Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması Arınç - Son Dakika
Politika

Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması Arınç

Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması Arınç

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi kastederek, "Hadi bakalım seçime az kaldı. Yüzde 30 ve 20'yi bulursanız, ...

16.10.2013 21:38

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi kastederek, "Hadi bakalım seçime az kaldı. Yüzde 30 ve 20'yi bulursanız, 'Bunlarda hayat var, devam etsin' diyebiliriz ama bulamazsanız partinize yazık oluyor" dedi.

Arınç, partisinin Bursa İl Başkanlığı tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, başörtüsü konusunun yıllarca Türkiye için baş ağrısı ve üzüntü kaynağı olduğunu söyledi.

Kadınların giyimlerine karışmadıklarını her zaman ifade ettiklerini belirten Arınç, "Kendi iradesiyle nasıl bir kıyafeti tercih etmişse o bizim de tercihimizdir. Mesela İran'da 'Başını mutlaka örteceksin', 'Nasıl örtersen ört ama başında bir bez bulunsun' diye bir baskı var ve bu baskı ne kadar yanlışsa 'Başını mutlaka açacaksın' demek de İran örneğine benzer bir baskıdır. İkisini de reddettik. 'Yeter ki kadınlarımızı başı açık, başı örtülü olarak kategorize etmeyin. İkisi de saygıya layıktır. Yeter ki kendi iradesiyle başını açsın, başını kapatsın, biz ona karışmayız' dedik" değerlendirmesinde bulundu.

Özellikle üniversitelerde birçok genç kızın, eşleri başörtülü birçok insanın, ne büyük zulümler yaşadığını bildiklerini anlatan Arınç, meclis başkanı olmasının nedenlerinden birinin de bu olduğunu dile getirdi.

"Açın o günün gazetelerini. İnat ettim, 'İnadına aday oluyorum' dedim" ifadesini kullanan Arınç, şöyle devam etti:

"Gazetelerde boy boy fotoğraflar; AK Parti'den 20 milletvekili, 10'u bir tarafta, 10'u diğer tarafta. 'Bunlar meclis başkanı olur çünkü eşlerini başları açık', 'Bunlar meclis başkanı olamaz çünkü onların eşlerinin başları örtülü.' Ne kadar hicran verici bir şeydir, ne kadar saygısızlıktır, ne kadar büyük bir ahlaksızlıktır bu. Bir eşin başının örtülü olması veya açık olması niye bir ayrımcılık olsun? Açık olduğu zaman ona her yol serbest olsun da kapalı olduğu zaman neden onun önünde engeller olsun. İnadına adaylığımı koydum ve Allah'a hamdolsun birinci turda 369 oyla meclis başkanı seçildim. 5 sene boyunca çektiğimizi Allah bilir ama hamdolsun sabrettik. Demokrasinin her şeyi çözeceğine inandık. Dağlara çıkmadık, isyan etmedik, silah atmadık. Milletimize anlata anlata demokrasi yoluyla bugün geldiğimiz noktaya bakın. Cumhurbaşkanlığı Köşkümüze bakın, Meclis Başkanlığı tören salonlarına bakın ve artık kamuda da kılık kıyafet serbestliğinin geldiğini görün. 11 sene sonra Allah'ın izniyle Türkiye'de özgürlükler ne kadar güçlendi ve insanlar bu tür özgürlüklere ne kadar susamış ki itiraz eden güçlü bir ses bile duyamıyorsunuz. Meclis başkanı oldum, 3 ay sonra 23 Nisan geliyor, kıyameti kopardılar. 'Eşi başörtülü, nasıl gelecek Meclis'e ve nasıl davetlileri kabul edecek?' O gün yaşadıklarımıza bakın, bugün o lafları söyleyenlerin içinde bulunduğu hallere bakın. Kurban olduğum Allah, ne güzel şeyler yaptı, ne güzel şeyler verdi bu ülkeye. Kimse kimseye yan bakmadan, artık kamusal alan safsatalarını hiç kimse piyasaya sürmeden herkesi dostça, kardeşçe, yurttaş bilinciyle kucaklamak ne kadar güzelmiş, şimdi herkes görüyor."

Arınç, bir CHP'li milletvekilinin, kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasının ardından dava açtığını, partinin Grup Başkanvekilinin de bununla ilgili, "Partimiz adına değil, davayı kendi adına açmış" açıklamasında bulunduğunu hatırlattı.

Bunları iyi bildiklerini vurgulayan Arınç, "Adam bir yumruk atar, 'Ben yumruk atmadım, elim çarptı' deyiverir. Mahkemede çok gördük bunları. Bunlara artık kimse aldırış etmiyor. Kılıçdaroğlu, eski, 10 sene önceki Kılıçdaroğlu olsaydı şimdi 'Laiklik elden gidiyor' diye ne kadar çok bağırır, 'Cumhuriyet öldü, bitti' diye ne kadar çok ağıt yakar, parlamentoda ayağa kalkıp 'dışarı, dışarı' diye ne çok bağırırdı. Düşünebiliyor musunuz? Çok şükür her şeyin zamanı var. Vakti gelmeden çiçek bile açmıyor" diye konuştu.

- "Bir insan kendisini yüzde 10'a göre ayarlar mı?"

AK Parti'nin 2001 yılında kurulduktan 15 ay sonra seçime girdiğini anımsatan Arınç, yüzde 10 barajını kendilerinin getirmediğini, o dönem 15 aylık parti olan kendilerinin de 80 yıllık CHP'nin de önünde bu sınırın bulunduğunu söyledi.

Arınç, o dönem 80 yıllık CHP ve 40-50 yılık diğer partilerle aynı koşullarda aynı yarışa girdiklerine işaret ederek, ipi tek başına göğüslediklerini belirtti.

O zaman kimsenin, "Bizde yüzde 10'luk baraj var" diye şikayet etmediğine dikkati çeken Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bir insan kendisini yüzde 10'a göre ayarlar mı? Bir parti nasıl iktidar olacak? İlle 'Yüzde 10 barajı olmasın da yüzde 7 ile bile ben parlamentoya girebilirim' diyebilen bir parti, tabela partisi mi, iktidar partisi mi olacak? 'Bunları aşacağız' dedik. Başbakanımızla yaptığımız ilk toplantıları bir kısım arkadaşımız çok iyi hatırlayacaktır. Başbakanımızın söylediği ilk sözü duyduğumuzda tüylerimiz diken diken oldu. Refah Partisi yüzde 21,5 aldı, birinci parti oldu. DSP yüzde 22'ye yakın oy aldı, birinci parti oldu. Birinci partinin yüzde 22 oy aldığı bir Türkiye'de Başbakanımızın bize ilk sözü şu oldu; 'En az yüzde 40 oy ve 15 milyon seçmen'. İnanmıştı buna, biz de inandık. Milletin gümbür gümbür geldiğini, sokaklarda yürüyemediğimizi, muhteşem mitingler yaptığımızı hatırlıyorum. 15 aylık bir parti, yanında da 'Devleti kurdum, Atatürk'ün partisiyim, Cumhuriyet'i ben getirdim' diyen bir parti CHP. 1995'te milletvekili oldum, CHP yüzde 10,5 ile barajı aşabildi, yüzde 0,5 daha oy alamasaydı, onun nasıl olduğunu da Allah bilir, Meclis'e giremeyecekti. 1999'da esasen korktuğu başına geldi, yüzde 8,5 ile baraj altında kaldı. Kendisini bu kadar dev aynasında gören bir partinin Türkiye'de baraj altında kaldığını biliyoruz. Bugüne kadar milletle ters düşmedik, onunla birlikte ayakta kaldık ve hamdolsun ki AK Parti'nin bütün örgütleri canla başla pay sahibi oldu. Çok zor, çok sıkıntılı günlerimiz oldu. Allah'a dayandık, çalıştık, sabrettik ve bugün hamdolsun Türkiye'de herkesin başı dik gezmesini, herkesin ayrımcılıktan kurtulmuş olmasını gözlerimizle görmüş olduk."

- "Futbol merakı olmasa Hakan Şükür'ü bile tanımaz"

"Şimdi biz yüzde 10'luk barajı indirebiliriz, tamamen de kaldırabiliriz" yönünde söylemler olduğunu dile getiren Arınç, istek olması halinde "dar bölge sistemi"ne gidilebileceğini anlattı.

Arınç, 12 Eylül 1980'den sonra tüm siyasi partilerin, baraj sistemiyle geldiğini bildirerek, şunları kaydetti:

"Şimdi bakın isterseniz 550 seçim bölgesine ayıralım. Her seçim bölgesinin adayları olsun. Bir oy fazla alan orada milletvekili olsun. Bu 'dar bölge' demektir. Bunun karşılığında yüzde 10'luk baraj yoktur. Aynı cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi kim daha çok fazla oy alırsa, isterseniz iki turlu da yapabiliriz, bu iş olabilir. Bak sana seçenek sunuyorum, bizden daha demokratı da yok, aklına başını al. Bu kıyağı da herkes yapmaz ha. Yarın Allah korusun siz bunları düşünmezseniz hiç düşünemeyecek hale de gelebilirsiniz. İkinci seçeneğimiz; tek bölgeli, tek milletvekilli dar bölge yerine 5'li, 6'lı milletvekilli daraltılmış bölge yapabiliriz. Bursa 18 milletvekili, al sana 3 tane seçim bölgesi. Kafamdan geçen 3 seçim bölgesi. İstanbul 85 milletvekili çıkarıyor. Allah aşkına İstanbul'da oy veren seçmen bu 85 milletvekilinin kaçını tanıyor? Futbol merakı olmasa Hakan Şükür'ü bile tanımaz. Alın size daraltılmış bölge. İstanbul'un diyelim 85 var, Ankara'da 35 var, orayı 5 bölge yap, 6 bölge yap. İzmir'i 6-7 bölge yap, Şanlıurfa'yı 2-3 bölge yap. Bunun adı da daralmış bölge. Hatta sana iyilik yapayım, barajı yüzde 5'e indirelim. Ne dersin? Üçüncü seçeneğimiz de eğer daraltılmış bölgeyi kabul etmiyorsan o zaman bugünkü sistem. Sen 4'üncü, 5'inci seçenekleri bana sunacaksan onları da dinlerim ama bana şunu hiçbir zaman kabul ettiremezsin, anayasada 'yönetimde istikrar, temsilde adalet' yazıyor. Türkiye 11 yılda ne yaptıysa temsilde adalet kadar, yönetimde istikrarı düşünerek yaptı. Geçmişin 3-5 partili koalisyonlarıyla hiçbir şey yapılamadı. AK Parti'nin 3 dönemlik iktidarıyla hamdolsun güçlü bir hükümet, akşam düşündüğünü sabah yapan bir hükümetle bugünlere geldik. Türkiye bundan sonra da istikrarın kıymetini biliyor. Ya CHP'yi iktidar yapacaksa tek başına yapacak, MHP'yi tek başına yapacak veya AK Parti'nin tek başına iktidarına 'evet' diyecek. Parçalı bulutlu havalar hoş şeyler değil. Kazandıklarımızı, dışarıdan destekli ve içeriden destekli koalisyonlarla kimsenin heba etmesine razı olamayız."

- "AK Parti'yi sizin hatırınız için kapatacak değiliz kardeşim"

Bülent Arınç, seçim barajıyla ilgili seçeneklerini sunduklarını, muhalefetin başka alternatif düşünceleri varsa bunları karşılarına getirmelerini beklediklerini ifade etti.

Bu üç seçeneğin de AK Parti'ye yarayacağını savunanlar bulunduğuna işaret eden Arınç, şu görüşleri bildirdi:

"İyi ama ne yapalım? Yazı da gelse tura da gelse böyleyse yani AK Parti'yi sizin hatırınız için kapatacak değiliz kardeşim. Sen bir defa iktidar olmak istiyor musun, istemiyor musun? Ona karar ver. 'Azıcık aşım, kaygısız başım' mı diyorsun? 'Küçük olsun, benim olsun' mu diyorsun? 'Bana 15-20 milletvekili yeter, içeri kapağı atayım' mı diyorsun? Sen bunun peşindesin. Ben yüzde 50'leri aşmışım, 60'ların peşindeyim. Sen 15'leri, 20'leri konuşuyorsun. Ya herro, ya merro. Siyaset iddia işidir. Benzetmek gibi olmasın ama eskiler diyor ki 'Deveyi yardan uçuran, bir tutam ottur'. Yar uçurum, gelir gelir 3 tane ot görür orada, tamah etmez. 'Onu da yiyeyim' der, küt aşağı gitti. Allah böyle olmaktan muhafaza etsin ama siyaset iddia işidir, alacağız, kazanacağız, yapacağız, başaracağız, en güçlü biz olacağız."

- Meydan okuma...

Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, her seçimden önce bir meydan okuma yaptığını ve "İkinci parti olursam siyaseti bırakırım" dediğini anımsattı.

Kılıçdaroğlu ile Bahçeli'nin böyle bir iddiası olup olmadığına değinen Arınç, şunları kaydetti:

"Kendilerine sordular; 'İkinci parti olursanız ne yapacaksınız?' diye. 'Git be, hadi bak git' diyor adam. Hiç dokundurmuyor. Bak, bayram gününün güzelliği adına şuradan bir meydan okumayı onlara yapalım. Ey CHP ve Kılıçdaroğlu, sen çıkıp şunu söyleyebilir misin? Bu seçimde onun iddiasına göre, 'Eskiden geri kalırsak plan falan yaparım' diyor. Bir ana muhalefet partisine bu yakışmaz. Bu seçimde yüzde 30'un altında kalırsan, bak çok küçük bir rakam söyledim sana, bu seçimde yüzde 30'un altında kalırsan 'Bana eyvallah' diyebilir misin? Bu önemli. Sayın Bahçeli, senin için biraz daha iyimserim. Sen de şunu söyle; 20 yılı geçti, partin çok güzel, seni çok seviyor, biz de seni çok seviyoruz. Saygısına, insanlığına hiçbir diyeceğimiz yok ama siyaset iddia işidir. Sen bu önümüzdeki seçimlerde yüzde 20'nin altında oy alırsan 'Bana eyvallah' diyebilecek misin? Yoksa 'Sen bize karışma' mı diyeceksin?

Arkadaşlar, 'Kaçma, karışma, çalışma' diye askere gittiğimiz gün bize nasihat verenler vardı. Biz ne kaçtık, ne karışmaktan vazgeçtik, ne de çalışmayı bıraktık. '5'ten şaşma, 6'yı aşma'. Tembel çocukların lisedeki sözüydü bu. Kemal Bey'e tavsiyemiz; iddia sahibi ol. Hala bir adamı alıp almamakta tereddüt ediyorsun. 'Yarın benim koltuğum ne olacak?' endişesi içindesin. Hiç düşünme bak, ben iki yıl sonra koltuğumu buradaki güzel insanlara bırakıyorum. Benim arkamdan gelenler en az benim kadar çalışkan olacak, başarılı olacak. Sen 'yüzde 20' de Bahçeli, Kılıçdaroğlu 'yüzde 30' desin, Türkiye de biraz rahatlasın. Hadi bakalım seçime az kaldı. Yüzde 30 ve 20'yi bulursanız, 'Bunlarda hayat var, devam etsin' diyebiliriz ama bulamazsanız partinize yazık oluyor. Partiniz de kurtulsun, Türkiye de çapsız insanların siyasetten ayrıldığını görsün. Bayramı zehir ettik adamlara, ona üzülüyorum. Nereden aklıma geldi?"

Partilileriyle bayramlaşan Arınç, Orhaneli-Keles-Büyükorhan-Harmancık- Osmangazi'ye Bağlı Dağ Köyleri Yardımlaşma ve Kültür Derneğinde (Dağ-Der) düzenlenen bayramlaşma törenine de katıldı.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması Arınç - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement