CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca,Çarşamba, Ağcagüney ve Şeyhgüven Mahallesi Çiftçilerinin Sorunlarını Dinledi - Son Dakika
Yerel

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca,Çarşamba, Ağcagüney ve Şeyhgüven Mahallesi Çiftçilerinin Sorunlarını Dinledi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca Samsun’un Çarşamba ilçesi Ağcagüney mahallesinde ve Şeyhgüven mahallerinde çiftçilerle bir araya geldi. Karaca, "Bence bizler susalım sizler konuşun. Üreten konuşsun, üretip ürettiğinin karşılığını alamayanlar konuşsun. Siyasiler konuşur konuşur gider. Biz konuşan değil, dinleyen, dinleyerek sorunlara çözüm üretmeyi hedefleyen bir siyasi iktidarız, iktidar olacağız" dedi.

01.07.2022 20:01  Güncelleme: 18:32
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca Samsun'un Çarşamba ilçesi Ağcagüney mahallesinde ve Şeyhgüven mahallerinde çiftçilerle bir araya geldi. Karaca, "Bence bizler susalım sizler konuşun. Üreten konuşsun, üretip ürettiğinin karşılığını alamayanlar konuşsun. Siyasiler konuşur konuşur gider. Biz konuşan değil, dinleyen, dinleyerek sorunlara çözüm üretmeyi hedefleyen bir siyasi iktidarız, iktidar olacağız" dedi.

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, bugün Samsun'un Çarşamba ilçesinin Ağcagüney çiftçileriyle Çarşamba, Ayvacık ve Salıpazarı Organik Fındık Birliği lokalinde üreticilerin sorunlarını dinledi.

"BENCE BİZLER SUSALIM, ÜRETEN KONUŞSUN"

Gülizar Biçer Karaca şunları söyledi:

"Çok güzel ovalarınız, çok güzel coğrafyanız var. Çarşamba'ya bundan 3 yıl kadar öncesinde geldim. O zaman bir BES (Biokütle Enerji Santrali) vardı. O zaman Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıydım. Samsunluların, Çarşambalıların o direnişlerine, mücadelelerine katkıda bulunmak ve destek olmak için oradaydım. O zaman da oradaki bütün konuşmacılar sarf etmişlerdi. Ülkemizin genel durumu, bu konuda vatandaşlarımıza, sizlere, bildiğiniz şeyleri anlatmak, ya da yaşadıklarınızı anlatmak çok da doğru değil. Tereciye tere satmak gibi olacak. Hayvancılıkla uğraşıyorsunuz, çiftçilikle uğraşıyorsunuz, fındık üretiyorsunuz ve asıl görevimiz sizleri dinlemek sizlerin sorunları, sizlerin beklentileri, sizlerin talepleri nedir diye onları almak ondan sonra CHP'nin yaklaşmakta olan iktidarında bu konuda CHP olarak düzenli neleri paylaşacağımızı ve bu ülkenin üreten bir Türkiye olacağını, bu ülkenin ektiği diktiği para eden, alın teriyle kurduğu topraklardan elde ettiği ürünlerden hayatını kazanan çocuğunu, okutan geçindiren ama tabii bir o kadar da devletin verdiği katkıyı, hizmet olarak vefa olarak huzur olarak adaletle geri almak isteyen, yurttaşlarımız olarak bir de sizlere bu konudaki çalışmalarımızı ve hedeflerimizi paylaşacağız.  Bugün burada bizleri kabul ettiniz, bizlerle burada karşılıklı olarak düşüncelerimizi paylaşabilme olanağı verdiniz. Bence bizler susalım sizler konuşun. Üreten konuşsun, üretip ürettiğinin karşılığını alamayanlar konuşsun. Siyasiler konuşur konuşur gider. Biz konuşan değil, dinleyen, dinleyerek sorunlara çözüm üretmeyi hedefleyen 'bir siyasi iktidarız. İktidar olacağız. İktidar dedim Allah söyletti."

Orada bulunan vatandaş da derdini şöyle anlattı:

"MUHTAR DEDİĞİN İKİ TARAFA DA UYMALI"

Çarşamba Ağcagüney Mahallesi muhtarı Yaşar Uçar: "Mahallemize hoş geldiniz. Kusura bakmayın ben Ak Partiliyim. İş değişirse geçerim öbür tarafa. Muhtar dediğin iki tarafa uyması lazım. Köyün bazı sorunları var. Bazı değil bayağı sorunları var. Biz şimdi fındığa güveniyoruz. Fındık da para etmez ise, köylünün durumu kötü. Başka da bayağı sıkıntılar var. Altyapı sorunları, üstyapı sorunları var tabii ki, fındıktan beklentimiz var. Şu anda maliyeti soracak olursanız kurtarmıyor. Mazot her şey pahalı."

"VATANDAŞ KORKUDAN KONUŞAMIYOR"

Çarşamba, Ayvacık ve Salıpazarı Organik Fındık Üreticileri Birliği Başkanı Ali Bakır:  "İnanın Türkiye'nin bütün köylerinden bahsediyorum, en az yüzde 50'si hacizli. Herkes bankaya hacizliler. Olmayan yok. Sorunlu olmayan hiç kimse yok. Ama vatandaş inan konuşamıyor. Vatandaşın kimin çocuğu işte, kiminin çocuğu öyle, kiminin çocuğu böyle bahane var, korku ise alabildiğine var. Adam yan tarafta duruyor, burada benim gibi gömüldü. Kiminin çocuğu bir yerde işte, yarın çocuğum işinden olmasın diye, milletin içinde böyle bir korku var. Burada oturuyoruz bakın petrol ofisi burada, mağazamız burada geçen seneyle bu sene en az olanı yüzde 300 zam var. Tohumlar öyle gübreler öyle, ilaçlar öyle her şey öyle alabildiğine.  Bunu artık her gittiğimiz yerde anlatıyoruz. Tabii siz zaten biliyorsunuz bunları. Kaymakam, ziraat odası başkanı, muhtarlar dernek başkanı, ilçe tarım müdürü ile yevmiye belirlemeye kalktılar. Fındık, sebze ve meyve olan kısımlarımızda doğudan gelen çalışan işçilerimiz var. Bunların yevmiyesi ne kadar olsun diye toplantı yapmışlar ve 170 TL'ye karar vermişler. Geçen yıl 110 TL'ydi. Bir tabak yemek 50 lira adam bir öğlen yemeği yiyor olsa zaten 3 tabak yemek 150 lira ediyor. 170 lira yevmiye olabilir mi? Gariban, doğudan gelenler bunları nasılsa konuşamıyorlar. Karın tokluğuna çalışıyorlar. Yani köle düzeni olduk. Bunun adı köle düzeni. Artık şu yevmiyeci değil köle."

"ALANLARDA SOL PARTİLER, KAYMAĞINI YİYENLER SAĞ PARTİLER"

Yöre halkından Ahmet Erbaş: "Ben de bu yörenin insanıyım. Ağcagüney beldesi 1994 yılında iyi olacak denildi, belde yapıldı. AKP geldi daha iyi olacak dedi ve beldeyi kapattı. Şu anda Ağcagüney ve çevre köyler sürekli göç veriyor. Şu anda 20-25 adet ahırın boş olduğunu biliyorum. Ben inşaat sektöründeyim her ikisi de şu anda vahim. Çevremizde yüzde 60-65 sağ partiler oy çıkar. Maalesef ki sol partiler ben iyi biliyoruz ki, işçiden çiftçiden yana, politikalar üretilir ama hiçbir zaman da hakkını alamaz. Bu Türkiye'nin bir gerçeğidir. İslam coğrafyası üzerinde dönen, din üzerine alın dini üzerlerinden konuşacak hiçbir şeyleri olmaz. Yöremiz insanları sade çiftçi üretici başka bir karı amacı yok. Burada üniversite mezunu 10 genç bulamazsınız burada. Duramazlar, barınamazlar ne yapsınlar gençlerimiz. CHP ya da Millet İttifakı geldiklerinde neler yapar. Buradaki arkadaşlar adına da sizlere soruyorum. Sol örgütleri her zaman meydanlarda görüyorum ama maalesef ki ekmeğini yiyenler de sağ örgütler. Tek amaçları İslam amacı altında yapılan politikalar. Üzgünüm ama ülkemizin durumu da bu."

"HAKLI OLARAK GİRDİĞİNİZ YERDEN SUÇLU OLARAK ÇIKARSINIZ"

Şeyhgüven mahallesinden Mustafa Öztürk: "Derdimiz çok ama kısaca anlatmasını bilen bir cümleye bir kitabı sığdırır. Anlamasını bilen de bir kitabı bir cümleyle anlar. Derdimiz çok ama kime söyleyeceğiz. Şu an memleket sahipsiz. Ama bin bir çeşit düşünceler var. Biz de o düşüncelerden birisiyiz. Olmayacak bir şeyi söylemek bence boştur. Sesimiz üst makamlar gidecek ama seçime kadar hiçbir şey olmayacak. Ülkede hukuk adalet hiçbir şey kalmadı. İğne ucu kadar kalmadı. Dayınız varsa işiniz hallolur. Yoksa dayın haklı olarak girdiğin yerden suçlu olarak çıkarsınız. Şu an öyle bir devirdeyiz ki memleketin dünyada saygınlığı itibarı kalmadı. Yabancı basının görüşleri çok önemli."

"İKİ İŞTE ÇALIŞIYORUM ALDIĞIM ÜCRET ASGARİ ÜCRET BİLE OLAMIYOR"

Beden eğitimi öğretmenliği mezunu Rabia Erbaş: "Burada sağcısı solcusu yok. Bir makam sahibi bir insan bizlerin sorunlarını dinlemeye gelmiş. Görüşlerimizi söylemek yerine insanları sağ ya da sol ayırmak yerine neden dertleşemiyoruz? İnsanları neden ayrıştırıyoruz. Büyükler bize örnek olmak zorundalar. Bir kadın gelmiş hiç biriniz eşlerinize söylediniz mi? Bir kadın gelmiş siz de kadın olarak karşılamaya gelin ne konuşulduğunu bir dinleyelim dediniz mi? Hepimizin dertleri var. Ben şimdi öğretmenlik mezunuyum. Ama yazın fındık topluyorum.  Bir sürü derdimiz varken tutuyorsunuz sen sağcısın sen solcusun bütün bu konuları geçtim ben çevre köy Üçköprü'den kalktım geldim. Sorunlarımızı söylemekten çekinmeyin. Bizim de yolumuzu kapatıyorsunuz. Çoğunuz emeklisiniz. Ben nasıl evlenip bir düzen kurabilirim ki? Benden ne bekliyorsunuz. Ben tek kişiyim ama belki de hepinizin hayatına dokunacağım.  Söylediklerime saygı duyarsanız birbirimizi belki daha iyi anlarız. Atanamadığım için ben şu anda iki işte çalışıyorum ama aldığım ücretin toplamı asgari ücret olmuyor. Gidiş geliş yol masrafım 6,5 lira. Bir tabak yemek 50 lira. Cebime kalan 1500 ya da taş çatlasın 2 bin lira. Yaşıtlarımdan herkes polis olmak istiyor. Ben de subay olmak istiyorum. Ama bir yerden destek yok. Bir yerde konuşamıyorum."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca,Çarşamba, Ağcagüney ve Şeyhgüven Mahallesi Çiftçilerinin Sorunlarını Dinledi
Kaynak: ANKA

Son Dakika Yerel CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca,Çarşamba, Ağcagüney ve Şeyhgüven Mahallesi Çiftçilerinin Sorunlarını Dinledi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement