MHP Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ, "Gençlerimiz sınav karmaşasından kurtarılmalıdır. Gençlerimizin beceri, yetenek, eğilim ve arzuları istikametinde istediği fakültelere girebileceği bir yükseköğretim giriş sisteminin geliştirilmesi ertelenemez bir gerekliliktir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, MHP milletvekilleri Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu, 127 üniversitenin bütçesi, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2021 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.
MHP Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, eğitim politikasının, Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip manevi ve ahlaki değerlere bağlı, çağın bilimsel gerçeklerine açık, analiz eden, üreten, problem çözen, kültürlü, inançlı, toplumsal duyarlılığı olan nesiller yetiştirmek olması gerektiğini vurguladı.
Çocukların manevi ve kültürel değerlerini özümsemesine yardımcı olacak milli içerikle zenginleştirilmiş yayın, film ve benzeri eğitim araç ve gereçlerin üretiminin desteklenmesi ve kullanımının sağlanmasını isteyen Karadağ, "Türklüğün ve İslam'ın milli ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Hacı Bayram Veli ve Yunus Emre gibi önder şahsiyetlerin hayatı ve felsefesi ortaöğretimde seçmeli ders olarak okutulmalıdır. Manevi ve kültürel yozlaşmaya karşı Anadolu'da mayalanan bilgi ve hikmet genç kuşaklara aktarılmalıdır. Din kisvesi altında sapkın akımlara karşı çocuklarımızı korumak için Anadolu'nun irfanını öne çıkaran bir din eğitimi benimsenmelidir. Binlerce yıllık tarih, kültür, bilgi ve medeniyet birikimine sahip bu milletin elbette kendine özgü bir milli eğitim sistemini kurup işletmesi şarttır." değerlendirmesinde bulundu.
Ortaöğretimden yükseköğretime geçişteki sınav sistemine işaret eden Karadağ, "Gençlerimiz sınav karmaşasından kurtarılmalıdır. Gençlerimizin beceri, yetenek, eğilim ve arzuları istikametinde istediği fakültelere girebileceği bir yükseköğretim giriş sisteminin geliştirilmesi ertelenemez bir gerekliliktir. Üniversitelerin ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, araştırma yaparak bilim ve teknoloji üreten, toplumsal gelişmeye önderlik eden, bilimsel yönetmelerle meselelere çözüm üreten, dünya üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları haline gelmesi esas olmalıdır." dedi.
Iğdır Üniversitesi ve şehrin hukuk, tıp, eğitim ve diş hekimliği fakülteleri gibi YÖK'te bekleyen taleplerinin bulunduğunu anımsatan Karadağ, uluslararası bir üniversite konumunda olması gereken Iğdır Üniversitesinin bu taleplerinin en kısa zamanda YÖK Başkanlığı tarafından yerine getirilmesini beklediklerini kaydetti.
Öğretmenlerin çözüme kavuşturulması gereken sorunlarının bulunduğunu anımsatan Karadağ, "Mevcut insan kaynağının en verimli şekilde değerlendirilmesi ve aidiyetin güçlendirilmesi için öğretmen ve idarecilerin hakları konusunda gerekli duyarlılık gösterilerek öğretmen ve okul yöneticilerinin atamaları ve çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri gibi hususları içeren öğretmenlik meslek kanununun bir an önce çıkarılması, öğretmenlerimizin toplumsal statüsünün mutlaka yükseltilmesi gerekmektedir. Bu kanun kapsamı içerisinde öğretmenlerimizin, milli eğitim sistemimizin karşı karşıya kaldığı problemlerin giderilmesine yönelik çalışmalar mutlaka eklenmelidir." ifadesini kullandı.
Öğretmenlerin 3600 ek göstergeyle ilgili beklentilerinin de bulunduğunu dile getiren Karadağ, bu konudaki düzenlemenin de bir an önce yapılmasını arzu ettiklerini, bununla birlikte eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin iyileştirilmesini ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim personelinin tamamına ödenmesini istediklerini belirtti.
MHP Ankara Milletvekili Mevlüt Karakaya, Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen alanlarından birisinin de eğitim olduğunu dile getirdi.
Eğitimin, beşeri kaynak veya sermayeyi oluşturan ve geliştiren yegane aktiviteler bütünü olduğunu anımsatan Karakaya, bu faaliyetlerin zamanında yapılamaması veya inkıtaya uğratılmasının ileride telafisi mümkün olmayan sorunları da beraberinde getirebileceğini söyledi.
Karakaya, "Özellikle okul çağına gelmiş olan çocuklarımız fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda değişim ve gelişim göstermekte ve okul öncesi dönemden farklı gereksinimlere ihtiyaç duymaktadır. Bu çağda öğretmen, arkadaş gibi diğer kişiler de çocuğun gelişmesine ciddi katkılar sunmaktadır. Akran etkisi, bedensel değişim, cinsiyet farkındalığı, grup oyunları, bireysel gelişim bu dönemin önde gelen özelliklerindendir. Belirlenen amaç ve hedeflere ulaşmanın temel şartı, zamanında eğitimin verilmesidir." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığının, yüz yüze eğitime bir an önce dönme konusundaki gayret ve çabalarını da yerinde bulduklarını ifade eden Karakaya, "Okullarda alınan fiziki tedbirler, konuya ilişkin farkındalık eğitimleri dikkate alındığında genel tedbirler içerisinde şartların el verdiği ölçü ve nispette bir an evvel yüz yüze eğitime geçilmesinde fayda olduğunu da ifade etmeliyiz." dedi.
"Alt gelir grubundaki insanlarımıza sosyal yardımlara devam edilmeli"
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgının pek çok alanda olumsuz etkilerini gösterdiğini dile getirerek, "Türkiye ekonomisi de bu süreçten şüphesiz etkilenmiştir. Buna karşılık sağlık, güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere her alanda tarihi ve tesirli önlemler alınmış, salgına karşı makul ölçüde bir direniş sergilenmiştir." diye konuştu.
Alınan bazı tedbirlerle de toplumun her kesiminin koruma altına alınmaya çalışıldığını dile getiren Şimşek, "Fakir fukaranın, kimsesizin, yaşlının, asgari ücretlinin, emeklinin, çiftçinin derdi derdimiz. Özellikle bu pandemi süreci içerisinde alt gelir grubundaki insanlarımıza sosyal yardımlara devam edilmeli. Asgari ücretle geçinen ve düşük maaş alan emeklilerimiz gözetilmelidir. Bu süreçte çalışan, üreten çiftçilerimize de kolaylık sağlanmalı, Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçları da mutlaka ertelenmelidir." ifadesine yer verdi.
Türkiye'nin son yıllarda ulaştırma ve altyapıya ilişkin dünya çapındaki büyük projeleri hayata geçirdiğini belirten Şimşek, Avrasya Tüneli, Marmaray, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı'nın bunlardan bazıları olduğunu söyledi.
1915 Çanakkale Köprüsü tamamlandığında Türkiye'nin önemli hedeflerinden birisine daha ulaşacağını belirten Şimşek, bu köprüyle birlikte Türkiye'nin batısında otoyol entegrasyonunun tamamlanacağını, İstanbul Boğazı geçişine yeni bir alternatif oluşturulacağını dile getirdi. İzmir-Aydın- Denizli Otoyolunun Antalya'ya kadar bitirilmesi gerektiğini de söyleyen Şimşek, Ankara çıkışı Gölbaşı içerisindeki alt ve üst geçit çalışmalarına da öncelik verilmesini istedi.
Denizyolu-demiryolu kombine taşımacılığını geliştirecek projelere de öncelik verilmesi gerektiğini ifade eden Şimşek, "Kombine yük taşımacılığı hizmetleriyle kombine yük terminalleri ve aktarma merkezlerinin idari ve mali teşvikine yönelik program hazırlanmalıdır. Edirne'den Şanlıurfa'ya kadar kesintisiz bir otoyol bağlantısı sağlayacak olan Ankara-Niğde-Mersin-Adana Otoyolu için milletim adına teşekkür ediyorum. Burada otoyol ücreti biraz daha makul seviyelere çekilerek vatandaşların bu otoyolu daha çok kullanmaları sağlanmalıdır." dedi.
Mersin'in ulaştırma, turizm ve ekonomi alanındaki önemine de işaret eden Şimşek, şehrin ulaşımla ilgili sorunlarının çözülmesi durumunda turizmle de şahlanacağını, tarım, ticaret, taşımacılıkla beraber Türkiye ekonomisine daha büyük katma değer sağlayacağını belirtti.
Mersin'in ulaştırmayla ilgili projelerine sahip çıkılmasını isteyen Şimşek, Mersin-Antalya yolu için de gayret beklediklerini dile getirdi. Şimşek, Mersin-Antalya ile Silifke-Mut- Karaman yollarının kent için önemine dikkati çekerek, şehre ayrılan ödeneklerden en önemli payın bu iki yola ayrılmasının uygun olacağını söyledi.
Şimşek, Çukurova Havalimanı'nın bir an önce tamamlanmasını heyecanla beklediklerini, burasının açılışıyla ilgili de bir tarihi duymak istediklerini kaydetti.
100 ceza puanını dolduran, ehliyetine el konulan ya da trafik cezaları bulunan sürücülerin ehliyet affı beklediğini de aktaran Şimşek, "Pandemi süreci içerisinde bu vatandaşlarımızın meslekleri şoförlük olduğu için iş bulamadıklarını, kalan cezalarının paraya çevrilmesini istiyorlar. Bu sebeple sadece ceza puanından dolayı ehliyetine el konulan, herhangi bir cana kastetmemiş olanlara bir defaya mahsus bir ehliyet affının çıkarılması talebimizdir." dedi.
"Türkiye ekonomisinin çökertilmesi hedeflendi"
MHP Kayseri Milletvekili Mustafa Baki Ersoy, 2020 yılında terör, afetler ve virüs faktörleriyle birlikte Türkiye'nin, küresel güçlerin öncülüğünde kur ve faiz üzerinden ekonomik saldırılara maruz kaldığını ve Türkiye ekonomisinin çökertilmesinin hedeflendiğini söyledi. Özellikle de 2018 yılı Ağustos ayından itibaren finans sistemini hedef alan saldırılar nedeniyle döviz kurundaki yükselişle başlayan finansal dalgalanmanın faizlerden enflasyona bir dizi zincirleme etkileye yol açtığını anımsatan Ersoy, bu ortamda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı avantajın devreye girerek her alanda hızlı ve etkili karar mekanizmasının gücüyle Türkiye'nin vesayet odaklarından arındırıldığını belirtti. Ersoy, Türkiye'nin, dış mihrakların kötü emel ve arzularının aksine güçlü teknolojisi ve dirayetiyle ayak bağlarından kurtulduğunu, tüm basiretiyle Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta, Libya'da, Ege'de, Suriye'de, Irak'ta, Kafkaslar'da söz sahibi olduğunu ve haklı mücadelesinden bir adım dahi geri adım atmadığını belirtti.
Günümüzde ülkeler arasındaki rekabeti etkileyebilecek en önemli parametrenin bilgi ve iletişim teknolojileri ile bu alana yapılacak yatırımların olduğuna işaret eden Ersoy, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) özellikle haberleşme alanında yaptığı önemli çalışmalardan bir tanesinin, mobil ve sabit telefon numaralarının taşınabilir hale getirilmesi, 3G ve 4.5G internet hizmeti gibi hayatı kolaylaştıran projeler olduğunu anlattı.
Ersoy, "BTK, bir taraftan 4.5G hizmetiyle halkımıza kablosuz, yüksek hızlı internet kullanma imkanı sunarken diğer taraftan 4.5G altyapısında kullanılan yazılım ve donanım ürünlerinin yüzde 45'inin de yerli ve milli ürün olması nedeniyle, şebekede ithalata bağımlılığın azalmasına vesile olmuş ve yerlilik oranını da önemli derecede artırmıştır. Bu çalışmalar, aynı zamanda 5G ve ötesi haberleşme hizmetlerinin de altyapısını oluşturması açısından oldukça önemlidir." dedi.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün çalışmaları hakkında da bilgi veren Ersoy, "Ülkemiz 2009-2019 yılları arasındaki dönemde yeni açtığı hatlar ve uçuş ağına eklediği yeni noktalarla havacılıkta doğrudan ve dolaylı bağlantılarını en fazla geliştiren ülke haline gelmiştir." ifadesini kullandı.
Kayseri'nin, Orta Anadolu Bölgesi'nin en önemli ticaret merkezi olduğunu anımsatan Ersoy, buna rağmen Kayseri'ye ulaşım imkanlarının sınırlı olduğunu söyledi. Ersoy, "Kayserili hemşehrilerimizin ve bir şekilde yolu Kayseri'yle kesişen vatandaşlarımızın önünde 'sınırlar' bulunmaktadır ve bu sınırların kaldırılarak Kayseri'ye hareket özgürlüğünün getirilmesi beklentimizdir." diye konuştu.
Kayseri'ye hızlı tren müjdesinin ilk kez 2011'de verildiğini ancak henüz bir gelişmenin olmadığını belirten Ersoy, "Kayseri halkı, bakanımızdan, tarih vermesini ve hatta geçmişte ihalesi iptal edilen projenin yeniden 2021 yılı içerisinde ihaleye çıkarılmasını ve bir an evvel yapımına başlanmasını, tabiri caizse yüksek hızlı trende tünelin ucunu görmeyi beklemektedir." şeklinde konuştu.
Son Dakika › Politika › Son dakika haberleri! TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarının bütçeleri görüşülüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?