Dha Yurt Bülteni-10 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-10

1)KILIÇDAROĞLU: 'GETİRİLMEK İSTENEN SİSTEMİN FRENİ YOKTUR, ÇÜNKÜ HESAP VERENİ YOKTUR'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Amasya mitinginde yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen sistemi eleştirerek, "Getirilmek istenen sistemin freni yoktur, çünkü hesap...

15.03.2017 15:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)KILIÇDAROĞLU: 'GETİRİLMEK İSTENEN SİSTEMİN FRENİ YOKTUR, ÇÜNKÜ HESAP VERENİ YOKTUR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Amasya mitinginde yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen sistemi eleştirerek, "Getirilmek istenen sistemin freni yoktur, çünkü hesap vereni yoktur. Teklik Allah'a mahsustur. Bu sistemde bir kişiyi, başkanı ikna ettiğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti'ni en geç 24 saat içinde ele geçirebilirsiniz. Hiçbir mekanizması yoktur" dedi.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak referandum için partisinin başlattığı kampanya kapsamında düzenlenen ilk il miting programına katılmak üzere Amasya'ya geldi. Kılıçdaroğlu, kent girişinde vatandaşlar ve partililer tarafından karşılandı. Ardından Mustafa Kemal Atatürk'ün 12 Haziran 1919'da silah arkadaşları ile birlikte geldiği Amasya'da 'Amasya Genelgesini' yayınladığı Saraydüzü Kışla'nı ziyaret etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saraydüzü Kışlası binasını gezdikten sonra Yavuz Selim Meydanı'nda düzenlenen miting alanına geldi. Kılıçdaroğlu'ndan önce Türkiye'nin çeşitli yörelerinden halk oyunlarını oynayan ekipler gösteri yaptı. Alanın çevresine Türk Bayrakları ve Atatürk posterleri açıldı. Alanda toplananlar ise üzerinde 'Hayır' yazan bayraklar ile Türk Bayrakları ve üzerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının yer aldığı bayrakları taşıdı.

CHP'NİN REFERANDUM MÜZİĞİ ÇALINDI

Miting programı saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Ardından CHP'nin referandum kampanyasında kullanacağı ilk müzik çalındı. Partililer de müziğe alkışlarla eşlik etti. Şarkı iki defa çalındı.

Yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı yağmur altında düzenlenen mitigde konuşan Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan sandığa giderken düşünmelerini isteyerek, "Diyebilirsiniz ki neden Amasya da böyle bir toplantı yaptınız. Amasya bizim tarihimizin önemli bir kilometre taşıdır. Gazi Mustfa Kemal Atatürk Amasya'ya geldiğinde bir Amasya Tamimi yayınlandı. Dedi ki o genelde 'Milletin istiklalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır' Amasya ne kadar gurur duysa azdır. Böyle bir genelgeye sahip olmak, her şehre nasip olmaz. Evet şehzadeler kenti Ferhat ile Şirin'in kenti ama Amasya genelgesinin de kentiö dedi. Konuşması sırasında slogan atılmamasını isteyen Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Şu anda bu meydanda her partiden insanımız var. Her partiden insana gönül borcumuz var. Her partiden insana kardeşime sesleniyorum. Biz Türkiye'de yaşıyorsak aynı havayı teneffüs ediyorsak bir anayasa hepimizin canını ve malını güvence altına alan bir anayasa olmalıdır. O anayasa hepimizin anayasası olmalıdır. Benim gibi düşünmeyen insanın da anayasası olmalıdır. Ben düşünüyorum diye herkes benim gibi düşünmek zorunda olmamalıdır. Anayasa bir uzlaşma belgesi olmalıdır. Anayasa hepimizin ortak paydası olmak zorundadır. Beraber düşüneceğiz hepimiz. Hangi partiden olursak olalım. Bakın burada hiçbir siyasi partinin bayrağı yok. Niye yok? Çünkü anayasa bir partinin anayasası değil hepimizin anayasası. O nedenle sandığa giderken, ister sağcı olalım ister solcu ister ortacı ister doğuda yaşayayalım ister batıda, ister güneyde ister kuzeyde. İstersek yaşam tarzımız farklı olabilir, kimliklerimiz inançlarımız farklı olabilir ama biz bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kutuplaşmak, kavga etmek değil birarada yaşamak istiyoruz. Anayasa bize bu güvenceleri sağlamalı.ö

Kendisini dinleyen vatandaşlara 'Bu anayasa değişikliği Türkiye'nin hangi sorununu çözecekö diye soran Kılıçdaroğlu, "Çiftinin, esnafın sorunun çözecek mi? Terör sorunun çözecek mi, istikrar sorununu çözecek mi hangi sorunu çözecek. Gençlerin işsizlik sorununu çözecek mi? O zaman niye bu anayasa değişikliği yapılıyor. Hangi gerekçe ile yapılıyor. Bütün vatandaşlarımdan sadece bir şey istiyorum. Sandığa giderken düşünün elinizi vicdanınıza koyun. Bu işin vebalı ağırdır. Sevgili anneler size sesleniyorum. Siz freni olmayan bir otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz. Siz nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Bu getirilmek istenen sistemin freni yoktur, çünkü hesap vereni yoktur. Bir apartman düşünün. Apartmanda bir yönetim kurulu vardır aidatları veririz. Bir de onu denetim kurulu vardır. Ödediğimiz aidatlar doğru harcanıyor mu harcanmıyor mu onu denetlerler. Bu sistemde parayı veriyoruz ama denetim sıfır, denetim yok. Apartmanı bile denetliyoruz koskoca Türkiye Cumhuriyeti denetim dışında kalıyor. Vebalı, günahı ağırdır bunun. Çocuklarımıza karşı güzel bir karar vermeliyiz.

TEKLİK ALLAH'A MAHSUS

Getirilmek istenen sistemde bir kişiye yetki verildiğini belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bu sistemin asıl tehlikesi nerede onu size anlatayım. Bütün yetkiyi bir kişiye verdik. Devleti yeniden yapılandırıyor. İstediği kişileri atıyabiliyor. Eğer bu bir kişiyi bir devlet kandırırsa, bir grup kandırırsa, bir kişi kandırırsa 24 saatte Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirir. Bir daha söylüyorum. Bu sistemde bir kişiyi başkanı ikna etitğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti'ni en geç 24 saat içinde ele geçirebilirsiniz. Hiçbir mekanizması yoktur. Nasıl geçirirsiniz müsteşarları o tayin edecek, bakanları o tayip edecek. Genel müdürleri, emniyet müdürlerini, müftüleri, müsteşar yardımcılarını, daire başkanları o tayin edecek. Bir saatte resmi gazede yayınlanır devletin bütün kadroları 24 saat içinde değişir. Hani diyorlar ya FETÖ. FETÖ örgütü devleti ele geçirmek için hani paralelel devlet yapılanması ne kadar çalıştı. 30, 35 yıldır çalışıyor diyorlar. 30, 35 yıla gerek yok bir kişiyi kandıracaksın, bir kişiyi ikna edeceksin devleti zaten ele geçiriyorsun. Neden biz bunu Amasya'da başlattık. Bunun için başlattık. Sivas kongresini, Erzurum kongresini düşünün. 2 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını düşünün. Hiçbir yerde tek adam yoktur. Erzurum kongresinde, Sivas kongresinde yoktur. Amasya Genelgesi hazırlanırken de tek kişi yoktur. Kuvai Miliye vardır burada. 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi açılırken yine tek kişi yoktu. Osmanlı da da tek kişi yoktur. Ama şimdi biz bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz. Teklik Allah'a mahsustur. Beşer şaşar insanoğlu hata yapar. Dünyadaki bütün canlılar içinde hata insana mahsusutur. Allah'ın verdiği en değerli şeydir akıl. Biz çünkü bakarız, konuşuruz, sorgularız, tartarız aklımızı kullarız. O nedenle yüce yaradan kutsal kitapta der ki 'Aklınızı kullanmıyor musunuz' şimdi aklımızı kullanma zamanı. Bu işin sağı solu doğusu batısı güneyi kuzeyi yok. Bu iş bir memleket meselesi geleceğimiz meselesi."

HOLLANDA'DAKİ BÜYÜKELÇİMİZ NEREDE?

Kılıçdaroğlu, millet kavramının en güzel şekilde resmi belgelere girdiği tarihin Amasya Tamimi'nin yayınlandığı tarih yani 1919 olduğunu söyleyerek, "Şimdi biz bu tarihten vazgeçiyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan bir modele gidiyoruz. Bakın Hollanda'da olaylar oldu iki bakanımız alınmadı. Milli bir meseledir. Biz de destekledik mi destekledik. Milli meselede beraberiz bir sorunumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanları başka bir yere gidiyorsa hiçbir ülke onları geri çeviremez. Geri çevriliyorsa sorgularız ortak duruş sergileriz. Ama size bir şey söyleyeyim Sayın Dışişleri Bakanımız Hollanda'ya gittiğinde bizim büyükelçimiz neredeydi. Hiç duydunuz mu, hiç sordunuz mu. Niye büyükelçi konuşmaz. Nerede bu büyükelçi. Bu sorunun cevabını bekleyelim değil mi. Bir Dışişleri Bakanı bir ülkeye gidecek, gittiği ülkede kendi ülkesinin büyük elçisi onu karşılamayacak. Orada olmayacak niçin. Niye büyükelçi orada yok bunu sorgulamamız lazımö diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------

-Kılıçdaroğlu nun konuşması

-Detay görüntüler

-Referandum müziğinden görüntü

Yaprak KOÇER- Hakan AKGÜN- Sinan HARMANCI- Savaş TUTAK/ AMASYA, -

=======================================================

2)CHP'Lİ TEKİN: ŞANLIURFA BÖYLE GİDERSE ŞANLI SURİYE OLABİLİR

REFERANDUM çalışmaları için Şanlıurfa'ya gelen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, "Şanlıurfa böyle giderse Şanlı Suriye olabilir. Gidişat onu gösteriyor" dedi.

Gürsel Tekin, beraberinde milletvekilleri Enis Berberoğlu ve Mahmut Tanal ile birlikte partisinin referandum çalışmaları için Şanlıurfa'ya geldi. Tarihi Gümrük Hanı ve Balıklıgöl çevresinde esnafı gezip balıklara yem attı.

16 Nisan'da yapıla referandum için 'Hayır' oyu isteyen Tekin, 2010 referandumunun 15 Temmuz'daki darbe girişiminin temel atma töreni olduğunu öne sürdü. Tekin, şöyle dedi:

"2010 yılında en çok 'Evet' oyu siz verdiniz. Neye verdiniz biliyor musunuz? Darbeye yol açtınız. 2010 yılındaki referandum yani Anayasa değişikliği Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütün itirazlarına rağmen, aman ha burada iki tane tuzak var. 'Türkiye'yi zor durumda bırakırsınız' dememize rağmen ne yazık ki en çok oyu siz verdiniz ve o darbenin sebebi Ergenekon, Balyoz, bütün kumpasların yol açıldığı yer 2010 referandumudur. Yargıyı bir gruba bir kişiye teslim ederseniz, Türkiye'yi teslim alırsınız. 2010 referandumu 15 Temmuz'daki darbenin temel atma töreniydi. 249 şehidimizin ve Türkiye'de yaşanan bu darbenin sorumlusu 2010 yılındaki referandumdur."

Türkiye coğrafyasının tamamında ciddi bir işsizlik sorununun olduğunu ifade eden Tekin, "Vatandaş da haklı olarak bize sitem ediyor. 'Bu kadar işsizlik, bu kadar sorun var; siz niye dile getirmiyorsunuz' diyor. Vallahi dile getiriyoruz, billahi dile getiriyoruz, tallahi dile getiriyoruz. Ancak sağır ve dilsiz bir medyamız olduğu için, size ulaşamadığımız için kusura bakmayın. Türkiye ilk kez son yılların en büyük işsizliğini yaşıyor. Buna çare bulmak için 15 yılık iktidar, referandum döneminde televizyonlarda işsizlere iş diye haberler yapılıyor. Nerede bu iş, ben de başvuracağım" dişe konuştu.

"ŞANLIURFA BÖYLE GİDERSE ŞANLI SURİYE OLABİLİR"

Ortadoğu ve Suriye'de yaşananlardan kaynaklı Türkiye'deki en fazla sığınmacı nüfusunun Şanlıurfa'da olduğunu anlatan Tekin, şunları söyledi:

"Ne yazık ki Şanlıurfa işsizlik konusunda çok ciddi sorun yaşayan bir ilimizdir. Suriye meselesinden kaynaklı Türkiye'de en çok mülteci ve göçmen alan tek il Şanlıurfa'dır. Şanlıurfa böyle giderse Şanlı Suriye olabilir. Bu gidişat onu gösteriyor. Esnaflara bakıyoruz ana caddelerin çoğunda Suriyeli esnaflar var ve haksız bir rekabet var. Biz mazlum insanlar yaşamasın demiyoruz, elbette yaşamalı ama disiplinli bir şekilde yaşamalı ve kayıt altına alınabilmeli, kayıt altında olmayan ve ekonomide ne yazık ki Suriyelilerin avantajlarını buradaki yerli Şanlıurfalıların kullanma şansı yok."

"TURİSTİK SEYAHATİ YAPTIRIM DİYE KAMUOYUNA SUNUYORLAR"

Son günlerde Türkiye'nin Hollanda ve Almanya ile yaşadığı tartışmaya da değinen Tekin, "Biliyorsunuz Türkiye Bakanlar Kurulu dün çok ağır yaptırımlar aldı. Bu nasıl bir şeydir, siz milletle alay mı ediyorsunuz? ya kavga etmeyeceksiniz ya da kavga ediyorsanız gereğini yapacaksınız. Bir turistik seyahati yaptırım olarak kamuoyuna sunup, o koca gazetelerimizde büyük yaptırım diye verirse, yazıktır, günah işlersiniz yapmayın. Eğer yaptırım yapmak istiyorsanız gelin yaptırımların ne olacağını biz size söyleriz. Adana İncirlik'te hadi çıkarın askerleri hadi hodri meydan. Buyurun ama buna gücünüz yetmiyor" şeklinde konuştu.

BERBEROĞLU: SEÇMEN, FRENİ PATLAMIŞ BİR KAMYONA BİNMEK İSTEMİYOR

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ise bölgede yaptıkları gezilerin referandumdan 'Hayır' sonucu çıkacağını kaydederek, "Bu bölge kararını vermiş. Bu bölge çok güçlü bir şekilde 'Hayır' diyecektir. İktidar partisi Şanlıurfa'da sürpriz bir sonuç bekleyebilir. Bölgede yaptığımız gezilerde bunu gördük. Türkiye burada bir parti meselesi olmaktan çıkarmış, meseleyi bir demokrasi meselesi olarak algılıyor. Türk seçmeni bu sebeple de bir maceraya girmek istemiyor. Freni patlamış bir kamyona binmek istemiyor. Bunlar sokaktan duyduğumuz tabirler kendi uydurduğumuz tabirler değildir. 16 Nisan'da bu bölgenin kararının hayır olacağına dair çok güçlü bir zemin edindim" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

CHP milletvekillerinin esnaf ziyaret etmesi

Milletvekillerinin esnafın sorunlarını dinlemesi

Milletvekillerinin Balıklıgöl'ü ziyaret etmesi

Milletvekillerinin balıklara yem atması

Gürsel Tekin'in konuşması

Enis Berberoğlu'nun konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 221 MB, 302 MB

=========================================================

3)DEMİRYOLU İŞÇİLERİ GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI

ADANA'nın Karaisalı İlçesi'nde demiryolu tamir aracının devrilmesi sonucu meydana gelen kazada ölen 3 işçinin cenazeleri gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Karaisalı İlçesi'ne bağlı Bucak Mahallesi'nde dün akşam saatlerinde, demiryolu işçileri Semih Tezcan, Sedat Aktaş ve Erdal Acar, bakım aracıyla Varda köprüsünden inerken aracın freni boşaldı. Yokuş aşağı inen ve 2 vagon bağlı olan bakım aracı 9 kilometre kontrolsüz şekilde gittikten sonra devrildi. Kazada işçiler Semih Tezcan, Sedat Aktaş ve Erdal Acar olay yerinde öldü.

Adana Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından Semih Tezcan ile Erdal Acar'ın cenazeleri, Pozantı İlçesi Merkez Camii'ne getirildi. Burada düzenlenen törene Pozantı Kaymakamı Taner Tengir ile bürokratlar, aileleri ve çalışma arkadaşları katıldı. TCDD Pozantı İstasyon Şefliğinde makasçı olarak görev yapan memur Erdal Acar ile demiryolu işçisi Semih Teczan'ın cenazeleri Pozantı Şehir Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Sedat Aktaş'ın cenazesi ise Karataş İlçesi'nin Zeytinli Mahallesi'nde son yolculuğuna uğurlandı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Cenaze törenindan görüntüler

İstasyon önündeki törenden görüntüler

Cenaze namazından görüntü

Haber-Kamera: Onur Can BULAT/POZANTI (Adana),

=================================================

4)KEDİ KÖYÜNDEKİ ÖLÜMLER HAYVANSEVERLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİ

ATALYA'da kurulan kedi köyünde gömülü 4 köpek ve 4 kedi ölüsünün bulunması hayvanseverleri karşı karşıya getirdi. İki farklı grup birbirleri hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul'dayken izlediği 'Mandıra Filozofu' filminden etkilenerek Antalya'ya yerleşen Mehmet ve Müjgan Orhan çifti, Antalya Sokak Hayvanları Koruma Derneği'ni (ASKODER) kurdu. Çift sonrasında Doyran'da kiraladıkları bir arazide kedi köyü kurdu. Burada sokak hayvanlarını beslemeye başlayan çift kedi şehri kurmaya karar verince, kedileri de buradan taşıyarak buraya yerleştirdi. Ancak Antalya'da sokak hayvanları alanında faaliyet gösteren Candostları Koruma Derneği üyeleri, son dönemde sosyal medya ortamında ASKODER'in köpeklerden hiç bahsetmediğini fark ettiklerini söyledi. Köpeklerini bu köye bırakanlara ulaştıklarını belirten Candostları Koruma Derneği Başkanı Arife Yanık, "Bu köpeklerin sahiplerinden köpeklerin kedi şehrine taşınması için para talep edilmiş. Para vermeyince köpekler kedi köyünde bırakılmış" dedi.

ÇÖPTE YARALI KÖPEK BULUNDU

Yanık, kedi köyü arazisi sahibinin taşınan Mehmet Orhan'ın kedileri götürdüğünü, ancak köpekleri arazisinde bıraktığını anlattığını belirterek, şöyle konuştu:

"Arazi sahibi, Mehmet Orhan'ın bir haftadır hiç uğramadığını, kalan hayvanların açlık, hastalıktan öldüğünü ve bir köpeği de çöpe attığını belirtti. Çöpe baktığımızda inanılmaz bir görüntü ile karşılaştık ve hasta köpeği ölüme terk ettiğini fark ettik. Köpeği arazi sahibinin aracı ile bakım evine götürdük. Arazi sahibi bir haftadır orada olduklarını, hayvanları doyurmaya çalıştıklarını ancak yeterli olamadıklarını anlattı. Köpeklerin açlıktan kedileri yemiş olabileceğini anlattı."

5 KÖPEK AYNI ANDA NASIL ÖLÜR?

Yaralı köpeğin tedavisi barınakta yapıldığı sırada Mehmet Orhan'ın saldırısına uğradığını iddia eden Arife Yanık, kedi köyünde tekrar yaptıkları araştırmada, gömülü 4 köpek ile 4 kedi bulduklarını söyledi. Yanık, "Manzara dehşet vericiydi. 4 sağlıklı köpek aynı anda nasıl ölmüştü? Jandarma ve savcılığa suç duyurusunda bulunduk" dedi. Ölü hayvanlar, belediye ekiplerince gömülmek üzere daha uygun bir yere taşındı.

İDDİALARI YALANLADI

ASKODER Başkanı Mehmet Orhan ise ölü bulunan köpeklerin Acar Özlem'e ait olduğunu, hayvanları geçici süre ile kedi köyüne bıraktığını söyledi. Orhan, şöyle dedi:

"Kedi şehrine taşınacağımız için Acar Özlem'in bu köpekleri almasını istedik, ama kendisi bir türlü gelip almadı. Köpekleri kedi köyüne götüremedik. Köpekleri arazi sahibinin oğlu zehirlemiş olabilir. Çünkü kendisi burada keçi beslemek istediğini ve köpeklerin burada olmasını istemediğini bize anlatmıştı. Candostları Koruma Derneği bize iftira atıyor. Biz birçok şeyden vazgeçip bu hayvanları beslemeye çalışıyoruz."

Görüntü Dökümü

-------------------------

Çöp kutusundaki kedi ve köpek ölüleri

Ölmek üzere olan bir köpeğin tedavisi

Topraktan çıkarılan kedi ve köpek ölüleri

295 MB/// 04.51ö

HABER- KAMERA: Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA,

======================================================

5)TÜRK TERSANELERİ GEMİ İNŞA SANAYİSİNDE DÜNYANIN GÖZBEBEĞİ OLACAK

14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı öncesinde Türk tersaneleri dev yatırım ve projelerini basınla paylaştı. Tuzla Tersaneler Bölgesi'ne gerçekleştirilen gezide sırasıyla SANMAR, GEMAK ve TK TUZLA tersaneleri ziyaret edildi. Ziyaret sırasında sektörün hedefleri arasında Türk savunma sanayi için yapılan üretimin yurt dışına pazarlanması yer aldığı da dile getirildi.

Pendik Green Park Convention Center'da 21 - 24 Mart tarihleri arasında düzenlenecek 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı kapsamında gerçekleştirilen Tuzla Tersaneler Bölgesi Gezisi'ne SANMAR A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Gürün, GEMAK Grup CEO'su Birol Üner, TK Tuzla Tersanesi Genel Müdür Yardımcısı ve Pazarlama Müdürü Levent Zorer ile GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Özek katıldı. Katılımcılar kendi tersaneleri hakkında bilgi verirken, sektör hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

TÜRKİYE GEMİ TAMİRİNDE AKDENİZİN LİDERİ

Türkiye'nin gemi tamir, bakım ve onarımında Akdenizin lideri olduğunu kaydeden GEMAK Grup CEO'su Birol Üner, sektörün bu konuda imkanlarının oldukça ilerlemiş olduğunu ve 2000 yılından bugüne kadar tersanelerinde 1720 gemi tamir ettiklerini vurguladı. Türkiye'de bir Ro Ro gemisinin boyunu 30 metre uzatarak bir ilke de imza attıklarını ifade eden Üner, "Biz krizde büyümeyi sürdüren bir şirketiz. 2013 yılından itibaren devletimizin de desteği ile endüstriyel projelere yöneldik. Bugün Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün çelik tabliyelerini üreterek tersanelerin endüstriyel alanda da başarılı olabileceğini ispatladık. Dünyada yapılan uluslararası denizcilik fuarları sektörümüzün önünü açan etkinlikler. Türkiye'de de Exposhipping İstanbul gibi bir uluslararası fuarın yapılması Türk gemi sanayiinin potansiyelini ve kabiliyetlerini dünyaya göstermede önemli bir platformdur" dedi.

Gemi inşaat sektöründe Türkiye'nin ilk AR - GE merkezi olma unvanına da sahip olduklarını söyleyen Birol Üner, günümüzde tersanelerin sayısının arttıkça rekabetin daha da artacağını kaydederken sektör olarak gemi tamirinde Türk tersanelerinin Avrupa tersaneleri ile başa baş rekabet ettiklerinin altını çizdi.

İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI ÖN PLANDA OLMALI

Türkiye'nin 2013 yılında en büyük 3. gemi ihracatçısı olduklarını söyleyen ve bugüne kadar dünya çapında 101 gemi ihraç ettiklerini belirten SANMAR A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Gürün, sektör içerisinde dünyada başarılı olabilmenin iş sağlığı ve işçi güvenliğinin en üst düzeyde olması gerektiğinin altını çizdi.

Römorkör inşasında dünyanın en büyük 10 şirketi arasında yer alan ve yılda yaklaşık 120 milyon dolar gibi bir ihracat rakamlarına ulaştıklarını kaydeden Gürün, "Almanya, Danimarka, Norveç gibi denizcilikte etkili ülkelerde bugün bizim römorkörlerimiz kullanılmakta. Ayrıca çevreci bir yakıt olan LNG ile çalışan römorkörlerini ürettiğimizi de söylemek isterim" diyerek özel maksatlı, dünyanın en kaliteli gemilerini ürettiklerinin altını çizdi.

RUSYA'NIN DEVLET FİLOSU MÜŞTERİLERİ ARASINDA

Dünyanın en büyük 3. betonarme yüzer havuzuna sahip TK Tuzla Tersanesi Genel Müdür Yardımcısı ve Pazarlama Müdürü Levent Zorer, 350 metre uzunluğunda, 65 metre genişliğinde yüzer betonarme havuzları ile Avrupa'nın en büyüğü olduklarının altını çizdi. Sektörde en eski şirketlerinden olmaları sebebi ile dünyanın ünlü armatörlerinin yanı sıra Rusya devlet filosu gibi müşterileri olduğunu vurgulayan Zorer, yanı başımızda bulunan ve aynı sektörde iş gören Yunanistan'ın Türkiye'nin kapasitesini yakalayamayacağını belirtti.

KALİTE OLARAK AVRUPA'DA 1. SIRADAYIZ

Gezinin ev sahiplerinden GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Özek ise sektörün 2008'de başlayan denizcilik krizi ile aslında atağa geçtiğini bunu da savunma sanayi ile yaptıklarını vurguladı. Türkiye'de sektörün en kuvvetli olduğu noktanın savunma sanayi olduğunu söyleyen Özek, "Kriz zamanında bizler için savunma sanayi can suyu oldu. Bu sayede mühendislik ve AR - GE çalışmalarımız arttı. Yine inşanın yanında bakım ve onarımda da şu an en iyi yerdeyiz." diyerek hedeflerinin Türk savunma sanayi için yaptıkları inşa işini yurt dışına pazarlamak olduğunu dile getirdi.

Kalite olarak Avrupa'da birinci sırada olduğumuzu da kaydeden Özek, Türkiye'nin bölgeyi domine ettiğini bunun en önemli nedeninin ise Türkiye'de bulunan işçi sağlığı ve iş güvenliği, finansal ve çevre kriterlerinin en üst uygun düzeyde olmasının etken olduğunu açıkladı.

EXPOSHİPPİNG İSTANBUL, DENİZCİLİK SEKTÖRÜNÜ İHTİYACI OLAN ULUSLARARASI PAZARLARLA BULUŞTURACAK

Bu yıl 14'ncü kez düzenlenen Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı kapsamında düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen Tersane - Basın Buluşması, gemi sanayiinin potansiyeli ve gücünü kamuoyuna anlatmada önemli bir etkisi olduğunu ifade eden UBM EMEA Türkiye Proje Danışmanı Esin Göksel Aslıhan, "IMEAK Deniz Ticaret Odası adına 21-24 Mart tarihleri arasında İstanbul'da düzenleyeceğimiz 14.Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı'nda Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarından 43 ülkeden 150'nin üzerinde firma ve 627 marka ile 57 ülkeden 11 bini aşkın denizcilik profesyonelini ağırlayacağız" dedi. Aslıhan şöyle devam etti: "Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı Koordinatörlüğünde ve İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği organizatörlüğünde Azerbaycan, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Ukrayna, Norveç, Rusya Federasyonu ve Türkmenistan başta olmak üzere denizcilik sektörüne yeni projeler kazandıracabilecek hedef ülkelerden Alım Heyeti programımız bulunuyor. Exposhipping İstanbul, denizcilik sektörünü ihtiyacı olan uluslararası pazarlarla buluşturacak ve yeni işbirliklerinin kapılarını açacak."

SEKTÖRÜN DİNAMİKLERİ 'GLOBAL MARİTİME SUMMİT' ZİRVESİ'NDE KONUŞULACAK

14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı, denizcilik sektörüne dair en son gelişmelerin ve teknolojinin konuşulduğu ortak buluşma platformu olacak. Sea Asia, Seatrade Maritime Middle East, Seatrade Offshore Marine & Workboats Middle East gibi dünyadaki öncü denizcilik etkinliklerinde konferans programları ve denizcilik ödül törenleri düzenleyen SEATRADE öncülüğünde düzenlenen 'Global Maritime Summit' Zirvesi, denizcilik endüstrisini uluslararası ve bölgesel bazda etkileyen kilit konulara odaklanacak. SEATRADE'in uluslararası etkinlik ve konferans deneyimine sahip ekibi tarafından organize edilen 'Global Maritime Summit', 22- 23 Mart tarihlerinde Pendik Green Park Convention Center'da gerçekleştirilecek. Uluslararası alanda çok sayıda katılım beklenen Zirve'de, Dünya ekonomisi bağlamında; 'Denizcilik sektörünün durumu', 'Pazar görünümleri', 'Küresel trendler', 'Türkiye bakış açısı', 'Gemi inşaatı, onarımı ve bakımı', 'Gemi İnşa Sektörü', 'Liman ve İşletmeciliği', 'Niş pazarlar', 'Limanlar ve alt yapı', 'Geleceğin gemileri', 'Akıllı gemiler', 'finans ve denizcilik sektörü' gibi konular ele alınacak. Exposhipping İstanbul kapsamında düzenlenen Katılımcı Seminerleri, firmaların son teknoloji ürün ve gelişmeleri aktarabilecekleri ortak buluşma platformu görevini üstlenecek. 'Jotun, ISO 19030 - Gemi Dış Kabuk ve Performansını İyileştirme' konulu seminer, fuarın ilk günü olan 21 Mart'ta yapılacak. Jotun Global Satış Müdürü Stein Kjolberg tarafından verilecek seminerde uygulamanın karbon gaz salınımlarında yüzde 10 azalmayı ve 30 milyar dolarlık ek yakıt tasarrufunu beraberinde getirmesi gibi önemli bilgiler paylaşılacak.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Tuzla tersane bölgesinden görüntüler

-gemi inşası çalışmalarından görüntüler

-detaylar

Haber: KOCAELİ, -

=========================================================

6)'AFAD, DEPREM HARİTALARINI GÜNCELLEŞTİRMELİ'

GAZİANTEP Mimarlar Odası Başkanı Özgür Girişken, AFAD'ın Gaziantep deprem haritalarını biran önce güncelleyip yeni haritalara göre eylem planı hazırlaması gerektiğini söyledi.

Mimarlar Odası Başkanı Özgür Girişken, yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Gaziantep bölgesi deprem haritalarının 1992 yılındaki verilere dayandırılarak 1996 yılında hazırlandığını öne süren Girişken, haritaların Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından biran önce güncelleştirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"2 Mart'ta yaşanılan Adıyaman Samsat merkezli deprem Gaziantep'te etkili bir şekilde hissedildi. Gaziantep'in de parçası olduğu deprem bölgeleri haritası 1996 yılından bu yana güncellenmedi. 1996 yılında hazırlanan bu haritada 1992 yılındaki veriler kullanıldı. Haritalar 1992 'de tespit edilen 150 fay hattı üzerinden oluşturuldu. Yıllar içerisinde yapılan çalışmalar derinleşti ve 2011'de yapılan çalışmalarda 150 olarak belirlenen fay hattı sayısı 326 olarak tespit edildi ve bu hatlar uzantılarıyla beraber 485 fal hattına tekabül ediyor. Bu fay hatlarının tamamı 5.5 şiddetindeki fay hatlarıdır. Bu bilgilere rağmen Gaziantep deprem haritaları hala güncellenmedi. AFAD 2015 yılında bu haritaları güncelleyip duyuracağını açıkladı. Ancak 2017 yılındayız ve AFAD'ın bu yönde bir duyurusu yok. Gaziantep bölgesinin büyük oranda 3'üncü derece deprem bölgesi olması kentte bir rehavet oluşturuyor. Ancak yeni bulgular ile oluşturulacak deprem haritaları biranda Gaziantep'in merkezinin bir bölümünün 2'inci derecede deprem bölgesi olduğuna yönelik bir gerçek ile bizi karşı karşıya bırakabilir. AFAD'ın acilen güncellenmiş haritaları kamuoyuna duyurmasını ve buna göre deprem eylem planı hazırlamasını bekliyoruz."

Özgür Girişken, ayrıca yerel yönetimlere imar planı ile ilgili açtıkları 60 davanın devam ettiğini sözleri ekledi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Toplantıya katılanlar

Özgür Girişken'in konuşması

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Ahmet SOYDOĞAN-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 100 MB

==================================================

7)AYVACIK'TA 42 MÜLTECİ YAKALANDI

ÇANAKKALE'nin Ayvacık İlçesi sahilinden yasa dışı yollarla Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmek isteyen 42 mülteci, jandarma tarafından yakalandı.

Ayvacık İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri bu sabah, bir grup mültecinin yasa dışı yollardan Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmek istediğini öğrendi. Harekete geçen ekipler, Ayvacık'ın Behramkale Köyü Yeşil Liman sahiline operasyon düzenledi. Aralarında kadınların da bulunduğu Kongo uyruklu 42 mülteci, jandarma ekiplerince yakalandı. Yakalananlar, minibüslerle Ayvacık İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürüldü. Operasyonda ayrıca bir lastik bot ele geçirildi. Ayvacık İlçe Jandarma Komutanlığı'ndaki işlemlerinin ardından mülteciler, Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Mültecilerden görüntü

Genel ve Detay görüntü

Haber-Kamera : İpek GÜNEY/ AYVACIK (Çanakkale),

=================================================

8)KARDEŞLİĞE EVET DEMEK İÇİN YÜRÜYORLAR

ANKARA'dan "Kardeşliğe Evet Yürüyüşü" sloganıyla yürüyerek Bursa'ya giden 3 arkadaş ile Bursa'dan itibaren kendilerine katılan 1 kişi geri dönüş yoluna çıkarken Osmangazi Köprüsü'nü yürüyerek geçti. Darbe gecesi Ankara'da yaralanan Salim Gören, Pazar günü 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehitleri anacaklarını belirterek, şehit yakınlarını ve gazileri davet etti.

23 Şubat tarihinde Ankara'dan yürüyen 3 arkadaş Eskişehir, Bilecik, ardından Bursa'ya ulaştı. Geri dönüş yoluna çıkan 3 arkadaş bu kez Yalova, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Düzce ve Bolu güzergahını takip ederek 1071 kilometrelik yolu tamamlayarak Ankara'ya ulaşmayı hedefliyor. 3 arkadaşa Bursa ile Yalova güzergahında bir kişi daha eşlik ederken, 4 kişi bugün yürüyerek Osmangazi Köprüsü'nden geçti. 4 kişi "Kardeşliğe Evet Yürüyüşü" ve "Kardeşlik İçin Evet" yazılı pankartlar ve Türk bayrağı taşıdı.

Darbe gecesi Ankara'da yaralandığını söyleyen Salim Gören, "Bu ülkede 15 Temmuz'da bir darbe girişimi yaşandı. İnsanın huzurunu doğanın huzuru olarak gördüğümüz için 16 Nisan'daki referandumda Serüven Derneği olarak insanlığın, doğanın daha huzurlu daha kardeşçe yaşayabilmesi için bunu bir fırsat olarak gördük ve evet diyerek bir bildiri yayınladık. Bu evet'in daha üstünde kardeşlik olduğunu bildiğimiz için kardeşliğe evet diyerek bin 71 kilometrelik bir rota belirledik. Atalarımız 1071 tarihinde Anadolu'ya giriş yaptılar. Biz de bin 71 kilometrelik o rotaya verdiğimiz o anlamlı ifadeyle beraber Anadolu'ya hiç olmadığı kadar teneffüs etmiş girmiş ve bulunmuş olduk" dedi.

Salim Gören, 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne doğru ilerlediklerini belirterek, "Önümüzde 3 günlük bir yol var. 15 Temmuz'u unutan unutturmak isteyen tüm düşünce yapılarına karşı şiddetle yürüyeceğiz ve ayakta kalacağız. Gece gündüz soğukta kalan, yürüyen bu ekip, milli iradenin yanında duran bu ekip 15 Temmuz'da da şehitlerimizi ve gazilerimizi selamlayarak gösterecek. Herkesi özellikle şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu yakasında bu Pazar saat 14.00'te bekliyoruz. Daha sonra Kocaeli, Sakarya, Düzce ve Bolu üzerinden tekrar başladığımız noktaya Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne varacağız" dedi.

Osmangazi Köprüsü'nden yürüyerek geçen ilk grup olduklarını söyleyen Gören, şöyle konuştu:

"Biz kardeşliği istiyoruz. Referandum için söyledik ya evet, ya da hayır. Bunun daha da üstünde evet diyen de, hayır diyen de kardeşçe masadan kalksın istiyoruz. Böyle bir mesajı taşıyan aktivistlerin bu köprüden ilk kez geçecek olması bizi gururlandırdı. Çünkü buradan biz değil, kardeşlik geçti. Buda bizim için yürüyüşümüz için en anlamlı ifadelerden birisi"

Görüntü Dökümü

---------------------

Köprüden yürüyerek geçmeleri

Açıklamaları

Mesut IŞIK-Büşra KAYA/GEBZE(Kocaeli), -

=====================================================

9)MEHMET ALİ ÖĞRETMEN 7 YILDIR KAYIP

ESKİŞEHİR'in Mihalgazi İlçesi'nde 7 yıl önce ortadan kaybolan Fen Bilgisi öğretmeni Mehmet Ali Örkmez, halen bulunamadı. Eğitim-Sen Şube Başkanı Faik Alkan, Mehmet Ali Örkmez'in akıbetinin aydınlatılmasını istedi.

Mihalgazi İlköğretim Okulu Fen Bilgisi öğretmeni Mehmet Ali Örkmez, aynı okulda görev yapan 4 öğretmenle birlikte 15 Mart 2010 tarihinde otomobille ilçeye bağlı Sakarıılıca mevkiine gitti. İddialara göre 5 öğretmen içki içtikten sonra ilçe merkezine dönerken, araçlarının mıcıra kaptırmaları nedeniyle yolda kaza yaptı. Şarampole düşen otomobilde kazayı yara almadan atlatan öğretmenler yola çıkardıkları aynı araçla ilçeye döndü. Araçtaki öğretmenlerin ifadesine göre bekar olan öğretmen Mehmet Ali Örkmez otomobilden indi ve yürüyerek evine gideceğini söyledi.

Mehmet Ali Örkmez, ertesi gün sabah okula gelmeyince polislerin çilingirle açtırdıkları Örkmez'in evinde kimse bulunamadı. İlçe merkezinden geçen Sakarya Nehri'ne düşmüş olabileceği ihtimaline karşı Jandarma, polis ve AKUT ekipleri arama çalışması yaptı ancak Örkmez'in izine rastlanılamadı.

'MEHMET ALİ ÖRKMEZ'E NE OLDU?'

Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan yaptığı açıklamada aradan 7 yıl geçmesine rağmen Mehmet Ali öğretmenin hala kayıp olduğunu söyledi. Akan şöyle konuştu: "Sendikamız üyesi, Mehmet Ali Örkmez, görev yapmakta olduğu Eskişehir'in Mihalgazi İlçesinde kayboldu. KESK ve Eğitim-Sen genel merkezleri ile şubemizin bütün girişimlerine, yapılan arama ve yürütülen soruşturmalara rağmen aradan geçen 7 yılda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır. Küçük bir ilçede herkesin bildiği, tanıdığı öğretmen Mehmet Ali'nin kaybolmasına ilişkin soruşturmada geçen bunca zamana karşın hiçbir ilerleme kaydedilmemesi 'soruşturmaların titizlikle yapılmadığı hatta ihmal olduğu' düşüncesini akla getirmektedir. Olayın ilk günlerinde, sendikamız ve ailenin yakın takibi ve kamuoyu baskısı ile bölgede aramalar yapılmasına rağmen soruşturma derinleştirilmemiş ve ortaya atılan iddialara ve çelişkili ifadelere rağmen yürütülen soruşturma kısa süre sonra durdurulmuştur. Geçen 7 yıl içerisinde şehri yönetenler değişse de bizler sorularımızı yanıt alana kadar sormaya devam edeceğiz. Şimdi bir kez daha soruyoruz: 'Mehmet Ali Örkmez'e ne oldu?' Eskişehir Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü soruşturmanın akıbetine dair kamuoyuna, ailesine ve sendikamıza açıklama yapmalıdır. Mehmet Ali'nin kaybolması normal bir kayıp vakası olarak değerlendirilemez. Bir kamu görevlisinin görev yaptığı ilçede kaybolması ve 7 yıldır akıbetinden haber alınamaması bu şehrin yöneticileri için övünülecek bir durum olmasa gerek. Mehmet Ali Örkmez'in akıbetinin belirlenmesi, her ne yaşanmışsa olayın açığa çıkarılması varsa sorumluların bulunması devletin sorumluluğundadır. Eskişehir için, kara bir leke olan bu olaya yeterince ilgi gösterilmemiş ve sahip çıkılmamıştır. Olayda sorumluluğu veya ihmali olanlar şunu bilsinler ki, Mehmet Ali bu şehrin belleğinden silinmeyecektir. Mehmet Ali'nin öğretmen arkadaşları, öğrencileri, Mihalgazi ve Eskişehir halkı bu olayı unutmayacak unutturmayacaktır. Eğitim-Sen olarak arkadaşımızı asla unutmayacağız ve 'Kayıp Öğretmen' olarak kalmasına izin vermeyeceğiz. "

ESKİŞEHİR/DHA

=========================================================

10)KIRMITLI'DA GÜN BATIMI

OSMANİYE'deki Kırmıtlı Kuş Cenneti'nin gün batımı manzarası görenleri hayran bırakıyor. Özellikle güneşin kızıl renklerinın Ceyhan Irmağı üzerine yansıması büyüleyici bir görüntü ortaya çıkarıyor.

GEZİ ROTASINDA YER ALIYOR

Osmaniye Belediyesi Meclis üyesi Oğuzhan Saçıkara, bölgenin doğal güzelliklerinin seyir zevki açısından önemli bir potansiyel taşıdığını, bunun Çekül Vakfı ile yapılacak ortak bir çalışma ile tanıtılacağını söyledi. Saçıkara, Çekül Vakfı'nın hazırladığı Doğa ve Kültür Rotaları Planlama ve Uygulama Rehberi doğrultusunda nisan ayında Kadirli bölgesinde doğa gezileri yapılacağını, rotada Kırmıtlı Kuş Cenneti'nin de yer aldığını kaydetti.

EKİNOKS ZAMANI GÖRMEK LAZIM

HAYTAP Osmaniye İl Temsilcisi ve Korkut Ata Gençlik Spor ve Doğa Derneği yöneticisi Ali Laçinbala ise Kuş Cenneti'nde kuş çeşitliliğinin yanı sıra doğa ve gün batımı manzarasının da insanı etkilediğini belirterek "Bu eşsiz güzelliği herkesin görmesi gerek. Burada gün batımı her zaman güzel ama özellikle tarihler ekinoksa, yani gündüz ve gecenin eşit uzunlukta olduğu 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerine yaklaştıkça daha da güzelleşiyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Güneş, ağaçlar ve Ceyhan nehri üzerinde kanonun ilerlemesi

Kano zerindeki kürek çeken, detay görüntüler

Kanonun Cehhan nehri üzerinde ilerlemesi, suyun üzerine yansıyan güneş

BOYUT: 36.7 MB SÜRE: 01'08"

Haber-Kamera: İbrahim EMÜL/OSMANİYE,

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement