem değişikliğinin nedeni nedir? Daha önce Artvin belediye başkanı 'cemaatle işbirliği yaptık' açıklaması yapmıştı, onu disipline göndermeniz... Bunun nedeni nedir?" sorusuna karşılık, Koç, Batum'da Parti Meclisi'nin toplanmasına zaman olduğu için MYK'da karar alındığını söyledi.
-"HDP ile işbirliği içinde olan AKP"
CHP'nin "cemaatle işbirliği yaptı" denildiğini hatırlatan Koç, şöyle konuştu:
"Burada ben açıkça söyledim. Sayın Genel Başkanımız da birçok açıklamasında ifade ettiler. Paralel, dikdörtgen, üçgen, kare, beşgen tanımıyorum, bilmiyorum dedim. O işi en iyi o yapıyı devlet içerisinde bugünkü durumuna getiren işbirlikçileri bilir dedim. Sayın Genel Başkanımız, bunu defaten söyledi. Israrla böyle bir proje, sanki CHP'yi bu hareketle beraber davranıyormuş gibi bir potanın, görüntünün içine çekmeye çalışıyorlar. Bunun gerçek olmadığını en yetkili kişiler ifade ediyor, siz ısrarla soruyorsunuz. Bir kere daha söylüyorum; CHP'nin bahsedilen yapıyla hiçbir ilişkisi yoktur. CHP, dün hukukun nasıl tarafsız, bağımsız yargı eliyle uygulanmasını savunuyor ise bugün bir haksızlık varsa bugünkü mağdurlara karşı da yine aynı şekilde, tarafsız bir yargının uygulanması gerektiğini savunan bir noktadadır."
CHP'nin, HDP ile işbirliği yaptığı iddialarına da değinen Koç, "Bunu da partinin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sözcüsü ben ve diğer arkadaşlarım defaten böyle bir sürecin olmadığını, bunun ancak AKP'nin çizdiği senaryo içinde 'birlikte hareket ediyorlar, gelecekte böyle bir ittifak yapacaklarmış' gibi sunma gayretinin belirli odaklardan pompalandığını ifade ettik. Böyle bir şey yoktur. HDP ve temsil ettiği süreçle koalisyon, işbirliği halinde olan, ortaklık masasını kuran, kimsenin bilmediği bir sürecin siyasi şartlarını dayatma noktasında olan AKP'dir. Herkesin başını gömdüğü kuyudan çıkartıp gerçekle yüzleşmesi gerekir" dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun, Şişli Belediyesine ilişkin "Paralel belediye oluşmuş" sözlerinin hatırlatılması üzerine Koç, "Başbakan, CHP'ye sataşarak, kendi içinde bulunduğu zor durumu atlatmaya çalışıyor. Yeni İl Başkanımız Sayın Murat Karayalçın ve parti genel merkezi Şişli Belediyesinde süregelen bir takım anlaşmazlık noktasında gereken takibi yapıyorlar. Günü geldiğinde bu konuda da değerlendirmesini, tavrını uygulamasını yerine getirecektir" karşılığını verdi. - Ankara
Son Dakika › Politika › CHP Myk Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?